Buradasın

Türkiye'de Sendikacılık ve İşçi Hareketi Üzerine Bir Söyleşi

youtube.com/watch?v=ddWggEjAbLQ

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, sendikacılık ve işçi hareketi konusunda uzmanlar arasında gerçekleşen bir söyleşi formatındadır. Konuşmacılar arasında Özlem, Aziz Abi, Serkan, Ceren, Gökhan Intiba ve Birleşik Metallik'te çalışan bir sendikacı bulunmaktadır.
Söyleşi, Türkiye'de sendikacılık hareketinin tarihsel gelişimini, özellikle 2000'li yıllardaki durumunu ve 2002 Sendika Yasası'nın etkilerini ele almaktadır. Konuşmacılar, 2001 ve 2008 krizlerinin sendikacılığa etkilerini, esnek çalışma uygulamalarının işçiler üzerindeki yarattığı değişimleri, sendikaların bürokratik yapısını ve siyasetle olan ilişkisini tartışmaktadır.
Söyleşide ayrıca Gebze'deki Sinter Metal direnişi, Tersaneler, Teksif, Tekgıda gibi sektörlerdeki sendikacılık deneyimleri ve Çanakkale, Kartal gibi bölgelerdeki işçi direnişleri örnek olarak incelenmektedir. Konuşmacılar, sendikaların işçilere temsil etmekteki sorunlarını, sendikal demokrasi kavramını ve 6365 sayılı yeni sendika yasasının içeriğini de değerlendirmektedir.

01:12Türkiye'de Sendika Hareketinin Tarihsel Gelişimi: Türkiye'de sendika hareketi, 1947-1963 ve 1974-1975 yılları arasındaki sendika yasalarıyla büyük ölçüde belirlenmiştir.
1963 rejimi, işçi hareketinin gelişmesine olanak sağlayan özgürlükçü bir çerçeve getirmiş, bu da sosyal hakların gelişmesine katkıda bulunmuştur.
1983 rejimi, yeni liberalizmin hukuksal normları olarak düzenlenmiş ve işçi hareketini bastırmak istemiş, ancak 12 Eylül sonrası 5-6 yıl içinde işçi hareketi yeni bir dinamizm kazanmıştır.
06:11AKP Dönemi ve Yeni Çalışma Rejimi: AKP döneminde, 1960-1980 döneminin unsurlarının büyük ölçüde tasfiye edilmesi ve yeni liberalizmin öngördüğü çalışma rejiminin kurumsallaştırılması gerçekleşmiştir.
Esnek çalışma biçimlerinin kurumsallaştırılması, kurumsal sendikacılıkta önemli bir değişim yaratmıştır.
Türkiye'de sendikalaşma oranı kapitalist dünyanın en düşük seviyelere sahip ülkelerden biri haline gelmiştir.
08:30Sendika Hareketinin Mevcut Durumu: Türkiye'deki kamu sendikacılığı önemli ölçüde zayıflamış ve ivme kaybetmiştir.
Özel sektörde daha çıplak sınıf çatışmasına dayalı örgütlenme girişimleri ortaya çıkmış, ancak mevcut sendika yapıları bunları kavrayacak bir yapıya sahip değildir.
Yeni sendika yasası, sendikaların iç hayatını kolaylaştırarak genel kurul toplamalarını ve karar alma süreçlerini daha esnek hale getirmiştir.
12:22Sendika Yasası ve Sendika Hareketi: Sendika yasasında çok sayıda adrese teslim madde bulunmakta ve bu maddeler, sendika hareketinin büyümesine rağmen denetim altında tutulmasına yönelik bir strateji olarak tasarlanmış.
Sendika yasası, 2021-2022 temel sistematiğinden ayrılıp sadece rötuşlarla değiştirilmiş, özellikle dernek kurma özgürlüğü konusunda.
Sendika hareketi için yasanın en önemli itiraz edilen maddeleri 30 işçi sınırı ve sendika kurucularının Türk vatandaşı ve Türkçe okuryazar olması gerekliliği.
14:192000'li Yıllarda Sendika Hareketi: 2000'li yıllar Türkiye'de sendika hareketi, ekonomik ve sosyal yapıdaki dönüşümle birlikte gerilediği bir döneme işaret ediyor.
1980-12 Eylül rejimi ve 1989 süreci sendika hareketine ciddi darbeler vurmuş, 1999-2001 krizleri de etkili olmuştur.
Türkiye, 1990'lı yıllarda küreselleşme sürecinin altyapısını hazırlayarak 2000'li yıllarda bu süreçte entegre olacak zemin oluşturmuştur.
15:34Ekonomik Gelişme ve Sendika Hareketi: Türkiye, 1997'den 2008'e kadar IMF programları çerçevesinde şekillenen bir yapıya sahip olmuştur.
2002-2007 yılları arasında Türkiye ekonomisi, cumhuriyet tarihi ortalamasının çok üzerinde büyüme performansı göstermiş, 2007'den sonra ise yarı yarıya ortalama büyüme oranına sahip bir süreçle karşı karşıya kalmıştır.
2002-2007 döneminde sendika hareketi nispeten üye sayısını artırmış, 2007 sonrasında ise ciddi bir düşüş yaşanmış ve 2022 verileriyle hemen hemen aynı düzeye gerilemiş durumda.
16:56Küreselleşme ve Sendika Hareketi: Küreselleşme sürecinin en ciddi eklemlenme noktasındaki problemler, tekstil gibi emek yoğun sektörlerin uluslararası rekabete açılmakla birlikte yaşadığı krizden kaynaklanmaktadır.
Özelleştirme süreci, 1990'lı yıllarda birikim rejimine uygun yapılandırılmış sendikaların yeni dönemde ayakta kalabilmesini sağlayabilecek dinamikleri yaratamamasına yol açmıştır.
Özelleştirmede kamu sendikaları ağır darbe almış, özellikle Tekel sürecinde ciddi kayıplar yaşanmıştır.
18:27İşçi Sınıfı ve Sendika Örgütlenmesi: İşçi sınıfının kendi içinde sendika örgütlenmeye yönelik eğiliminin gelişkin olduğu bir süreç 2000'li yıllar, özellikle 2007'den sonrasını içermektedir.
Yapısal dönüşümün yarattığı faktörlerle birlikte sendika hareketinde ciddi bir kayba yol açmıştır.
12 Eylül sonrası 2001-2002 seti yasaları, 2000'li yıllarda kendisini göstermiş ve çalışma hayatında ciddi parçalanma, taşeronlaşma ve rekabetin yaygınlaşmasına yol açmıştır.
19:34Rekabet ve İşçi Sınıfı: Türkiye, sanayi ve hizmetler alanında küreselleşmeye entegre olurken, küresel rekabete açık bir sanayi stratejisi ve birikim rejimi kendi üzerine almış durumda.
Çok uluslu şirketlerin tedarikçi yapılarını Türkiye'nin bünyesinde toplayan bir sistem oluşmuş ve bu ağ içinde örgütlenme olanakları son derece sınırlanmıştır.
Taşeronlaşma özellikle kamu sektöründe yaygınlaşmış, devlet verilerine göre her iki işçiden biri kamu işçisi olarak taşeronda çalışmaktadır.
21:26İşçi Sınıfı ve Demoralizasyon: 1999 ve 2001 krizlerinin yarattığı ciddi demoralizasyon ve ortak davranma kültürünün erozyonu, işçi sınıfında birlik ve dayanışma zeminini güçlendirerek aşamamıştır.
2000'li yıllarla beraber istihdam yapısındaki dönüşüm, ücretlerin sayısındaki ciddi artış ve tarım kesiminin istihdam içindeki payının gerilemesi yeni bir işçi kuşağının oluşmasına yol açmıştır.
Bu yeni işçi kuşağı, daha önceki kuşakların deneyimlerinin bilgisine sahip olmayan, taşeron sisteminin üzerinden işçi olarak çalışma hayatına dahil olmuş durumdalar.
23:16İşsizlik ve İş Güvencesi Yasası: AKP döneminde yaşanan istihdamsız büyüme ve işsizlik olgusu, 1990'lara göre çok daha ağır bir şekilde yaşanmıştır.
İşsizlik oranları 1990'larda %9'lara kıyasla 2000'li yıllarda %17'lere çıkmıştır.
4857 sayılı AKP hükümetinin ilk yasalarından biri olan İş Güvencesi Yasası, esneklikle ilgili hükümlerle beraber iş güvencesini sınırlandıran bir unsur olarak yürürlüğe girmiştir.
24:29İş Düzenindeki Değişiklikler ve Uygulanması: Dört bin sekiz yüz elliyedi denkleştirme süresi ve esnek çalışma biçimleri gibi değişiklikler, ancak sermayenin bunları nasıl kullanabileceğini bilmediği ve örgütlü kesimlerin güçlü olduğu nedeniyle uygulanması zorlaşıyor.
2009 krizinde, özellikle sanayi kentlerinde, çalışanlara çalıştığı kadar ücret ödendi ve çalışmadıkları süreler için kısa çalışma ödeneği kullanıldı, bu durum 2001 krizinde yarattığı travmanın bir tekrarı oldu.
2001 krizinde kullanılan işsizlik kurumu, 1999'da çıktı ancak uygulamaya geçmesi AKP hükümeti döneminde oldu ve sınırlı yararlanma oranları oldu.
26:27Kamu Hizmetlerindeki Dönüşüm: Kamu hizmetlerinde yapılan dönüşüm, kamu çalışanlarının işçileşmesi, güvencelerini yitirmesi ve esnek çalışma biçimlerinin oluşmasıyla kamunun şirket idare ile yönetilmesi dönemine işaret ediyor.
80'lerden önceki işçi kadrolarının 2000'lerde emeklilik ve ölümle hayatımızdan çekilmesi, yeni ve deneyimsiz, ilk defa işçileşme deneyimi yaşayan, tarım kesiminden kopmuş işçilerin yaygınlaşmasıyla değişim sağlıyor.
İşçi kadrolarında yaşanan değişime, sendikal bürokrasinin ağır atmosferi içinde hareket kabiliyeti kısıtlanan bir yapıyla karşı karşıya kalınıyor.
28:29Görünmeyen Direnişler ve Yeni Stratejiler: Tekel direnişi, toplumun gözünün önüne serilen yapı olarak, pek çok yıldır süren mücadelenin bir yansıması olarak görülüyor.
Görünmeyen direnişler, görünürlüğünün olmamasıyla, böyle bir hareketin olmadığı kanaatini yaratıyor.
Düzce'deki ciddi lokal direniş ve Gaziantep'teki tekstil eylemleri, sendikaların denetimi dışında gelişen dinamikler olarak karşımıza çıkıyor.
29:25Ulusal İstihdam Stratejisi ve Yeni Yasalar: Ulusal istihdam stratejisi başlığı altında, Hoca'nın "ucuz işgücü stratejisi" olarak tanımladığı bir yapı oluşturulmaya çalışılıyor.
Torba yasası olarak bilinen 2010 yılında meclise getirilen yasa, esnek çalışma biçimlerini kabul ettirmeye, 16-18 yaş için gençlerin asgari ücretini aşağı çekmeye ve stajyergesi sömürüsünü yaygınlaştırmaya yönelik düzenlemeler içeriyor.
Sendikalar kanunu ile ilgili yapılan düzenlemelerde, barajlar mevzusu gündemdeyken kıdem tazminatı konusunun tartışılabilir olduğu gibi açıklamalar yapılmış.
31:292000'li Yıllarda Sendikacılık ve İşçi Hareketi: Konuşmacı, 2000'li yıllarda özellikle 2008-2012 döneminde sendikacılık ve işçi hareketinin tarihi çarpıtmak için önemli olduğunu belirtiyor.
Lisede öğrenciyken Migros'ta grev görmüş ve 15-16 yaşında yerel seçimlerde "Çankaya'nın şişmanı işçi düşmanı" sloganıyla karşılaşıp, o dönemin çok farklı bir ortam olduğunu anlatıyor.
1990'larda sendikacılığın altyapısının oluşturulması ve krizlerin yarattığı politik-psikolojik yenilginin, 2000'lerde kamu sendikacılığı açısından önemli etkileri olduğunu vurguluyor.
33:01Sendikacılık Yapma İhtiyacı ve Sınırlamalar: Konuşmacı, 3-4 yıl önce KOPPIŞ dershane öğretmeni örgütlemeye çalıştığını ve öğrencilerin "bir şey yapalım" dediklerini, ancak genelde bu ihtiyaç hissedilmediğini belirtiyor.
Ankara'da büyük binalara sahip sendikaların üye kalmamış olmasına rağmen, zamanında kit sendikacılığı gibi yapıların var olduğunu anlatıyor.
TES Enerji gibi temel sektörlerde sendikacılık yapma çabalarının engellenmesinin, sermaye ve devlet için büyük bir hizmette bulunduğunu vurguluyor.
35:43Sendikaların Siyasal Yapısı ve Sorunları: Son 1,5-2 senedir Kartal, Gebze gibi bölgelerde direnişlerle ilgili pratik çabaların sürdürülmesi gerektiğini belirtiyor.
Sendikaların siyasal alan, siyasetten korkan bir tablo olarak değil, siyasal bir yapı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Birleşik Metal gibi sendikaların genel kurullarının problemli geçmesinin arka planında siyasi faktörlerin olduğunu ve dinamik süreçlerin önlerinin kesildiğini belirtiyor.
37:21İşçi Hareketinin Zorlukları ve Sorunları: 2000'lerin başında Türkiye'de başka bir arayışın olduğunu ve sendikaların asli örgütlenme aracı olduğunu vurguluyor.
Tersanelerde iş kazaları karşısında işçilerin sokağa döküldüğü günlerde yaşanan deneyimleri ve farklı sektörlerdeki sendikacılık çabalarını anlatıyor.
Sendikaların antidemokratik yapısının, işçileri özneleştirmeyen ve tabandan örgütlenmeyen yapısının tartışılması gerektiğini belirtiyor.
39:02İşçi Direnişlerinin Sonuçları: Çemberdeki Mürsel'deki süreçte, işçilerin tepedeyken sendikacıların içeri sokulmak istenmediğini ve sonuç alabilme noktasında işçilerin moralinin çok kırıldığını anlatıyor.
Harda Çarlar'daki işlerde artık sendikalı işçi kalmadığını ve işçilerin sendikaları sırt çevirdiklerini belirtiyor.
Direnişlere katılan işçi arkadaşların şimdi sınıf hareketinin içinde olmadığını ve sendikaları zaten reddettiğini vurguluyor.
41:46Sendikacılık ve Sınıf Struktürü: Mevcut yasal çerçevede sendikal bürokrasi sınırlı olmakla birlikte, sürekli direnişler ve bu direnişleri parlatanlar var.
İşçi sınıfı içerisindeki kesimlerin artması ve istihdamın büyümesi, sendikalar için risk oluşturabilir.
Türkiye'de birkaç sol sendika bulunsa da, işçi demokrasisine dayalı sendikalar azdır.
43:03Sendikacılık Düzeni ve Sorunları: Sendikacılıkta bir anarşi var gibi görünse de aslında düzenli bir yapı vardır; özellikle kamu işletmelerinde sendikalar oturmuştur.
Özel sektörde kamu sendikacılığı anlayışı vardır ve bu anlayış, işçilerin ihtiyaçlarına uygun değildir.
Yeni yasada toplu sözleşme yetkisi meselesi üzerine tartışmalar yaşanmaktadır.
43:59Siyasal Sendikacılık ve Yeni Yaklaşımlar: Mevcut sendikacılık geleneklerini eleştiren, siyasal sendikacılık bir tercih olabilir.
Bürokratik sendikacılık, doğru bir sendikacılığın gelişmesine engel olmaktadır.
İşçi sınıfında yeni bir kuşakın gelişmesi ve kendiliğinden tepkilerin oluşması gerekmektedir.
45:01Eğitim ve Sendikacılık: İşçi hakları ve eğitim meselelerinde, öğrenmeye aç bir işçi topluluğu ile uzun süreli toplantılar yapılmaktadır.
Daha yaygın bir kesimin eğitilmesi ve yeni sendika arayışlarını destekleyen bir sürecin oluşması gerekmektedir.
Mevcut sendikal yapı, esnek üretim sürecine uygun değildir ve bu durumda sıkıntılı bir durum yaşanmaktadır.
46:03Esnek Üretim ve Sendikacılık Arasındaki Uyum Sorunu: İşyerlerindeki esnekleşme, iş parçalamaları ve ücret farklılıkları mevcut sendikal yapıyı zorlamaktadır.
Türkiye'de hizmet sektörü ve dış sanayi gibi alanlarda esnek üretim yaygınlaşmıştır.
Bu durumda, esnek hareket etme kabiliyeti yüksek ve uyan bir sendika tarzı gereklidir.
47:00Sendikacılık Tarihsel Gelişimi ve Günümüz: 1990'larda riskin kuruluşuyla birlikte, 1989 bahar eylemlerinde oluşan canlılık sendik bürokrasisi içerisinde kapatılmıştır.
İşçilerin kendi örgütlenmeleri ve eylemleri, sendik bürokrasisi tarafından kontrol edilmektedir.
İşçinin kendi inisiyatifinin, sendikayı zorlaması ve eylemin gerçek olması için önemli bir faktördür.
48:54Esnek Üretim ve İşçi Örgütlenmesi: İşletmelerin kendi iç organizasyonu doğrudan örgütlenmenin engellenmesine yol açmaktadır.
Esnek üretim, işçileri uzaklaştırarak psikolojik etkileri olan bir yalıtım oluşturmuştur.
Üretim tarzı, kendisiyle mücadele yöntemlerini de geliştirmektedir.
50:22Fiili Direnişler ve Sendikacılık: Fiili direnişlere sempati duyarak sendikalar meselesine ve toplu iş ilişkilerine yönelim olmuştur.
İşçilerin sistemle ve devletle çatışmasındaki korkuları vardır.
İşçilerin kendilerini sağcı ve dinci olarak tanımladıkları yerlerde bile solcu sendikalar bulunmaktadır.
51:37Sendika ve İşçi Direnişleri Arasındaki Çatışma: Sağcı yaklaşım işçinin haklarını almak için vincin tepesine çıkması, solcu yaklaşım ise sendikada durup yasal prosedürleri takip etmesi gerektiği belirtiliyor.
Sendikaların yasal engelleri çözmeye çalışırken, kendi içinde fiili engellemeler yarattığı ve sendikal örgütlülükleri bozduğu vurgulanıyor.
Sendikaların işçileri temsil etme kapasitesi sınırlı, özellikle Altunizade, Gebze, Tuzla gibi bölgelerde yaşayan işçilerin meselelerini sahiplenme konusunda yetersiz kalıyor.
52:38Sendikaların İşçi Direnişlerindeki Rolü: Direnişlerde sendikacılardan bağımsız bir şekilde sendika avukatlarının çok az görüldüğü, sendikaların işçilerle direkt ilişkileri olmayan elit bir yaklaşım sergilediği belirtiliyor.
İşçilerin sendikanın sağladığı avantajlardan yararlanamadığı, ekonomik menfaatlerini koruyacak bir destek alamadığı ve hukuki bilgiye sahip olmadıkları vurgulanıyor.
İşçiler direnişlerinde yasadışı iş yapma, sokağı işgal etme ve işverenin çalışma hürriyetini engelleme gibi korkularla karşı karşıya kalıyorlar.
54:22Sendikaların Mevcut İşleyişi ve Öneriler: Sendikanın gerekli olduğu, en kötü sendikal anlayış da olsa bir örgütlüğe denk geldiği için sendikayı dışlayan bir önerinin olmaması gerektiği belirtiliyor.
Mevcut işleyişin sendikayı direnişi sonlandıran ve hedeflerini gerçekleştirmekten uzaklaştıran bir yapıya dönüştürdüğü vurgulanıyor.
Fiili meşru mücadeleyi önererek, işçilerin yasal haklarını almaya çalıştıklarında sendikal destek gelmesi gerektiği belirtiliyor.
55:30Sendikaların Etkisi ve Yabancılaşma Sorunu: Küçük direnişlerin hafızanın fiili çalışma işleyişini değiştirecek bir yapıya sahip olabileceğini, ancak bu alanın çok boş bırakılmış olduğu belirtiliyor.
Sendika uzmanlarının ve avukatların salonlarda güzel dilekçeler yazıp paralar alırken hayata dokunmayan bir çalışma biçimi sergiledikleri vurgulanıyor.
İşçiyle sendikal örgütteki yönetici bürokrasiyi yabancılaştırıcı bir yapı olarak kabul eden ve bu yabancılaşmanın sendikaların varoluşunu etkilediği belirtiliyor.
59:38Sendikaların Algılanışı ve Alternatifler: Konuşmacı sendikaları son derece erkek maço, paraları hovardalığını yapan ve mağduru işçiyle empati kuramayan tipler olarak algıladığını belirtiyor.
Denizli'de 40 bin tekstil işçisinin sadece birinin sendikalı olduğu, işçilerin var olan sendikaları reddettiği ve kendi kendilerine direnen bir hayat sürdükleri örnek veriliyor.
Sendikaların işçileri beslemek yerine, yabancılaşmayı önleyecek alternatif biçimlerin oluşturulması gerektiği vurgulanıyor.
1:02:15Alternatif Sendikacılık Deneyimleri: Alternatif sendikacılık deneyimleri, mevcut sendikal bürokrasiye yönelik eleştirileri dile getirerek farklı bir örgütlenme yaratmaya çalışmış ancak beklenen sonuçları elde edememişlerdir.
Alternatif sendikacılık deneyimlerinin başarısızlığı, sendikaların gerçekliğini reddedebilecek bir durum olmadığını göstermektedir.
Yeni bir örgütlenme veya çalışma yöntemi getirilebilir, ancak bu deneyimlerin başarısı konusunda emin olmak zordur.
1:05:16Sendika-Siyaset İlişkisi: Sendikacılıkta farklı tarzlar vardır: sarı sendikacılık, ana sendikacılık ve demokratik sınıf sendikacılığı.
İşçiler sendikaları mağdur hissediyor ve onların kendilerine ulaşamadığını düşünüyorlar.
Sendika-siyaset ilişkisinde, siyaset adamlarının işçi örgütleyip sendikalaşma sürecini baltalayan örnekler bulunmaktadır.
1:07:13İşçi Algısı ve Sendika Rolü: İşçiler genellikle sendikaların sadece hakları çıkarıp toplu sözleşme yapması gerektiğini beklerken, bazı sol görüşlü işçiler sendikaların siyasetle de uğraşması gerektiğini düşünmektedir.
Aşırı siyasallaşmış, üyelerinin çıkarlarını ihmal eden sendikalar, üyelerinin kendilerini örgütlemekten kaçınmasına neden olmaktadır.
Sendikaların siyasetle ilişkisinde dengeyi tutturabilen bir strateji izlemesi gerekir.
1:09:30Sendika Demokrasi ve Örgütlenme: Sendikaların yasal mevzuatı, sendikaların bürokratikleşmesine yönelik denetim mekanizmaları içerir.
Bir sendikanın en önemli göstergesi, üyesini iş yerinden çıkartabilme kabiliyetindedir.
Örnek olarak Gebze'deki Feritli Köyü'ndeki direniş, işçinin sınıfsal bilinç ve örgütsel reflekslerinin gelişimini göstermiştir.
1:12:09Sendika Etkinliği: Bir sendikanın üyesini sokağa çıkartabilme kabiliyeti, sadece işyeri ile sınırlı kalmayan bir hareketin dinamiğini gösterir.
Birleşik Metal gibi sendikalar, özverili çabalarla işçi örgütlenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Sendikaların başarılı olması için, öncelikle işçi örgütü olarak hareket etmeleri ve siyaset üzerine inşa etmeleri gerekir.
1:13:25Gebze'deki Sintar Metal Direnişi: Konuşmacı, Gebze'deki Sintar Metal direnişinde önemli bir rol oynadığını ve kriz döneminde sendika örgütlenmesini kabul etmeyi ve direnişi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi sürdürmeyi

Türkiye'de Sendikacılık ve İşçi Hareketi Üzerine Bir Söyleşi

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir