• Buradasın

    Kaybolan anlamı ararken Arendt'in düşüncesinde öznellik nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Arendt'in düşüncesinde öznellik, "kaybolan anlamı ararken" bağlamında, modern ve postmodern özne kavramsallaştırmaları arasındaki ikiliği reddetmek anlamına gelir 12.
    Arendt'e göre özne, ne eylemin tam merkezinde yer alan ve egemen/özerk olan, ne de hiçbir eyleme yetisi olmayan ve tabi kılınmış bir varlık olarak görülmelidir 12. Özneyi, herhangi bir yapıya, söyleme, ideolojiye veya hegemonik sürece maruz bırakmadan "merkezsiz" kılmıştır 14.
    Bu yaklaşım, öznenin ancak öteki ile kurulacak pozitif ve somut bir ilişki aracılığıyla var olabileceğini öne sürer 12. Böylece Arendt, öznelliği "çoğullukta özne" olarak kavramsallaştırmıştır 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Felsefede suje ve obje ne demek?

    Felsefede suje ve obje şu anlamlara gelir: Suje (özne). Obje (nesne). Suje ve obje arasındaki ilişki, felsefenin en can alıcı noktalarından biridir. Ayrıca, postmodern düşünce, tekil ve homojen bir sujenin varlığını sorgular. Suje ve obje kavramları, felsefenin yanı sıra sanatta da önemli bir yere sahiptir. Bu bilgiler, genel bir açıklama olup, farklı filozofların ve düşünce sistemlerinin görüşlerine göre değişiklik gösterebilir.

    Nesnellik nedir felsefe?

    Felsefede nesnellik, her tür öznellikten arındırılmış, yani özneye ait yargı ve hükümlerden bağımsız bir bilgi veya gerçeklik anlayışını ifade eder. Nesnellik kavramı, iki ana bağlamda ele alınır: 1. Pratik kullanımda: Kişisel duygular, grupsal eğilimler ve çıkarlardan bağımsız olarak, herkes için bağlayıcı olan genel ilkelere göre düşünme, karar verme ve eylemde bulunma anlamına gelir. 2. Epistemolojik bağlamda: Bilginin doğruluk oranını ve derecesini ifade eder; yani bilginin olgular dünyasına uygunluğunu belirtir. Nesnellik, genellikle bilimsel araştırma için bir ideal ve bilimsel bilgiye değer vermenin temeli olarak kabul edilir.

    Objektif ve subjektif arasındaki fark nedir?

    Objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) arasındaki temel fark, bir durumun veya olayın değerlendirilme biçimidir: Objektif değerlendirmeler, kişisel görüşlerden bağımsız olarak, genel kabul görmüş gerçeklere dayanır. Subjektif değerlendirmeler ise bireyin deneyimlerine, duygularına, düşüncelerine ve algılarına dayanır. Objektiflik, tarafsızlık ve evrensellik içerirken; subjektiflik, kişisel yargıların ön planda olduğu durumları tanımlar.

    Objektif ve subjektif ne anlama gelir?

    Objektif ve subjektif terimleri, farklı bakış açılarını ve değerlendirme yöntemlerini ifade eder: Objektif (nesnel): Kişiye özgü olmayan, kişisel duygulardan, ideolojiden, inançtan bağımsız olarak bir nesneyi veya olguyu kavrama tutumudur. Subjektif (öznel): Kişiye özgü olan, herkes tarafından kabul görmeyen bir gerçekliğin niteliğidir; kişinin kendi duygularından, ideolojisinden, inancından hareketle bir nesneyi veya olguyu değerlendirme tutumudur. Subjektiflik varsa, yani objektiflik olanaklı değilse, özellikle sosyal bilimlerin "bilimsellik" statüsü taşımayacağı söylenir.

    Görecelilik ve öznellik arasındaki fark nedir?

    Görecelilik ve öznellik arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Görecelilik. Öznellik. Örneğin, bir sanat eserini değerlendirirken, bir kişinin bu eseri beğenmesi veya beğenmemesi hem göreceli (bağlamına göre değişebilir) hem de öznel (kişisel tercihlere dayalı) bir değerlendirmedir.

    Öznel ve nesnel nasıl ayırt edilir?

    Öznel ve nesnel ifadeler arasındaki temel fark, kişisel duygu ve görüşlerin olup olmamasıdır: Öznel ifadeler, kişisel duygulara, düşüncelere ve yorumlara dayalıdır; kişiden kişiye değişebilir. Nesnel ifadeler, kişisel duygu ve düşüncelerden bağımsızdır; herkes için geçerli ve kesin yargılar içerir. Öznel ifadeler genellikle günlük yazılar, denemeler ve kişisel konuşmalarda; nesnel ifadeler ise haber makaleleri, akademik yazılar ve profesyonel belgelerde kullanılır.

    Hannah Arendt özgürlük ve öznellik arasındaki ilişki nedir?

    Hannah Arendt'e göre özgürlük ve öznellik arasındaki ilişki şu şekilde özetlenebilir: Öznenin Kavramsallaştırılması: Arendt, özneyi ne egemen ve özerk ne de tabi kılınmış olarak görür; onu merkezsiz bir konuma yerleştirir ve ötekiyle ilişki içinde tanımlar. Çoğullukta Özne: Arendt, öznelliği "çoğullukta özne" olarak kavramsallaştırır; öznenin ancak öteki ile kurulacak pozitif ve somut bir ilişki aracılığıyla var olabileceğini savunur. Eylemin Önemi: Özgürlük, Arendt için yalnızca politik alanda, yani eylem yoluyla gerçekleştirilebilir. Anlam Sorgulaması: Arendt, özgürlüğü ve özneyi anlam sorgulamasıyla ilişkilendirir; anlamı kaybettiğimiz yerlerde aramamız gerektiğini belirtir. Arendt'in özgürlük ve öznellik üzerine düşünceleri, egemenlik ve soyutluk gibi sorunsallar üzerinden de ele alınabilir.