Buradasın
Michel Foucault'un Felsefi Düşünceleri Üzerine Akademik Sunum
youtube.com/watch?v=g7FY8d73i30Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Ferda Keskin tarafından sunulan Michel Foucault'un felsefi düşüncelerini ele alan bir akademik ders veya seminer formatındadır. Konuşmacı, Foucault'un doktora tezini yazıp savunduğu bir akademisyen olarak kendini tanıtmaktadır.
- Sunum, Foucault'un özne, kimlik, cinsellik, iktidar, özgürlük ve söylem gibi temel kavramlarını detaylı şekilde ele almaktadır. Video, Foucault'un "öznel deneyim" kavramını, "sorunsallaştırma" teorisini, "hakikat oyunu" anlayışını ve "heterotopia" kavramını açıklamaktadır. Ayrıca, Foucault'un Kant'ın sentetik a priorilerini tarihsel a priori'ye dönüştürme çabası ve Nietzsche'ye olan ilişkisi de incelenmektedir.
- Sunumda Foucault'un "Delilik Tarihi", "Hapishanenin Doğuşu" ve "Cinselliğin Tarihi" gibi eserlerinden örnekler verilerek, kimliğin doğal ve evrensel olmadığını, tarihsel olarak kurulduğunu ve bu kimliklerin insanların eylemlerini sınırladığını savunduğu anlatılmaktadır. Video, Foucault'un iktidar kavramını iki eylem kümesi arasındaki ilişkiler bütünü olarak tanımlaması ve özgürlüğün iktidarın ön koşulu olduğunu vurgulaması gibi temel felsefi görüşlerini de içermektedir.
- 00:18Foucault ve Özne Konusu
- Konuşmacı, doktora çalışmasının başlığı "Foucault ve Özne" olduğunu ve doktorasını savunduktan sonra da aynı konu üzerinde çalışmaya devam ettiğini belirtiyor.
- Foucault'un 1970'li yıllarından ölümüne kadar vermiş olduğu derslerin yayınlanması, Foucault üzerine yapılan yorumların yeniden değerlendirilmesine neden olmuştur.
- Özne meselesi, Foucault üzerine yapılan tartışmalarda önemli bir konu haline gelmiştir.
- 03:36Foucault'un Özne Anlayışı
- Foucault başlangıçta özneyi ortadan kaldırmaya ve onsuz yaşamaya and içmişti, ancak 1970'li yılların ortalarından itibaren öznenin önemini keşfetmiş ve özne üzerine konuşmaya başlamıştır.
- Bugün dünyada yaygın olan, Foucault'un özneyi keşfettiğini ve özneyi olumlayan bir filozof olduğunu iddia eden söylemlerin çoğu yanlış olduğu belirtiliyor.
- Konuşmacı, Foucault'un 1980'li yıllarda retrospektif yazılarında öne çıkarttığı kavramlar üzerinden bir genel Foucault okuması yapacağını ve merkezinde özne kavramı olacağını belirtiyor.
- 05:50Özne ve Öznel Deneyim Arasındaki Fark
- Foucault'un özne değil, öznel deneyim üzerine çalıştığı vurgulanıyor; bu ayrım yapılmadığı için Foucault'a yönelik gereksiz eleştiriler yapıldığı belirtiliyor.
- Foucault, insan zihninin kendi içerisinde ne olup bittiğini anlamaya çalışan bir filozof değil, öznel deneyimin öznesi konumuna geçiş sürecini inceleyen bir düşünürdür.
- Foucault'un 1982 yılında Hubert Dreyfus ve Paul Rabinov'un kitabına yazdığı son sözde "ben bütün bugüne kadar yaptığım işler batı'da insanların özneye dönüştürülmesinin tarihidir" ifadesi, özneleşme sürecini ve öznel deneyimin kurulma sürecini anlatmaktadır.
- 08:54Foucault'un Öznel Deneyim Anlayışı
- Batı geleneğinde ve Fransa'da özne meselesini ele alan bir modernite geleneği vardır, ancak Foucault'un çözümlemesi yeni ve orijinaldir.
- Foucault için öznel deneyim daha çok, bu deneyim tarafından tanımlanan kimlikler ve bu kimliklerin öznesi konumuna geçmesiyle insanların kendi kendilerine getirdikleri sınırlardır.
- Foucault'un ısrarla söylediği, felsefi sorunun bize kimliklerin dayatmış olduğu sınırları aşabilmektir ve bu sınırların evrensel değil, tarihsel ve toplumsal olduğu, dolayısıyla aşılabilir olduğu göstermektir.
- 11:23Foucault'un Kimlik ve Özne Anlayışı
- Foucault'un bakış açısından kimliklerin doğal ve evrensel değil, tarihsel olarak kurulmuş olduğu gösterilmelidir.
- Öznel deneyimlerin de evrensel değil, tarihsel olarak kurulmuş olduğu ve bunun arkasındaki siyasi boyutların gösterilmesi gerekir.
- Foucault'un en önemli kaygısı, kimlik veya bireysellik dediğimiz şeyin insanların eylem alanına getirdiği sınırları aşmaktır.
- 13:46Foucault'un Özne ve İktidar İlişkisi
- Foucault'a göre günümüzdeki felsefi sorun, devlet kurumları tarafından bize dayatılan bireysellik ve kimlikten kendimizi kurtarmaktır.
- Bu bireysellik veya kimliği aşabilmek için yeni bir takım öznellikler geliştirmek gerekir.
- Foucault'un 1961'den itibaren yaptığı çalışmaların özneye dair olduğunu belirtmiştir.
- 15:17Foucault'un Eserleri ve Özne Anlayışı
- Foucault'a göre kimlik, iyi tanımlanmış bir öznel deneyimler kümesidir.
- Foucault'un eserleri (deliliğin tarihi, kliniğin doğuşu, kelimeler ve şeyler, hapishanenin doğuşu, cinselliğin tarihi) öznel deneyimlerin nasıl kurulduğu tarihleridir.
- Foucault'un meselesi özgürlüktür ve bu özgürlüğü sınırlandıran şey kimliklerdir.
- 17:37Öznel Deneyim ve Öznellik
- Öznel deneyim, insanın kendi varlığını zihninde belirli kavramlar altında temsil etmesidir.
- Foucault'a göre öznellik, insanın kendi varlığıyla bir bilinç ilişkisi kurması ve kendi varlığını zihninde temsil etmesidir.
- İnsan kendi varlığını kendi zihnimizde belli söylemlerle birlikte veya söylemler üzerinden kavramsallaştırır.
- 20:05Öznel Deneyimin Kuruluşu
- Foucault'un öznel deneyimin nasıl kurulduğuna dair en derli toplu metni, cinselliğin tarihinin ikinci cildinin giriş bölümüdür.
- Bu metin üç farklı versiyonunda (İngilizce önsöz, Fransızca giriş, felsefeciler sözlüğüne takma isimle yazılmış metin) yayınlanmıştır.
- Foucault, kendi kimliğini gizlemek için "Morris Florence" takma ismini kullanmıştır.
- 21:54Foucault'un Cinsellik Anlayışı
- Foucault, cinsellikin evrensel bir özellik olmadığını, aksine Batı tarihinde 18. yüzyılda kurulmuş bir deneyim olduğunu savunmaktadır.
- 18. yüzyıla kadar "seksüelite" kavramı bile yoktu, cinsellik deneyiminin insan davranışından ve bedenle ilgili haz deneyiminden hareketle kurulduğu belirtilmektedir.
- Foucault'a göre cinsellik deneyiminin üç temel ekseninden oluşmaktadır: bilgi alanları, normatif sistemler ve öznel deneyim.
- 24:54Cinsellik Deneyiminin Üç Ekseninin İncelenmesi
- Birinci eksen, cinsel davranışın sorun olarak görülmesi ve bu davranışa dair biyoloji, demografi, tıp, psikoloji gibi bilgi alanlarının oluşmasıdır.
- İkinci eksen, cinsel davranışın nasıl gerçekleştirileceğine dair normatif sistemlerin (iktidar) ortaya çıkmasıdır.
- Üçüncü eksen, insanların bu bilgi alanları ve normatif sistemler üzerinden kendi davranışlarına bakmaları, bilinç ilişkisi kurmaları ve kendi varlıklarını temsil etmeleridir.
- 27:20Öznel Deneyimin Kuruluşu ve Öznellik
- Foucault'a göre, insanlar bu bilgi alanları ve kural sistemlerini kabul ederek kendi varlıklarını yeniden yorumlar ve kavramsallaştırırlar.
- Öznel deneyim, insanın kendi varlığıyla bilgi ve iktidar eksenleri üzerinden ilişki kurmasıyla ortaya çıkar.
- Bu üç eksenli yapı, deliliğin tarihinde de (akıl ve akıl olmayan) ve suç anlayışında (suç ve suça eğilim) benzer şekilde görülmektedir.
- 30:26Foucault'un Sorunsallaştırma Anlayışı
- Foucault, suç, akıl hastalığı, cinsellik gibi kavramların tarihsel süreçte nasıl nesneleştirildiğini ve insanların bu söylemler üzerinden kendileriyle bilinç ilişkisi kurduğunu gösterir.
- Foucault'a göre, deneyimin kurulması aynı zamanda insanın o deneyimin öznesi olarak nasıl kurulduğu tarihini de oluşturur.
- Foucault, akıl ile akıl olmayan arasındaki diyalogun bilimsel yaklaşım sonrası monologa dönüştüğünü ve akılın akıl olmayanı sınıflandırdığını, kategorize ettiğini ve hastalıklı olarak düşündüğünü vurgular.
- 34:00Sorunsallaştırma Kavramı
- Foucault'un 1970'lerin sonlarında kullanmaya başladığı "problematizasyon" (sorunsallaştırma) kavramı, belirli bir davranış biçiminin tarihin belirli bir noktasından itibaren sorun olarak düşünülmeye başlanmasıdır.
- Foucault'a göre sorunsallaştırma, ne var olan bir şeyin söylemde temsil edilmesinden ne de olmayan bir şeyin söylem tarafından yaratılmasından ibaret değildir.
- Sorunsallaştırma, belirli bir şeyin belli pratikler tarafından alınması ve hakikat oyunlarına dahil edilerek bir düşünce nesnesine dönüşmesi sürecidir.
- 38:23Sorunsallaştırma ve Hakikat Oyunu
- İnsan davranışları tarihin verimli anlarından itibaren sorun olarak düşünülmeye başlanır ve söylemsel (bilgi alanları) ve söylemsel olmayan (normatif iktidar sistemleri) pratikler tarafından ele alınır.
- Hakikat oyunu, belirli kurallara göre gerçekleştirilen bir faaliyettir ve bir şeyin belirli bir söylemle eklemlendirilmesi ve o söylemin o şey hakkında doğru olduğunu iddia ettiği önermeler üretmesidir.
- Foucault'a göre düşünmek, Kant'tan sonra hüküm vermek faaliyetidir ve bir şeyin düşünce nesnesi haline gelmesi, o şeyin belirli bir söyleme özgü kavramlarla düşünülmeye başlanması anlamına gelir.
- 40:10Delilik Örneği ve Tarihsel Kurulum
- Bir davranış biçiminin (delilik) psikoloji, psikiyatri gibi alanlar ve akıl hastanesi bağlamında alınması, psikopatoloji söylemiyle eklemlendirilmesi ve kavramsallaştırılmasıyla bir düşünce nesnesi haline gelmesi, aynı zamanda o davranış biçiminin öznel deneyim olması anlamına gelir.
- Foucault'un 1961 yılındaki "Deliliğin Tarihi" kitabında, 17. yüzyılda İspanya'da başlayıp Avrupa'ya yayılan ekonomik kriz nedeniyle başıboş dolaşan nüfus sorunu ortaya çıkmıştır.
- Bu nüfus, veba hastanelerinde toplu halde kapatılmış, daha sonra ise hapishane, akıl hastanesi ve hastane gibi kurumlara ayrılarak tedavi, kapatma ve ıslah etme pratikleri uygulanmıştır.
- 42:56Foucault'un Eleştirisi ve Yorumlanması
- Foucault'un 1970'li ve 80'li yıllarda, aydınlanma geleneğinden ilham alan birçok kişi tarafından rasyonalitenin düşmanı olarak görülmesi ve eleştirilmesi olmuştur.
- Foucault'un analizinde, kurumların ve pratiklerin bir kısmı söylemsel, bir kısmı ise söylemsel olmayan olup, insanlara belirli deneyimler kurulmuş ve insanlar kendi kendilerini sınırlandırmaya başlamıştır.
- Foucault'un teorisini yorumlarken, "her şeyi kuran söylem" şeklinde absürt bir yorum yapılmaktadır; ancak bu yorum, söylemin dışında insanların kafalarına sopasıyla vuran bir takım insanların varlığı göz ardı eder.
- 45:51Foucault'un Söylem Kavramı
- Söylem, dil içinde gerçekleşen bir şey olarak tanımlanırken, felsefenin geleneğinde (Kant'a kadar) söylemsel demek kavramsal demektir.
- Foucault'ın söylem tanımı, klasik anlamda söylemsel olanla söylemsel olmayanın tam birleştiği yerdir.
- Foucault'ya göre söylem bir ilişkiler bütünüdür ve dil içinde olanla dil dışında olanın bir araya gelmesiyle ortaya çıkar.
- 47:55Söylem ve İktidar İlişkisi
- Bir şey bir söylemle eklemleniyorsa, o söylemin içindeki bütün maddi pratikler o şeye uygulanıyor demektir.
- Psikopatoloji söylemi, delilik davranış biçimini kapatma pratikleri, binalar, mimari formlar ve mekansal düzenlemelerle birlikte barındıran bir sistemdir.
- İnsan, kendi varlığını ve davranış biçimlerini başka bir takım söylemlerle eklemlendirebilerek kendine yepyeni normlarla bakabilir ve sınırları aşabilir.
- 49:28Foucault'un Çalışmalarının Yanlış Yorumlanması
- Habermas gibi düşünürler, Foucault'un yeni normlar bulup özgürleşme fikrini "saçma" bulmuşlardır.
- Foucault'un çalışmalarını "söylem analizi", "iktidar analizi" ve "özne analizi" olarak ayrılan dönemler olarak yorumlayan yorumlar yanlıştır.
- Foucault'un yapıtları bir bütünün parçası olarak görülmelidir: arkeoloji (söylemsel pratiklerin analizi), soybilim (söylemsel olmayan iktidar pratiklerinin analizi) ve etik (insanın kendisiyle kurduğu bilinç ilişkisi).
- 54:46Foucault'un Kant'lı Bağlantısı
- Foucault, dışarıdan bakıldığında niceci bir filozof gibi görünse de, sonuna kadar güçlü bir şekilde Kant'tan etkilenmiştir.
- Kant'a göre insan zihninde var olan transandantal mekanizmalar, deneyimin olabilirlik koşullarını veren aprioridirler.
- Foucault, Kant'ın sentetik a priori kavramını ele alarak "söylemsel düşünme" kavramını geliştirmiştir.
- 55:54Foucault'un Kant ve Nietzsche İlişkisi
- Foucault, Kant'ın sentetik a priorilerini tarihsel a priori'ye dönüştürerek, evrensel transandantal mekanizmaları tarihsel kurallara çevirmiştir.
- Foucault'a göre düşünme süreci evrensel zihinsel mekanizmalara değil, tarihsel kurallara bağlıdır ve bu kurallar iktidar sistemleriyle yakından ilişkilidir.
- Foucault, 1969'dan sonra yazdığı kitaplarla Antik Yunan felsefesi, özellikle Helenistik dönem üzerine çalışmalar yapmıştır.
- 57:54Foucault'un Zorlukları ve Heterotopia Kavramı
- Foucault'un düşüncelerini anlamak ve göndermelerini yakalamak zaman alıcıdır, konuşmacı 50 yaşında Foucault'un kafasına iskemleyi atıp oturabildiğini belirtmiştir.
- Akademik faaliyetlerin hızlanması nedeniyle, bir düşünürün kafasına iskemleyi atıp oturmak artık çok istenen bir şey değildir.
- Foucault'un "heterotopia" kavramı, mekanlar üzerine yazdığı bir metinde yer alır ve oteller, trenler, aynalar gibi heterojen toposlar oluşturur.
- 1:01:14Mekanın Önemi ve Öznellik
- 19. yüzyıl felsefesi tarih felsefesiyken, 20. yüzyıl mekanın felsefesi olmuştur ve Foucault'un düşüncesi bu mekanın önemini vurgular.
- Foucault, hapishane, akıl hastanesi, hastane, ordu ve okul gibi mekanların mimari formlarını ve içindeki bölümlenmeleri incelemiştir.
- Foucault'a göre öznellik, deneyimsel alan ve deneyimin tarihi olarak tanımlanır.
- 1:03:01Kendilik Kaygısı ve Kendini Tanıma
- Foucault'a göre Batı felsefe geleneğinde "kendin için kaygı duy" ve "kendini tanı" iki farklı düstur vardır.
- Kendin için kaygı duyma etik bir süreçtir ve Sokrates'in temel kaygıları arasındadır.
- Moderniteyle birlikte kognitif geleneğin hakim hale gelmesiyle "kendini tanı" (gnothise oton) daha önemli hale gelmiştir.
- 1:07:16Modernitenin Dönüşümü
- Foucault'a göre modernite 19. yüzyılda Kant'la beraber başlamıştır.
- Modernite, epistemolojide Kant'ın etkisiyle, siyasette insan bedeninin siyasi stratejilerin nesnesi haline gelmesiyle ve felsefenin şimdiki zamana dair soru sormaya başlamasıyla bir dönemdir.
- 18. yüzyılda geçirdiği dönüşümü geçirmeyebilirdi, ancak Foucault'un dönemlendirmesine göre modernite 19. yüzyılda başlamıştır.
- 1:08:38Foucault'un İnsan Kavramı
- Foucault'a göre insan kavramı, sahildeki kumsala çizilmiş bir figür gibidir ve dalgalar bir gün onu da alıp götürecekler, yerine başka bir şey gelecek.
- İnsan kavramı tarihsel bir sorunsallaştırma sonucunda ortaya çıkmış ve düşünmeyi belirleyen bir şeydir.
- Günümüzde kognitif olandan vazgeçip insanı, mekanı, dünyayı ve pratikleri farklı bir şekilde anlamaya çalışmak yeni bir mecra haline gelmiştir.
- 1:10:15Foucault'un İktidar Kavramı
- Foucault'a göre iktidar kötü bir şey anlamaz, sadece analiz yapar ve iktidar bir ilişkiler bütünüdür.
- İktidar iki birey veya grup arasındaki değil, iki eylem kümesi arasındaki ilişkilerdir ve bu eylem kümesleri birbirlerini yapılandırmaya çalışır.
- İktidar zorunlu olarak kötü bir şey değildir, matematik öğretmeninin öğrencisine türevi göstermesi veya futbol hocasının öğrencisine topa vuruşu öğretmesi gibi durumlar iktidar ilişkisidir.
- 1:12:12İktidar ve Özgürlük İlişkisi
- Foucault'a göre iktidarın ön koşulu özgürlüktür, özgürlüğün olmadığı yerde tahakküm vardır.
- Özgürlük, her iki tarafın önünde açık bir mümkün eylemler alanının olmasıdır.
- İktidar tahakküme doğru evrilme eğilimi gösterir, bu yüzden yapılandırma çalışmalarını geriye itmek ve sınırları aşarak özgürlük çalışması geliştirmek gerekir.
- 1:13:36Tahakküm ve Öznel Deneyim
- Foucault'a göre en tehlikeli tahakküm biçimi, insanın öznelliği üzerinde kurulan tahakküm biçimidir.
- Bu tahakküm, insanın kendi varlığını kendi zihninde belirli bir şekilde temsil etmeye zorlanması anlamına gelir.
- Clint Eastwood'un yönetmenliğini yaptığı "Million Dollar Baby" filmi, bir kişinin üzerinde mutlak tahakkümün ne anlama geldiğini gösteren bir örnektir.
- 1:16:11Foucault'un Felsefi Yaklaşımı
- Foucault iki farklı geleneği karşısına alır: fenomenoloji geleneği ve felsefi antropoloji geleneği.
- Fenomenoloji geleneğinde öznel deneyim, insan zihnindeki transandantal mekanizmalar tarafından belirlenir.
- Felsefi antropoloji geleneğinde öznel deneyimi belirleyen şey evrensel bir insan doğasıdır, ancak bu insan doğası transandantal değil, ampiriktir.
- 1:17:51Foucault'un Akıl Hastalığı Yaklaşımı
- Foucault, fenomenolojinin başarısız olduğu yerde deneyimi anlamak için felsefi antropoloji veya toplumsal tarih yapmak yerine, akıl hastalığının tarihsel tekilliği içinde nasıl kurulduğunu ve bunu kuran pratikleri incelemeyi tercih etmiştir.
- Foucault, akıl hastalığını bir nesne olarak değil, bir ilişkiler bütünü olarak görmüş ve bu ilişkilerin nasıl kırıldığını tarihsel olarak incelemiştir.
- Bu yaklaşım sayesinde deneyimin kurulması, deneyimi kuran pratiklerle ilişkisi ve psikopatolojik vakaların psikiyatri pratiğiyle ilişkisi gibi tüm unsurları görmek mümkün olmuştur.
- 1:19:24Foucault'un Anti-Hümanizmi ve Etkisi
- Foucault'un anti-hümanizmi sadece insan doğasına karşı değil, aynı zamanda fenomenolojiye karşı da genişletilmiştir.
- Foucault'a göre ne insan doğası diye bir şey var ne de verili bir özne vardır.
- Foucault, Fransa'da iş bulamamasının sebebi fenomenolojiye karşı bir yaklaşımları olmasından kaynaklanmıştır.
- Foucault'un dünya çapında ünlü olması İngilizce konuşulan dünyada olmuştur ve çoğunlukla karşılaştırmalı edebiyat, sosyal bilim ve bilim bölümlerinde değil, felsefe bölümlerinde değil çalışılmıştır.
- 1:21:37Sınırları Zorlama ve Kavram Üzerine Çalışma
- Foucault'a göre sınırları zorlayıp patlama yaratmak yerine, sınırları ince ince düşünmek ve zamana yaymak gerekir.
- Kendimizi düşünürken kullandığımız kavramların normatif boyutuna dikkat etmek önemlidir çünkü çoğu zaman bunları deskriptif (betimsel) sandığımız kavramlar içlerinde ciddi normatif boyutlar barındırır.
- Kavramların isimleri çok değişmez, ancak kavramların içeriği kolektif bir şekilde belirlenir ve zaman zaman bireyler bu içeriğe müdahalede bulunabilir.
- Kavram üzerinde çalışmanın yanı sıra, bu kavramsal çalışmanın kişinin varlığını özgürleştirici bir şekilde dönüştürmesi de sağlanmalıdır.