Buradasın
Türkiye'nin Batı İlişkileri ve Kültürel Hakimiyet Üzerine Bir Ders
youtube.com/watch?v=3NB_VloSAbkYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Türkiye'nin Batı ilişkileri, sosyalizm, emperyalizm ve kültürel hakimiyet konularında yaptığı bir ders formatındadır. Konuşmacı, kişisel deneyimlerini ve çeşitli kaynaklardan örnekler vererek konuyu anlatmaktadır.
- Video üç ana bölümden oluşmaktadır: İlk bölümde Türkiye'nin Batı'ya yönelmesi ve Paris'teki deneyimler ele alınırken, ikinci bölümde sosyalizm, emperyalizm ve Üçüncü Dünya ülkeleri arasındaki ilişkiler incelenmektedir. Son bölümde ise Avrupa Birliği'nin kültürel hakimiyet sistemi ve Batı'nın diğer kültürleri nasıl etkilediği anlatılmaktadır.
- Konuşmacı, Karl Marx'ın sosyalizm teorilerinin emperyalist gerçekleri hesaba katmadığını, Mustafa Kemal'in emperyalizme karşı ulusal demokratik devrimi gerçekleştirdiğini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer kültürleri dil, din ve kültür açısından mecbur etmemesi sayesinde imparatorluğu kaybetmediğini vurgulamaktadır. Ayrıca, Albert Himi gibi Batılı bilim adamlarının üçüncü dünya ülkelerinin kültürel sömürgecilikten kurtulması konusundaki görüşleri de aktarılmaktadır.
- 00:26Paris'teki Piknik Deneyimi
- Konuşmacı, 1940'lı yılların sonunda, İkinci Dünya Savaşı sonrası bir dönemde İstanbul civarında değil, Yalova'ya bir piknik için gittiklerini anlatıyor.
- Piknikte, Hasan adlı bir arkadaşı portatif gramofon ve taş plaklarla Beethoven'un dokuzuncu senfonisini çaldıklarını belirtiyor.
- Paris'te Fransızlarla yapılan bir tartışmada, konuşmacı Türkiye'nin batılı bir ülke olduğunu savunurken, Fransızlar Beethoven'un dokuzuncu senfonisini dinlemelerine rağmen hafif bir istihza ve alay ifadesi göstermişler.
- 04:21Fransızların Görüşü
- Konuşmacı, Fransızların bu tepkiyi anlamak için Jean Jauress tarafından kurulan "İnsanlık" adlı ilerici gazetenin düzenlediği kermese gittiğini anlatıyor.
- Kermeslerde büyük müzik yerine hafif müzik çalınması gerektiğini, aksi takdirde "ruh deyince öldürürüz" gibi bir düşünceye geldiğini belirtiyor.
- 05:33Afrikalı Öğrencilerin Paris'teki Yaşamı
- Konuşmacı, Paris'te tanıdığı Afrikalı zenci öğrencilerden bahsediyor; bunların başında Emba (Muba) adlı bir doktor öğrencisi vardı.
- Bu Afrikalı öğrenciler, Paris'in göbeğinde Afrika kılıklarıyla dolaşıyorlardı; okumuş, yazmış, kafaları gelişmiş kişiler olmalarına rağmen.
- Emba, Afrika ölçüleri içinde güzel bir kızdı, her sabah saçlarını kazıyor, pırıl pırıl bir kafayla dolaşıyordu ve sigara yerine garip mısır sapından piposu vardı.
- 07:51Afrikalı Öğrencilerin Kılık Seçimi
- Afrikalı öğrenciler, Katiyela Tende (öğrenci mahallesi) dolaşırken herkes hayranlıkla onlara bakıyordu.
- Bu öğrenciler, Batılıların empoze ettikleri şeyleri kabul etmeye mecbur olmadığını, daha iyi olduğunu iddia ettiklerini ve onların kılığına girerlerse küçümsediklerini söylüyorlardı.
- Fransız okullarında okutulan tarihte, Afrikalılara Galyalıların uzun boylu sarışın adamlar olduğu öğretildiği için, kendilerini kendilerinden çıkarıp başka biri yapmaya çalıştıklarını belirtiyorlardı.
- 09:37Avrupa Birliği Tartışması
- Konuşmacı, 17 Aralık'ta Avrupa Birliği meselesi tartışıldığında, Trabzon'daki bir arkadaşı telefonla konuşurken, Avrupalıların hem onlar gibi olmamızı isteyip hem de onlar gibi olduğumuzda aralarına istemediklerini hatırladığını anlatıyor.
- Bir gazetenin özetinde, Brüksel'de olan bitenlerin basit bir hesap üzerinde oturduğu belirtiliyor: Türkiye müzakere tarihi dışında hiçbir şey almıyor ama Kıbrıs'ı veriyor.
- Türkiye'nin en az on, en çok yirmi yıl Avrupa Birliği'nin yakın denetimi altına gireceği biliniyor.
- 12:50Sovyetler Birliği ve Brüksel Enternasyonal
- 1917 yılında Rusya'da gerçekleşen devrim, dünyayı birbirine kattı ve Sovyetler Birliği olayı yıllarca herkesin kafasını meşgul etti.
- Sovyetler Birliği'nde bir enternasyonal (uluslararası sosyalizm örgütü) oluşturuldu ve bu örgüt Brüksel Enternasyonal adıyla anılır.
- Rus Sosyal Demokrat Partisi, Brüksel Enternasyonal ile bağlantılıdır ve kendi üyelerinden birinin bir ülkede devrim yaparak iktidara geçtiğini görmüş oluyor.
- 14:24Sosyalist Enternasyonal ve Üçüncü Enternasyonal
- Sosyalist parti, Marksizmin temel fikirlerinden biri olan bütün mazlumları ayağa kaldırma teşebbüsü içindedir ve Avrupa'daki Brüksel Enternasyonal'ına başvurarak diğer sosyalist partilerin de katılmalarını istemiştir.
- Avrupalı sosyal demokratlar ve sosyalist enternasyonal, Rusların teklifine olumlu yanıt vermemiş, bu nedenle Ruslar üçüncü bir enternasyonal kurmuşlardır.
- Üçüncü Enternasyonal, Avrupalı sosyal demokratların emperyalist çıkarları nedeniyle Rusların isyanına katılmamasından dolayı kurulmuştur.
- 16:11Avrupa'nın Sömürgecilik Politikası
- Avrupa ülkeleri, sosyalist fırkalarının bağlı oldukları İkinci Enternasyonal'da bulunan devletlerin hemen hepsi emperyalist devletlerdir ve dünyanın her tarafında çok sayıda sömürgesi vardır.
- Avrupa ülkeleri, sömürgelerinden elde ettikleri serveti kendi ülkelerine getirir ve bu servetten burjuvazi aslan payını alırken işçi sınıfına da bir pay düşer.
- Avrupa işçi sınıfı, sömürgecilik sayesinde kafa başına yılda yirmi bin dolara varan gelir elde ederken, Rusların isyanına katılmaları durumunda sömürgelerin elinden gideceği ve gelirlerinin düşeceği endişesiyle bu teklifi reddetmiştir.
- 18:07Komünist Enternasyonalin Sonu
- Komünist Enternasyonali Avrupa asla affetmemiştir ve onu dağıtmak için elinden geleni yapmıştır.
- İkinci Dünya Savaşı içerisinde Ruslara baskı yapıp kapattırdılar ve Enternasyonal Komünitern olmaktan çıktı, Komünist Partiler arasında haberleşme örgütü halini aldı.
- Sonunda Komünist Enternasyonal tamamen ortadan kaldırılmıştır.
- 18:58Marx'ın Sosyalizm Tahminleri
- Sosyalizmin babası sayılan Karl Marx, yirminci yüzyılın büyük sosyalist devrimler yüzyılı olacağını söylemişti.
- Yirmi. yüzyıl büyük kurtuluş savaşları yüzyılı ve ulusal demokratik devrimler yüzyılı olmuştur, bunun başını Türkiye'ye çekmiştir.
- Marx, tamamen uluslararası düşündüğünü söylediği halde tamamen Avrupalı gibi düşünmüş, Avrupalı işçi sınıflarına bakarak sosyalizm ihtilalleri çıkacağını zannetmiş, emperyalizmi hesaba katmamıştır.
- 20:18Üçüncü Dünya ve Batının Davranışı
- Üçüncü Dünya, Mustafa Kemal'in emperyalizme karşı ayağa kalkıp ulusal demokratik devrimi gerçekleştirmesiyle ortaya çıkmıştır.
- Nehru, Nasır ve Tito tarafından örgütlenen Üçüncü Dünya ülkeleri, Batının nasıl davrandığını incelemiş ve tartışmışlardır.
- Franz Panon, Vlandia, Ziggler, Morristrop gibi Batılı düşünürlerin ortaya çıkardıkları çalışmalar, Batının Üçüncü Dünyaya nasıl davrandığını anlatmaktadır.
- 21:44Batının Sömürgecilik Politikası
- Emperyalist, yerli halkın metropoliten sömürgeci halka benzemesi amacıyla eski anlayış ve kuruluşlara yeni bir biçim vermeye çalışır, ancak yerlileri aşağı bir düzeyde tutarak tam bir benzerlikten kaçınır.
- Bu politika iki temel ırkçı düşünce üzerine kurulmuştur: hiçbir insan için bir Avrupalıya benzemekten daha güzel bir şey yoktur ve yerlilerin daima aşağı bir varlık olduklarına ve hiçbir zaman düzelmeyeceğine inanılmaktadır.
- Ekonomik ve politik egemenliğin ötesinde emperyalizm, Üçüncü Dünya halkının kişiliğini derinlemesine hedef alan geniş bir beyin yıkama kalkışmasıdır.
- 23:36Kültürel Sömürgecilik ve Bağımsızlık
- Sömürgeleşmiş ülke emperyalisti taklit etmesi gerektiğine inandırılmak istenmektedir, sömürge halkının sanatı, felsefesi ve dini yok sayılmakta, bu halkın kişiliği girerek yok edilmektedir.
- Sosyal ve kültürel darbe şüphesi, Üçüncü Dünya ayaklanmasının niçin her şeyden önce ulusalcı bir ayaklanma olduğunu açıklayan olgudur.
- Bağımsızlık elde edildiği zaman bile kültürel alanda emperyalistin taklit edilmesi sürer gider, örneğin Fransız kültürel sömürgeciliği, Fransız dilinin korunması için gerekenin çok ötesinde ve bağımsızlıkların elde edilmesinden sonra da devam etmiştir.
- 25:10Yönetim Sistemi ve Yeni Koşullara Uyma
- Yönetim sistemi eski metropollere göre biçimlendiğinden yeni koşullara uyma çabaları engellenir.
- Albert'in kitabında bu konu çok güzel anlatılmış ve Muzaffer Sencer ile Meral Kum tarafından Türkçe'ye çevrilmiştir.
- Avrupa Birliği'nin neyin peşinde olduğu ve ne yapmaya çalıştığı açıkça belirtilmiştir.
- 25:52Batı'nın Kültürel Yaklaşımı
- Batı ülkeleri gittikleri ülkelerde insanları kendilerine benzetmeye çalışır ve sonra onlara aşağı insan muamelesi yaparlar.
- Fransa'da zenci çocuklar zeki ve akıllı olsa da, ülkelerinin sömürge geçmişinden dolayı bağımsızlıklarına tam sahip çıkamıyorlar.
- Çin ve Rusya'da kendi dilleri ve kültürleri hakimdir, ancak Hindistan'da İngiliz kültürü hakimdir ve yarı sömürge bir hava içinde görünüyorlar.
- 27:10Kuzey Afrika ve Eski Roma Hakimiyeti
- Kuzey Afrika'da Osmanlı hakimiyetinde kalmış olsa da Türkçe bilen az, Fransızların hakimiyetinde kalmış olsa da yazarların hemen hepsi Fransızca yazıyor.
- Bu durum Batı'yı anlamak için önemlidir ve eski Roma'nın hakimiyet tipini yansıtır.
- Lamarkin'in "Türkiye Tarihi" kitabında anlatıldığı gibi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kaybedilmesinin sebebi, imparatorluğa dilini, dinini ve kültürlerini mecbur etmemesi ve onları ezip kullanmamasıdır.