• Buradasın

    Isparta Eğirdir Gölü neden önemli?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Isparta Eğirdir Gölü'nün önemli olmasının bazı nedenleri:
    • Doğal Sit Alanı: Gölün maksimum su kotu ile çevrelenen su alanı "I. Derece Doğal Sit Alanı", maksimum su kotundan itibaren 300 metrelik bant ise "III. Derece Doğal Sit Alanı" olarak belirlenmiştir 12.
    • Su Kaynağı: Isparta'nın ve çevresindeki yerleşim birimlerinin içme suyu ihtiyacını karşılar 13. Ayrıca, Isparta, Gönen, Uluborlu, Senirkent, Yalçaç, Gelendost ve Eğirdir ovalarında sulama suyu olarak kullanılır 13.
    • Ekolojik Zenginlik: Göl, sazan, çim sazan, sudak, eğrez ve gümüş balığı gibi balık türlerinin yanı sıra kerevit, yengeç, su yılanı, su faresi, kurbağa ve su kaplumbağası gibi canlılara ev sahipliği yapar 13. Ayrıca, birçok yaban hayatı türü için önemli bir yaşam alanıdır 13.
    • Turistik Değer: Gün batımında farklı renkler alması ve berrak plajlarıyla ünlü olması, gölü turistik açıdan önemli kılar 24. Göl çevresinde doğa yürüyüşleri, yelken, balık tutma gibi aktiviteler yapılabilir 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Eğirdir Gölü'ne su nereden geliyor?

    Eğirdir Gölü'ne su, çevre dağlardan inen dereler ve çaylar ile gölün tabanından kaynayan kaynak suları sayesinde gelmektedir. Başlıca su kaynakları şunlardır: - Yalvaç ilçesinden gelen ve Gelendost ilçesinden göle karışan Akçay; - Uluborlu ve Senirkent ilçelerinden geçerek göle inen Pupa Çayı; - Hoyran Ovası'ndan inen Değirmen Çayı; - Aksu Çayı'ndan bir kanalla göle bağlanan Aksu Deresi.

    Eğirdir Gölü'nün özelliği nedir?

    Eğirdir Gölü'nün özellikleri şunlardır: 1. Coğrafi Konum ve Boyutlar: Isparta ilinde, 4,4 km uzunluğunda ve 2,5 km genişliğinde, yüzölçümü yaklaşık 48 kilometrekaredir. 2. Derinlik: En derin noktası 14 metredir. 3. Beslenme Kaynakları: Kaynak suları ve pınarlarla beslenir, organik bir göldür ve suyu hiç bulanmaz. 4. Biyolojik Çeşitlilik: Zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir, sazan, levrek, aynalı sazan gibi tatlı su balıkları ve göçmen kuşlar için önemli bir yaşam alanıdır. 5. Su Kalitesi: Tarım ve sanayi faaliyetleri nedeniyle su kalitesi zaman zaman olumsuz etkilenmektedir. 6. Turizm Potansiyeli: Doğal güzellikleri, tarihi alanları ve plajlarıyla turizm açısından önemlidir. 7. Koruma Durumu: 1996 yılından beri doğal sit alanı olarak korunmaktadır.

    Isparta'da kaç tane göl var?

    Isparta'da dört ana göl bulunmaktadır: 1. Eğirdir Gölü. 2. Kovada Gölü. 3. Gölcük Gölü. 4. Burdur Gölü (kısmen Isparta sınırları içinde). Ayrıca, Isparta'da Beyşehir Gölü de bir kısım olarak yer almaktadır. Toplamda, Isparta'da beş göl bulunmaktadır.

    Eğirdir gölünün suyu neden kirli?

    Eğirdir Gölü'nün kirli olmasının bazı nedenleri: Aşırı su alımı: Gölden içme, tarımsal ve diğer amaçlı kullanım için aşırı su alınması. Kimyasal kirlilik: Gölde fosfat ve azot miktarının fazla olması, bu da tarımsal amaçlı kullanılan kimyasal ilaç atıklarından kaynaklanıyor. Evsel ve hastane atıkları: Göl, evsel atıklar ve hastane atıkları ile kirletiliyor. Kirlilik birikimi: Göl tabanında uzun yıllardır biriken kimyasal atıklar. Aksu Çayı: Aksu Çayı'ndan gelen çamurlu su ve çöpler göle boşalıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, gölün korunması için 9 maddelik bir eylem planı uygulamıştır.

    Eğirdir Gölünün suyu nereye gidiyor?

    Eğirdir Gölü'nün suyu, son yirmi yıldır Çandır Ovası'nda yaptırılan Karacaören I ve II barajlarına gitmektedir.

    Eğirdir Gölü neden tehlikeli?

    Eğirdir Gölü'nün tehlikeli olmasının bazı nedenleri: Alg Patlaması ve Müsilaj: Gölde aşırı kirlilik ve kuraklık nedeniyle alg patlaması ve müsilaj oluşumu gözlemlenmektedir. Su Seviyesi Kaybı: Gölün su seviyesi hızla düşmekte, bu da su kaybının yüzde 70'e ulaşmasına ve gölün ikiye bölünme tehlikesine yol açmaktadır. Ekolojik Dengenin Bozulması: Tarımsal faaliyetler ve diğer insan etkileri, gölün ekosistemini bozmakta, yerli balık türleri tehdit altında kalmaktadır. Kirlilik: Kimyasal ve sanayi atıkları, gölü kirletmekte, suda çözünmüş oksijen miktarını azaltmaktadır. Bu sorunların çözümü için bilimsel çalışmalar, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin iş birliği içinde kapsamlı bir eylem planı oluşturması gerekmektedir.