Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "Yeni Bir Tarihin Peşinde" programında sunucu ve Kocaeli Üniversitesi'nde KHK üzerinden işini kaybeden, Kocaeli Dayanışma Akademisi'ni kurmuş akademisyen Hakan Koçak arasında geçen bir röportajdır.
- Video, 13 Şubat 1967'de Disk'in kuruluş yıldönümü vesilesiyle Türkiye işçi hareketinin tarihsel gelişimini kronolojik olarak incelemektedir. Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren işçi hareketinin gelişimi, İkinci Meşrutiyet sonrası grev dalgası, İttihat Terakki dönemindeki baskılar, Mütareke dönemi canlanması, 1930'larda tek parti rejimi, 1946'daki kısa sendika özgürlüğü dönemi ve 1947'de Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurduğu sendikalar yasası gibi önemli dönüm noktaları ele alınmaktadır.
- Röportajda ayrıca Demokrat Parti'nin işçi hareketiyle olan ilişkisi, işçilerin partiye olan bağlılığı, 6-7 Eylül olayları ve Topkapı olayları gibi olaylarda işçilerin rolü, 1950'lerin sonunda işçilerin grev hakkı için mücadelesi ve 1960 darbesi sonrası işçi hareketinin önemli atılımları, Türkiye İşçi Partisi'nin kuruluşu ve devrimci işçi sendikalarına evrilme süreci de incelenmektedir.
- 00:18Programın Tanıtımı ve Konunun Uzmanı
- Program, 13 Şubat 1967'de DISK'in kuruluş yıldönümü vesilesiyle Türkiye işçi hareketini, farklı dönemlerde gösterdikleri pozisyonları ve örgütlenme düzeyindeki gelişmeleri irdeleyecek.
- Konunun uzmanı Hakan Koçak, Kocaeli Üniversitesi'nde KHK üzerinden işini kaybeden akademisyenlerden biri ve Kocaeli Dayanışma Akademisi'ni kurmuş.
- Hakan Koçak'ın "Camın İşçileri" ismiyle İletişimde yayınlanan "Paşabahçe İşçilerinin Sınıf Olma Öyküsü" kitabı ve pek çok akademik ve akademik dışı çalışması bulunmaktadır.
- 02:36Cumhuriyet'in Kuruluşu ve Tek Parti Rejimi Döneminde İşçi Hareketi
- 1908'de İkinci Meşrutiyet sonrası büyük bir grev dalgasıyla kamuoyu işçi hareketi, grev ve işçi sorunuyla tanışıyor.
- 1918-1922 İstanbul'da özellikle Mütareke dönemi yeniden büyük bir canlanma kaydediyor, ancak bu kez daha politize olmuş sosyalist hareketlerin etkisi altında.
- Milli Mücadele'nin bittiği dönemlerde İstanbul'daki marksist-sosyalist kadrolarla milliciler arasında işçi hareketinin denetimi kimde olacak tartışması yaşanıyor.
- 04:35Kemalistlerin İşçi Hareketi Üzerindeki Etkisi
- Kemalistler erken davranarak İstanbul Umum Amel Birliği kurup öne geçiyorlar, ancak bu birlik yerli burjuvazi oluşturma fikri ile paralel.
- Takriri Sükun Kanunu ile oluşan atmosferde kemalist kadrolar galip geliyor ve marksist kadroların işçi hareketi üzerindeki etkisini tasfiye ediyorlar.
- Türkiye Komünist Partisi (TKP) gizli faaliyet yürüten işçi hücreleriyle işçi sınıfı içinde mücadele sürdürüyor, ancak Umum Amel Birliği de siyasi yanlışlar nedeniyle tasfiye ediliyor.
- 06:14Tek Parti Döneminde İşçi Hareketinin Sınırları
- 1930'lara gelindiğinde cemiyetler var ve esnaf ile işçi kavramı ayrım olmaksızın denetim altında temsil ediliyor.
- TKP'li kadroların hücre faaliyetleri tütün işçileri, tramvay işçileri gibi sektörlerde ciddi mücadeleler veriyor.
- 1936'da ilk iş kanunu çıkarılıyor ve grevi kesin olarak yasaklayan bir yasa oluyor, 1938'de ise cemiyetler kanunu ile sınıf esasına dayalı örgütlenmenin yasaklanmasıyla tek parti legal olarak işçi hareketini betonlamış oluyor.
- 08:59Çok Partililiğe Geçiş ve Sendika Özgürlüğü Dönemi
- 1946'da Dünya Savaşı'nın sona erdiği ve Türkiye'de siyasi iklimin değişip çok partililiğe geçiş emarelerinin göründüğü dönemde, 1938'deki cemiyetler kanunundaki sınıf esasına dayalı örgütlenme yasağı kalkıyor.
- TKP'li kadrolar Türkiye Sosyalist Partisi ve Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi kuruyor ve etrafında birçok sendika hızla kuruluyor.
- 1946 Haziran'ı gibi yasal değişiklik, 1946 Aralık ayında sıkıyönetim tarafından kapatılana kadar yaklaşık altı aylık bir "sendika özgürlüğü dönemi" kaydediyor.
- 11:04Sıkıyönetim ve Yeni Sendikalar Yasası
- 1946 Aralık sonunda sıkıyönetim tarafından sendikalar tümüyle kapatılıyor ve tutuklananlar, gözaltına alınanlar oluyor.
- Aralık 1946'dan Mart 1947'ye kadar iki-üç ay içinde ilk sendikalar yasası çıkartılıyor.
- Bu yasa, greve ve toplu iş sözleşmesine yer vermeyen, milliyetçi işçilerden söz eden bir çerçevede sendikalar yeniden inşa edilmeye başlanıyor.
- 12:03Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sendika Politikası
- Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurduğu Sosyal İşler Bürosu'nun başkanı Dr. Rebi Barkın, Türkçü ve Anadolu'cu düşünceleri olan bir tıp doktoru.
- Dr. Rebi Barkın, Seyfi Demirsoy gibi sendikacıları yanına alarak Çalışma Vekaleti (Çalışma Bakanlığı) kurulmuş.
- Dönemin büyük iş yerlerinden başlayarak sendika kurdurtmaya başlıyorlar, standart tüzük hazırlayıp işçileri Cumhuriyet Halk Partisi'nin hegemonyası altında bir sendika inşa etmeye teşvik ediyorlar.
- 13:37CHP'nin İşçi Politikası ve İç Çatışmaları
- CHP içinde iki kanat vardı: bir yandan Barkın'ın da bulunduğu, sendikalaşma çabasını kendi güdümünde sürdürmek isteyen kanat; diğer yandan işçileri bir araya getirmekten kaçınan, komünizm tehlikesinden uzak tutmak isteyen kanat.
- Barkın ekibi ve CHP, çok partili seçim döneminde hem Demokrat Parti'den hem de komünist tehlikeden işçileri uzak tutmak için ikili bir mücadele yürütmüştür.
- Demokrat Parti, özellikle 1947-1948'den itibaren toplu iş sözleşmesi ve grev gibi temel hakları vaatler arasına koyarak daha ciddi bir pozisyon geliştirmiştir.
- 16:12Anti-Komünist Jargon ve Mitingler
- Hür Bilek'teki anti-komünist yazılar şaşırtıcı seviyede olup, Sabahattin Selek gibi sol kanat kemalistler bile komünizm tehlikesini küçümsememek gerektiğini vurgulamıştır.
- Komünistlerin vasıfları hakkında ağır anti-komünist jargon kullanılmış, komünistlerin para ile satın alınabileceği, yalancı olduğu ve mukaddes değerlere karşı olduğu iddia edilmiştir.
- Taksim Meydanı ilk kez işçilere anti-komünist fikriyatı desteklesin diye açılmış, komünizmi telin mitingleri yapılmış ve işçiler bu mitinglere mobilize edilmiştir.
- 19:05Demokrat Parti Dönemi ve İşçi Hakları
- Demokrat Parti döneminde sendikacılar daha rahatlamış, önceki dönemde fişlenmiş olan sendikacılar emniyette dosyaları olmasına rağmen rahatlamışlardır.
- 1947-1948 yıllarında komünizmi telin mitingleri yapılmış, 1948'de 100 sendika kurulmuş ancak 38'i sol örgütlerle irtibatlı diye fişlenmiş durumdadır.
- 1923'te kutlanan ve 1924'te yasaklanan 1 Mayıs kutlaması, 1976'ya kadar yasak kılınmıştır.
- 21:40Cumhuriyet'in Emek Düşmanlığı
- Cumhuriyet'in gecikmiş burjuvaziyi geliştirmek için hem gayrimüslimler aleyhine hem de işçiler ve köyden aktarılacak birikimler aleyhine kararlılık göstermiştir.
- 1930'lu yıllar Sovyetler Birliği ile yakın ilişkilerin kurulduğu dönem olmasına rağmen, dönemin iç politikasında anti- işçi, anti-komünist ve anti-sendikal bir tutum sergilenmiştir.
- CHP'nin 1927 ve 1931 tüzüklerinde "sınıfsız ve imtiyazsız kaynaşmış bir kitleyiz" ifadesi yer almış, ancak 1941-1942 Mussolini ceza yasasından aktarılan ceza yasalarıyla sınıfsal örgütlenme kısıtlanmıştır.
- 24:20Demokrat Parti'nin Muhalefet Politikası
- Demokrat Parti kuruluşu, CHP içinden gelen, toprak ağaları ve bankacılardan oluşan bir muhalefet olarak görülmüştür.
- Demokrat Parti, kendilerini geliştirmek için Kürtlerle, Alevilerle, sendikacılarla ve sol siyasal kadrolarla diyalog kurmuştur.
- İsmet İnönü ve CHP, Demokrat Parti'yi bir dönem komünistlikle suçlamış, ancak Demokrat Parti memleketin nefes almasını sağlayan bir alan açmıştır.
- 25:38Demokrat Parti ve İşçiler Arasındaki İlişki
- Demokrat Parti iktidara geldiğinde, özellikle 1950'li yıllarda işçiler arasında çok benimsenmiş bir parti haline gelmiştir.
- İşçi örgütleri, özellikle mavi yaka işçilerin çoğunluğu Demokrat Parti seçmeni olmuştur.
- Demokrat Parti, işçilere ideolojik olarak uymayabilir olsa da, küçük insana bir kimlik vermiş ve patronaj ilişkilerini sürdürmüştür.
- 29:23Demokrat Parti'nin İşçi Hakları Taahhütleri
- Demokrat Parti, on yıllık iktidarı boyunca toplu iş sözleşmesi, sendikalar ve grev kanunları gibi taahhütlerini yerine getirmemiştir.
- Menderes, grev ve sözleşme konularını "lüks" olarak nitelendirmiş ve dosyayı rafa kaldırmıştır.
- Demokrat Parti'den seçilen milletvekilleri arasında çok sayıda sendikacı bulunmuştur.
- 30:47Demokrat Parti'nin İşçileri Araçsallaştırması
- Demokrat Parti, işçileri seçmen olmanın yanı sıra, özellikle 1950'lerde bir vurucu güç olarak kullanmıştır.
- 6-7 Eylül olaylarında çok sayıda sendika organize bir şekilde bu reaksiyonun içinde yer almıştır.
- Topkapı olaylarında da Paşabahçe işçileri tanıklıklar vermiş ve Yassıada duruşmalarında birçok sendika yöneticisi yargılanmıştır.
- 33:31İşçilerin Hakları İçin Mücadelesi
- İşçiler, Demokrat Parti sempatizanı olsalar bile, 1950'li yılların sonuna doğru grev hakkını giderek artan bir arzuyla savunmuşlardır.
- İşçi kongrelerinde grev hakkının ısrarla talep edildiği raporlar bulunmaktadır.
- İşçiler, Demokrat Parti'nin taahhüt ettiği ancak vermediği hakların peşindelerdi.
- 34:48Taksim Mitingleri ve İşçi Hakları
- 1951-1952 yıllarında tekstil işçileri, serbestleşen ithalat rejimine karşı Taksim'de miting yapmışlardır.
- 1953'te çimento fabrikası işçileri, İslam Dış Sendikaları Birliği'ne sorunlarını getirmiş ve on binlerle ifade edilen bir kalabalık Taksim'e gelmiştir.
- 1961'in son günü Saraçhane'de gerçekleşen miting, Demokrat Parti dönemi sonrası bir birikim dönemi olarak değerlendirilmelidir.
- 38:52Türkiye'deki İşçi Hareketinin İki Damarı
- İstanbul İşçi Sendikaları Birliği (İSB) ve Türk-İş arasında önemli bir ayrım vardır; İSB fiili konfederasyon niteliğindeyken, Türk-İş daha bürokratik ve hükümetle iç içedir.
- İSB, kravatsız özel sektörde çalışanlar tarafından dövüşerek örgütlenirken, Türk-İş'in üyeleri genellikle kamuda örgütlüdür ve hükümetle müzakerelerle işi çözmeye meyillidir.
- İki sendikanın yönetim kurullarında Demokrat Parti'nin hakimiyeti uzun dönemli olarak devam etmiştir.
- 41:16İşçi Hareketinin Zayıf Noktaları
- İşçi hareketinin devletin ve egemen parti'nin hegemonyasından çıkamaması, bu dönemin damgasını vuran asıl faktördür.
- Sendikaların greve yönelik talepleri kongrelerde gündeme gelmesine rağmen başarılamamış, sendika yönetimlerinde grevi bastırmaya çalışan güçler seçilmiştir.
- Türkiye'nin her yerindeki kesimlerin Demokrat Parti tarafından kontrol altında tutulduğu gerçeği, işçi hareketinin zayıf noktalarından biridir.
- 42:161946-1947 Döneminin Önemi
- 1946'daki bağımsız damarın kısa sürede kesilmesi ve 1947'deki yeniden inşaat, komünist partisi ve sosyalist kimlikli sendikacıların tasfiye edilmesi, işçi hareketinin genetik kodlarını oluşturmuştur.
- NATO'ya girişle birlikte anti-komünizm, milliyetçilik ve devletle karşı karşıya gelmemek gibi değerler sendika hareketinde yerleşmiştir.
- 1950'lerde TKP'nin tevkifatlarla sahneden silinmesi, soldan besleyecek fikriyatın zayıflamasına neden olmuştur.
- 43:44İşçi Hareketinin Solculaşması
- İstanbul ekibi, kendi deneyimleriyle giderek solculaşan bir ekip olmuştur.
- 1960'ların başında İstanbul Dış Sendikaları Birliği içinde "İdealistler" adlı ekiple ilk kez kendilerini ortaya koymuşlardır.
- 1961'de Türkiye İşçi Partisi'ne geçiş yapmışlardır.
- 44:50Cumhuriyet Halk Partisi'nin İşçi Hareketine Yaklaşımı
- Cumhuriyet Halk Partisi 1958'de seçim mitinglerinde grevi, iş hukukunu, ücretli izni ve işsizlik sigortasını dillendirmeye başlamıştır.
- 1959'da çıkardığı beyannamede ciddi anlamda işçi taleplerini sahiplenmiştir.
- Seyfi Demirsoy gibi sendikacılar giderek Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılmaya ve açık renklerde bulunmaya başlamışlardır.
- 46:021960 Darbesi ve İşçi Hareketi
- 1960 darbesine giden süreçte sadece üniversite öğrencileri ve klasik politikacılar değil, işçi hareketinin kimi önderleri de Demokrat Parti'nin devrilmesi yönünde eylemlilik göstermiştir.
- 1960 darbesi sonrası çıkan anayasada da işçilerin haklarını istismar edip vaatlerde bulunan ancak iktidara geldikten sonra onları geçiştirmeye çalışan bir durum görülmektedir.
- İkinci bölümde 1960 darbesi sonrası işçi hareketinin önemli atılımları, Türkiye İşçi Partisi'nin kuruluşu ve devrimci işçi sendikalarına evrilen örgütsel ve sınıfsal atılımlar incelenecektir.