Aras Nehri'nin hikayelerinden biri, Elazığ ile ilgilidir. Bir bey, çocuk sahibi olamaz ve bu derdine hiçbir hekim derman bulamaz. Bir süre sonra beyin hanımı vefat eder, Murat ve Fırat öksüz kalır. Üç kardeş büyür, ancak beyin öldükten sonra aralarında özlük-üveylik duyguları da eklenerek araları açılır. Günün ilk ışıklarıyla bir kayaya konar, önündeki derin vadiye korkuyla bakarken, yırtıcı kuşların saldırısına maruz kalır. Yavru ördek, bu mucize ile annesinin anavatanı olan Azerbaycan diyarlarına doğru sürüklenir ve Hazar Denizi'nde karaya çıkınca silkinip çırpınarak insan olarak karaya ayak basar. Aras Nehri'nin hikayelerinden bir diğeri ise, İran ile ilgilidir. İran’da yaşayan 40 milyona yakın Azeri Türkü, her gün Aras Nehri’nin sularına bakarak dertlerini, sorun ve sıkıntılarını Aras’a anlatır, Aras Nehrine söyler. Aras Nehri, Azerbaycan Türklerinde gerek sözlü ve gerekse yazılı edebiyatta, denildiği zaman genellikle ayrılık, hasret, gözyaşı, ailelerin ve vatanın bölünüp parç