Buradasın
Türkiye'de İmar Barışı ve İmar Planları Üzerine Hukuki Değerlendirme
youtube.com/watch?v=fQxocsG_3MMYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, iki farklı sohbet formatından oluşmaktadır. İlk bölümde sunucu ve Tesan Hukuk Kürsüsü Direktörü Barış Eşmeli arasında, ikinci bölümde ise İstanbul'un Ataşehir bölgesinde Nissan olarak hitap edilen bir kişiyle yapılan röportajlar yer almaktadır.
- Video, Türkiye'deki imar barışı ve imar planları konularını ele almaktadır. İlk bölümde Yeniden Refah Partili Doğan Bekin milletvekili tarafından sunulan yeni imar barışı teklifi ve 6 Şubat depremi sonrası yaşanan sorunlar tartışılmaktadır. İkinci bölümde ise Türkiye'deki imar planlarının yapısı, nüfus artışıyla ilişkisi ve İngiltere, Hollanda ve Danimarka gibi ülkelerdeki başarılı örnekler incelenmektedir.
- Videoda ayrıca ülke ve bölge planlarının hazırlanışı, çevre düzeni planlarının önemi, imar planlarının yapma yetkisinin bakanlığa ve büyükşehir belediyelerine bırakılması ve İstanbul'un 1980'lerden günümüze kadar olan değişim süreci gibi konular da ele alınmaktadır.
- 00:27Yeni İmar Barışı Teklifi
- Yeniden Refah Partili Doğan Bekin milletvekili, Meclis Komisyonu'na imar barışı ile ilgili bir kanun teklifi sundu.
- Teklif, İmar Bayındırlık, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'na iletildi ve komisyondan geçerse genel kurulda oylanacak.
- Bu teklif, önceki imar barışından farklılıklar taşıyor.
- 01:25İmar Barışı Teklifinin Farklılıkları
- Teklifte üç temel farklılık var: önceki imar barışı hazine arazileri, belediye arsaları ve tarlalar üzerine yapılmış yapıları kapsarken, bu teklif sadece kişilerin kendi arsalarına ve tarlalarına yaptıkları yapıları kapsıyor.
- Teklifte "afetlere dayanıklılık testi" adı verilen bir şart bulunuyor ve bu testin beş-altı adımı var.
- Teklif, konut dışında liman, tersane, kapı, sanayi, havuz, spor salonu ve iskele gibi yapıları da kapsıyor.
- 02:55Afetlere Dayanıklılık Testi ve Uygulama Zorlukları
- Bir önceki imar affında İstanbul'dan sadece 1.7 milyon yapı için başvurulmuş, ancak bu yeni teklifte kaç yapı kendi arsasına veya tarlasına yapılmış olduğu bilinmiyor.
- Afetlere dayanıklılık testleri belediyeler veya özel şirketler tarafından verilebilir, ancak başvuru süresi kısa tutulmuş ve bu kadar kısa sürede tüm raporlar ve tetkikler yapılabilecek mi sorusu var.
- Başvuru süresi 5 Mayıs'ta sona ermiş, ancak değişikliklerden sonra geçerse 1,5-2 aylık bir süreç içerisinde başvurular yapılmalı.
- 04:07Deprem ve İmar Barışı İlişkisi
- 6 Şubat depreminde yıkılan çoğu bina afetlere dayanıklılık konusunda sınıfta kalmış ve kaçak katlar ya da problemli yapılar da yıkılanlar arasındaydı.
- Yeni teklifte, önceki imar barışında 31 Aralık 2009 yılına kadar başvurmayanların yapı kayıt belgesi ile tapu alma haklarını kaybetmesi durumu süresiz uzatılacak.
- Bu durum, depreme dayanıklı olabilecek yapıların da tapusu verilmesi anlamına gelebilir ve bu dengesizlik yaratabilir.
- 07:12İmar Planları Sorunu
- İmar planlarının yapma yetkisinin bakanlığa ve büyükşehir belediyelerine bırakılmış olması, imar barışı konusundaki temel sorunun kaynağıdır.
- İmar planları ile ilgili kanun 1985 yılında çıkarılmış, 2014 yılında imar yönetmeliği ve 2018 yılında 1. nolu Cumhurbaşkanlığı kararı ile düzenlemeler yapılmıştır.
- Büyükşehirlerin imar planları bakanlığın hazırladığı ülke ve bölge planlarına aykırı olamaz.
- 08:04Çevre Düzeni Planları ve Sorunları
- Büyükşehirler üzerinde 50 bin ile 100 bin ölçek arasında hazırlanan çevre düzeni planları, su yatağı, tarım arazisi, sit alanı gibi alanları gösterir.
- Ülke ve bölge planları bakanlık tarafından hazırlanır ve imara açılabilir/kapalı alanları belirler, büyük şehirler bunu değiştiremez.
- Diğer ülkelerde 100 bin ölçekli ülke planları hazırlanmış ve bu planlar kanunlaştırılmıştır.
- 09:27Kanunlaştırmanın Önemi
- Diğer ülkelerde temel yasa adı verilen, değiştirilebilen kanunlar hazırlanmış ve bu sayede çevre düzeni planları kolay kolay değiştirilemiyor.
- İngiltere, Hollanda ve Danimarka gibi ülkelerde 200-250 yıl önceki çevre düzeni planları hala aynı şekilde korunmaktadır.
- Türkiye'de bakanlık istediği zaman planları değiştirebilir, bu da imara kapalı alanlarda yapılan yapıların imara uygun hale gelmesine neden olmaktadır.
- 10:43Çözüm Önerileri
- Çevre düzeni planlarının kanunla yapılması ve ülke/bölge planlarının 50 bin ile 100 bin ölçekli hazırlanması gerekmektedir.
- Yurt dışında bu planlar temel yasa adı verilen, değiştirilmesi daha nitelikli çoğunluk gerektiren kanunlarla yapılmıştır.
- Bu şekilde akarsu yatakları, tarım arazileri korunabilir, deprem alanlarına yapı yapılmamasını sağlayabilir ve sit alanları korunabilir.
- 12:16Uygulama Zorlukları
- 1985 yılında yapılmış bir kanundan bahsediliyor ve bu kanunun üzerinde neredeyse 39 yıl geçmiş olmasına rağmen sorunlar devam etmektedir.
- İstanbul'un 1980'lerdeki ve şimdiki silüetleri karşılaştırıldığında büyük değişiklikler görülmektedir.
- Bu tür bir kanun olsa ve bölge planları buna göre yapılmış olsa, kuzey ormanları, akarsu yatakları ve İstanbul'un su kaynakları risk altında olmayacaktı.
- 13:26Nüfus Artışı ve Çözüm Yolları
- İstanbul'a inanılmaz bir nüfus artışı var ve bu problemler imar problemlerinden kaynaklanmaktadır.
- Bu tür bir kanun nüfus artışını etkileyecek ve nüfus yoğunluğunu belli yerlerde toplamayı önleyecektir.
- Anadolu'da nüfus yoğunluğu düşük alanlara sanayi bölgeleri ve nüfus taşınabilir, hızlı tren projeleriyle bağlantılar kurulabilir.
- 14:38Mevcut Sorunlar
- Fikirtepe'de deprem riski nedeniyle 4-5 kattan fazla yapılmasına izin verilmiyorken, bir sokak arkasında 50-60 katlı binalar bulunmaktadır.
- Bursa'da 1960'lar ve 1970'lerde "Yeşil Bursa" olarak bilinen şehir, şu anda betonlaşmış ve tarım arazileri yok edilmiştir.
- Sanayi bölgeleri yapıldığı için sulayan sulak araziler kurudu veya zehirlendiği için tarımsal verim düşmüştür.
- 15:43Sonuç ve Tercih
- İmar sorununun çözümü insanları bir araya yığmak değildir.
- İstanbul Göztepe semtleri arasında en kirli yer olmuştur çünkü nüfus yoğunluğu nedeniyle egzozlar bir araya toplanmıştır.
- Sağlıklı, refah içerisinde ve insani şartlarda yaşamayı mı istiyoruz yoksa ucuza kaçıp, işin pratiğine kaçıp, halkı hiçe sayıp işimize geleni mi seçiyoruz, bu bir tercih meselesidir.