Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Kadir öğretmenin öğrencilere Türkçe dilbilgisi konularını anlattığı eğitim içeriğidir. Öğretmen, Kübra adında bir öğrenciyi de ders sırasında yanına almıştır.
- Video, sözcükte anlam konusunu kapsamlı şekilde ele almaktadır. Gerçek anlam, yan anlam, mecaz anlam, terim anlam, eş anlamlı, yakın anlamlı, eş sesli ve zıt anlamlı sözcükler, sözcüklerde anlam değişmeleri, deyim aktarması, benzetme, teşbih, soyutlaştırma, somutlaştırma, genel-özel anlam, nicel-nitel anlam, yansıma sözcükleri, atasözleri ve ikilemeler gibi konular örneklerle açıklanmaktadır.
- Videoda ayrıca ÖSYM sınavlarında karşılaşılabilecek soru tipleri çözülmekte, boşluk doldurma soruları ele alınmakta ve "nergis" kelimesinin etimolojik kökeni ile Yunan mitolojisindeki Narsis hikayesi anlatılmaktadır. Öğretmen, konuları günlük hayattan örneklerle pekiştirmekte ve öğrencilerin sınavlarda karşılaşabilecekleri soru tiplerini göstermektedir.
- 00:07Paragraf Kampı Duyurusu
- Instagram'dan takipte kalanlar için 27 günlük paragraf kampı açılacak.
- Her gün 10-15 dakikalık videolar paylaşılacak.
- Kamp kapsamında sözcükte anlam, cümlede anlam ve paragraf konuları işlenecek.
- 00:44Gerçek Anlam
- Gerçek anlam, sözcüğün akla gelen ilk anlamıdır.
- "Göz" sözcüğünün "yaşlar vardı" cümlesindeki anlamı gerçek anlamdır.
- "Pişmek" sözcüğünün "etleri pişirdi" cümlesindeki anlamı gerçek anlamdır.
- "Gölge" sözcüğünün "gölgede dinlen" cümlesindeki anlamı gerçek anlamdır.
- "Patlatmak" sözcüğünün "tabancayı patlattı" cümlesindeki anlamı gerçek anlamdır.
- "Dil" sözcüğünün "dilimde yara" cümlesindeki anlamı gerçek anlamdır.
- 02:33Yan Anlam
- Yan anlam artık gerçek anlamın bir alt dalıdır.
- Yan anlam, sözcüğün temel anlamıyla bağlantılı olarak sonradan kazandığı anlamdır.
- Yan anlam, sözcüğün temel anlamına benzerlik ilgisiyle ortaya çıkar.
- "Göz" sözcüğünün "masanın gözü" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- "Yaprak" sözcüğünün "defterin yaprağı" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- "Bakmak" sözcüğünün "dağlara bakıyordu" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- "Burn" sözcüğünün "vapurun burnu" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- "Patlamak" sözcüğünün "ayakkabısı patlamıştır" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- "Dil" sözcüğünün "Alper'in dilinden" cümlesindeki anlamı yan anlamdır.
- 05:28Mecaz Anlam
- Mecaz anlamda sözcük anlamını tamamen kaybeder ve sıfır km yepyeni bir anlam kazanır.
- "Göz koymak" sözcüğünün "kıza göz koymuştu" cümlesindeki anlamı mecaz anlamdır.
- "Gözden düşmek" sözcüğünün "kübra gözden düştü" cümlesindeki anlamı mecaz anlamdır.
- "Gölge" sözcüğünün "gölgesi bile ders çalışması yetiyordu" cümlesindeki anlamı mecaz anlamdır.
- "Pişmek" sözcüğünün "öğretmenlik mesleğine iyice pişmişti" cümlesindeki anlamı mecaz anlamdır.
- "Sel" sözcüğünün "yeni bir duygu seli yaşadım" cümlesindeki anlamı mecaz anlamdır.
- 06:54Terim Anlam
- Terim anlam, bilim, sanat ve teknik alanlarda kullanılan kavramlardır.
- "Ölçü" sözcüğü edebiyat teriminde kullanılır.
- "Perde" sözcüğü tiyatro teriminde bölüm anlamında kullanılır.
- "Edat" sözcüğü Türkçe dersi ile alakalı bir terimdir.
- 07:27Sözcük Anlamları
- Bir sözcüğün akla gelen ilk anlamı gerçek anlam, anlamını tamamen kaybettiği anlam ise mecaz anlamdır.
- Terim anlam, bilim, sanat ve spor alanlarında kullanılan özel anlamlardır.
- 07:43Anlam İlişkilerine Göre Sözcükler
- Eş anlamlı sözcükler, yazılışları ve okunuşları farklı ama anlamları aynı olan sözcüklerdir (kara-siyah, mana-tören, ak-beyaz).
- Yakın anlamlı sözcükler, anlamları birbirinin aynısı değil ama benzer olan sözcüklerdir (geniş-bol, seyretmek-izlemek, doğru-dürüst).
- Eş sesli sözcükler, yazılışları ve okunuşları aynı ama anlamları farklı olan sözcüklerdir (çay-içilen içecek, çay-akarsu, yüz-sayı, yüz-sima, yüz-yüzmek).
- 10:41Zıt Anlamlı Sözcükler
- Zıt anlamlı sözcükler, anlamları birbirinin tam tersi olan sözcüklerdir (büyük-küçük, şişman-zayıf, kolay-zor, aşağı-yukarı, uzun-kısa, zengin-fakir).
- Olumsuzluk eki (mame) zıtlık yapmaz, sadece olumsuzluk oluşturur (gelmenin zıttı gelmemek değil, gitmektir).
- Bağlam, bir sözcüğün zıttını belirler; örneğin "inmek" kelimesinin zıttı cümlede nasıl kullanıldığına göre değişebilir (merdivenlerden inmek - çıkmak, uçak indi - havalanmak, otobüsten inmek - binmek).
- 13:00Sözcüklerde Anlam Değişmeleri
- Anlam daralması, bir sözcüğün eskiden sahip olduğu anlamların daralmasıdır (mete-oğul, oğlan; yemiş-meyve; davar-mal; hayvan-koyun, keçi).
- Anlam genişlemesi, bir sözcüğün eskiden sahip olduğu anlamların genişlemesidir (yıldız-ışıkhan, gökcismi; araba-atlı araba).
- Anlam kötüleşmesi, eskiden iyi bir anlama sahip olan bir sözcüğün şimdi kötü anlama sahip olmasıdır (abdal-aptal).
- Anlam iyileşmesi, eskiden kötü bir anlama sahip olan bir sözcüğün şimdi iyi anlama sahip olmasıdır (mareşal-yüksek askeri rütbe; yavuz-cesur).
- 15:17Deyim Aktarması
- Deyim aktarması dört şekilde olur: insandan doğaya aktarma, doğadan insana aktarma, doğadan doğaya aktarma ve doğadan doğaya aktarma.
- İnsandan doğaya aktarma (kişileştirme veya teşhis), insana ait olan bir şeyi doğaya ait olarak kullanmaktır (üzgün deniz beni çağırıyordu, sevgi beni tıpışlayıp çekerek uzaklaştırıyor).
- Doğadan insana aktarma, doğaya ait bir kavramı insana ait olarak kullanmaktır (babası yapılan alışverişi görünce kahvaltıda kükredi, Ahmet yıllarca dalgalandı da ne oldu).
- Doğadan doğaya aktarma, doğaya ait bir kavramı yine doğadaki başka bir varlığa ait olarak kullanmaktır (bu ağaçta kanat çırp, geçen gün denizde kükredi durmadan).
- 18:20Duyudan Duya Aktarma
- Duyudan duyuya aktarma, bir duyu organı ile anlatılan bir şeyi başka bir duyu organı yardımıyla anlatmaktır.
- Örnekler: "Kadife sesli bir sanatçı" (işitme duyusuyla anlatılan bir şeyi dokunma duyusuyla anlatma), "Sıcak tavır" (görme duyusuyla anlatılan bir şeyi dokunma duyusuyla anlatma).
- Diğer örnekler: "Acı bir çığlık" (işitme duyusuyla anlatılan bir şeyi tatma duyusuyla anlatma), "Tatlı tatlı konuşmak" (işitme duyusuyla anlatılan bir şeyi tatma duyusuyla anlatma).
- 19:57Ad Aktarması
- Ad aktarması, benzetme amacı gütmeden bir sözcüğün yerine dışardan getirilen başka bir sözcüğün kullanılmasıdır.
- İç-dış ilişkisine bağlı ad aktarması: "Sobayı yak" (soba yanmaz, içindeki kömür yanar), "Ayağını çıkar" (ayak değil ayakkabı kastedilir).
- Sanatçı-yapıt ilişkisine bağlı ad aktarması: "Reşat Nuri okudum" (Reşat Nuri'nin eserini okudum).
- 21:52Diğer Ad Aktarması Örnekleri
- Yer-o yerde yaşayanlar ilişkisine bağlı ad aktarması: "Evden izin almam gerekirdi" (evde yaşayanlar kastedilir).
- Parça-bütün ilişkisine bağlı ad aktarması: "Annesi camdan bağırıyordu" (cam değil pencere kastedilir).
- "Galatasaray'a iyi bir sol ayak gerek" örneğinde, Galatasaray'ın sol ayak değil sol ayağını iyi kullanan futbolcuyu kastedildiği anlaşılır.
- 24:25Neden-sonuç İlişkisi
- Neden-sonuç ilişkisinde, nedeni söylemek yerine sonucu söylemektedir.
- "Uçaklar gökten ölüm yağdırdı" örneğinde, uçak gökten ölüm değil bomba yağdırır ve bomba ölüm sonucudur.
- "Bu yıl tarlalar mübarek" örneğinde, gökten bereket değil yağmur yağar ve yağmur bereket sonucudur.
- 25:12Dolaylı Adlandırma
- Dolaylı adlandırma, anlatmak istediğimiz bir sözcükle anlatmak gerekirken birden çok sözcükle anlatmaktır.
- Örnekler: "Tüfek" yerine "delikli demir", "yazar" yerine "kalem işçisi", "sinema" yerine "beyazperde", "televizyon" yerine "aptal kutusu".
- Diğer örnekler: "Kaleci" yerine "file bekçisi", "İstanbul" yerine "yedi tepeli şehir", "İsparta" yerine "güller diyarı", "Haliç" yerine "altın boynuz", "İzmir" yerine "Ege'nin incisi".
- 26:17Güzel Adlandırma
- Güzel adlandırmada, kötü izlenim bırakacak olan şeyi daha iyi söylemek için birden çok sözcük kullanılır.
- Örnekler: "Verem" yerine "ince hastalık", "sağır" yerine "işitme engelli", "kör" yerine "görme engelli", "tabut" yerine "imamın kayığı", "öldü geberdi" yerine "hakk'a yürüdü", "cin" yerine "üç harfliler".
- Dolaylamada güzel söylemek zorunda değiliz, ancak güzel adlandırmada kötü bir şeyi daha güzel bir şekilde dile getiririz.
- 27:31Kinaye
- Kinaye, bir sözcüğü hem gerçek anlamda hem mecaz anlamda kullanmaktır, ancak kastımız gerçek değil mecaz anlamdır.
- Örnekler: "Kübra'nın kulağı deliktir" (gerçek anlamda kulak deliği, mecaz anlamda dedikodu kulağına gelir).
- Diğer örnekler: "Kübra'nın kapısı herkese açıktır" (gerçek anlamda kapı açık, mecaz anlamda misafirperverlik), "Sırtında ağır bir yük var" (gerçek anlamda yük taşıma, mecaz anlamda ailenin yükü), "Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" (gerçek anlamda duman çıkmaz, mecaz anlamda bilgi payı vardır).
- 29:14Tarih İğneleme
- Tarih iğneleme, söylenen şeyle kast edilenin birbirine zıt olmasıdır.
- Örnekler: "Eve bu kadar hızlı gidersen ancak üç gün sonra ulaşırsın" (hızlı demek yavaşlamak kastedilir).
- Diğer örnekler: "O kadar güzeldi ki güzellik yarışmasında sonuncu oldu" (güzel demek çirkin kastedilir), "Yazısı o kadar güzel ki beş doktor bir araya gelse okuyamaz" (güzel demek okunmaz kastedilir).
- 30:21Benzetme
- Benzetme için temel unsurlar vardır ve yardımcı unsurlar olarak benzetme edatı ve benzetme yönü bulunur.
- Tam teşbih, dört ögesini (benzetilen, benzeyen, benzetme edatı ve benzetme yönü) kullanan benzetmedir.
- Teşbihi bel, sadece benzetilen ve benzeyen ögelerini kullanan yalın benzetme veya güzel benzetmedir.
- 32:28Soyutlaştırma ve Somutlaştırma
- Soyutlaştırma, normalde somut olan bir sözcüğün cümlenin içerisinde soyut olarak kullanılmasıdır.
- Somutlaştırma, normalde soyut olarak kullanıma uygun bir sözcüğün cümlenin içinde somut olarak kullanılmasıdır.
- Soyutlaştırma örneği: "Köprüleri yıkıp görüşmeme kararı aldık" (köprü somut bir yer olmasına rağmen ilgi alakayı kesmek anlamında kullanılmıştır).
- 34:23Genel ve Özel Anlam
- Genel anlam, bir kavramın tüm örneklerini kastetmektir.
- Özel anlam, belirli bir sayıda veya belirli bir örneği kastetmektir.
- Örnekler: "Kalem önemli bir iletişim aracıdır" (genel anlam), "Cebimde kalem atmış" (özel anlam).
- 35:42Nicel ve Nitel Anlam
- Nicel anlam, ölçülebilir kavramlardır.
- Nitel anlam, ölçülemeyen kavramlardır.
- Örnekler: "Evimin geniş bir salonu var" (nicel anlam), "Ruslar geniş insanlardır" (nitel anlam).
- 37:03Yansıma Sözcükleri
- Yansıma sözcükleri, tabiattaki sesleri ağzımızla taklit eden sözcüklerdir.
- Örnekler: "Pat pat", "tık tıkırt", "gür gür", "şır şır", "ıslık", "tükürme".
- Yansıma olmayan örnekler: "Kuşlar ötüştü", "Cam pırıl pırıldı", "Bardaklar ışıl ışıl".
- 38:21Deyimler
- Deyimler anlatıma renk katar, gerçek anlam, mecaz anlam veya ikisi birlikte olabilir.
- Deyimler kısa, özlü, etkileyici, kalıplaşmış ve genellikle bir isim bir fiilden oluşur.
- Deyimler atasözlerinden farkı öğüt vermezler ve genelde cümle şeklinde bulunmazlar.
- 40:20Atasözleri
- Atasözleri uzun deneyimlerle oluşan geçmişin kurallarıdır ve cümle şeklindedir.
- Atasözleri bize öğüt verir ve genellikle mecaz anlamdadır.
- Bazı deyimler yakın anlamlı olabilir, örneğin "Baltayı taşa vurmak" ve "Çam devirmek".
- 40:54İkilemeler
- İkilemeler aynı sözcüğü tekrar ederek yapılır (mavi mavi, kapı kapı).
- İkilemeler eş anlamlı, yakın anlamlı, zıt anlamlı, bir anlamlı bir anlamsız veya ikisi de anlamsız sözcüklerle yapılabilir.
- İkilemeler yansıma sözcüklerle (çıtır çıtır, gürül gürül) veya ismin id denekleriyle (baştan başa, el ele) de yapılabilir.
- 42:05Türkçe Dil Bilgisi Soruları
- Yahya Kemal hakkında bilgi verilen cümlede "hayalini kurduğu dünyaya kalemiyle can vermiştir" ifadesi altı çizili söz grubu olarak belirtilmiştir.
- "Kaba" kelimesinin farklı anlamları incelenerek, "büyük taneli, sayıca az ama irice" anlamı dışarıda kalmıştır.
- "Puslu zamanları" ve "zamanı araladığımda" ifadelerinde mecazlı bir söyleyiş bulunmaktadır.
- 45:36Kelime Anlamları ve Eşleştirmeler
- "Acı" kelimesi cümlelerde beş farklı anlamda kullanılmıştır: tadı bu nitelikte olan, yanma acısı, üzüntü, sert poyraz ve kötü ve dokunaklı olan.
- "Ağırlık" kelimesi cümlelerde aynı anlama gelecek şekilde iki farklı şekilde kullanılmıştır: ailenin yükü/külfeti ve dikkati yoğunlaştırmak.
- "Aydın" kelimesinin farklı anlamları incelenerek, "dersleşen duyguların kültürle tekrar değerli hale gelmesi" anlamı dışarıda kalmıştır.
- 49:08Atasözleri ve Anlamları
- "Ağustos'ta beyni kaynayanın zem'de kazanı kaynar" atasözünün anlamı "elinde fırsat varken geleceğini düşünmeyip keyfe dalan aç kalır" olarak açıklanmıştır.
- "Ahmak gelin, yengeyi, halayı sanır" atasözünün anlamı "ahmak kimse kendisini koruyup gözeteni, onun görevi zanneder" olarak açıklanmıştır.
- "Ahma yüz abdalla söz vermeye gelmez" atasözünün anlamı "eğer ahmağa ilgi gösterirsen ve abdal'a söz hakkı verirsen seni uğraştırır" olarak açıklanmıştır.
- 50:24Sözcük Anlamları ve Kullanımları
- "Akşam ahıra, sabah çayıra" ifadesi "hayatta yiyip içip yatmaktan başka hiçbir şeyi olmayan camış gibi yatanlar içindir" anlamında kullanılmıştır.
- "Akşama karşı gitme" ifadesi "yolculuğa gece değil, sabah erken çıkılmalıdır" anlamında kullanılmıştır.
- "Akşama kalmak" ifadesi "bir hususta gecikmek" anlamında kullanılmıştır.
- 51:58Atasözleri ve Deyimler
- Kadir öğretmen, öğrencilerin dikkatini canlı tutmak için dersinin 20. dakikasında bir konuşma yapar ve öğrencilerden bu konuşmayı bir atasözü ile bir cümlede vermelerini ister.
- Öğrenciler "Al elmaya taş atan çok olur" atasözünü "Değerli şeylerin talibi çok olur" anlamında yorumlar.
- "Al hile: zekayı kullanarak hile ile aslanı tutarsın ama güç ile sıçan fareyi bile tutamazsın" atasözü doğru bir şekilde yorumlanır.
- 54:06Deyimlerin Anlamları
- Deyimler gerçek anlamlı, mecaz anlamlı ya da hem gerçek hem mecaz anlamlı olabilir.
- "O da düşene el uzatır" deyimi hem gerçek hem mecaz anlamda kullanılabilir.
- "Kimlerden ele aldın" deyimi mecaz anlamda kullanılır ve "bir işi başka birine devretmek" anlamına gelir.
- 55:14Dil Bilgisi Kavramları
- Kişileştirme, insana ait bir özellik başka bir varlığa aktarılmasıdır.
- Somutlama, soyut kavramların somut olarak düşünülmesidir.
- Kinaye, hem gerçek hem mecaz anlama gelecek şekilde kullanılan ifadelerdir.
- 56:54Cümle Analizi
- Aktarması, bir kavramın başka bir kavramın yerine kullanılmasıdır.
- Yansımadan türemiş sözcükler, ses taklitlerinden türetilen sözcüklerdir.
- Dolaylama, bir kelimeyle ifade edilecek bir şeyin birden çok kelimeyle anlatılmasıdır.
- 59:46Sanat ve Zanaat
- Sanat ve zanaat, yüzlerce hatta binlerce yıldır belli ölçütler doğrultusunda ve belli bir niyete dayanarak vuku bulan olgulardır.
- Zanaat kolları teknik uygulama neticesinde faydacı ürünler üretmeye devam ederken, sanat insan bilincini, benliğini ve yaratıcılığını ön planda tutan özerk bir alana dönüşmüştür.
- Zanaat ürünlerinin benzerini bulabilirsiniz, ancak sanatın aynısını bulamazsınız.
- 1:01:52TYT Türkçe Soru Çözümü
- Etkinlik ve soru çözümünde kitaptaki test soruları çözülecek.
- TYT Türkçe soru bankasından sözcükte anlam soruları çözülecek.
- Taktiklerle paragraf testlerinden 27. test 64-67 arası sorular çözülecek.
- 1:02:28Nergis Çiçeği Hikayesi
- Nergis çiçeği, göze benzeyen bir çiçek olarak tanımlanıyor.
- Yunan mitolojisinde Narsis ya da Narkissos adında çok güzel ama aşktan anlamayan bir erkek var.
- Kızlar onu sevse de Narsis onlara bakmıyor, bu yüzden kızlar tanrılara şikayet ediyorlar.
- Tanrılar Narsis'e ceza veriyor, derede kendi yansımasını görünce kendine aşık oluyor ve suya atlayarak boğuluyor.
- Vücudu çürüyerek göze benzer bir çiçek bitiyor ve bu çiçek bugünkü nergis çiçeği olarak biliniyor.
- 1:03:52Gelecek Kamp Duyurusu
- Sözcükte anlam konusu bitirildi.
- 27 günde 27 videolu, 10-15 dakikalık bir kamp yapılacak.
- Kamp sözcükte anlam, cümlede anlam ve paragraf içeren tüm soru tipleriyle ilgili olacak.
- Kamp linki Instagram'dan paylaşılacak.