Buradasın
Türkiye'de Bilim İletişimi ve Eğitim Sistemi Üzerine Bir Sohbet
youtube.com/watch?v=ta305k0FlN4Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir televizyon programı formatında olup, Fatih Bey, Celal Şengöl, Emrah Sefa Gürkan, Dr. Çağrı Mert Bakırcı, Fatih Altaylı, İlber Ortaylı, Murat Bardakçı ve diğer akademisyenler arasında geçen bir sohbeti içeriyor.
- Programın ana konusu bilim iletişimi, eğitim sistemi ve akademik yapılar üzerine odaklanıyor. Sohbet, Carl Sagan'ın bilim iletişimi üzerindeki etkisinden başlayıp, Türkiye'deki eğitim sisteminin sorunlarına, akademik standartların zayıflamasına, bilimsel düşünce eksikliğine ve bilim kültürünün topluma nasıl aktarılacağına değiniyor. Ayrıca, farklı ülkelerin (Amerika, Fransa, Çin) eğitim sistemleriyle karşılaştırmalar yapılıyor.
- Sohbette ayrıca Osmanlı İmparatorluğu'nun bilim yaklaşımı, arşivcilik, tarih kaynakları ve bilimsel bilginin halka ulaşımı gibi konular da ele alınıyor. Konuşmacılar, Türkiye'de bilimsel kaynakların eksikliği, akademik kürsülerin statik kalması ve bilim iletişiminin önemini vurgulayarak, toplumda bilimsel düşünceyi nasıl artıracakları üzerine önerilerde bulunuyorlar.
- 00:01Bilim Konuşmalarına Dönüş
- Konuşmacı, memleketteki problemlerin büyük bölümünün temelinde bilim yoksunluğu olduğunu 15 yıldır vurguladığını belirtiyor.
- Bu akşam bilim ve saf bilim konuşulacak, bilim yayıncılığı önemli olduğu için Evrim Ağacı platformunun kurucusu Dr. Çağrı Mert Bakırcı davet edilmiş.
- Konuşmacı ayrıca Emrah Sefa Gürkan'ı da programda bulduğunu ve onun için Amerika'da İngilizce program yaptığını belirtiyor.
- 01:45Carl Sagan Hakkında Farklı Görüşler
- Konuşmacılar Carl Sagan konusunda uzlaşı sağladıklarını ve Celal Hoca ile zıt düşündüklerini belirtiyor.
- Çağrı Mert Bakırcı, Carl Sagan'ı bilimi popüler etme konusunda dünyada bir numara olarak görüyor ve kendisinin de bilim iletişimi yaptığını, Sagan'ın yaptığı işin değerini küçümsememesi gerektiğini savunuyor.
- Carl Sagan'ın etkisi literatürde "Sagan etkisi" olarak adlandırılıyor ve akademisyenlerin popüler bilime bakış açısının yıllar içerisinde nasıl değiştiği ile ilgili.
- 03:28Bilim İletişiminin Önemi
- 1980'lerde astrofizikçilere sorduğunuzda, bilimin halka anlatılması konusunda büyük bir kısmının hayır dediği anketlerde görülmekte.
- 1990'lar ve 2000'lerde yapılan anketlerde ciddi bir değişim yaşanmış ve bilim iletişiminin akademik çalışmaların önemli bir kısmını oluşturduğu görülüyor.
- Çağrı Mert Bakırcı, bilimin halka inmesinin çok önemli olduğunu düşünüyor ve Carl Sagan'ın bu konudaki etkisinin azımsanmaması gerektiğini vurguluyor.
- 06:08Carl Sagan'ın Eleştirileri
- Celal Hoca, Carl Sagan'ı abartılmış bulduğunu ve kendisinin tanımış olduğunu, Phoenix'teki bir toplantıda konusu olmayan bir konuda tebliğ verdiğini belirtiyor.
- Rahmetli Albert Oby King Junior, Apollo'nun Lunar Receiving Laboratuvarı'nın müdürü, Carl Sagan'ı "sahtekarın biri" olarak tanımlamış.
- Konuşmacılar, Stephen Jay Gould gibi popüler bilim insanlarının da hatalar içerdiği kitapları ve çalıntı olduğu makaleleri eleştiriyor.
- 10:58Stephen Hawking ve David Attenborough
- Stephen Hawking'in halk için yazılmış kitapları, her cümlenin arkasında uzun yıllar araştırması olduğunu gösteriyor.
- David Attenborough, belgesellerinde her söylediğini didik didik araştırmış biri olarak tanınıyor.
- David Attenborough hem biyoloji, botanik, zooloji hem de jeolojiye hakim bir bilim insanı olarak biliniyor.
- 14:26Jurassic Park ve Bilim İletişimi
- Jurassic Park filmleri sadece eğlenceli değil, dinozorları korku öğesi haline getirmiş.
- Filmlerde Velociraptor gibi hayvanların gerçek boyutları ve özelliklerinden sapma yapılmış.
- Akademik çevredeki bilim insanlarının popülerleştirmeye vakit bulamaması normal bir durum.
- 16:37Türkiye'de Bilim İletişimi
- Fatih Altaylı'nın yaptığı bilim iletişimi, Türkiye televizyonlarında popüler bilim iletişiminin yapılabileceğini gösterdi.
- Bilim iletişiminin bir meslek olarak yapılabileceğini gösteren örnekler arasında Evrim Ağacı bulunuyor.
- İlk başta şüpheli görülen bilim programları, zamanla büyük bir izleyici kitlesi kazandı.
- 17:40Bilim İnsanlarının Yetenekleri
- Bilim insanlarının bazıları, ilber gibi, çok geniş bilgi sahibi olabilir ve hatta Latince metinleri ezberleyebilir.
- Ortalama bilim insanları genellikle fon peşinde koşmak ve laboratuvar çalışmalarına odaklanmakla meşgul olabilir.
- Bilim insanlarının yetenekleri ve bilgi sahibi olmaları, bilim iletişimi için önemli bir kaynak.
- 19:00Tektonik Harita Projesi
- NASA'dan gelen bir istekte, dünya tektonik haritası için 100 bin dolar teklif edildi.
- Kevin ve John, bu projeyi bir ay süreceği düşünülse de, aslında daha kısa sürede tamamladılar.
- Avustralya'nın tektonik haritasını inceleyerek, çeşitli kratonlar, orojenik kuşaklar ve havzaları belirlediler.
- 21:37Bilimsel Çalışmalar ve Motivasyon
- John'un kütüphanesinde uluslararası jeo kongresi için Earth Sciences Review'un özel bir sayısı bulunuyordu.
- Avustralya haritası bir hafta sonunda tamamlanmış ve NASA'ya gönderilmiş, bu çalışma yüz bin dolar kazanmıştı.
- Tutkuyla çalışanların zaman bulabileceğini vurgulayan konuşmacı, insanların zaman bulamadığını söyleyenlere karşı çıkıyor.
- 23:14İslam Toplumunda Bilim
- Doğu toplumları bilimde doğrudan benzer bir ilişki kurmuyor, ancak İslam toplumunda bir dönem bilimle ilişki kurulmuştu.
- İslam biliminin altın çağı 9., 10. ve 11. yüzyıllarda Farabi ve İbn-i Sina gibi düşünürlerle gerçekleşmişti.
- Her toplumun bir paradigması var ve Batı 17-18. yüzyıldan beri bilime ve yeniliğe açık bir paradigmadaydı.
- 24:01Yenilik ve Akademik Yapılar
- Kurumsal yapılar genellikle yenilikçi olmaz, statik kalır ve bilimsel devrim birkaç kişinin fedakarlıklarıyla gerçekleşmiştir.
- Sanat tarihinde Empresyonistler akademiden ayrılarak kendi yollarını keşfetmişlerdir.
- İslam dini 11-12. yüzyıllardan sonra akılcılıktan uzaklaşmaya başlamıştır.
- 25:20Toplumların Gelişimi
- Bir toplum kendini rahatsız edici lafı duymak istemiyorsa gelişemez.
- Toplumlar sonuç vermezse muhafazakar olur ve sadece yeniliğe değil, teoriye de kapalı olabilir.
- Osmanlı'da Jön Türkler gibi Batı'ya özenmiş gençler bile bilimle ilgilenmemiş, pratik çözümler üreten bir yaklaşım benimsenmiştir.
- 26:32Eğitim Sisteminin Sorunları
- Bolşevizm yanlısı insanlar, bolşevizmin ne olduğunu bilmiyor ve Atatürk'ü örnek alıyorlar.
- İnsanlar Atatürk'ün Nutuk'u okumamış, gerçek Nutuk'un Osmanlıca'da yazıldığını ve içinden bazı metinlerin çıkarıldığını bilmiyorlar.
- Eğitim sisteminin felsefesizliği nedeniyle teoriye değer verilmiyor, pratik şeyler üretme eğitimi veriliyor.
- 27:40Teori ve Pratik Arasındaki Fark
- Teoriyi anlamak için sınavlardan vazgeçilmeli, ancak öğrenciler metinleri sadece özetleyebiliyor, tarihsel bağlamda anlayamıyorlar.
- Bilim adamları bile "böyle olabilir" yerine "böyledür" diyerek kesinlikle konuşuyorlar, çünkü dershanede ders verenlerin anlayışına uygun konuşuyorlar.
- Mühendislik eğitiminde pratik ve teori birbirini tamamlıyor, mühendis problem çözmek için teorik bilgiye ihtiyaç duyar.
- 29:13Üniversite Sisteminin Değerlendirilmesi
- Türkiye'de özel okulların ortalama kitap sayısı çok düşükken, konuşmacının evinde 50.000 kitap var.
- Pratik sonuçları olan kişiler, diploma ile her şeyi yapabiliyor ve sınavlara başarılı olabiliyorlar.
- Akademide intihal olayları yaşanıyor, tezlerde önceki çalışmaların tekrarı yapılarak basılıyor.
- 31:12Üniversite Sisteminin Gelişimi
- Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk 75 seneinde 76 üniversite açılmışken, son 5 sene içinde 100 üniversite daha açılmış.
- Teknik üniversitelerin başına gelen en büyük felaketlerden biri 1944'te Adana Üniversitesi ilave edilmesi olarak görülüyor.
- Fransa'da eğitim sisteminde "grande école" adı verilen özel okullar var ve burada başarısız olanlar herhangi bir Fransız üniversitesi tarafından üçüncü sınıfa kabul ediliyor.
- 34:33Fransa'da Profesör Olmak
- ihtilalde Sorbon'daki bütün yobazlar kesiliyor ve Fransızlar bir üst seviye okul olarak muhafaza etmeye çalışıyorlar.
- Profesör olunca dokuz ders verme ve dokuz seminer organize etme mecburiyeti bulunuyor, ancak bunun dışında mesuliyet yok ve muazzam miktarda para var.
- Konuşmacı, kolejde profesör olarak aldığı bütçeyle Avusturya'da Obruk Şefin biyografisinin Almanca'ya tercümesini finanse etmiş.
- 36:05Toplum Yapısı ve Elitlik
- Amerika'da kaynak olmadan hürriyet yok, ancak orada aracı kaynak verip iplerini yönlendirmekle toplum var.
- Türkiye'de elit tutan bir toplum değil, üçüncü, dördüncü kuşaklı çıraklar çıkabiliyor.
- Devşirme mantığıyla alttan sadakati olan, liyakati olmayan adam çıkarılıyor ki kendisini sorgulamasın.
- 37:46Kufstein Kontu Hikayesi
- Kufstein kontu ve kontesinin şatosunda oturamıyorlar çünkü paraları yetmiyor, şatoyu düğünlere kiralıyorlar.
- Şatoda Osmanlıca dünya haritası bulunmuş ve konuşmacı fotoğrafını çekip Harvard Üniversitesi'ne göndermiş.
- Kontes, Bavyera prensesi olup İstanbul'dan satın aldığı haritayı sempozyumda sunmuş.
- 41:14Arşiv ve Kültür
- Türkiye'de arşivler yetersiz, örneğin Diyarbakır'ın arşivi sadece şeriye sicili var.
- Osmanlı'nın içine giren Yahudi, Rum veya Ermeni adam olabilmiş.
- İstatistiklere göre Müslümanlar arasından okuma yazma bilme oranı Bosna'da en yüksek, coğrafya konsantrik circle'lar içinde geçiyor.
- 43:30Eğitim ve Nüfus İstatistikleri
- 1800 yılına geldiğimizde Fransa'da okuma yazma oranları %47 iken, Osmanlı'da 1798'de ve 1927'de bile erkekler arasında %10 olmamıştır.
- Osmanlı'da toplam nüfus hiçbir zaman 20 milyonu geçmemişken, aynı dönemde Japonya'da 30 milyon nüfusu bulunmaktaydı.
- Cihat Çof bir kitapta, Anadolu'da nüfusun çok az olduğunu iddia ederek Avrupa'dan köylerin nakledilmesi teklifinde bulunmuştur.
- 45:47Bilim İletişimi ve Temel Temalar
- Türkiye'de bilim iletişimi yaparken karşılaşılan iki büyük tema vardır: birincisi umutsuzluk ve coğrafyanın kader olduğunu düşünmek, ikincisi ise ciddi bir bilime açlık.
- Bilim insanlarının halkla iletişim kurmaması durumunda, bilime ulaşamayan insanlar farklı akımların etkisine maruz kalabilir.
- Bilim iletişimi alanında, bilimsel verilerle gerçekleri anlatanlar ve bilim adamı kimliği altında yanlış bilgi yayanlar arasında bir ayrım vardır.
- 48:23Bilimsel Yanlış Bilgiler ve Gerçekler
- Bilim iletişimi alanında, gökyüzünden 10 metrelik çubuk atmakla yeryüzünde 7,8 büyüklüğünde bir deprem tetikleyemediğimiz bilgisi verilmektedir.
- Uzay ajansı başkanı olarak görev yapmış bir kişinin, 10 metrelik titanyum çubukla ilgili yanlış bilgiler yaydığı belirtilmiştir.
- Amerikan Hava Kuvvetleri, 1967 yılında uzayda nükleer silahlanmaya kapatılması anlaşmasının ardından, kinetik enerjiye dayalı silahlar (titanyum veya tungsten çubuklar) ile yeraltı silolarını penetre etme ve balistik füzeleri vurma imkanlarını değerlendirmiştir.
- 52:02Deprem Enerjisinin Ölçümü
- Deprem enerjisinin Richter ölçeğindeki büyüklüğü insanlar tarafından tahayyül edilemez seviyede.
- Richter ölçeğinde her bir artış, depremin enerjisini 31.6 katına çıkarır; örneğin 7.80 büyüklüğündeki bir deprem, 4.50 büyüklüğündeki 89.110 katı enerji saçar.
- Logaritmik ölçek, bilim insanları için sıradan bir skala olsa da, günlük hayatta bu hesaplamaları anlamak zordur.
- 54:35Bilimsel Bilginin Önemi
- Deprem sonrası sel felaketinde, dereyi daraltıp yanına ev yapmak gibi bilimsel bilgi eksikliğinden kaynaklanan hatalar yapılmıştır.
- Coğrafya dersinde taşkın ovası gibi kavramları öğretmek, insanların doğal afetlerden korunmasını sağlar.
- Napoli gibi tarihi şehirlerde bile, bilimsel risk değerlendirmeleri sonucunda halkın taşınması önerilebilir.
- 56:20Toplumun Yerinden Taşınması
- Toplumlar genellikle kökleri olan yerlerden taşınmaz, İstanbul gibi şehirler bile depremlerden sonra yeniden inşa edilmiştir.
- Şehirlerin yerinden taşınması nadir olup, genellikle küçük yerleşim yerlerinde gerçekleşir.
- İnsanlar farklı iklimlerde bile yaşayabilir, örneğin eskimolar ve Vikinglerin Groenland'da yerleşmesi gibi.
- 59:19Bilim ve Dil
- Bilim yapmak için bilimin literatürüne hakim olmak gerekir, bu nedenle yabancı diller öğrenmek önemlidir.
- Türkiye'de bilimsel kaynakların çoğunun Türkçe olmadığı, bu nedenle insanların bilime erişememesi sorunudur.
- İngilizce bilme oranının %9 olduğu iddia edilse de, bu oranın çok daha düşük olduğu düşünülmektedir.
- 1:03:02Bilimsel Kaynakların Tercümesi
- Doktora öğrencileri için mevcut temel kaynakların hiçbirinin Türkçe olmadığı belirtilmiştir.
- Geçmişte Teknik Üniversitesi'nin görevlerinden biri, Türkçe ders kitabı yazmak ve meşhur ders kitaplarını tercüme etmektir.
- Mustafa İhsan'in "Genel Jeoloji" kitabı dışında, yeni bilimsel kitapların Türkçe çevirileri yapılmamaktadır.
- 1:04:13Türkçe Kaynakların Önemi
- Konuşmacı, teknik üniversiteden ders kitabı yazması için baskı aldığını ve bu konuya idealist yaklaştığını belirtiyor.
- Türkiye'de Türkçe kaynakların çoğaltılması gerektiğine inanıyor çünkü herkes İngilizce okuyamaz.
- Çin tarihçisi gibi alanlarda Türkiye'de yeterli uzman olmadığı, bu durumun ayıp olduğunu vurguluyor.
- 1:05:42Akademik Alanlarda Kişisel Deneyimler
- Konuşmacı, Çin tarihi üzerine çalışırken akademik alanda iki engel olduğunu belirtiyor: para ve merkezi bir sistem.
- Üniversitede doçentlik sınavında farklı dönemlere ayrılmış alanlarda sadece bir uzman bulunuyor.
- Akdeniz tarihi gibi yeni kürsüler açılsa bile, pratik engeller nedeniyle bu alanlarda eğitim almak zorlaşıyor.
- 1:06:35Akademik Sistemin Sorunları
- Üniversite sisteminin statik kaldığını ve 1940'lardan beri değişmediğini belirtiyor.
- İstanbul Üniversitesi'nde Macar tarihinde otuzbeş sene hiçbir şey üretmeden kürsü açılan bir örneği veriyor.
- Bilimsel çalışmalarda çok az analiz yapıldığını, özellikle Semavi Ateş gibi isimlerin çok ürettiği ancak analiz eksik kaldığı vurgulanıyor.
- 1:07:55Bilimsel Bilginin Yayılması
- Brandolini yasası olarak bilinen "bir iddiayı çürütmek, onu ortaya atmaktan çok daha zordur" ifadesi konuşuluyor.
- Bilimsel bilgiyi yaymanın zorlukları ele alınıyor, insanlar kendi hayatını tehlikeye atacak şeyleri bile bilmiyor ve öğrenmek istemiyor.
- Bilimsel düşünce eksikliğinin bir örneği olarak Beypazarı'da yarım kalan bir inşaatın betonunun çürümüş olması ve belediyenin bunu fark etmemesi veriliyor.
- 1:10:25Bilimsel Düşünce Eksikliği ve Çözüm Önerileri
- Bilimsel düşünce eksikliğinin altında yatan sorunların çözülebileceği belirtiliyor.
- Kaynakları kendi dilinde sağladıktan sonra insanlar saçmalıklara karşı savunma yapabileceklerine dair cephaneler edinilmiş olacaklar.
- Değişimin konuşmacının anlatmasıyla değil, akrabalar arasında veya kişinin kendi başına kaldığında, kendisiyle yüzleştiğinde gerçekleştiği vurgulanıyor.
- 1:11:26Bilim ve Eğitim Sisteminin Sorunları
- Türkiye'de biyoloji gibi alanlarda yurtdışına gitmek isteyenler ve Türkiye'de kalmak isteyenler çok sayıda kişiye rastlanıyor.
- Akademik makalelerin Türkiye'yi ileri götürmesi imkansız, popüler bilim yapmak gerekiyor.
- Akademik programlar sayesinde gelen e-postalar, insanların bilim ve eğitim konusunda ilgi gösterdiği bir kanıtı.
- 1:12:32Eğitim Sistemindeki Eşitsizlikler
- Türkiye'de Mete Tunçay'ın belirttiği gibi çok eğitimli bir kesim sadece yüzde üç oranında kalıyor.
- Amerikalıların genel kültür farkı yoktur, Türk'ün genel kültürünün daha gelişmiş olması rağmen meraklı olmaları sorun.
- Sınıfsız toplumun liyakatsız topluma dönüşmesi, bir nesilde öğrenebileceği bilgilerin sınırlı olması nedeniyle yaşanıyor.
- 1:13:32Sosyal Kapital ve Erişilebilirlik
- Sosyal kapital, evde öğrenilen bir şeydir ve bu nedenle bir kişinin eğitim seviyesi, ailesinin sosyo-ekonomik durumuna bağlı olabilir.
- Türkiye'de devşirme sistemi benzeri bir durum var; devlet istediği zaman bir çocuğun eğitimine müdahale edebilir.
- Kaynağa erişilebilirlik çok önemlidir, ancak Türkiye'de bu erişim zorlaşmaktadır.
- 1:14:38Amerika ve Türkiye Arasındaki Farklar
- Amerika'da ortalama bir Amerikalı, dünya kültürü bakımından Türkiye'deki ortalama Türk'ten daha az bilgili olabilir.
- Amerika'da bilim kültürünün bir parçası olarak, halka açık müzeler ve bilim merkezleri yaygındır.
- Türkiye'de müze kültürünün olmaması, bilimsel kaynakların sadece internet sitesindeki makalelerle sınırlı olması sorun yaratıyor.
- 1:16:10Üniversite Finansmanı ve Yönetimindeki Sorunlar
- Konuşmacı, Türkiye'de üniversite kurmak isteyen kişilerin farklı nedenleri olduğunu belirtiyor; iyi niyetlilerin adını yaşatmak istemesi ve kötü niyetlilerin para kazanmak istemesi.
- Koç, Sabancı, Özyeğin gibi iyi örnekler dışında, Türkiye'de üniversite kurulurken para yatırılan kişinin rektörü, fakülte isimlerini belirleyebilme ve gerektiğinde üniversitenin kapatılabilme haklarına sahip olması eleştiriliyor.
- Konuşmacı, bağış yapan kişinin üniversitenin yönetimine karışması durumunda, bağışın etkili bir şekilde kullanılma ihtimalinin düşük olduğunu vurguluyor.
- 1:19:05Harvard ve Caltech Örneği
- Konuşmacı, Caltech'in yılda üç milyar dolar fon aldığını ve Harvard'ın toplam parasının otuz milyar dolar olduğunu belirtiyor.
- Caltech'te binsekizyüz kişi varken, bunların bin'i doktora öğrencisi, bin den fazlası undergrad (lisans) öğrencisi olarak veriliyor.
- Konuşmacı, Gordon Moore'un Intel'in sahibi olduğunu ve Amerikan tarihinin en büyük tek bağışlarından biri olan altıyüz milyon dolarlık bağışı yaptığını anlatıyor.
- 1:21:02Burs Sistemi ve Bilim Üretimi
- Konuşmacı, burs alırken "kampüste yürüyebilmek" dışında hiçbir şey istenmediğini, üniversite burs sahibinden hiçbir şey isteyemeyeceğini belirtiyor.
- Öğrencilerin rejener jeoloji dersi talep etmesi üzerine, konuşmacı ders vermek istese de resmen izin verilmediğini, ancak kimse mani olmayacağını öğreniyor.
- Konuşmacı, öğrencilerle birlikte problem çözme yaklaşımıyla çalışarak bir makale ürettiğini ve bu çalışma sırasında And Dağları ile Rocky Mountains arasında beş milyon yıl önce kurulabilen bir bağlantı olduğunu belirtiyor.