• Buradasın

    Ustalarla Söyleşi: Vedat Milör ile Kişisel Gelişim ve Toplumsal Değerler

    youtube.com/watch?v=RGoOC2emQn8

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, "Ustalarla Söyleşi" serisinin bir bölümü olup, sunucu Vedat Milör'ün Burgazada'daki evinde gerçekleştirilen bir röportajdır. Vedat Milör, üniversitede akademisyenlik yapan, Dünya Bankası'nda çalışan ve "Özgün, Dengeli ve Lezzetli Bir Yaşamın Peşinde" adlı kitabın yazarıdır.
    • Röportajda Vedat Milör, toplumun bize dayattığı beklentiler, kariyerindeki dönüm noktaları, kişisel gelişim, çevre etkileri ve toplumsal değerler üzerine konuşmaktadır. Video, konuşmacının devlet işinden istifa etmesi, Amerika'da şarap biriktirmeye başlaması ve muteber kabul edilen mesleklerden çıkıp televizyon ve gastronomi dünyasına girmesi gibi cesurca kararlarını ele almaktadır.
    • Söyleşide ayrıca Türkiye'deki gastronomi sektöründeki sorunlar, Türk mutfağının değer verilmediği, emek yoğun yemeklerin kaybolduğu ve uluslararası mutfak kavramının yanlış kullanıldığı gibi konular da tartışılmaktadır. Video, kitap tavsiyeleri yaparak Homeros, Dostoyevski, Oğuz Atay, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi yazarların eserleri ve Anna Karenina gibi eserler hakkında görüşler paylaşmaktadır.
    Vedat Milör ile Ustalarla Söyleşi
    • Vedat Milör, Burgazada'daki evinde "Ustalarla Söyleşi" serisinin bir videosunda misafir olarak bulunuyor.
    • Vedat Bey'in pozitif enerjisinin sadece ekranlara değil, gerçek hayatta da olduğu vurgulanıyor.
    • Vedat Bey, toplumun dayattığı beklentileri (belirli yaşta evlenme, belirli mesleklerde çalışma) yerine kendi zevklerine göre bir hayat peşinde koştuğunu belirtiyor.
    01:58Karar Verme Süreci
    • Vedat Bey, başkalarının önceliklerini kendisine dayatmalarına karşı kendi mantığına göre karar verdiğini ifade ediyor.
    • Toplumda yaşayan bir birey olarak belli sorumluluklar olduğunu, ancak başkalarının önceliklerini kendisine dayatmalarının bambaşka bir şey olduğunu vurguluyor.
    • Damat olarak kayınvalidesi ve kayınpederinden hiçbir avantaj, para veya hediye istemediğini, onları istismar etmediğini belirtiyor.
    03:44İlişkilerde İstismar ve Bağımlılık
    • Vedat Bey, "have them cay and it it it today" (bir yanda pastayı yiyin ama pasta kalsın bitmesin) deyimiyle ilişkilerde istismar etmeye karşı olduğunu ifade ediyor.
    • Türkiye'de ilişkilerin müdahale ve istismar etmeye çok aşı olduğunu, özel avantajlar istendiğini belirtiyor.
    • Karşılıklı bağımlılık durumunda, bir insandan menfaat için onun kıyak geçtiği zaman, o kıyakları istediğiniz zaman karşı tarafta size sizi istediği biçimde şey yapabiliyor ve parmağının ucunda oynatabiliyor.
    05:52Bağımsızlık ve Tutarlılık
    • Bağımsız olmanın, kendi istediğinizi yapmanın bir bedeli olduğunu vurguluyor.
    • Vedat Bey'in için hayat, başkalarının isteklerine göre değil, kendi değerlerine ve isteklerine göre yaşamak.
    • Tutarlı olmanın önemini vurguluyor; bir yandan bir şey isteyip diğer yandan istememek tutarlı olmayı zorlaştırıyor.
    08:26Kariyer Değişimi ve Suçluluk Hissi
    • Konuşmacı, dokuz yıl devlette çalıştıktan sonra istifa etmeye karar verdiğinde ailesinin "devlet bırakılmaz" dediğini anlatıyor.
    • Konuşmacı, dışarıda daha serbest olacağını düşünerek dirayet gösterdiğini ve suçluluk hissettiğini belirtiyor.
    • Konuşmacı, kitabında "malzeme zaten var, ontolojik bir problem yok" diyerek, insanların ilişkiler ve duygular nedeniyle kendilerini ortaya koyamadıklarını ifade ediyor.
    09:30Eleştirilere Tepki
    • Konuşmacı, emlakçıdan veya sigortacıdan gelen eleştirilere hiç suçlu hissetmediğini, tam tersine güzel anekdot olduğunu belirtiyor.
    • Konuşmacı, saygı duyduğu insanlardan güzel karşılık aldığını ve onların kendisini takdir ettiğini söylüyor.
    • Konuşmacı, saygı duyduğu insanların küçük şeylerin üstünde olduğunu ve onun parasını nasıl harcadığını sormadıklarını ifade ediyor.
    11:24Etrafımızdaki İnsanların Önemi
    • Konuşmacı, kiminle etrafımızı çevirdiğimizin çok önemli olduğunu, etrafımızdaki seslerin bizi aşağı çekerse parazit yapabileceğini belirtiyor.
    • Konuşmacı, tenis oynarken iyi insanlarla oynamanın kendini aşmanın önemli olduğunu anlatıyor.
    • Konuşmacı, zeki ve akıllı hatunlardan korkan insanların potansiyellerine erişemediğini, çünkü akıl akıldan üstün olduğunu söylüyor.
    13:01Seçici Olmak ve Öğrenmek
    • Konuşmacı, günümüzde aşırı spesiyalize bir dünyada yaşadığımızı ve herkesin birçok konuda cahil olduğunu belirtiyor.
    • Konuşmacı, iyi insanlarla çevrilmek gerektiğini ve kendini ispat etmeye çalışmak yerine onlardan öğrenmeye çalışmak gerektiğini vurguluyor.
    • Konuşmacı, konuşmayı sevmesine rağmen iyi bir dinleyici olduğunu ve karşı tarafın en güçlü olduğu tarafları anlamak, hocayken geliştirmek, dinleyiciyken ondan yararlanmak gerektiğini söylüyor.
    15:19Türkiye'deki Bakış Açısı
    • Konuşmacı, Türkiye'de ekonomik zorluklar ve krizler her zaman olduğunu, ancak bununla birlikte diğer konuları ihmal etmememiz gerektiğini belirtiyor.
    • Konuşmacı, dünyanın bütün yükü omuzlarında gibi görünen insanların aslında en sığ ve donanımsız insanlar olduğunu söylüyor.
    • Konuşmacı, kendini savunmaya geçmek için hiçbir neden olmadığını ve herkesin şeyinin sorgulanabilir olduğunu ifade ediyor.
    16:42Hayatın Zorlukları ve İnce Zevkler
    • Hayatın ince zevkleri, sanat, lezzet gibi birçok şey varken, zorluklar varken iyi şeyleri ihmal etmemek gerekiyor.
    • Hayatta kalmak zorunda olmak kısır döngüye sokup insanı ilkelleştiren ve düşüncesini çölleştiren bir taraf olabilir.
    • Konuşmacı, Menemen'den gelen tartışmaları değerli buluyor ve topluma farkındalık kazandırma amacını arka planda hissediyor.
    18:16Emülasyon ve Toplumsal Tepkiler
    • Emülasyon, idealist kişileri küçümseyerek kendini idealist olmaktan, etiğe uygun iş yapmaktan ve kamu yararına hizmet vermekten kurtarmak için kullanılan bir strateji.
    • Zor zamanlarda bile bazı insanlar kişisel kahramanlıklar göstermiş, sanat, edebiyat ve müzik peşinde koşmuşlar.
    • Zorlukları kutsal amaç bulup daha güzel çekilir hale getirmek, belli insanların ve düzeye erişmiş insanların stratejisi oluyor.
    22:00Vasatlaşma ve Bayalaşma
    • Türkiye'de artan vasatlaşma ve bayalaşma, tepeden gelen bir durum olarak görülüyor.
    • Bu tip insanlar, kendi yetersizliklerinin ortaya çıkması nedeniyle başkasını kendi düzeyine çekip herkesi aşağı indirmek istiyorlar.
    • Bu insanlar genellikle okumayı sevmeyen, kulağa gelişmemiş, gelişmemiş bir yaratık türüdür.
    24:44Kişisel Deneyim ve Dönüşüm
    • Konuşmacı, çocukluğunda Galatasaray Lisesi'nde zorbalara maruz kalmış ve babaannesine çok fazla portakal suyu sıktırmış.
    • Bu istismara maruz kalınca yavaş yavaş düşünmeye başlamış ve kendini nasıl savunacağını düşünmüş.
    • Zor ve kırılgan bir dönemde (13 yaşlarında) dedesi kalp krizinden ölmüş, babaannesi hasta olmuş ve hiçbir kardeşi yokmuş.
    27:14Kişisel Gelişim
    • Konuşmacı, kendini toplamaya başlamış ve giderek iyi bir öğrenci olduğunu, sentez yeteneğinin olduğunu fark etmiş.
    • Okuduklarını özetleyebiliyor, bağlantılar kurabiliyor ve başarılı olabiliyor seçtikleri alanlarda.
    • Büyüyerek kızlarla ilişkiye girmeye başlamış ve kendine güven gelmiş.
    27:56Kırılganlıktan Çelik Duruşa Geçiş
    • Konuşmacı, etrafındaki arkadaşlarının isteklerine ulaşamadığı halde kendisinin daha rahat ve kolay ilişkiler kurabildiğini belirtiyor.
    • Kırılganlıktan çelik gibi bir duruşa evrildiğini ifade ediyor.
    • Gençlik döneminde (15-16) kırılganken bir kızın flörtöz girişimini dalga geçiyormuş gibi algıladığını anlatıyor.
    29:02Güvenin Oluşumu
    • Sporda başarılı olunca (masa tenisinde okul takımındaymış) ve derslerde başarılı olunca güven oluşmaya başlıyor.
    • Az çalışarak iyi not almak ve erken yaşta flörtlere başlamak güven oluşturuyor.
    • Bu süreçte öz sağlam çekirdeği oluşturuyor.
    29:50Mücadele ve Hakların Korunması
    • Hayatta mücadele etmeden bazı şeyler olmuyor, kendi kendini aldatmamalı insan.
    • Hakkını aldığı zaman kendini aldatıp "şu andaki durumda beni mutlu ediyor" diyebilirsin ama hiçbir şey yapmasan durum değişmeyecek.
    • Mücadele etmeyi kabul etmeyen insanlar için çatışma ve mücadelenin ötesinde bir durum var.
    31:15Mücadele Etmenin Önemi
    • Yaşadığımız dünyada mücadeleyi ve çatışmayı ortadan kaldıramıyoruz, o zaman hakkınızı savunacaksınız.
    • Alttan alttan almak bir noktada insanın kendini kandırması gibi bir şey, daha sonra kaybettikleriniz birdenbire çoğalıyor.
    • Mücadele etmeden, savaşmadan bir hayat geçirmek mümkün değil, o zaman mücadele etmeyi ve ondan zevk almayı bileceksiniz.
    32:14Hukuk ve Mücadele
    • Konuşmacı hukuk okumuş, Amerika'da hukuk doktora gibi lisansüstü okunan bir şey.
    • Hayatta yaşamak için, kendi geri gitmemek için öle kadar, nefesinize kadar savaşmaya, mücadele etmeye mecbursunuz.
    • En küçük şeylerden tutun da (şampuan gümrükten geri gidiyor, üzüm çeşidi marka zannediliyor, lokantacılar yolda masa atmış) mücadele etmek gerekiyor.
    33:51Türkiye ve Batı'daki Mücadele Farkı
    • Konuşmacı devamlı Türkiye'de yaşamıyor çünkü Batı'da mücadele çok daha az, daha oturmuş bir şey.
    • Batı'da insanlar birbirine daha saygılı, kamu yararı ve kamu fikre menfaatte ortak alanlar var.
    • Türkiye'de devlet güçsüz, kümes hayvanları gibiyiz, birbirimizi boğazlıyoruz ve devlet kendi menfaati peşinde.
    35:43Denge Kurmanın Önemi
    • Türkiye'de yaşamak zor iş, ya buna yapıyorsun ya buna ayak uyduruyorsun.
    • Konuşmacı kurduğu dengeler arasında dışarda yaşamak, gastronomi, kitap okumak ve arka bahçeye yatırım yapmak var.
    • Dengeyi yaparsanız daha mutlu olursunuz, daha dolu bir yaşam sürersiniz ve kendinizi kötü hissetmezsiniz.
    37:09Türkiye'nin Mutfak Durumu
    • Bir dünya mutfakları listesinde Türkiye hiçbir kayda değer varlık gösteremedi.
    • Türkiye'nin çok nevi şahsına münhasır özel lezzetleri, tatları var ve belki daha iyi yerleri hak ediyor.
    • İnsanlar genellikle suçu başkasının üstüne atar, büyümek demek sorumluluk almaktır.
    38:50Sorumluluk ve İçselleştirme
    • Madalyonun bir yüzü kendini koruma, diğer yüzü ise sorumluluk almama ve büyümeme eğilimini temsil ediyor.
    • İçselleştirilmiş bir sistem olarak, suçu başkasına atma ve eleştiri adı altında hakaret yapma eğilimi var.
    • Mutfakta da bu durum devam ediyor; hiçbir zaman suçu kendi üstüne atmıyorsun dediğiniz yarışma ciddiye alınamaz.
    39:38Türkiye'deki Gastronomi Durumu
    • Türkiye'de gastronomide durum içler acısı; su böreği artık yapılmıyor çünkü usta yok ve gençler emek yoğun alanlara girmek istemiyor.
    • En değerli yemeklerimiz emek yiyen yemeklerdir, ancak insanlar bunlara değer vermiyor.
    • Gençler sıradan ekmeğin içine kötü ketçap, mayonez, kuru köfte ve dondurulmuş patatesle yapılmış patates kızartması yerken, su böreği gibi değerli yemekleri tercih etmiyor.
    40:49Ulusal Mutfağın Kaybı
    • Kendi mutfağımızı değer veremiyoruz, kaybediyoruz; özellikle Japonların ustaları en üstte tutarken, biz kendi yemeklerimizi evlerde yapıyorduk.
    • Lokantalarda insanlar buna yüz vermiyor, uluslararası mutfak diye yarım yamarak kötü bir mutfak ortaya çıktı.
    • Büyük holdingler bu işe girdi, en kötü lokantaları açtılar; insanlar ya abur cubur ve kötü kalite fast food yiyor ya da uluslararası mutfak idini sanıp kazık yiyor.
    41:56Sorumluluk ve Değer Verme
    • Ulusal mutfağımız, en iyi yemeklerimiz ya kayboldu ya kaybolmak üzere çünkü biz değer vermedik.
    • Sorumluluk her zaman önce kendimizden almamız gerekiyor, bu hayatın her kısmı için geçerli.
    • Önce kendi içimizde değer vermemiz lazım; biz değer verirsek başkaları da değer verir.
    44:33Kitap Önerileri
    • Konuşmacı, ilham verecek ve gençlerin hayata farklı bakmalarını sağlayacak kitaplar öneriyor.
    • Önerilen kitaplar arasında İlyada, Odyssa, Suç ve Ceza, Dostoyevski, Tutunamayanlar, Oğuz Atay, Leopar, Kötülük Çiçekleri, Bot Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Anna Karenina bulunuyor.
    • Konuşmacı, kitapları tekrar tekrar okuduğunda her seferinde farklı bir zevk aldığını ve kitapların hayatın derinliğini artırdığını belirtiyor.
    47:54Hayal Gücü ve Zorlayıcı İçerikler
    • Hayal gücü hem bir denge kuruyor hem de insanı daha çok boyutlu bir insan haline getiriyor.
    • Klişelerle dolu kitaplar okurken kendini zenginleşmiş hissetmiyor, bazen öfkeleniyor veya manipüle ediliyor.
    • Zorlayıcı kitaplar ve filmlerle muhattap olmak insanı bir gömlek ileri taşıyor, zaman verirsen kolay değil ama karşılığını kat kat alıyorsun.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor