• Buradasın

    Eğirdir gölünün suyu neden kirli?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Eğirdir Gölü'nün kirli olmasının bazı nedenleri:
    • Aşırı su alımı: Gölden içme, tarımsal ve diğer amaçlı kullanım için aşırı su alınması 1.
    • Kimyasal kirlilik: Gölde fosfat ve azot miktarının fazla olması, bu da tarımsal amaçlı kullanılan kimyasal ilaç atıklarından kaynaklanıyor 14.
    • Evsel ve hastane atıkları: Göl, evsel atıklar ve hastane atıkları ile kirletiliyor 4.
    • Kirlilik birikimi: Göl tabanında uzun yıllardır biriken kimyasal atıklar 14.
    • Aksu Çayı: Aksu Çayı'ndan gelen çamurlu su ve çöpler göle boşalıyor 2.
    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, gölün korunması için 9 maddelik bir eylem planı uygulamıştır 3. Bu plan kapsamında gölde temizlik çalışmaları yapılmış ve gölün bazı bölgeleri koruma altına alınmıştır 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Eğirdir Gölünün suyu nereye gidiyor?

    Eğirdir Gölü'nün suyu, son yirmi yıldır Çandır Ovası'nda yaptırılan Karacaören I ve II barajlarına gitmektedir.

    Eğirdir Gölü'nün özelliği nedir?

    Eğirdir Gölü'nün bazı özellikleri: Konumu: Isparta ili sınırlarında, Sultan ve Karakuş Dağları arasında yer alır. Büyüklüğü: 517 km² yüz ölçümüyle Türkiye'nin dördüncü büyük gölüdür. Derinliği: Ortalama derinliği 12 m, maksimum derinliği ise 16,5 m'dir. Beslenmesi: Göl, yeraltı su kaynakları ve çevredeki pınarlarla beslenir. Bağlantısı: Kovada Kanalı ile Kovada Gölü'ne, oradan Aksu Çayı ve karstik yollarla Akdeniz'e bağlanırdı; ancak son 20 yıldır gölün suları Karacaören I ve II barajlarına yönlendirilmektedir. Ekosistemi: Zengin bir ekosisteme sahiptir; sazan, levrek, gümüş balığı gibi balık türleri ile kerevit, yengeç, su yılanı gibi canlılara ev sahipliği yapar. Koruma Durumu: 1996 yılından bu yana doğal sit alanı olarak korunmaktadır. Turistik Değer: Doğa yürüyüşleri, yüzme, yamaç paraşütü, dağcılık gibi aktiviteler için uygundur.

    Isparta Eğirdir Gölü neden önemli?

    Isparta Eğirdir Gölü'nün önemli olmasının bazı nedenleri: Doğal Sit Alanı: Gölün maksimum su kotu ile çevrelenen su alanı "I. Derece Doğal Sit Alanı", maksimum su kotundan itibaren 300 metrelik bant ise "III. Derece Doğal Sit Alanı" olarak belirlenmiştir. Su Kaynağı: Isparta'nın ve çevresindeki yerleşim birimlerinin içme suyu ihtiyacını karşılar. Ekolojik Zenginlik: Göl, sazan, çim sazan, sudak, eğrez ve gümüş balığı gibi balık türlerinin yanı sıra kerevit, yengeç, su yılanı, su faresi, kurbağa ve su kaplumbağası gibi canlılara ev sahipliği yapar. Turistik Değer: Gün batımında farklı renkler alması ve berrak plajlarıyla ünlü olması, gölü turistik açıdan önemli kılar.

    Eğirdir Gölü'ne su nereden geliyor?

    Eğirdir Gölü'ne su, çeşitli kaynaklardan gelmektedir: Gölün tabanından kaynayan kaynaklar. Çevre dağlardan inen ve yağış suları ile beslenen dereler ve çaylar. Ayrıca, 2026 yılında Aksu'dan Eğirdir Gölü'ne su aktarılması projesi de planlanmaktadır.

    Eğirdir Gölünde neden yüzülmez?

    Eğirdir Gölü'nde yüzülmemesi için bazı nedenler: Boğulma riski: Isparta Valiliği'nin aldığı karar gereği, Eğirdir Gölü'nde Altınkum Plajı dışında suya girmek yasaktır. Su çekilmesi: Göldeki su seviyesinin aşırı çekilmesi, bazı bölgelerde yüzmeyi tehlikeli hale getirebilir. Kirlilik: Göl, tarım alanlarından gelen kimyasal atıklar nedeniyle kirlenebilir. Eğirdir Gölü'nde yüzmek için en uygun zamanlar genellikle Haziran ortasından Eylül ortasına kadar olan dönemdir.

    Eğirdir Gölü neden tehlikeli?

    Eğirdir Gölü'nün tehlikeli olmasının bazı nedenleri: Alg Patlaması ve Müsilaj: Gölde aşırı kirlilik ve kuraklık nedeniyle alg patlaması ve müsilaj oluşumu gözlemlenmektedir. Su Seviyesi Kaybı: Gölün su seviyesi hızla düşmekte, bu da su kaybının yüzde 70'e ulaşmasına ve gölün ikiye bölünme tehlikesine yol açmaktadır. Ekolojik Dengenin Bozulması: Tarımsal faaliyetler ve diğer insan etkileri, gölün ekosistemini bozmakta, yerli balık türleri tehdit altında kalmaktadır. Kirlilik: Kimyasal ve sanayi atıkları, gölü kirletmekte, suda çözünmüş oksijen miktarını azaltmaktadır. Bu sorunların çözümü için bilimsel çalışmalar, kamu kurumları ve yerel yönetimlerin iş birliği içinde kapsamlı bir eylem planı oluşturması gerekmektedir.