Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Diamond adlı bir eğitimci tarafından sunulan felsefe dersi formatındadır. Konuşmacı, Wittgenstein'ın hayatı, felsefesi ve özellikle dil felsefesine odaklanmaktadır.
- Video, Wittgenstein'ın 1889'da Yahudi kökenli bir Avusturyalı olarak doğumundan başlayarak, "Tractatus Logico-Philosophicus" kitabını yazması ve felsefe alanında ses getirmeye başlamasını anlatmaktadır. Ardından dil felsefesindeki yaklaşımı, dilin sembolik bir araç olduğu iddiası, anlam probleminin çözümü ve "anti-felsefe" kavramı ele alınmaktadır.
- Videoda ayrıca adlandırma, anlamlandırma, psikolojik anlam ve dilsel anlam arasındaki farklar, nesnelerin ilişkileri ve tariflerin sınırları gibi konular da incelenmektedir. Konuşmacı, Wittgenstein'ın felsefe anlayışının günümüzdeki yeri hakkında da görüşlerini paylaşmakta ve izleyicilere Wittgenstein'ın kitaplarını okumaları için tavsiye etmektedir.
- Wittgenstein ve Anti-Felsefe
- Bu videoda Wittgenstein ve dil felsefesinden bahsedilecek, ayrıca "anti-felsefe" olarak adlandırılan felsefe karşıtı bir felsefe anlayışı ele alınacak.
- Videoda Aline Badiou'nun "Wittgenstein'ın Anti-Felsefesi" kitabı ana kaynak olarak kullanılacak, ayrıca Tractatus gibi meşhur kitaplardan da istifade edilecek.
- Wittgenstein gibi filozofları anlamak için sadece onların kitaplarını okumak yeterli değil, onları açıklayan ve yorumlayan rehber kitaplar da kullanmak gerekiyor.
- 01:07Wittgenstein'ın Hayatı
- Wittgenstein 1889'da doğmuş, Yahudi kökenli bir Avusturyalıydı ve zengin, aristokrat bir aileden geliyordu.
- Üç erkek kardeşi intihar etmiş, Wittgenstein de agresif ve asosyal bir yapıya sahipti.
- Başlangıçta felsefe yapmak istemeyen Wittgenstein makine mühendisliği okumuş ve uçak motoru yapmak gibi görevlerde bulunmuştu.
- 02:04Wittgenstein'ın Felsefe Yolculuğu
- Wittgenstein'ın felsefeyle ilgilenmeye başlaması, matematikçi ve filozof Bertrand Russell'ı tanıması ve ona hayranlık duymasıyla gelişmişti.
- Russell'ın yanında okuyabilmek için Cambridge Üniversitesi'ne gitmiş ve Russell de Wittgenstein'ın bir dahi olduğunu anlayarak ona yardımcı olmuştu.
- 1912'den itibaren felsefi denemeler yazan Wittgenstein'ın ilk ve en meşhur kitabı Tractatus Logico Philosophicus ile felsefe alanında ses getirmeye başlamıştır.
- 02:51Wittgenstein'ın Dil Felsefesi
- Wittgenstein dilin yapay ve sembolik olduğunu söylemiş, mantıktaki semboller gibi dilin de sembollerle incelenebileceğini ve bir mantığının olduğunu iddia etmiştir.
- Dilin anlam problemiyle ilgili araştırmaları sonucunda ulaştığı şey tamamen anlam yoksunluğuydu.
- Teolojiyi ve etiği tamamen anlamsızlaştırması, felsefeyi soyut kavramlardan uzaklaştırarak felsefe anlayışını değiştirmiştir.
- 03:59Wittgenstein'ın Hayatı ve Felsefesi
- Wittgenstein'ın anti veya agresif tavrı ve felsefeyi felsefe olmaktan çıkarma girişimi, yaşadığı hayattan kaynaklanabilir.
- Birinci Dünya Savaşı'na katılmış, eşcinsel olduğu için kendini gizlemek zorunda kalmış ve hayatın ve felsefenin işleviyle ilgili sorularla meşgul olmuş.
- 1930'larda Cambridge'e dönmüş ve geliştirdiği fikirler bütün bir felsefe anlayışına sirayet etmiş, ancak konferanslarında konudan konuya satarak anlaşılmaz konuşmalar yapmıştır.
- 05:21Anti-Felsefe Kavramı
- Anti-filozof kavramı, diğer filozofları iki önemli konuyu unutmamaları amacıyla ikaz eden kişi olarak tanımlanmıştır.
- Bir filozofun hakikatinin her daim yaşadığı çağın hakikati olmasından ibaret olacağı, herkesin bir ibnu'l-vakt yaşadığı çağın çocuğu olacağı ve bu yüzden hakikatin o döneme göre değişeceği vurgulanmıştır.
- Anti-felsefe, filozofun iktidarlar ve onlara hizmet edenler tarafından nefret edilen politik bir militan, estet, sevgili veya bilgin olduğunu hatırlatır.
- 06:19Filozofun Rolü
- Filozof, "feveran" ve "isyan" içerisinde idelerini katedrallerini yaratır.
- Bir filozof asla hükümete yanaşmak veya millete yaranmak gibi şeylerle kendini sansürleyemez, başkalarının kuyruğu olacak değil, kafa olacak bir adamdır.
- Anti-filozoflar sadece kendi dönemlerinde süregiden hakikatlerin çağdaşları olma iddiasında değiller, aynı zamanda yaşamlarını kendi fikirlerinin sahnesi ve bedenlerini de mutlakın mekanı kılarlar.
- 08:16Wittgenstein'in Felsefe Anlayışı
- Wittgenstein, felsefenin ne olduğunu bir daha ortaya koymak için önceki filozoflardan etkilenmiş ve Nietzsche'nin Platon'u karşısına alması gibi bir felsefe anlayışını ele almıştır.
- Wittgenstein'e göre felsefede önemli olan önerme üretmek değil, önermeyi açıklamaktır; çünkü felsefenin özü teori üretmek değil, eyleme geçmektir.
- Wittgenstein, konuşmak yerine yapmanın önemli olduğunu savunur; felsefenin bir teoriden ziyade etkinlik olduğunu düşünür.
- 10:06Wittgenstein'in Felsefi Yolculuğu
- Wittgenstein, Tractatus'ta bütün felsefi problemleri çözdüğünü söyleyerek iddialı olmuş ve bir dönem felsefe yapmayı bırakmış, felsefeden sıkılmıştır.
- Daha sonra fikri değişerek "Felsefi Soruşturmalar" kitabında farklı bir yol izlemiştir, ancak bu kitap da okuması keyifli olmayan bir kitaptır.
- Felsefe kitaplarını okurken kişisel deneyim ve anlayış önemli olup, aynı kitap farklı kişilerde farklı duygular ve anlamlar yaratabilir.
- 11:11Dil ve Anlam İlişkisi
- Dil sembolik bir araçtır ve duygularımızı dile dökme bir yoldur; ancak tamamen aynı dili konuşacak ve aynı şekilde birbirimizi anlayacak bir noktada olamayız.
- Bir kelime (örneğin "nefret") bir duygu veya hissiyatı ifade eder, ancak farklı insanların aynı duyguyu farklı yoğunlukta yaşıyabildiği için tam anlamıyla birbirimizi anlayamayız.
- Kitap okurken farklı duygularla okuduğumuzdan farklı anlamlar çıkarabiliriz ve kitap bize farklı şeyler katar; kendi başına anlam diye bir şey yoktur.
- 13:35Dil Felsefesi ve Mantık
- Eskiden metafiziğin (Tanrı, aşk gibi) dilin kapasitesini aştığı ve bu konularda susmak gerektiği düşünüldüğünde, diğer alanlarda (ahlak, politika) konuşmak serbestti.
- 20. yüzyılda dil felsefesinden hareketle dilin kendisinin saçma olduğu ve hiçbir şey hakkında mantıklı konuşulamayacağı iddia edilmeye başlandı.
- Mantık evrenseldir ve kontrolümüzün dışında aktif olan bir şeydir; matematiksel ve mantıki kurallar zihni idame ettirir ve dil de bu kuralların dışına çıkamaz.
- 16:44Zihin ve Anlam Çıkarma
- Zihin kendi kendine çıkarımlar yapmakta ve boşluğu doldurmakta uzmandır; yarım yamalak bir cümleyi bile düzgün okuyabiliriz.
- Sanatta her bakanın aynı anlamı çıkardığı eserler kıymetli görülmez, önemli olan daha örtük ve farklı anlamlar çıkarılabilen eserlerdir.
- Felsefe veya dinde birden fazla anlama gelebilen kelimeler problem yaratır; anlam problemini çözmek felsefedeki diğer alanlarla uğraşmadan önce çözülmelidir.
- 18:46Dil ve Anlam Problemleri
- Strauss, kelimeleri parçaladığında sadece bölük pörçük yapboz parçalarından ibaret kaldığını ve bunlara "mitem" adını verdiğini söylemiştir.
- Heidegger de kelimenin dilin arkesini aramış, asıl problemi dilin ve anlamın doğasını çözmek olarak görmüştür.
- Viyana Okulu'nda dil ve anlam problemleri ön plandaydı, pozitivistler ise felsefeden bıkmış ve bilim felsefesinin yapılması gerektiğini savunmuşlardır.
- 20:02Felsefenin Antitezi
- Alain Badiou, felsefenin felsefenin dışında kaldığını ve felsefenin antitezi olduğunu iddia etmektedir.
- Wittgenstein'e göre felsefede formüle edilen önermelerin çoğu saçmadır ve felsefi tezleri tartışmak için normlarını paylaşması gerekir.
- Wittgenstein'e göre felsefe bir düşünce değildir çünkü düşünce anlamlı bir önermedir, felsefe ise anlamdan yoksundur.
- 21:31Estetik ve Felsefe
- Wittgenstein'e göre estetik, yani güzellik veya çirkinlik, kelimelerden daha gerçekdir ve en profesyonel bir şekilde yazılmış olan bir şiir bile gerçek bir tecrübeden daha zayıftır.
- Felsefe dahi şiir yazar gibi yapılmalıdır, aksi halde gevezelik yapmaktan ibaret kalır.
- Kötü, iyi, güzel, çirkin gibi kelimeler kendi başlarına açık bir anlam ifade ederken, tecrübe eden biri bu kelimelere hayat verebilir.
- 22:49Dilin Sınırları
- Dilin kifayetsiz kaldığı alanlar hakkında konuşmayı bırakmak ve susmak gerekir, çünkü tarifler bir nevi tahriflerdir.
- Tanrı gibi tecrübe edilemeyen konular hakkında yapılan konuşmalar, o konuyu daha da anlaşılmaz yapar veya gerçek konudan uzaklaştırır.
- Wittgenstein "dilimin sınırları dünyamın sınırlarını ifade eder" diyerek solipsist (benmerkezci) bir felsefe anlayışı benimsemiştir.
- 23:57Töz ve Varlık
- Wittgenstein'e göre varlığın ilk adı töz'dür ve töz nesnelerden oluşmaktadır.
- Töz, vuku bulandan bağımsız, reel olarak var olan bir şeydir, dünyada ise vuku bulan her şeydir.
- Nesne, bir bağlantının, ilişkinin ya da halin mümkün olabilmesi için varsaymamız gereken bir şeydir, hiçbir nesneyi diğer nesnelerle olan ilişkisi dışında düşünemeyiz.
- 26:08Adlandırma ve Anlamlandırma Sorunu
- Ad, nesnenin önerme içindeki temsilcisidir ve düşünülemeyen nesnelere erişimimizi sağlar.
- Adlandırmanın tek yaptığı, nesneye karşılık gelen bir unsuru sabitlemektir, böylece nesneler arasındaki ilişkinin düşüncesi bir önerme içerisinde mümkün kılınmaktadır.
- Bir önerme bir şeyin ancak nasıl olduğunu söyleyebilir, ne olduğunu söyleyemez.
- 26:51Anlamlı ve Anlamsız Kelimeler
- Bir şeye ad vermeden onu anlatamıyoruz ve kendimiz anlasak dahi başka bir tarafa idrak ettirmek zor.
- Kulaklık, gözlük gibi kelimeler anlamlıdır (kulağa takılan, göz için kullanılan) ancak şişe, masa, bardak gibi kelimeler anlamsızdır.
- Bardak gibi kelimeler sadece işaret ve gösterge niteliğindedir, bardağın bardak olmak gibi bir özelliği yoktur.
- 27:43Tanrı Kavramının Zorluğu
- Tanrı, ahlak, hakikat gibi kavramlar farklı dillerde farklı kelimelerle ifade edilse de, her kelimenin kelime anlamı aynı olsa da işaret ettiği tanrı bambaşka olabilir.
- Masa gibi nesnelerin farklı tasarımları olsa da hepsi masa olarak kabul edilir, çünkü belli bir işlevi gören bir varlık kastedilir.
- Tanrı kavramında ise her tanrı tasavvurunda ayrıntılar değişir, bu nedenle aynı tanrıya tapıyor olsak dahi tam anlamıyla aynı tanrıya tapmayabiliriz.
- 29:30Anlamın Zorluğu
- Herkesin zihniyeti, zekası ve kavrayış mekanizması farklı olduğundan, hiçbir insanın karşıdakini tam anlamıyla anlamadığı ortaya çıkar.
- Benim gördüğüm kırmızıyla senin gördüğün kırmızının aynı mı olduğu sorusu halen sorulmaya devam ediyor.
- Laurel/Yanny ses testi örneğinde, kulağın algılama olasılığına göre aynı ses farklı olarak duyulabilir, bu da dil içinde aynı şeyi farklı anlama getirir.
- 30:49Anlamın İki Boyutu
- Anlamın iki farklı boyutu vardır: psikolojik anlam ve dilsel anlam.
- Psikolojik anlamda, aynı cümle farklı kişilerde farklı duygular uyandırabilir (Yunan savaş gemileri Ege kıyılarına doğru geliyor).
- Dilsel anlamda ise, herkes kelimeleri biliyor ve cümledeki kelimeleri anlamış olsa da, psikolojik anlamda farklı duygular uyandırabilir.
- 32:27Bilim ve Felsefe
- Wittgenstein, bir kitabın farklı kişiler tarafından farklı şekilde okunmasının icraate geçmediğini, sadece okumakla ve yorumlamakla kalmadığını belirtiyor.
- Bilim, laf salatası yapmak yerine sürekli araştırmalar yaparak, sorgulayarak ve yeni şeyler üreterek hayatı kolaylaştırıyor.
- Bilimsel hakikatler farklı şekilde anlaşılsa bile, hakikat değişmez ve bu tür yorumlamalarla kimseyi kandırmak veya oyalamak mümkün olmaz.
- 33:32Zihin Felsefesi ve Wittgenstein
- Zihin ne bilinç, ne ruh, ne hakikat değildir ve bunları görmeye çalışmak gerekir.
- Son zamanlarda dil felsefesinden uzaklaşıp zihin felsefesi ile uğraşmaya başlanmıştır.
- Wittgenstein'ın felsefe anlayışını anlamak için kitabı okunmalı ve Wittgenstein'ın kendi yazdığı kitapları okumak isteyenler için hazırlık yapılmalıdır.