• Buradasın

    Blind ve blindfold ne demek ingilizce?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    "Blind" ve "blindfold" İngilizce'de farklı anlamlara sahiptir:
    • "Blind" kelimesi, kör veya görme engeli olan anlamına gelir 5.
    • "Blindfold" ise göz bağı veya gözleri bağlamak anlamına gelir 12.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Double blind ne anlatıyor?

    "Double Blind" filmi, deneysel bir ilaç denemesinin ters gitmesi sonucu, deneklerin yaşadığı korkunç yan etkileri konu alır. Filmde, fütüristik bir alanda toplanan yedi genç, ilacın beyinde büyük uykusuzluğa ve beklenmedik reaksiyonlara neden olması nedeniyle 4 gün boyunca uyanık kalmak zorunda kalır.

    Blindfolded ne anlama gelir?

    "Blindfolded" kelimesi iki ana anlama gelir: 1. Sıfat olarak: "Gözleri bağlanmış" anlamına gelir. 2. Zarf olarak: "Gözleri kapalı" veya "gözü bağlı" anlamında kullanılır ve bir şeyi çok iyi veya kolayca yapabilmeyi ifade eder (örneğin, "She could find that house blindfolded" - "O evi gözü kapalı bulabilirdi").

    Blind ne için kullanılır?

    Blind kelimesi, İngilizce'de çeşitli anlamlarda kullanılır: Sıfat olarak: Kör, görme engelli, âmâ. Anlayışsız, düşüncesiz, körü körüne. Gizli, saklı, görünmez. Fiil olarak: Kör etmek, gözlerini bağlamak. Karartmak. İsim olarak: Perde, stor, güneşlik. Şaşırtmaca, örtmece.

    Blind ne anlama gelir?

    Blind kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Sıfat: kör, görme engelli, âmâ; anlamak istemeyen, görmemezlikten gelen; akla/mantığa sığmayan; körü körüne, düşünmeden; uyuşuk, dünyadan habersiz; gizli, saklı, görünmez; kimliği belirsiz/gizli/saklı, kime ait olduğu bilinmeyen; deliksiz, geçitsiz (kemer vb.); çıkmaz, geçit vermez; aletli, gözle görülmeden/aletle yapılan. Fiil: körleştirmek, (geçici veya sürekli olarak) kör etmek, gözlerini bağlamak/kamaştırmak, göremez hale getirmek; karartmak; köreltmek, akıl ve muhakemesini işlemez hale getirmek; saklamak, gizlemek. İsim: perde, abajur, stor, gölgelik vb. gibi ışığı geçirmeyen/görüşe engel olan şey; avcı siperi: avcıların gizlendikleri dal, çalı vb.; şaşırtmaca, örtmece, gösteriş: gizli bir maksat veya yasa dışı faaliyeti örtmeye yarayan eylem/kurum vb.; tuzak; içki âlemi, cümbüş; (pokerde) elini bilmeden sürülen pey. Zarf: delice, şuursuzca, sonunu düşünmeden; ilerisini/önünü görmeksizin, körü körüne, kör gibi; rehbersiz, bir yol gösteren olmadan; gözü kapalı, bakmaksızın.