Buradasın
Dr. Ahmet Çiçek ile Psikoloji ve Psikiyatri Üzerine Eleştirel Bir Röportaj
youtube.com/watch?v=zcEFb_AspRIYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kerem Nükte Gayrimenkul Cansu Canan'ın sunduğu bir röportaj programıdır. Programda konuk olarak Dr. Ahmet Çiçek, İzmir'de yoğun bir programı olan ve psikoloji-psikiyatri alanında görüşlerini paylaşan bir doktor bulunmaktadır.
- Röportajda psikoloji ve psikiyatri konuları eleştirel bir bakış açısıyla ele alınmaktadır. Dr. Çiçek, DSM (Psikiyatrik Hastalıklar Tanı Rehberi) kitabının zaman içinde nasıl büyüdüğünü, psikiyatr ve psikologların tanımladığı ruhsal rahatsızlıkların (panik atak, depresyon, anksiyete, fibromiyalji, migren) aslında hastalık olmadığını, bunların genetik geçişli olmadığını ve duygusal kökenlere sahip olduğunu savunmaktadır. Ayrıca antidepresan ilaçlarının etkinliği ve yan etkileri, eğitim sisteminin yeni nesil çocukların öğrenme stillerine uygun olmadığı gibi konulara da değinilmektedir.
- Videoda ayrıca duygusal yeme, depresyon gibi sorunların kökenleri, duyguların beyinde nasıl depolandığı, bilinçaltının kurguları ve duyguları değiştirmenin davranışlara etkisi gibi konular örneklerle açıklanmaktadır. Dr. Çiçek, günümüz çocukların oyun oynaması, sosyal iletişim kurması ve zihinsel gelişimi için gerekli olan özgürlüklerin kısıtlandığını belirterek, eğitim sisteminin sadece kreşler ve ıslah evleri yaratmak yerine, öğrencilerin beş farklı duyusuyla öğrenme stillerine göre eğitilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
- Psikoloji ve Psikiyatri Hakkında Görüşler
- Konuşmacı, psikoloji ve psikiyatri bilim olmadığını iddia ediyor.
- Psikiyatr ve psikologdan uzak durulması gerektiğini belirtiyor.
- Şizofreninin genetik bir psikiyatrik rahatsızlık geçişi olmadığını söylüyor.
- 01:37Psikiyatrik Tanılar Hakkında
- DSM (Psikiyatrik Hastalıklar Tanı Rehberi) adlı Amerikalı psikiyatrların hazırladığı kitap, ilk 1980'lerde 20-30 sayfalıkken şu anda kocaman kalın bir kitap haline gelmiş.
- İlk kitapta toplam psikiyatrik hastalık sayısı 150'lerde iken şu anda binden fazla.
- 1870'lere kadar sadece 3-5 tane psikolojik sorun vardı: melankoli, şizofreni, paranoya, histeri ve fobiler.
- 02:46Tanıların Değişimi
- Yunanlılar her bir halta bir dil, bir isim vermişler tarihte.
- Dün evhamlı olmak bugün kaygı bozukluğu olarak geçiyor.
- Yaramaz çocuğa "kıçında kurt var" denilirken şimdi dikkat eksikliği hiperaktivite sendromu tanı konuluyor.
- 03:33Psikoloji ve Psikiyatri Hakkında Eleştiriler
- Konuşmacı, psikoloji ve psikiyatri bilim olmadığını tekrar vurguluyor.
- Duygu durum bozukluğu gibi kavramların sınırı nerede koyulacağı sorgulanıyor.
- DSM-5'te depresyonun bin'den fazla belirtisi var ve Amerikalılar bu kriterlere göre sınıflandırılırsa üç kişiden biri ruh hastası.
- 05:19Kişisel Gelişim ve Sihirli Çözümler
- Kişisel gelişimciler ve "777 Manifesto" gibi gruplar var.
- Access barcılar gibi sistemlerin sloganı "Hayat bana neşe ve ihtişamla gelir" olarak belirtiliyor.
- Konuşmacı, bu tür sihirli çözümlerin Türkiye'de ve Anadolu coğrafyasında uygulanamayacağını, hamurunun buna müsait olmadığını söylüyor.
- 09:10Mutluluk ve Başarı Hakkında
- Vuslatın kelime anlamı süreksiz sevinç demektir.
- Gerçek dünyada mutluluk sadece ilaçla, kendini kandırarak süreklilik alır.
- Başarılı olmak gibi bir zorunluluğun olmadığını, başarısızlıkların kutsal ve değerli olduğunu vurguluyor.
- 10:30Psikiyatrik Hastalıkların Gerçekleri
- Konuşmacı, psikiyatr ve psikologlardan uzak durulması gerektiğini, bu hastalıkların aslında hastalık olmadığını iddia ediyor.
- Panik ataklar, fibromiyalji, depresyon, anksiyete ve migren gibi durumların basit ve kolay çözülebileceğini, bunların DSM'lerle psikiyatrların uydurduğu tanılar olduğunu söylüyor.
- Psikiyatrların beynin kimyasının değiştiğini, psikologların ise Freud'un ego ve süperego teorilerini savunduğunu, ancak bunların hikaye olduğunu belirtiyor.
- 12:23Genetik ve Psikolojik Hastalıklar
- Konuşmacı, genetik psikiyatrik rahatsızlık geçişi olmadığını, şizofreninin beynindeki puzzle'ın dağılması olduğunu ve tedavi edilemediğini, sadece semptomların baskılandığını iddia ediyor.
- Psikolojik rahatsızlıkların genetik geçişli olmadığını ancak "armut dibine düşer" şeklinde bir etki olduğunu söylüyor.
- Panik atağı olanların annelerinin evhamlı olduğunu ve ilk beş yıl boyunca annelerini izlediklerini belirtiyor.
- 13:21Bilimsel Çalışmalar ve Beyin
- Konuşmacı, bilimsel çalışmaların yüzde doksanının ilaç firmaları destekli olduğunu ve tamamen taraflı olduğunu iddia ediyor.
- Hatırladığımız anılarımızın yüzde altmışbeşinin uydurma olduğunu, beyin tahammül edebileceği kadarıyla alıp geriye boşluğu istediği gibi doldurduğunu söylüyor.
- Doğduğumuz andan itibaren alt beyinde duyguları depoladığımızı ve bu duyguların değiştirilebileceğini vurguluyor.
- 14:01Duyguların Değiştirilmesi
- Konuşmacı, kabızlık şikayetiyle gelen bir kadının transa sokulduğunda bebekliğinde annesinin öfkeli yüzünü gördüğünü ve bu duyguyu değiştirdikten sonra kabızlığın geçtiğini anlatıyor.
- Canlı yayınlarda insanların o saniye iyileştiğini, yaptıkları şeyin bir duruma oluşturduğunuz duyguyu değiştirmek olduğunu söylüyor.
- Beyne format atmanın mümkün olmadığını, beyindeki herhangi bir şeyin silinemeyeceğini, sadece değiştirilebileceğini vurguluyor.
- 16:14Duygusal Yeme ve Güven Arayışı
- Konuşmacı, duygusal yeme davranışının nasıl başa çıkılacağını anlatan bir kitap olduğunu belirtiyor.
- Bir kadının babasıyla yaşadığını, baba öldükten sonra kilo almaya başladığını ve bu durumun aslında babasının iriliğine benzemek istemesinden kaynaklandığını anlatıyor.
- Bu duyguyu değiştirdikten sonra otuzaltı kilo alan kadının hepsini geri verdiğini, sadece bir duyguyu değiştirdiklerini söylüyor.
- 18:31Depresyon ve Beyin
- Konuşmacı, depresyonun bir hastalık değil, bakış açısı olduğunu ve depresyondan üfleyerek kurtulabileceğini iddia ediyor.
- Depresyonun "sırtında birine öküz oturdu" hissi olduğunu ve her duyguya beyin bir renk verdiğini söylüyor.
- Depresyonda olanlara "üfleyin dağıtın" diyerek depresyonun geçeceğini, hatta oraya güzel mavi bir bulut koyabileceklerini belirtiyor.
- 20:52Antidepresanların Yan Etkileri
- Serotonin geri alım inhibitörü olarak pazarlanan antidepresanların depresyonla ilgisi yok ve iyileştirici hiçbir etkisi bulunmuyor.
- Bu ilaçların en önemli özelliği beş-hidroksi-triptamin reseptörünü bloke etmesi, bu da vücut sinir aralığında seratonin seviyesini düşürerek depresyon yaratıyor.
- Antidepresanlar intihar eğilimini artırıyor ve bu ilaçları bırakmak için özel bir sistem gerekiyor.
- 23:12Antidepresanların Tehlikeleri
- Antidepresanlar böbrek yetmezliğinden kalp damar hastalıklarına, beyin kanamasına ve tıkanıklığına kadar giden yan etkileri var.
- Bu ilaçlar ilk başta yarattığı yapay mutluluk halinin arayışı olan "belirsiz distimi" durumunu yaratıyor.
- Amerika'da Venna Faksini piyasaya süren firma yan etkiler için 165 milyon dolar sus payı ödedi.
- 24:28İlaç Pazarlaması ve Psikoloji
- İlaç firmaları kongrelerde hekimleri beş yıldızlı otellerde ağırlayarak, uyduruk toplantılar düzenleyerek ve sanatçılar getirerek ilaçlarını tanıtıyor.
- İlaç firmaları önce hasta kitlesini medyayla korkutarak, örneklemeler yaparak ve filmler çekerek hazırlıyor.
- DSM tanı kriterleri kitabında Freud'un nevroz kavramını psikoz olarak kabul etmek gibi değişiklikler yapıldı.
- 26:42Psikolojinin Eleştirisi
- Psikologların objektif olabilmesi için hepsinin aynı kalıptan çıkması gerektiği belirtiliyor.
- Psikologların bir standardı olmadığı, neyi iyileştirdikleri ve kimin kiminle eşleşeceğini nasıl karar verdikleri sorgulanıyor.
- Bilinçaltının bilinci olmadığı için bilinçaltını nasıl yönetebilecekleri sorusu soruluyor.
- 28:51Anksiyete ve Hastalık Hakkında
- Konuşmacı, hastaların hastalıklarına aşık olup isimlerini ezberlediklerini örnek vererek, anksiyete gibi durumların aslında hastalık olmadığını vurguluyor.
- Anksiyetenin mağara adamlarının hayatta kalmasında önemli bir rol oynadığını, tehlikeye karşı duyduğu kaygıyla hayatta kaldığını belirtiyor.
- Anksiyetenin kredi kartı ödemeleri gibi günlük hayatta da işe yaradığını, rahat olunca kredi kartının dibine vurulacağını söylüyor.
- 29:50Yeni Nesilde Dikkat Eksikliği
- Konuşmacı, yeni nesilde dikkat eksikliği olmadığını, sadece onların dikkatini çekemediğimizi belirtiyor.
- Cep telefonundaki ekran süresinin uzunluğunu sorgulayarak, bazı çocukların yedi-sekiz saat ekrana bakabildiğini ve bu durumun dikkat eksikliğini göstermediğini açıklıyor.
- Kendisinin oğlunun Orhan Veli şiirini ezberletemediğini ancak Call of Duty oyununun haritalarını her noktasına kadar biliyor olduğunu örnek vererek, çocukların oyunlara odaklanma yeteneğinin yüksek olduğunu gösteriyor.
- 30:56Eğitim Sisteminin Sorunları
- Konuşmacı, eğitim sisteminin berbat olduğunu ve kimse bunu söylemeye cesaret edemediğini belirtiyor.
- Eğitim sisteminin sadece erişkinlerin işteyken rahat dursunlar diye kreşler ve ıslah evleri yarattığını, zavallı öğretmenleri başlarına koyduğunu söylüyor.
- Beş duyumuzun baskın olduğu insan tipinin farklı olduğunu, görsel algının yüksek olanların işiterek, işiterek anlayanların görerek öğrenirken aynı sınıfta aynı şeyle test edildiklerini vurguluyor.
- 31:42Modern Eğitim ve Beyin Eksenleri
- Çocukların tabletle büyümeye başladığını, üç aylıktan itibaren çizgi filmlerle ve tuhaf seslerle aptallaştırıldığını belirtiyor.
- Tabletlerin dikey eksende olduğunu, e-okulda öğretmenlerin yatay yazdığını ve bu durumun beynin saçmaladığını söylüyor.
- Yaşam çizgisi egzersizinde büyük çoğunluğunun çizgilerinin soldan sağa olduğunu, öğretmenlerin beş farklı duyuyla öğrenen öğrencileri dikey eksende telefon ve tablet alışmış öğrenciyi yatay eksende eğitim vererek dikkatini çekmeye çalıştığını açıklıyor.
- 32:37Çocukların Dikkat ve Eğitim Sorunları
- Çocukların dikkatini çekememek, özellikle cep telefonu ve tablet kullanımı nedeniyle büyük bir sorun haline gelmiştir.
- Çocuklara beslenme olarak ihtiyaçlarının üç katını yedirirken, zihinsel olarak yirmi-otuz yıl geriden geliyoruz.
- Çocuklar görsel uyaranlarla çok gelişiyor ve fantezi filmleri tercih ediyor çünkü hayal kuramıyorlar.
- 34:12Eğitim Sisteminin Sorunları
- Çocuklar oyun oynarken sohbet edebiliyor, ancak 19. yüzyılda icat edilmiş sınıf sistemi bu eğitime adapte olamıyor.
- Konuşmacı, ilkokul mezunu babası ve kendi kendine öğrenmiş annesi olan Erzurum'da büyüdüğünü, hiperaktif tanısı alabileceğini belirtiyor.
- Öğretmenlerin yöntem değiştirmesi gerekiyor, ancak maaşları az ve geçim zor olduğu için bu zor bir görev.
- 35:57Çocukların Oyun İhtiyacı
- Bir çocuğun 12-13 yaşına kadar temel ihtiyacı oyundur, oyun oynamamış, sosyal iletişim kurmamış bir çocuk ruh hastası olabilir.
- Konuşmacı, okuma yazma bilmeyen bir çocuğu bir senede tıp fakültesi kazandırabileceğini iddia ediyor.
- Çocukları sürekli kurslara götürmek yerine, rahat bırakıp oyun oynamalarına izin vermek daha önemlidir.
- 38:09Travma ve Psikolojik Hastalıklar
- Travma, psikologların tanımladığı anlamda değil, bir duruma karşı oluşturulan bir tepkidir.
- Fobiler birden başlar ve kısa sürede geçebilir, örneğin örümcek korkusu gibi.
- Zihin bilinçaltı hesap kitap yapmaz, bilinçaltı bir duygu geliştirir.
- 40:18Psikiyatri ve Psikolojik Hastalıklar Hakkında Görüşler
- Hayat duygularla tartılır ve psikiyatrinin ve psikolojinin yanıldığı konu serotonin'dir.
- Konuşmacı, depresyon veya panik atağın bir dakika içinde geçebileceğini iddia ediyor.
- Psikolojik hastalıkların çoğu uydurmadır, hastalık değil davranış biçimidir ve en fazla beş dakika içinde değiştirilebilir.