Buradasın
Wittgenstein'ın Tractatus Logico-Philosophicus Üzerine Akademik Söyleşi
youtube.com/watch?v=yQDY1v-KnUAYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü öğretim görevlisi olan Hoca ve diğer konuşmacıların (Oruç Hoca, Cumhur Bey) Wittgenstein'ın "Tractatus Logico-Philosophicus" eserini ele aldığı bir akademik söyleşidir. 2021 yılında Gençtein'in Trakyatüsünü almak için düzenlenen bir etkinlikte gerçekleştirilen söyleşi, öğrencilere ve felsefe meraklılarına yönelik hazırlanmıştır.
- Söyleşi, Wittgenstein'ın erken dönemi çalışmalarını, özellikle "Tractatus Logico-Philosophicus" eserinin yapısını ve temel kavramlarını incelemektedir. Konuşmacılar, Wittgenstein'ın dil, anlam, tasarım, doğruluk ve dış dünya ilişkileri hakkındaki görüşlerini, anlamlı ve anlamsız tümceler kavramını, mantıksal biçim teorisini ve "dilin sınırları dünyanın sınırlarıdır" ifadesini detaylı olarak ele almaktadır. Söyleşinin sonunda katılımcıların soruları yanıtlanarak, mantıkçı pozitivizm ile Wittgenstein arasındaki ilişki, dil-kültür ilişkisi ve etik konuları da tartışılmaktadır.
- Söyleşide ayrıca Wittgenstein'ın ilk ve ikinci dönem felsefi yaklaşımındaki değişimler, günlük dilin kullanım bağlamının ilk dönem çalışmalarında göz ardı edilmesi, ikinci dönemde ise dikkate alınması ve Traktus'un günümüz felsefesine etkisi gibi konular da ele alınmaktadır. Video, felsefe öğrencileri veya Wittgenstein'ın felsefe anlayışını öğrenmek isteyenler için kapsamlı bilgiler sunmaktadır.
- 00:07Konuşmacının Tanıtımı
- Konuşmacı Hoca, Boğaziçi Üniversitesi'nde yüksek lisansını 2001-2009 yılları arasında ve doktorasını 2017 yılında tamamlamıştır.
- Şu an Maltepe Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Hoca, eserlerinden "The Concept of Change in Aristoteles Physics" ve "Kartali'nin Anlam Görüşünün Eleştirisi" adlı makalesi bulunmaktadır.
- Konuşmacı hem analitik hem de kıta felsefecilerine çalışmaktadır ve ilgi alanları politik ve modern felsefe konularını kapsamaktadır.
- 01:50Wittgenstein'ın Tractatus'a Giriş
- Wittgenstein'ın çalışmalar genellikle "erken Wittgenstein" ve "geç Wittgenstein" olarak iki döneme ayrılır, Tractatus ise birinci dönem çalışmasıdır.
- Tractatus Lojiko Filozoficus, felsefi mantık incelemesi olarak karşımıza çıkan bir eserdir.
- Eser, yedi önerme ve alt önermelerden oluşmaktadır; yedi önerme sadece tek önermeden oluşurken, diğer önermeler çeşitli alt önermelerden meydana gelir.
- 04:24Wittgenstein'ın Felsefe Görüşü
- Wittgenstein, felsefenin işlevi konusunda dörtüncü önermesinde "felsefi konular hakkında yazılmış çoğunluk tümceler ve sorular yanlış değil, saçmadır" diyerek başlar.
- Felsefenin ele aldığı ve sorun olarak tespit ettiği birçok sorun aslında sorun değildir, çünkü felsefe dile yönelmelidir ve dil ve anlam konularına yoğunlaşmalıdır.
- Wittgenstein, bir zihinden bağımsız bir dış dünyanın varlığıyla başlar ve bu varsayım dil ve dış dünya arasındaki ilişkinin incelemesine temel oluşturur.
- 06:00Dil ve Düşünce İlişkisi
- Wittgenstein, kitabın önsözünde amacını belirlerken "düşüncelerin dile getirilişine sınır çizmek istiyor" diyerek, düşüncelerin sınırını dili inceleyerek anlayabileceğimizi belirtir.
- Dilden hareketli, anlamlı olarak konuşulabilecek olanı belirleyerek, anlamlı olmayan önermeleri saçma olarak nitelendirir.
- Dünyayı "oluşan her şey" olarak tanımlar ve "dünya olguların toplamıdır, şeylerin değil" diyerek nesneler arasındaki ilişkilerin dünyayı oluşturduğunu vurgular.
- 08:12Tasarım Kavramı
- Tasarım kavramı iki alt kavramla açıklanır: tasarımlayıcı ilişki ve tasarım biçimi.
- Tasarımlayıcı ilişki, dilin öğeleri ile dış dünyadaki nesneler arasındaki gönderim ilişkisidir.
- Tasarım biçimi ise tasarım ilişkisini olanaklı kılan şeydir; nesneler arasındaki ilişkilerin dilin öğeleri arasındaki ilişkide de görülebilmesi anlamına gelir.
- 11:37Doğruluk ve Anlam
- Wittgenstein'a göre doğruluk, tümcelerin dış dünyadaki olgu bağlamlarını ifade etmesi, tasarımken olduğu gibi ifade etmesidir.
- Anlamlı olan tasarımlayan tümcedir; bir tasarımı dış dünya hakkında ya da olgu bağlama hakkında tasarımda bulunan tümceler anlamlıdır.
- Wittgenstein'a göre doğrulanabilirlik anlamın ölçüsüdür, bu da mantıkçı pozitivist bir yaklaşım içerisinde olduğunu gösterir.
- 13:17Anlamsız Tümceler ve Wittgenstein'ın Felsefi Yaklaşımı
- Anlamsız tümceler, olgulara dair tasarımda bulunmayan ve dış dünyaya referans veren türde olmayan tümcelerdir.
- Wittgenstein'e göre felsefenin birçok sorusu (etik ve metafizik tartışmalar gibi) anlamsız olduğu sonucuna varır.
- Wittgenstein, zihinden bağımsız, gerçeklikle referans alarak dil ve anlam araştırması yapmaya çalışır çünkü ancak anlamlı olarak gözlemlenebilir olan üzerinde konuşulabilir.
- 15:03Wittgenstein'ın Doğruluk ve Anlamlılık Kavramları
- Wittgenstein doğruluğu tasarım ve olgu bağlama arasındaki örtüşme olarak görür ve mantıksal biçim sayesinde bu örtüşmeyi aşmaya çalışır.
- Mantıksal biçim sayesinde dış dünyayı tasarımla bilebildiğimiz için doğru tasarımlarla gerçeğin bilgisine ulaşabiliriz.
- Mantıksal biçim kendisi tasarımlanamaz, sadece yansır ve gösterilir, bu da Wittgenstein'ın anlamlı olanın sınırları dışında kalır.
- 18:04Wittgenstein'ın Çelişkisi ve Çözüm Önerileri
- Wittgenstein'ın çelişkisi, tasarımlayamayacağı (anlamlı olmayan) bir şey hakkında konuştuğunu gösterir.
- Bazı uzmanlar, Wittgenstein'ın anlamlı olan hakkında konuşurken anlamsız olanı işaret ettiğini ve asıl göstermek istediği mantıksal biçim olduğunu savunur.
- Wittgenstein, "benim tümcelerim merdiven gibidir, beni anlayan saçma olduklarını görür, onlara tırmanarak onların üstüne çıktığında, üzerine tırmandıktan sonra merdiveni devirip yıkması gerekir" diyerek kendi önermelerinin geçici olduğunu kabul eder.
- 22:08Mantıkçı Pozitivizm ve Wittgenstein İlişkisi
- Wittgenstein, anlamın ölçütünün doğrulanabilirlik olması bakımından mantıkçı pozitivist geleneğine dahil olur ve onlardan etkilenir.
- Zihinden bağımsız bir dış dünyanın olması ve dilin dış dünyaya dair tasarımlardan oluşması bakımından mantıkçı pozitivistlerden etkilenir.
- 23:11Düşünce-Dil Özdeşliği ve Dil-Kültür İlişkisi
- Wittgenstein'ın "dilimin sınırları dünyanın sınırlarıdır" ifadesi, düşünce ve dilin dış dünyayı tasarımlama biçimindeki özdeşliğini vurgular.
- Tractatus'ta dil ve kültür arasındaki ilişki ele alınmaz, ancak ikinci dönem düşüncelerinde "dil oyunları" kavramı karşımıza çıkar.
- Wittgenstein'a göre anlam ölçütü tamamen dünya ile ilgili düşünmek ve konuşmaktır, bu nedenle kültür anlam belirleyen bir öğe olarak ele alınmaz.
- 28:04Dil ve Düşünce İlişkisi
- Wittgenstein, dilin yapısıyla düşünce yapısının ortak olduğunu savunuyor.
- Wittgenstein'a göre dilin yapısı insana özgü değil, aynı zamanda şey gibi de değil, farklı dillerin ortak yapısını ele alıyor.
- Wittgenstein, matematiksel soyut varlıklar konusunda Popper'ın yaklaşımına göre, doğrulanabilir veya yanlışlanabilir olmayan bir şeyin anlamsız olduğunu belirtiyor.
- 31:20Wittgenstein'ın Dönemler
- Wittgenstein, Tractatus'ta dilin kullanım bağlamına bakmıyor, sözcüklerin anlamı işaret ettiği nesneler olarak tanımlıyor.
- Felsefi soruşturmalarında ise dil oyunlarından bahsederek günlük dilin analizini yapıyor ve sözcüklerin farklı bağlamlarda farklı anlamlara sahip olabileceğini vurguluyor.
- Wittgenstein, Tractatus'taki düşüncelerini terk ettiğini açıkça belirtmiyor, sadece daha önce anlam konusunda hata yapmış olabileceğini söylüyor.
- 33:37Wittgenstein'ın Felsefi Yaklaşımı
- Wittgenstein, pozitivist bakıştan çok mantıkçı pozitiv olarak değerlendirilebilir çünkü anlamın ölçütünün doğrulanabilirlik olduğunu vurguluyor.
- Wittgenstein'ın eserlerinde Platon'daki gibi diyalektik akıl yürütme yöntemi görülmemektedir.
- Wittgenstein, "olgarının toplamı dünyadır" önermesiyle realist bir çerçeve sunmaktadır.
- 36:20Dil ve Düşünce İlişkisi Üzerine
- Wittgenstein'a göre dil ve düşünce paralellik gösteriyor, bu nedenle dilin düşünceyi çarpıtmaması veya anlamı deforme etmemesi söz konusu.
- Wittgenstein, düşüncelerin ve dilin tasarımı bağlamında somut bir referans olan dış dünyayı ele alıyor.
- Wittgenstein, Tractatus'un esas temasının etik olduğunu belirtmiş, ancak etiğin felsefi soruşturma alanının anlamlı olarak ele alınamayacak bir alan olduğunu vurgulamıştır.
- 42:06Dil ve Düşünce İlişkisi
- Dil ile dünya ilişkisini kurarken, dilin özüser olması ve bilgi sosyolojisine ulaşabilmek için dilin içinden geçmek gerektiği fikri eleştirilebilir.
- Düşünce bir dilden diğerine geçtiği zaman ikincilleşiyor ve paylaşıyor, bu nedenle düşüncenin daha geniş bir evren olduğunu düşünmek gerekir.
- Gadamer'de dilden azade bir anlama edinin olmadığı söylenirken, Wittgenstein dış dünya ve deneyimle bağlantılı olarak düşüncelerin tasarımlarını oluşturduğumuzu ve bunları ifade edebildiğimizi belirtir.
- 44:19Wittgenstein'ın Felsefi Yaklaşımı
- Wittgenstein, düşünceyi sınırlayıcı olmadığını söyler, ancak dünya hakkında olan düşüncelerin ancak dilde ifadesinin anlamlı olduğunu belirtir.
- Wittgenstein'ın yaklaşımında olgu bağlamı ve dış dünya bağlamı önemli bir noktadır, kültür ve geçmiş tecrübeler referansın dışında kalır.
- Wittgenstein, temellendirme çabasında gözlemlenebilir, doğrulanabilir ve yanlışlanabilir olanla çalışır, bu sayede sağlam bir zemin oluşturur.
- 47:05Wittgenstein'ın Etkisi
- Wittgenstein'ın eseri çok sistematik, net ve başarılı bir argüman yapısıyla ilerler, nereye varacağını başta işaret ederek sona erer.
- Wittgenstein'ın çalışmalarından sonra gündelik dil tartışmaları başlar ve gündelik bağlamda dili incelemeye başlayan filozoflar ortaya çıkar.
- Wittgenstein'ın eseri zor ve zor okunacak bir metin olmasına rağmen, önermeler arasındaki bağlantıları çıkararak ve ana önermeleri temellendirerek okunabilir.
- 50:03Spinoza ve Wittgenstein Karşılaştırması
- Spinoza ve Wittgenstein arasında önermelerden oluşması bakımından bir benzerlik olabilir, ancak Spinoza'da Wittgenstein'in o sistematik yapıyı göremeyiz.
- Oruç Aroğa'nın Wittgenstein çevirisi iyi bir çeviri olarak değerlendirilmektedir.
- Zor metinleri okumak için önerilen yöntem, önce ana önermeleri çıkarıp, onlar arasındaki ilişkileri görüp sonra alt önermelerle temellendirerek okumaktır.
- 51:54Dil ve Kültür İlişkisi
- Konuşmacı, dil ve deneyim ilişkisini ele alarak Wittgenstein, Minkenstein ve Humboldt'ın dilin deneyimi öncelediğini söylediği görüşünü paylaşıyor.
- Minkenstein'e göre bir dil öğrenmek, bir yaşam biçimi ve kültür çevresine girmek anlamına geliyor.
- Dil analizi açısından kültürden hareket etmek ve iktidar ilişkileriyle biçimlendiği belirtiliyor.
- 53:22Wittgenstein'in Dil Felsefesi
- Wittgenstein'e göre bir dil öğrenmek belirli bir kültür bağlamına girmek demek, ancak dil oyunları kültürel anlamlardan bağımsız olarak kişilerarası uzlaşımlı oluşuyor.
- Wittgenstein, referansı dış dünyaya alarak anlamların çokluğundan ve muğlaklığından dili kurtarmaya çalışıyor.
- Wittgenstein'in yaklaşımı, dilin deneyimi öncelediğini tasarımla bilmek anlamında söyleyebiliriz, ancak belirlemek anlamında değil.
- 59:42Dilin Sınırları ve Olgu Bağlamı
- Wittgenstein varlık kavramını kullanmıyor çünkü varlık antik çağdan beri çok farklı anlamlarda kullanılmış bir kavramdır.
- "Şey dilinin sınırları, dünyamızın sınırlarıdır" sözü, anlamlı olarak konuşulabilir olanların sınırı olan olgu bağlamlarını ifade ediyor.
- Felsefenin önemli soruları (iyi, güzel, tanrı var mı yok mu) olgu bağlamı dışına yönelen türde sorular olup, Wittgenstein'e göre bu konularda anlamlı bir şekilde konuşulamaz.
- 1:02:04Dünya ve Olgu Bağlamı Arasındaki Ayrım
- Wittgenstein 6.43'te "mutlu adamın dünyasıyla mutsuz adamın dünyası bir değildir" diyerek öznel bir kavrayıştan ve özel tasarımlarla oluşturduğumuz dünyadan bahsediyor.
- Wittgenstein olguların sınırları ile dünyanın sınırları arasında bir ayrım yapıyor.
- Wittgenstein'e göre etik sadece psikoloji ilgilendirir, bu da hakkında konuşulamayacak olan konuları gösteriyor.
- 1:08:13Doğrulanabilirlik ve Bilgi
- Doğrulanabilirlik ölçütü, bir konunun olgusal bağlamda doğrulanabilme sınırlarına girip girmemesiyle ilgilidir.
- Etik bilgi, deneysel doğrulama yerine felsefi bir temellendirme ile mümkün olabilir.
- Aristoteles'in yaklaşımı, var olanları türlerine göre ayırmak ve onların nasıl bilinebileceğini ortaya koymaktır.
- 1:11:20Mantıkçı Pozitivizmin Eleştirisi
- De Carnap, metafizik tümcelerinin olgusal değil, duyguları dışa vuran tümceler olduğunu savunmuştur.
- Mantıkçı pozitivistler, etik cümleleri doğru ya da yanlış olmayan istekler olarak yorumlamışlardır.
- Bu yaklaşım etik bilgiden bahsetmeyi engelleyerek, kültürel relativizme kapı açmıştır.
- 1:13:30Modern Bilimin Metafizikle İlişkisi
- Modern bilimde madde altı alemdeki fenomenler (medyum çalışmalar, ruhsal varlık irtibatı) deneysel olarak incelenmekte ve bazıları ispatlanmıştır.
- Parapsikoloji birçok Avrupa ülkesinde üniversitelerde anabilim dalı olarak araştırılmaktadır.
- Günümüzde öte dünyalar, Mars gibi konular hakkında konuşulabilmekte, bu da bilimin kapsamını genişletmektedir.
- 1:16:23Bilimin Anlayışı ve Eleştirisi
- Mantıkçı pozitivizm, gözlemlenebilir olandan hareketle bilginin ortaya koyulabileceğini savunmuştur.
- Hakim psikoloji yaklaşımı, düşünceyi ve duyguyu sadece gözlemlenebilir beyin aktivitelerine indirgemiştir.
- Bilginin nesnesine göre doğrulanabilirlik belirlenmesi gerektiği, önce nesnenin iyi anlaşılarak bilgisinin nasıl ortaya konulabileceği düşünülmelidir.
- 1:21:15Felsefi Yaklaşım Tartışması
- Konuşmacı, kendisinin belirli konularda bilgi sahibi olmadığını ve bu nedenle detaylı bir görüş belirtmediğini ifade ediyor.
- Konuşmacı, bir yaklaşım belirlemek için bilgiyi doğrulanabilir olmak ölçüsüyle değerlendirdiğini belirtiyor.
- Tartışma sırasında "fikir değiştirdi" ifadesi kullanılmış ve bu yaklaşımın farklı bir anlama gelebileceği vurgulanıyor.
- 1:23:02Etkinliğin Kapanışı
- Konuşmacı, etkinliğin kısa bir özetle toparlandığını ve sorularla açıldığını, tartışma fırsatı sağladığını belirtiyor.
- Katılımcılara, soru soranlara ve yorum yapanlara teşekkür ediliyor.
- Felsefe Kulübü'ne teşekkür ediliyor ve etkinliklerin devamını dileniyor.