Buradasın
Sultan Abdülhamid ve Türk Dilinin Korunması Üzerine Bir Konuşma
youtube.com/watch?v=55BNKCY3O_0Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir konuşmacının Sultan Abdülhamid'in siyasi yaklaşımları, İslam ve Batı ilişkileri, Türk dilinin korunması ve İslam yazısının önemi gibi konuları ele aldığı bir sunum formatındadır. Konuşmacı, emekli bir albay olarak kendini tanıtmakta ve 1969 yılında Manchester'de Dünya Müslüman Talebeler Birliği kongresinde de konuşmuş olduğunu belirtmektedir.
- Video, Sultan Abdülhamid'in siyasi hareketlerinden başlayarak, İslam ve Batı arasındaki ilişkileri, Osmanlı tarihi, İslam yazısının Latin yazısına göre avantajlarını ve Türkçe'deki Arapça kelimelerin önemi gibi konuları ele almaktadır. Konuşmacı, Türkçenin korunması için mücadele gerektiğini vurgulayarak, dil tasfiyeciliğinin "cinnet" olduğunu ve Türkçenin İslam kültürüne olan önemini anlatmaktadır.
- Konuşmacı, Sultan Abdülhamid'in Balkan kavimlerinin muhtar idare haline getirilmesi, Bulgar ve Yunan papazları arasındaki ihtilafı çözme çabaları gibi ileri görüşlü siyasi hareketlerini anlatırken, aynı zamanda Osmanlı'nın üstünlük duygusunu kaybettiğini ve yerine aşağılık duygusu kazandığını belirtmektedir. Ayrıca, Türkçenin korunması için Osmanlı dönemindeki dil kullanımından örnekler vererek, Türkçenin korunması için mücadele gerektiğini vurgulamaktadır.
- 00:28Sultan Abdülhamid'in Siyasi Yaklaşımı
- Konuşmacı, Sultan Abdülhamid'in vefatının yıldönümü dolayısıyla üç hafta boyunca ondan bahsettiğini belirtiyor.
- Sultan Abdülhamid, 93 Harbi'nin bir ihanet neticesinde Rusların Yeşilköy'e getirmesi üzerine mağlubiyetle sonuçlandığını ve İngiltere ile Hindistan'a yerleşmiş Ruslar'ın Türkistan'ı elde ettiğini anlatıyor.
- Sultan Abdülhamid, İngilizlere Kıbrıs taviz vererek Ayastefanas Mahallesi'ni iptal ettirmiş ve Berlin'de yeni bir muayede imzalanmasını temin etmiş.
- 02:20Bulgar Kilisesi Meselesi
- Sultan Abdülhamid, Balkan kavimlerinin birçoğunu bize bağlı muhtar idare haline getirmiş ve bu muhtar bölgede Bulgarlarla Yunanlılar arasında bir ihtilaf zuhur etmiş.
- Sultan Abdülhamid, Bulgarlara Yunan papazlarının idaresinde ayini idare etmelerini önermiş, ancak Bulgarlardan papaz olmadığı için papaz mektepleri açmış.
- Papaz mektepleri açıldıktan sonra Bulgar papazlar, Bulgar nüfusunda mevcut olduğu yerlerde aynı biz idare edeceğiz diye Yunanlılarla aralarında bir kavga çıkmış.
- 04:50Bulgar Kilisesi Başkanlığı
- Bulgarlar, kiliselerinin başkanlığı da olması gerektiğini söylemiş ve Sultan Abdülhamid, Berlin'de prefabrik bir bina hazırlatmış.
- Bu bina metal olarak yapılmış, duvarları taş değil ve gemilerle Haliç'e getirilip bir gecede monte edilmiş.
- Sabahleyin Rum papazlar kalktıklarında karşılarında bir bina var, dün yoktu ve bu bina Bulgar Essahlığı olarak adlandırılmış.
- 06:43Balkan Harbi ve İttihatçılar
- Sultan Abdülhamid tahttan indirildikten sonra Balkan Harbi çıkmış ve üç sene sonra Selanik'te Yahudi kardeşlerin binası tehlikeye girmiş.
- İttihatçılar, köylerdeki nüfus sayımını yaparak Bulgarlar ekseriyeti kiliseyi Bulgarlara, Yunanlılar ekseriyeti kiliseyi Yunanlılara vermiş.
- Bu durum, kiliseler kanunu olarak adlandırılmış ve Balkan Harbi'ni çıkarmış.
- 08:51Sultan Abdülhamid'in Siyasi Stratejisi
- Sultan Abdülhamid, harp etmek üzere hazırlık yapan bir padişahtı ve Kırım'ı geri alacaktı.
- Sultan Abdülhamid, orduya ve donanmaya yatırım yapmış, Türkiye borçlanmış ve Sultanahmet ihtilal yapan ordular harp yapamamış.
- Sultan Abdülhamid, bina ile harp yerine milletlerin aralarındaki ihtilafları kullanarak haberleyip dahilde kalkınma yapmak istemiş.
- 09:39Medeniyet ve Teknik Terakki
- Konuşmacı, Selim-i Salih ile başlayan, III. Selim'le başlayan kendi milli benliğimden kaçma ve Avrupa karşısında aşağılık duygusuna (inferiority kompleks) sahip olduğunu belirtiyor.
- Medeniyetin davranışlardaki olgunluk olduğunu, beşerin birbiriyle, hayvanatla, nebatatla ve tabiatla münasebetindeki olgunluk olduğunu vurguluyor.
- Muasır medeniyet diye bir şey olmadığını, teknik terakkinin hiçbir zaman medeni olmayan Avrupalıyı daha cani, daha katil, daha zalim yaptığını söylüyor.
- 12:18Batı Medeniyetinin Eleştirisi
- Konuşmacı, İspanya'nın 700 sene Müslüman olduğu müddet boyunca ele geçirildiğinde Müslümanların ateşte yakıldığını ve tıp kitabı haricindeki bütün kitapların meydanlarda yakıldığını belirtiyor.
- Amerika'ya gittiklerinde Kızılderilileri yok ettiklerini ve Haçlı seferleriyle Afrika'da ne yaptıklarını anlatıyor.
- Hıristiyan Batı alemi hiçbir zaman medeni olmamış, teknik terakki rahatlık sağlarken zulüm ve tecavüzde müessiriyeti artırmış.
- 14:22Tanzimat ve Pozitivizm
- Tanzimat'ı ilan eden Reşit Paşa'ya Güz Kont'un mektubu vardır ve Güz Kont pozitivizmin bahanesidir.
- Pozitivizm, hakikat sadece duygu organlarıyla elde edilir, onun dışındaki hiçbir şey hakikati yoktur diyen bir batıl görüştür.
- Güz Kont, inançsız insanlar canavar oluyor, dini tabii diye bir din uydurmuş ve Reşit Paşa'ya mektup yazarak dini tabii kabul etmesini istemiş.
- 15:36Batı'nın İslam Düşmanlığı
- Batı'da din kavramı yoktur, sadece Hıdırellez gibi evlencelerin merasimlerinden ibarettir.
- Avrupa'nın çoğunluğu ateisttir ve İslam düşmanlığı vardır.
- Ateist Batılılar bile İslam'dan 400-500 sene dayak yemiş olmaktan dolayı İslam düşmanıdır.
- 16:56Avrupa Birliği ve İslam
- Türkiye NATO ve Gümrük Birliği'nde Avrupalılarla beraber olmasına rağmen, Avrupa Birliği'ne girmek istese de vize muafiyeti tanınmamaktadır.
- Avrupa Birliği'ne dahil edilmeme sebebi İslam'dan başka bir şey değildir.
- Avrupa Birliği, İslam alemine dönüp başı olmamızı engellemek için bizi kapıda tutmaktadır.
- 18:11Kenan Evren'in Avrupa Birliği Hakkındaki Görüşleri
- Kenan Evren, İngiltere'de Batılılaşma hareketinin iflas edeceğini ve İslamlaşacaklarını söylemiştir.
- İngilizler, orduyun Kemalist ve Batılılaşma taraftarı olduğunu belirterek bu teklifi reddetmiştir.
- Kenan Evren, Avrupa Birliği'ne alınmazsa İslam dünyasına döneceklerini ve o alemin başı olacaklarını söylemiştir.
- 20:17Şeriat ve Türkiye
- Kuveyt Emiri, Türkiye'de şeriatı takviye ettiğini söylemiştir.
- Türkiye'de şeriat suç olarak görülür ve ahkam-ı şeriye'nin hukuki esasları camide savunulamaz.
- Ahmet Davutoğlu, şeri nikahı savunurken mahkum olmuştur.
- 21:50Batı'nın Türkiye'ye Yaklaşımı
- Batı, Türkiye'yi hiçbir zaman kabullenmez; Mustafa Kemal'in heykelini taksa bile onu tasvip etmez.
- Türkiye, Batı'nın kıyafetini, şapkasını, kanununu ve yüz numarasını almıştır.
- Osmanlı'dan kalan evlerde kıble istikametinde hela yoktur ve kadınların rahat abdest alması için alçak musluk koyan bir müteahhit görülmemiştir.
- 23:18Sultan Abdülhamit ve Münevverler
- Sultan Abdülhamit, bir milletin şahının satranç tahtasındaki şah gibi olduğunu söylemiştir.
- Abdülhamit devrinde münevverler (okumuşlar) daha fazlaydı.
- 1970'li yıllarda Board Neşriyat'ta gizli Hıristiyan hocalar toplantı yapıyordu.
- 25:39Gizli Hıristiyanlar ve Kripto Ermeniler
- Van Üniversitesi başkanı İslam aleyhine konuşmuş, sonra Türkiye'de ilk tiyatroyu kuran Güllü Agop'un torunu olduğu ortaya çıkmıştır.
- Ege Üniversitesi'nde bir dekan Müslüman adıyla Hıristiyan olduğu ortaya çıkmıştır.
- Güneydoğu'da Kürt Alevisi diye yaşayan yüzbin Ermeni kripto hayat yaşıyor ve koynunda gizli haç var.
- 27:10Fethullah ve Ermeni İlişkisi
- Konuşmacı, Fethullah'ın Ermeni olduğunu ve kripto Ermeni olduğunu yazmıştır.
- Erzurum'dan iki kardeşi ve amcası tarafından dava açılmış, 30 bin lira tazminat ödemek zorunda kalmıştır.
- Kazım Karabekir, 10 bin Ermeni çocuğu orduya sokmuş ve bu çocuklar 27 Mayıs ihtilalini yapanlar arasında yer almıştır.
- 31:04Abdülhamit'in Hassas Takibi
- Konuşmacı, Abdülhamit'in hassas bir takibatta bulunduğunu anlatmak için bir emekli albaydan bahsediyor.
- Bu albay, Rumeli'deki çete muharebelerine katılarak başarılar elde etmiş ve terfi etmek istemiş.
- Osmanlı ordusunda "mümtazen terfi" denilen, başarı gösteren askerlerin hutbeyi doldurmasını beklemeden terfi ettirilmesi uygulaması vardı.
- 33:17Yıldız Sarayı Soygunu
- 31 Mart hadisesinde, İttihatçıların ilan ettiği "Hürriyet Kahramanları" Yıldız Sarayı'nı soymuşlar.
- Konuşmacı, Yıldız Sarayı'na dahil olmuş ancak çalmak değil, kendi evrakını görmek istemiş.
- Sultan Hamid'in evrakının başında bir Arnavut muhafız bulunmuş ve silahla kapıda durarak kütüphaneyi korumuş.
- 35:16Yıldız Kütüphanesi'nin Sonrası
- Yıldız Kütüphanesi İstanbul Üniversitesi'ne verilmiş ve İbrahim Paşa Camii'ne taşınmış.
- Konuşmacının ahbabı Nurettin Bey, kütüphanede Abdülhamit'in er rakında bir şey görmek istemiş.
- Nurettin Bey, kendi dosyasını bulmuş ve üzerinde "tatil günleri Beyoğlu'nda ecalib'den bir kadınla dost hayatı yaşadığı için yüksek rütbelere getirilemez" notu görmüş.
- 38:39Abdülhamit'in Mektubu
- Konuşmacı, Zafiri Dergahı'nda Halil Zafir Bey'den Abdülhamit'in Şehzafiriye yazdığı mektupları okumuş.
- Mektupta, Şehzafiriye'nin çocuklarına "Hareket Ordusu'na karşı onbeşbin kişilik çapulcudurlar" denilmiş.
- Abdülhamit, "Ben araya girerek zulmedeceklerini de biliyorum, ben araya girerek kan dökülmesine sebep olmak istemem" demiş.
- 43:14Kadere İman
- Konuşmacı, "Amene bil, kader, emine bil, keder" diyerek kadere imanın kederden emin olmayı sağladığını belirtiyor.
- "Tebeddülat ebedidir, bu alemde ne hak, ne batıl, ne kemal üzre, ne zevalre beka şansına malik değildir" diyor.
- "İmanda kemal rızadır, Allah sıfat itibariyle cami vedat olduğu için zıtlık bu alemde asıldır, bertaraf edilemez" diyerek tebeddülatın kaçınılmazlığını vurguluyor.
- 46:20Sultan Abdülhamid ve Osmanlı İmparatorluğu
- Erkan Arp subayları şehadetname alıyor, diploma değil.
- Harbiye'nin arkasındaki bahçede 1960'lı yıllarda bodrumda hapis yattığı anlatılıyor.
- Mustafa Kemal'in Selanik'te Abdülhamid'e selam çaktığı ve Abdülhamid'in "Ya sen demek geldin" dediği anlatılıyor.
- 47:42Osmanlı Sultanları ve Devlet Durumu
- Sultan Reşat sultan değil, ismi sultan.
- Sultan Vahideddin devletin ölüm anında tahta oturmuş ve "Ben tahta oturmadım, bir yangın yerinin külleri üzerine oturdum" demiş.
- Sultan Abdülhamid devrilince halk miting yapmış ve Abdülhamid'in koltuğuna geçen hafta çocuğunu oturtmuş.
- 49:51Toplumsal Bölünme ve Dini Değerler
- Konuşmacı, 27 Mayıs'ta şenlik yapan halktan insanları gördüğünü ve "Biz bugün iki milletiz" dediğini belirtiyor.
- Nurullah Taç ve Ertuğrul Özkök gibi kişilerin cenazelerini camiye veya kiliseye götürmemelerini vasiyet ettikleri anlatılıyor.
- Konuşmacı, İslam'ın kırıntısı bile mevcut olmayan adamların varlığını ve bunların gavur olduğunu iddia ediyor.
- 53:04Lisan ve Arapça'nın Önemi
- Konuşmacı, Tanzimat'tan bu yana İslam'ın yerine ikame edilen şeyi düzeltmek için yazıyı geri getirmeyi tercih edeceğini belirtiyor.
- Allah'ın Kur'an'ı en son ve en kamil bir surette Arapça indirdiği, Arap milletine Kur'an'ın nüzulünden 2000 yıl evvelden belagat, fesahat ve edebi medi verdiğini söylüyor.
- Arap milletinin 2000 yıl boyunca panayırlarda birbirleriyle yarışarak daha veciz, hikmetli ve derin his ifade etme antrenmanı yaptığını belirtiyor.
- 55:32Kur'an'ın Bilimsel Doğruluğu
- Kur'an'ın "Kainatta yaş kuru ne varsa, hakkı batıldan ayırt etmek için göndermiş olan bu kitapta mevcuttur" buyurduğu belirtiliyor.
- Yasin suresinde güneşin hareketi hakkında "Şems-i tecri limastekarrin leha zalike takdir" ifadesi, güneşin hareket halinde olduğunu ve duracağı bir yer olduğunu gösteriyor.
- Lam harfinin "bir" (ilah), "tahdidi zaman" ve "tahdidi mekan" anlamına geldiği, güneşin hareketinin muayyen bir mekan içinde ve muayyen bir zamanla olduğunu belirtiyor.
- 58:24Güneşin Hareketi ve Kur'an'ın Doğruluğu
- 17. asırda Dalamber, Kopernik sistemini yıktı ve güneşin sabit değil, hareket halinde olduğunu, ancak bu harekete bütün ona tabi cisimler de tabi olduğu için kavranamadığını söyledi.
- Güneşin "ABX" denilen bir noktaya doğru çizgi üzerinde gittiği, bu hareketi sırasında ısı kaybettiği ve sonunda parçalanacağı belirtiliyor.
- Kur'an'ın çocuğun ana rahmindeki duruşunu "alak" kelimesiyle ifade ettiği, bu kelimenin röntgen olmadan bile çocuğun baş aşağı durduğunu gösterdiği anlatılıyor.
- 1:01:47İslam Yazısı ve Osmanlı Devleti
- Müslümanların Arapça'dan kelime almakla kalmayıp, o dilin yazılabildiği yazıyı da aldıkları belirtiliyor.
- Kemalistlerin iddia ettiği gibi Arap yazısı değil, İslam yazısı olduğu, yeryüzündeki bütün Müslüman anasının bu yazıyı kullandığı söyleniyor.
- Osmanlı zamanında okuryazarlık Kur'an okumakla başladığı, her cami ve mektep bir Kur'an kursu olduğu belirtiliyor.
- 1:04:31Gençtan Nazariyesi ve İslam Yazısı
- Gençtan nazariyesi, Amerikalı bir pedagojinin vaazıdır ve bu nazariyeye göre insanlar kelimeleri harf harf değil, bütün halinde hafızaya alırlar.
- Bu eğitim tarzı İslam yazısının lehinedir çünkü kelime halinde kavramakta bitmiyor iş, harfler eksiktir.
- İslam alfabesinde yirmisekiz harf var ama peltekse, sin, sad, zel, z gibi harfler vardır ve telaffuz mahvetti.
- 1:07:32Harf Farklarının Önemi
- Harflerin farkı önemlidir, örneğin "hayır" ve "hayır" farklıdır, "ha" ve "ha" farklıdır, noktalı ve noktasız "ha" vardır.
- Kef ve kat farkını kabul etmek en büyük beladır, örneğin "kehf" (halk eden) ve "halik" (helak eden) kelimeleri farklıdır.
- "İnkılap" kelimesi "tekellüpten köpekleşme" anlamına gelir.
- 1:08:55Kelime Anlamlarının Değişimi
- "Ali" kelimesi elif ile yazıldığında "Ali ilimler" anlamına gelir, alete müteallik anlamına gelir.
- "Adem" kelimesi elif ile yazıldığında "yokluk" anlamına gelir, ay ile yazıldığında "adem" anlamına gelir.
- Telaffuz gitmiştir, en zirvedeki adamlar "akil" yerine "akil" diyorlar, "akıl" yemek yiyen demek, "akıl" akıllı demek.
- 1:11:06Alfabe Değişikliğinin Nefretten Doğması
- Alfabe değişikliğinin amacı Müslümanların mukaddes kitaplarını öğrenmek için ikinci bir alfabe öğrenme mecburiyetiyle karşılaşsınlar diye yapılmıştır.
- Yakup Kadri'nin hatıralarında, Mustafa Kemal'e "benim adım Ya Kub" diyerek itiraz ettiğini, ancak Mustafa Kemal'in "kim dedi sana Beynelminel al git nasıl nasılacağız?" cevabını verdiğini anlatıyor.
- Yakup Kadri, "kaf" yerine "q"yu almak istediğini, "halit" ve "hali" gibi karışma olmaması için, ancak Mustafa Kemal'in "gidin gidin ne yaparsanız yapın bir an evvel bitirin" cevabını verdiğini söylüyor.
- 1:15:46İsmet Paşa'nın Görüşü
- İsmet Paşa'nın hatıralarında, yazı değişikliğini sırf bir kolaylıkla izah etmek doğru olmadığını, bu kolay sözünün uydurmadır, yalandır diyor.
- İslam yazısında el yazılarını okumak, Latin harflerinde bir kimsenin el yazısını okumaktan daha güçtür.
- Rahmetli Ziya Uygur'un anlattığı gibi, Afyon Lisesi'nden mezun olmuş birisi askere gitmiş, babasına mektup yazmış, baba mektubu okuyamamış.
- 1:17:56İslam Yazısının Avantajları
- Eski yazıyı daha kolay öğrenirlerdi, kitabı, yazıyı okumak böyledir.
- İslam yazısında okuryazarlık bir seviye-i ilmiyyedir, filoloji bilir, lisani gavurun kelimesini bilirsiniz.
- İslam yazısında bir kelimenin geldiği yerdeki imlası ile yazılışını bilmek gerekir, örneğin "maydanoz" diye okur, "mideaz" yazar.
- 1:24:32İslam Yazısının Zekaya Yüklü Olması
- İslam yazısı zekaya yüktür, Latin yazısı hafızaya yüktür.
- Nesillerin zekadaki matlığı bütün Avrupalılarda böyledir, yazıdan doğar.
- İslam yazısında muhakeme gerektirir, terkip olduğunu kavrayabilmek için muhakeme gerekir.
- 1:25:44Türkçe'de İsim Halleri ve Kaynaşma
- Türkçe'de ismin e, i, de ve den halleri çekiminde dört harften biri ortaya çıkar ve bu harflere kaynaşma harfi denir.
- Türkçe'de kaynaşma harfi kullanılırken, Arapça veya Farsça kelimelerde ismin halleri yalın halde kelimenin sonuna gelir.
- Okuryazarlık, bir milletin ilmiye seviyesini kazandırır ve yazı değişikliği ile Arap kültüründen kopulmuştur.
- 1:29:29Yazı Değişikliği ve Kelime Değişimi
- Türkçe'yi mahveden birinci sebep yazı değişikliğidir ve yazıyla istihdam ettikleri gayeyi kelimeleri değiştirerek tamamlamak istediler.
- Mustafa Kemal Paşa'nın nutkunda ve İsveç veliahtının Türkiye'ye geldiği beyanatta birçok yeni kelime kullanılmıştır.
- Bu yeni kelimelerin çoğu günümüzde yaşamamaktadır.
- 1:31:47Serveti Fünun Dergisi ve Uydurma Kelimeler
- Serveti Fünun dergisi 90 cilt Osmanlıca olarak çıkmış ve 1930'larda kullanılan uydurma kelimelerden bahsedilmektedir.
- Dergide "azim", "dönen", "bilen", "azmetmek", "döllenmek", "arz ve talep" gibi kelimeler kullanılmıştır.
- Bu uydurma kelimelerin çoğu günümüzde yaşamamaktadır.
- 1:38:46Dillerin Kelime Alışverişi
- Her dil birbirinden kelime alır ve saf bir dil dünyada yoktur.
- İngilizlerin en büyük lügatının 1878 baskısı 500 bin kelime içerirken, 50 bin Arapça kelime vardır.
- Türkçede Arapça asıllı kelimeleri gençler bile bilmiyor, ancak Yunanca kökenli kelimeler daha yaygın kullanılmaktadır.
- 1:42:39Türkçenin Dil Zenginliği
- Türkçede Rumca kökenli birçok kelime bulunmaktadır: delta, demet, runca, dosttan, fanila, fasulye, fener, fesleğen, fındık, fırça, fırın, fidan, fide, fire, gargara.
- Türkçede ayrıca gümrük, halat, harita, hristiyan, hristos, hidro, hoyrat, huni, ırgat, sakoz, ızgarada, iskorpit, ispinoz, istavrit gibi yüzlerce kelime bulunmaktadır.
- Türkçede saf bir dil yoktur; Ermenice, Slavca ve Rumca'dan alınan kelimeler bulunmaktadır.
- 1:44:19Dilin Önemi ve Tasfiyecilik
- Herkesin bildiği Arapça kelimelere düşmanlık etmek yerine, İslam'dan kaçma ve İslam düşünmeyi engellemek için her gün bir kelime katli olmaktadır.
- Lisanda her kelime bir halatın lifleri gibidir ve Türkçemiz bizi Kur'an'a bağlayan bir halat gibidir.
- Her gün bir kelime kesilirse, bu halat kopar ve insanlar Kur'an'dan aşir (takriben on ayetlik parça) okumak bile taatsız uyanır.
- 1:48:42İslam Dünyasında Dil
- İslam dünyasında Arapça kelimeler adeta Esperanto gibidir; bir Arap Türkiye'ye gelse veya bir Türk Arabistan'a gitse, Arapça kelimeler sayesinde meramını anlatabilir.
- İslam kültürünün malı olan kelimeler Kur'an kokar ve bu kelimeler Türkçede yer almalıdır.
- Ehl-i küfür, menşei Kur'an olan kelimeleri ademe mahkum ediyor, yokluğa mahkum ediyor.
- 1:51:28Dil Tasfiyeciliğinin Tehlikeleri
- Türkçede "yol" kelimesi varken, "tarikata", "mezhebe" ve "sebilede" de "yol" denmesi dilin çorba olmasına neden olur.
- İngilizce'de bir kelimenin iki'ye kadar varan eş anlamlıları vardır ve cahil bilmiyor diye değiştirilmez.
- İngiliz köylüsü bile 2000 kelime bilmez, ancak cahil bilmiyor diye değiştirmez.
- 1:53:39İslam Dilindeki Kategoriler
- İslam'da mükellef olan insanın fiilleri sekiz kategoride incelenir: farz, vacip, sünnet, müstehap, mekruh, handır.
- Bu kategoriler Türkçe değildir, Arapça kökenlidir.
- Dilde tasfiyecilik cinnettir ve bu cinnete tabi olan dünyada Türkiye'den başka hiçbir millet yoktur.
- 1:56:51Dilin Tarihsel Gelişimi
- Dil, tarih inkişafı içinde yeni kelimeler kazanır ve yeni ihtiyaçlar karşısında imamın kabulüyle, zorlama olmadan gelişir.
- Hint Müslümanlarının Yunan'a karşı galip gelmek için gönderdiği para, Türkiye'yi mahvetmek için Türk Dil Kurumu'na sarf edildi.
- Her kelime uyduran kişiye altı lira para veriliyordu.
- 1:57:38Kelime İcadı ve Türkçenin Önemi
- Marcelius, Sezar'ın Latince olmayan bir kelime kullanmasını men etmiş ve kelime icadının mahşeri vicdana taalluk eden bir mesele olduğunu belirtmiştir.
- Kelime icadı, mahşeri vicdanın ihtiyaçları karşısına icat ettiği kelimelerdir; örneğin "dolmuş" ve "gecekondu" gibi kelimeler.
- Ağaç kelimesinin aslı "yalıç" olup, bu bin yıllık mahfuzatı red etmek ihanet olarak nitelendirilmiştir.
- 1:59:30Mevlüt ve Türkçenin Korunması
- Mevlüt halk kitabıdır ve içinde yüzlerce bilinmeyen kelime bulunmaktadır.
- Osmanlı'nın mektepleri halk seviyesinde bile Türkçe öğretmediği için bu eksiği kendimiz telafi etmeliyiz.
- Uydurma dille yazılmış tefsirleri okumamalıyız çünkü dilimize bulaşır ve alışkanlık meselesi haline gelir.
- 1:59:54Abdülhamid'in Dil Tutumu
- Abdülhamid, kamışın Fransızcasını bilemeyen Avrupa'da tahsil görmüş adamlarına karşı üstünlük duysun diye kendi milli diliyle konuşmuştur.
- Sub perotti kompleksi devam etmiş, üstünlük duysun diye kendi milli diliyle konuşmuştur.
- Milli dili meramını anlatamaz hale getirirse, bu durum sorun yaratır.
- 1:01:52Türkçenin Bozulması ve Müdahale
- Uygurlar çok medeniymiş, sonra da nasıl olduysa bozulmuş ve bir şey tarafı uygarlık olmuştur.
- "Yön" kelimesi idare manasına uydurulmuş, "halk fırkası il yön" kuruludur.
- "Kuşak" kelimesi nesil manasına kaydırılmış, eski bir metni anlayan doğru anlamaz.
- 1:03:03Dil Davası ve Mücadele
- İslam kültürünün malı olarak bırakılmış hazineyi yazıyla ve insan değişikliği ile memnu ev haline getirenler için isyan etmek gerekir.
- Konuşmacı, gençliğinde dil davasını müdafaa eden çok adam olduğunu ancak bugün kendisinin tek kaldığını belirtmiştir.
- Kemalist Türkçeyle hiçbir ciddi tefekkür ve tahassüs ifade edilemez, ancak pazarda alışveriş yaparken kullanılır.
- 1:04:36Yazı ve Nisan Davası
- Milletimize karşı vaki ihanetlerin en hassası, en garibi ve en müdafaa edilmediği için yetim çocuk gibi boynu bükük olan dava yazı ve nisan davasıdır.
- Kelimelerimizi kullanırsanız, su verilmeyip de kurumaya yüz tutan çiçekleri sulayıp canlandırmak nevinden islami lisandaki kelimelere hayatiyet verirsiniz.
- Konuşmacı, milletin tarihi izzetine ve geçmişteki şerefine iade buyurmasını Allah'tan dileyerek konuşmasını sonlandırmıştır.
- 1:07:04Sonuç
- Bir devlete ihanetin cezası elbette idam olmak gerekir.
- Hakaik-i Muhammediye'nin galip İslam aleminin bugünde lideri Türk milletidir.
- İstikbalde de o olacaktır.