İngilizce'de "will" ve "be going to" yapıları arasındaki temel fark, söylenen şeyin kesinliğidir. "Be going to", daha çok planlı, kanıta dayalı durumlarda kullanılır. "Will" ise kesinliği daha az olan durumlarda, söz verme, tehdit etme, konuşma anında verilen kararlar veya yapılan tahminler gibi durumlarda kullanılır. Kullanım örnekleri: Planlı olaylar: "We're going to eat at our favorite restaurant tonight" (Bu akşam favori restoranımızda yiyeceğiz). Tahminler: "I think Trabzonspor will win the cup this year" (Bence Trabzonspor bu yıl kupayı kazanacak). Söz verme: "I promise I'll give you a sandwich but you have to finish your eggs first" (Söz veriyorum ki sana bir sandviç vereceğim ama önce yumurtalarını bitirmelisin). Anlık kararlar: "Sorry to interrupt you, I'll open the door and come back" (Böldüğüm için üzgünüm, kapıyı açacağım ve geri geleceğim).