Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından sunulan dini bir ders formatında olup, Nureddin es-Sabuni'nin "El-Bidaye fi Usulüddin" kitabının içeriğini ele almaktadır.
- Ders, Allah'ın varlığı, birliği, sıfatları ve tenzih kavramları üzerine odaklanmaktadır. Video, bilgi teorisi ve bilginin kaynakları ile başlayıp, Allah'ın birliğini "Burhan-ı Temani" ile ispatlayarak ilerlemektedir. Ardından Allah'ın sıfatları, Ehl-i Sünnet ve Mutezile gibi mezheplerin görüş ayrılıkları, kelam sıfatı ve Ruhullah (Allah'ın görülebilirliği) konuları detaylı şekilde incelenmektedir.
- Ders boyunca farklı İslam felsefe akımlarının (Eş'ari, Maturidi, Mutezile, Şia, Cehmiye) Allah'ın sıfatları, yaratılış teorisi ve Ruhullah konusundaki görüşleri karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır. Video, nübüvvet teorisinden bahsedeceğini belirterek sona ermektedir.
- 00:01Dersin Tanıtımı ve Geçen Hafta Özetlemesi
- Eğitmen, Nureddin es-Sabuni'nin "El-Bidaye fi Usulüddin" kitabına ve dersine giriş yaptığını belirtiyor.
- Gelecek dört hafta boyunca bu kitap üzerinde duracaklar ve kitabın giriş ve dört bölümünün beş derslik bir içeriğe sahip olduğunu söylüyor.
- Geçen hafta, es-Sabuni'nin kimliği, mezhebi, ekolü ve Fahrettin Razi ile münazaraları hakkında bilgi verilmiş, ardından bilginin kaynakları konusu ele alınmış.
- 01:13Bilgi Edinme Yolları
- Es-Sabuni'ye göre bilgi edinme yolları üç şekilde gerçekleşir: duyular, doğru haber ve akıl.
- Duyular arasında özellikle göz ve işitme organları daha çok bilgi elde etmemize imkan sağlar.
- Doğru haber iki şekilde ayrılır: mütevatir haber (yalan söylemesi mümkün olmayan insanların naklettiği haber) ve vahiy (elçi'nin getirdiği haber).
- 02:17Bilgi Teorisi ve Akıl
- Vahiy ve mütevatir haber zorunlu bilgi ifade eder, mucize ile teyit edilmiş elçinin haberi de kati bir bilgi sunar.
- Akıl yürüterek elçinin güvenilir bir kimse olduğu konusunda ikna olunduktan sonra vahiy kabul edilebilir.
- Akıl sisteminde zorunlu bilgiler (bütünün parçadan büyük olduğu gibi) ve bu bilgilerden türetilen istiklali bilgiler bulunur.
- 03:37Kelam ve Metafizik
- Akıl sisteminde dominant konumda olup duyuları, haberi ve kendini denetler.
- Kelam hem bir disiplin hem de bir akli düşünce yöntemi olarak tanımlanır.
- Es-Sabuni, alemin hudusundan (yaratılmışlığından) metafiziğe ulaşmaya çalışmıştır.
- 04:48Atom Teorisi ve Metafizik
- Es-Sabuni'ye göre evren aynlar (somut varlıklar) ve arazlardan oluşur, bu iki unsurun birleşmesiyle cisim oluşur.
- Cisim, aynlardan müellef olan bileşen varlıktır ve en az iki atomdan oluşur.
- Fizik teorisi ortaya konulduktan sonra tabiatın yapısı tespit edilerek fizikten metafizike geçilir.
- 07:05Hudus Delili ve Yaratılış Problemi
- Evrenin hadis (yaratılmış) olduğu, hareket ve söküm kavramlarıyla açıklanır.
- Her hadisin bir muhtesi (yaratıcısı) vardır, bu muhtisin de muhtesi olmaması için hudus delili uygulanır.
- Teselsü (sonsuz sebep zinciri) iptal edilerek nesnelerin sonlu olduğu ve sonsuz olan yaratılmamış varlığa bağlı olarak varlıklarının sürdürdüğü ispatlanır.
- 08:36Allah'ın Birliği ve Burhan-ı Temanu
- Yaratıcının en önemli özelliği tekliktir ve Allah'ın birliğini burhan-ı temanu ile ispatlanır.
- Enbiya suresi 21. ayette "Levne illallah" ifadesiyle, yeryüzünde Allah'tan başka tanrılar olsaydı evrende kaos olacağı belirtilir.
- Evrendeki düzen (intizam, ittisak, ahenk, hikmet) Allah'ın tekliğini gösterir, çok tanrı olsaydı evren karmaşaya bürünürdü.
- 10:32Burhan-ı Temanu'nun Mantıksal İspatı
- Burhan-ı temanu, iki tanrı arasında birbirlerini engellemesi delilidir.
- Eğer iki tanrı olsaydı, biri "Ahmet hareket et" diye emretse diğeri "Ahmet dur" diye emretse, ikisi de aynı anda gerçekleşemez.
- Her iki emrin de gerçekleşmesi imkansızdır, çünkü bir varlık aynı anda hem hareket edip hem duramaz.
- 12:42Tenzih ve Allah'ın Sıfatları
- Allah'ın birliğine aykırı görünen Nur ve Zulmet görüşünü, müneccimlerin ve tabiatçıların birden çok tanrı tasavvurunu eleştirir.
- Tenzih, Allah'ı zatına yakışmayan özelliklerden uzak tutmak demektir.
- Allah'ı insanlara benzetmekten (teşbih) ve cisme benzer şekilde tasavvur etmekten (teşhik) uzak tutmak gerekir.
- 15:03Tenzih Yöntemi ve Allah'ın Sıfatları
- Tenzih, Allah'ı o'nun zatına yakışmayan özelliklerden nefiye eden bir dil yöntemidir.
- Varlıkları tanımlamak için müspet (onun ne olduğunu söylemek) ve nefi (onun ne olmadığını söylemek) iki yöntem kullanılır.
- Allah'ın sıfatları: cisim değildir, cevher değildir, araz değildir, suret yoktur, şekli yoktur, bir yönde yoktur, bir yerde bulunmaz.
- 17:13Allah'ın Yaratılmışlardan Farklılığı
- Müşrikler yaratıcılarını somut bir şekilde tasavvur ederlerdi.
- Allah'ın boyunun olduğu gibi antropomorfik tasavvurlar reddedilir çünkü yaratılmışlık belirtileri içerir.
- Allah'ın zatına nispet edilen sıfatlar parçalara karşılık gelmez, yaratıcı bütün bunlardan oluşmaz.
- 20:02Haberi Sıfatlar ve İstiva Ayeti
- İstiva kelimesi Arapça'da çeşitli anlamlar taşıyabilir, ilk bakışta oturmak veya tevekkül etmek gibi cismani bir tablo çağrıştırabilir.
- "Rahman arşın üzerine istiva etmiştir" ayeti, haberi sıfatlar veya müteşabihat olarak adlandırılan zorunlu olarak yorumlanan ayetlerden biridir.
- İstiva kelimesi farklı anlamlarda kullanılabilir, bazen "istila etmek" veya "hakimiyeti altına almak" manasına gelebilir.
- 21:16Haberi Sıfatların Anlaması Problemi
- Tevil (yorumlama) konusunda iki farklı yaklaşım vardır: selef (eski) yöntemi ve halef (yeni) yöntemi.
- İlk dönemde bu ayetler iç bünyede ciddi krize sebep oldu, çünkü sahabe döneminde bu ayetlerin anlamları rahatlıkla idrak edilebiliyordu.
- Tabiin döneminde (sahabe neslinin gittiği dönem) yeni gelen Arap olmayan unsurlar bünyeye dahil olunca bu ayetleri anlamak sorun oluşturmaya başladı.
- 21:55Diğer Haberi Sıfatlar
- İstiva ayeti dışında "Allah'ın görmesi", "Allah'ın yürümesi", "Allah'ın sevmesi" gibi ifadeler de haberi sıfatlar arasındadır.
- Hadislerde "Kulum bana yürürse ben ona koşarım" ve ayetlerde "Allah'ın eli onların üzerindedir" gibi ifadeler de bu kategoride yer alır.
- Bu ayetlerde Allah'a yön veya mekan nispet edildiği için cisme çıkması sorunu ortaya çıkar.
- 22:43Selef Yöntemi
- Selef (eski) yöntemde tevil edilmemesi tercih edilmiştir, bazıları "istiva malumdur, keyfiyeti meçhulur" şeklinde yaklaşmıştır.
- İlk dönemde bu ayetler hakkında sual etmek, kafa karıştırmak veya bid'at çıkarmak gibi kötü bir niyet taşımak olarak algılanmıştır.
- Selef, tevil yapmak yerine teslimiyetçi bir tavrı benimsemiştir, ancak zamanla bunları yorumlamak zorunluluk haline gelmiştir.
- 24:51Halef Yöntemi ve Tevil
- İlk defa Mutezile halef yöntemi olan tevil (yorumlama) konusunu başlatmıştır.
- Tevil, kelimenin öz anlamını, çekirdek anlamını çıkarmak anlamına gelir ve gelişigüzel yapılmaz.
- Tevil yaparken kelimenin Arap dilinin imkanları içinde bulunması, yüklenen anlamı sağlayan bir gerekçe olması, akıl tarafından makul görülmesi ve Kur'an-Sünnet ile uyumlu olması gereklidir.
- 26:11Tevil Yönteminin Gelişimi
- Tevil (kelimeyi farklı anlamlara getirme) yöntemi kolay bir şey olmasa da daha sonra benimsenmiş ve Ehl-i Sünnet başta karşı çıksa bile sonradan bu yönteme girmiştir.
- Sabuni, 6. asırda yaşamış bir alim olarak tevil konusundaki psikolojik engellerin ortadan kalktığı bir dönemde yaşıyor ve istifa kelimesini farklı anlamlara getiriyor.
- Sabuni'ye göre istifa kelimesi zikr olunurken istila etmek, hakimiyeti altına almak, kastetmek, yönelmek, tam ve kamil olmak, karar ve mekan tutmak manaları taşıyabilir.
- 27:03İstifa Kelimesinin Yorumlanması
- Sabuni, Allah'ın arşa istiva ettiğini zikrettiğini kendini övdüğünü ve bu ifadeyle bir mesaj verdiğini belirtiyor.
- Eğer istifa yaratılmışlar hakkında medih için zikredilmiş olsaydı, mekan ve karar tutma manası anlaşılmazdı.
- Tevil edilirse, ayet teçsim (teşbih) problemi tenzih açısından bir sorunla karşılaşmayacak.
- 29:27Dua Edeyken Elleri Göğe Kaldırma
- Allah gökte değilse bile ellerin göğe kaldırılması, ona bir mekan nispet etmek değildir.
- Dua edilirken ellerin göğe kaldırılmasının sebebi sadece samimi bir kulluk ve itaat nişanesidir.
- Evrensel olarak yüce varlıkların gökte olduğu temsil edilir çünkü üst yön yücelikle, alt yön ise aşağılıkla ilişkilendirilir.
- 31:57Tanrı Tasavvurunun Değişimi
- Tanrı tasavvuru zamanla değişmiştir; önceleri "Allah her yerdedir" diyenlerle olumsuz değerlendirmeler yapılmakta iken, sonradan bu anlayış benimsenmiştir.
- İnsanlar gökyüzünde bulunan varlıklara tapmış, gökyüzü cisimleri yücelikten kasıt olarak algılanmıştır.
- Allah insanın anlayacağı şekilde ifade edilir çünkü insanın zaman ve mekan boyutunun dışındaki bir varlığı kendi alanına çekmeden anlama kapasitesi yok gibi görünüyor.
- 34:02Allah'ın Sıfatları
- Allah'ın sıfatları konusu Ehl-i Sünnet içinde ve Ehl-i Sünnet ile Mutezile arasında tartışmalı bir konudur.
- Ehl-i Sünnet'e göre Allah kemal ifade eden sıfatlarla vasıflanmıştır, sıfatsız bir tanrı anlayışı yoktur.
- Zat, isimleri ve sıfatları nispet ettiğimiz varlığı niteleyen bir kavramdır, zat idrak edilebilen bir kavram değildir, isimleri ve sıfatları ile idrak edilir.
- 36:39Allah'ın Sıfatları ve Ehl-i Sünnet'in Görüşü
- Allah'ın sıfatları ehl-i sünnet'e göre eksiklik, acizlik ve devamsızlık belirten şeylerden münezzehtir çünkü sıfatı olmamak bir eksikliktir.
- Allah'ın sıfatları sonradan vücut bulup bilahare yok olan veya önceden olup yok olan değildir, ezelden ebede bu sıfatlarla muttasıftır.
- Sıfatlar zat ile kaimdir, zat üzerine zahiddir, ezelidir, ebedidir ve yaratılmışların hiçbir şekilde benzemez.
- 38:22Sıfat-ı Maneviye ve Sıfat-ı Maziye
- Hayy (diri olmak), alim (ilim), kadir (gücü yeten), semih (işiten), basir (gören), mürid (irade eden) ve mütekellim (söylediğin) gibi sıfatlar Allah'ın sonsuz kemal sıfatlarına sahip olduğunu gösterir.
- Bu isimler sıfat-ı maneviye olarak adlandırılır ve isim formunda Allah'ı niteleyen kavramlardır.
- Ehl-i sünnet, Allah'a "kadirdir" diyerek hem "onda kudret vardır" demeyi kabul ederken, Mutezile bunu reddeder.
- 40:09Mutezile'nin Görüşü
- Mutezile'ye göre Allah'ın zatının dışında sıfatları yoktur, sıfatlar onun zatı ile birliktedir ve zatında mün demiştir.
- Mutezile sıfat-ı maneviyeyi kabul ederken (Allah kadirdir, Allah alimdir), sıfat-ı maziye (kudret, ilim, hayat, irade, basar, basiret) zatın dışında olmaz.
- Mutezile, sıfatların zatın dışında olmasının teaddüdi kudema (iki ezeli varlık) olarak tevhid ilkesi bakımından kabul edilir olmadığını düşünür.
- 42:06Ehl-i Sünnet'in Sıfatlar Anlayışı
- Ehl-i sünnet'in meşhur cümlesi "Sıfatullah zatı ne aynıdır, ne gayrıdır" şeklindedir.
- Sıfatlar zatın tamamen ayrılan gayrı varlıkları değil, onunla bağlantılı varlıklardır.
- Sıfatlar zat ile yaratıcı ile yaratılanlar arasındaki ilişkiyi kurmak için önemlidir, yoktan yaratma kavramı da bir sıfatla açıklanır.
- 45:33Sıfat Teorisi ve Yaratılış
- Sıfat teorisi, yaratılışı açıklarken bazı soruları da cevaplamaya çalışır, ancak bazı sorular hala cevaplanmamış olabilir.
- Vasıflar zata bağlı olarak düşünülen, tasavvurda olan şeylerdir ve gerçek varlıklar olarak düşünülemez.
- Sıfatların zatın dışında bağımsız varlıklara dönüşmesi riski olduğu için daha ihtiyatlı bir tavır benimsenmiştir.
- 47:47Mutezile'nin Sıfat Teorisi
- Mutezile, Allah'ın hayat, alim, kadir gibi sıfatların zatı ile birlikte mevcut olduğunu kabul etmiş, ancak hayat, alim gibi sıfatların ayrıca mevcut oluşunu reddetmiştir.
- Kelam, irade ve fiil sıfatları hariç tutulmuştur çünkü bunlar doğrudan evrenle ilişkili sıfatlardır.
- Mutezile'ye göre kelam, irade ve fiil sıfatları hadis (yeni) olup, Allah'ın zatı ile baki değildir ve mahalsiz bir şekilde Allah'ta vardır.
- 49:41Eş'ari ve Maturidi'ye Göre Sıfatlar
- Eş'ari'ye göre Allah'ın sıfatları zati ve fiili olmak üzere ikiye ayrılır; zati sıfatlar kadim ve Allah'ın zatında mevcuttur, fiili sıfatlar ise hadis olup zati ile baki değildir.
- Eş'ariler tekvini müstakil bir sıfat olarak görmez, bunun yerine kudret sıfatı olarak görürler.
- Kudret, Allah'ın zati sıfatıdır ve ezeli olmasına rağmen varlıkları yaratmak mecburiyetinde bırakmaz.
- 52:25Tekvin Sıfatı ve Yoktan Yaratma
- Eş'ariler tekvinin mükevverden (yaratılan) ayrı olmayacağını düşünürler, çünkü mükevver yoktan yaratılmıştır.
- Kelamda Allah'ın en önemli sıfatı kıdem sıfatıdır ve Allah bu sıfatta hiçbir şekilde yaratılmışlara benzemez.
- Yokluk, tanımsız bir şey olmayan bir mevhum kesittir ve yaratıcı ile yaratılanı ontolojik olarak ayırmak için kullanılır.
- 55:03Kelamın Temel Hedefleri
- Kelamcının temel hedeflerinden biri evreni, yaratılmışları bütün tanrısal özelliklerinden temizlemektir.
- Tevhid ilkesiyle evreni tanrılardan, ara tanrılardan temizleyerek manevi ve maddi olarak tasarlar.
- Yokluk, yaratıcı ile yaratılanı ayıran bir kesit olarak kullanılır ve Allah yoktan yaratmış olur.
- 56:44Kelam'da Tekvin ve Mükevven İlişkisi
- Mutezile, yokluğu başka şekilde tanımlar ve mağdurun şeyyetini kabul eder.
- Eş'ariler, tekvin-mükevven ilişkisinde tekvinin mükevvenden bağımsız olamayacağını söyler ve tekvini kudretin bir fonksiyonu olarak görürler.
- Maturidiler, tekvin sıfatının ezelidir ve mükevvenin ezeli olmasını gerektirmez; Allah'ın iradesi sonucu yaratır veya yaratmaz.
- 59:59Kelam Metinlerinin Yapısı
- Kelam metinlerinde soru-cevap formatı kullanılır ve muhayyel tasavvur edilen hasımlarla diyalog şeklinde yazılmıştır.
- Kelam, kafa sporu veya beyin jimnastiği gibi bir düşünme tarzıdır.
- 1:00:23İsim ve Müsemmâ İlişkisi
- İsim ve müsemmâ ilişkisi, "Allah" kelimesi bir isim müsemmânın aynısı mıdır sorusunu içerir.
- Ehl-i Sünnet'e göre isim ve müsemmâ aynı şeydir, Mutezile ve Kerramiye ise ayrı şeylerdir.
- Eş'ariler bu konuda birbiriyle tutarsızlık gösterir; bazıları ismi müsemmadan ve tesmiyeden ayrı bir şey olarak görür.
- 1:01:56İsim ve Müsemmâ İlişkisinin İspatı
- Nesefi'nin görüşüne göre, "Allah" kelimesi hem isim hem müsemmâyı kapsar.
- Allah'ın adını ve zatını aynı anda andığımızda, isim ile müsemmâ aynı olmalıdır.
- İsim sınırlı bir ifadedir, müsemmâ ise delalet ettiği şey sonsuz ve sınırsızdır.
- 1:04:27Sıfatlar ve Muattıla
- İlahi sıfatlar insanın sıfatlarıyla benzerlik gösterirken, Allah'ın sıfatları insanın sıfatlarıyla aynı değildir.
- Sıfatiye, sıfatları kabul edenler; muattıla ise sıfatları reddedenlerin genel ismidir.
- Muattıla, sıfatların zatın dışında varlığını reddederek işlevsiz bir Tanrı tasavvuru ederler.
- 1:07:30Allah'ın Dengi ve Benzeri Olamayışı
- Allah'ın kemal sıfatı ispat edildikten sonra, mürebbiye red maksadıyla Allah'ın dengi ve benzeri olamayacağını izah etmek gerekir.
- Kitap, nakli ve akli yöntemleri birlikte kullanır.
- "Leyse kemis dediği şey, yani ona benzeyecek hiçbir şey yoktur" ayeti, teşbihi reddetmiş ve sıfatların varlığını ispat etmiştir.
- 1:08:19Ehl-i Sünnet ve Mutezile İlişkisi
- Ehl-i Sünnet olmak, hariciye, şia ve mutezile olmamak demektir, bu mezheplerin görüşlerinden kendimizi ayırt ederek kendimize ispat ederiz.
- Kelam bir reddiye faaliyetidir; her konuda diğer mezhepleri reddederek kendimizi belirgindir.
- Tek-mümkün ilişkisi kelam sıfatı konusundaki tartışmaları ve Kur'an meselesini içerir.
- 1:09:20Kur'an Meselesi ve Mihne Hareketi
- Kur'an meselesi politik bir boyut da taşır ve Menun döneminde bir mihne hareketine sebep olmuştur.
- "Kur'an mahluktur" ifadesi bir ideolojiye dönüştürülmüş ve devlet politikası haline getirilmiştir.
- Bu dönemde Ehl-i Sünnet alimlerinden Ahmet bin Hanbel gibi bazıları mihne ve sıkıntı yaşamıştır.
- 1:10:32Kelam Sıfatı Hakkında Ehl-i Sünnet Görüşü
- Ehl-i Sünnet'e göre Allah ezeli ve ebedidir, tek bir kelam ile konuşucudur ve birden çok kelamı yoktur.
- Kelam sıfatı zat ile birlikte, zat üzerine ezeli ve ebedi bir sıfattır, zati ile kaim olup ondan ne ayrıdır ne gayrıdır.
- Allah'ın kelam sıfatı harflerden ve seslerden müteşekkil değildir ve parçalara ayrılamaz.
- 1:11:02Kur'an'ın Yaratılışı Tartışması
- Kur'an'ın yaratılışı tartışması, lafızların sesler olup olmadığı ve yaratılıp yaratılmadığı konusundadır.
- Maturidi, seslerden, harflerden müteşekkil olan kelamın cisim haline gelmiş olması nedeniyle yaratılmış olduğunu söyler.
- Mutezile, Allah'ın ezelde konuşucu olmadığını, kendisi için bir kelam yaratıp onunla konuştuğunu iddia eder.
- 1:12:48Kelam-ı Nefsi ve Kelam-ı Lafzi Ayrımı
- Nesefi, kelam-ı nefsi ve kelam-ı lafzi ayrımı yaparak bu problemi çözmeye çalışmıştır.
- Kelam-ı nefsi, Allah'ın zati ile kaim olan ezeli kelam sıfatıdır, kelam-ı lafzi ise bu dünyadaki mücessem halidir.
- Lafızlar, Allah'ın ezeli kelamına işaret etmesi bakımından önemli ve değerlidir, ancak yaratılmış olması eksiklik teşkil etmez.
- 1:14:25Kur'an'ın Anlamı ve Görülme Tartışması
- Kur'an kelimesi bazen okunan şeye, bazen okumaya, bazen de yazılana isim olabilir.
- Kur'an'ın lafzı, Allah'ın kelamına delalet eder ve bu durumda hadise ve mahluktur.
- Eşarilere göre var olan her şey işitilir, dolayısıyla Allah'ın kelamı da işitilir, ancak Matürlere göre kelam-ı nefsi işitilmez.
- 1:17:50Ruhullah ve Allah'ın Görülmesi
- Ruhullah, Allah'ın ahirette gözle görülmesi anlamına gelir, bu konu kelam kitaplarında Uluhiyet veya Ahiret bahsinde yer alır.
- Mutezile ve Eşariler Allah'ın ahirette görülmesini reddetmez, ancak Mutezile onu gözle görmeyeceklerini, Eşariler ise bir şekilde idrak edeceklerini söyler.
- Allah'ın rüyada görülmesi, dünyada görülmesi ve peygamberin rüyada görülmesi de tartışmalı konulardır.
- 1:20:50Maturidilerin Ruhullah Anlayışı
- Maturidiler, ruhullah meselesini nakli deliller çerçevesinde, ayetler üzerinden tartışmaktadır.
- Nesefi de Maturidi'nin yaklaşımını benimseyerek ayetler üzerinden meseleyi ele almaktadır.
- Musa'nın Allah'ı görmek istediği Gale Lenterani olayı ve "ozur ilal cebel feyn mekanı" ayeti incelenerek, bu ayetteki "nef" ifadesinin gelecekteki görme veya şu anki görme anlamına geldiği tartışılır.
- 1:21:30Ruhullah Tartışmasının Gelişimi
- Seyyid Şerif Curcani'nin "Şerrime Vakıf" eserinde, ruhullah konusundaki en sağlam yolun Maturidi tarafından benimsendiği belirtilmektedir.
- Razi sonrası gelenekte ruhullah konusu, nakli delillerden delilleri aşan akli delil sistemati içinde incelenmeye başlamıştır.
- Ruhullah metinlerinde optik malumatlar ( görme teorisi) ve muarızların şüpheleri üzerine bölümler bulunmakta, bilim-felsefe dili haline gelmiştir.
- 1:22:52Ehl-i Sünnet'in Ruhullah Anlayışı
- Nesefi, nakli deliller çerçevesinde meseleyi ortaya koyup ayetleri inceler ve tek bir akli delil ortaya koyar.
- Ehl-i Sünnet'in bu konudaki tezi: Ruhetullah aklen naklen vaciptir, aklen caizdir.
- Dini metinler Allah'ın ötede görüleceğini zorunlu kılıyor, aklen de bu mümkündür çünkü var olan her şey görünür, Allah'ın görülmesi vücuduna bağlıdır.