• Buradasın

    Toplumun mcdonaldlaştırılması kaç sayfa?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    George Ritzer'in "Toplumun McDonaldlaştırılması" kitabı 384 sayfadır 2.
    Ayrıntı Yayınları tarafından basılan ve Akın Emre Pilgir tarafından Türkçeye çevrilen kitabın sayfa sayısı ise 320'dir 5.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Toplumun McDonaldlaştırılması kitabı ne anlatıyor?

    George Ritzer'in "Toplumun McDonaldlaştırılması" kitabı, McDonald's ve benzeri yapıların temelindeki ilkelerin, Amerikan toplumunun ve dünyanın geri kalanının giderek daha fazla kısmına egemen olma sürecini ele alır. Kitapta ele alınan temel konular: McDonaldlaştırmanın dört boyutu: Verimlilik, hesaplanabilirlik, öngörülebilirlik ve denetim. McDonaldlaşmanın etkileri: Özgürlük ve bireyselliği yok etmesi, insani değerleri hiçe sayması ve akıldışılığa yol açması. McDonaldlaşmanın yayılması: Din gibi dış etkilere kapalı kurumlar ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri de bu süreçten etkilenmektedir. Bireysel mücadele: McDonaldlaştırılmış toplumla başa çıkmak için bireysel ve toplumsal olarak akılcılaştırılmamış uygulamaların yaygınlaştırılması önerisi. Kitap, modern topluma eleştirel bir bakış sunar ve okuyucuyu eleştirel düşünmeye sevk eder.

    Mcdonaldlaştırma teorisi nedir?

    McDonaldlaştırma teorisi, Amerikalı sosyolog George Ritzer tarafından geliştirilen ve toplumsal yaşamın farklı alanlarında fast-food restoranlarının işleyişine benzer bir rasyonelleşme sürecini ifade eder. Bu teori, dört temel unsur üzerine kuruludur: 1. Verimlilik: Operasyonların ve üretim süreçlerinin en az zamanla tamamlanması. 2. Hesaplanabilirlik: Ölçülebilir hedeflere odaklanma, kaliteden ziyade niceliğin önemli olması. 3. Öngörülebilirlik: Tekrarlayan ve rutinleştirilmiş hizmet veya ürün sunumu, her yerde aynı deneyimi yaşama. 4. Kontrol: Teknolojinin ve sistemin insan davranışlarını şekillendirmesi, insan çalışanların azaltılması veya değiştirilmesi. McDonaldlaştırma, bu özelliklerin sadece üretim ve tüketimde değil, aynı zamanda eğitim, sağlık, medya gibi toplumun tüm alanlarında da gözlemlenebileceğini öne sürer.