Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademik sunum formatında olup, konuşmacı Karaburun Bilim Kongresi'nde "İktidar ve Dayanışma" başlıklı kongreye karşı bir itiraz olarak hazırladığı sunumu sunmaktadır.
- Sunum, komünizm, iktidar, devlet ve güç kavramları arasındaki ilişkileri ele almaktadır. Video, Engels'in "komün" ve "devlet" kavramları arasındaki farkı vurgulaması, Marx'ın ekonomik-politik eleştiri sistemi, Nietzsche'nin güç istenci kavramı ve Spinoza'nın "ortak olan" kavramı üzerinden emek-sermaye ilişkisini analiz etmektedir.
- Sunumda ayrıca Antik Yunan'dan başlayarak akıl, beden, duygular ve pratik arasındaki hiyerarşik ilişkiler, Kant'ın metafiziği ve bilinç kavramı, sınıf bilinci, parti rolü ve modernitenin aklın hiyerarşisini metafizik düzlemde kurması gibi konular da ele alınmaktadır. Spinoza'nın güç kavramı ve güçlerin bileşimini vurgulayan felsefesi, ortak olanın arzusu ve bunların politik teorideki yeri detaylı olarak incelenmektedir.
- 00:08Sunumun Amacı ve Temel Kavramlar
- Sunum, Karaburun Bilim Kongresi'nin "İktidar ve Dayanışma" başlığına karşı bir itiraz olarak hazırlanmıştır.
- Proleter diktatörlüğü devlete değil, devrim ve komün kavramına yakındır ve devlet kavramı ile komün kavramı arasında antipolis bir ilişki vardır.
- Engels, 1875'te Bedel'e yazdığı mektupta "devlet" sözcüğünün yerine "komün" kavramının kullanılmasını önermiştir.
- 03:37Komünizm ve Politik Olma
- Sunumun başlığı "Komünizm, Politik Olmanın İçinden Okumak" olarak belirlenmiştir.
- Politik olan genellikle temsil, iktidar ve eamm kavramlarıyla sınırlanırken, bu sunum komünizmin politik olmanın içinden düşünmeyi amaçlamaktadır.
- Asıl olan, komünist bir toplumu etik-politik bir toplum olarak düşünmektir ve etik-politikliği ontolojik olarak bir düzlem olarak kurmaktır.
- 05:59Sınıflı ve Sınıfsız Toplumda Politik Olma
- Genel eğilim politik olanı sınıfsal ilişkiler ve devlet olarak tanımlamaktır ve sınıfların ortadan kalktığı andan itibaren politik alanın sönümleneceği düşünülmektedir.
- Marx'a göre emeğin iktisadi kurtuluşu, emekin toplumsal bir güç olduğu noktada zenginliğin, boş zamanın ve bir geçim aracı olma gücüdür.
- Sınıflı toplumlarda sınıflar mücadelesine içkin politik olanı düşünürken, komünist toplumda üretici güçlerin gelişmelerine paralel olarak politik olanı düşünmek gerekir.
- 08:45İktidar Kavramı ve Komünizm
- İktidarın olumlanmasının diyalektiği için komünizmi düşürmek, komünizmi devletli bir sosyalizm diyalektiği içinde bir erk olarak düşünmek demektir.
- Komünizm, bugünkü anti-kapitalizmin içine aktüel bir politik oluşum olarak düşünülmelidir.
- Komünizm politiği sınıflaşmaya karşı sınıfsızlaşmak, sermaye-emek ilişkisini politik olarak ele almak içkindir.
- 10:48İktidar Kavramının Değerlendirilmesi
- İktidar kavramı araç değil, ciddi bir şekilde bir toplumsal ilişkidir ve sınıf üretme ilişkisidir.
- İktidar, sınıfların çelişkisi ve çatışmanın ürettiği ilişkisel bir toplumsal güçtür ve yukarıdan ve aşağıdan üretilen bir fabrikadır.
- İktidar sermayenin diyalektiğidir ve sınıflar arası diyalektik çatışan bir makinedir.
- 11:54İktidarın Ele Geçirilmesi ve Komünizm
- İşçi sınıfı iktidara gelir ve emeğin bir geçim aracı olarak devam ettirilirse, ücretli emek altında sınıflaştırmaya devam eder.
- Sovyetler çelişkisi, ücretli emek ve sermayenin bir sınıf üretimi ilişkisi olarak istiklal üretiminden çıkartılması politiktir.
- Emeğin olumlamasında politik olan, emeğin ücretli emek olarak sınıflaştırılmaktan çıkarmaktır ve bu bugüne ilişkindir.
- 13:12İktidarın Parçalanması ve Komünizm
- İktidarın ele alması yetmez, iktidarın parçalanması, yıkılması ve iktidar olmayan etik-politik bir düzlemin toplumsal olarak kurulması gerekir.
- Sınırsızlaşmayı politik dönemin içinde düşünmek özgürlüğün maddi-politik kontrololojisidir.
- İktidar kavramı ve kavramı üzerinden düşünülemez, çünkü bu kavramlar teo kökünden gelir ve teori ile aynı köktür.
- 15:19Akıl ve Hiyerarşi Düzlemi
- Antik Yunan'da akıl tanrıya yakın en yetenekli alan olarak görülürken, beden, duygu, hareket ve sonlu olanlar (köleler, kadınlar) aşağılanıp yok sayılırdı.
- Akıl hiyerarşisinin düzlemi metafiziktir ve bu düzlemde aklın pratik, beden ve duyguyu tahakküm altında tutması önemlidir.
- Aşkınlık düzleminin en önemli kavramları evrensellik, kesinlik, a priori bilgi ve öz-görüntü ilişkisidir.
- 19:53Rönesans ve Modernite
- Rönesans, ortaçağa karşı akıl ve felsefeyi öne çıkararak yeniden doğuş anlamına gelir ve modernite batı düşünme geleneğinden bir arayıştır.
- Modernite, aklın hiyerarşisini metafizik düzlemde özne üzerinden kurar.
- Kant, metafiziğin bilim haline getirilmesi modernizmin metafiziğini kurmuş ve rasyonalizmi akla sınırlı koymamış en yanılsamalı yetenek haline getirmiştir.
- 21:55Özne ve Bilinç
- Kant'ın öznesi, nesneleştirme pratiğini içkin olarak özne kendisini kurar ve bu ilişki bilinçtir.
- Metafiziğin düzlemi antik Yunan'dan gelen kuşkuculuk, Kant'la gelen eleştiri ve Hegel'le gelen diyalektiktir.
- Kant'ın öznesi Hegel'de devlet, bürokrasi bir bilinç haline gelir ve ulus-devlet öznesi, emeğin çitlenmesi ve sınıflaştırılmasıdır.
- 24:05Sınıf ve Parti İlişkisi
- Sınıfın kendiliğinden politik bir hareketi vardır ama sosyalist bilinçten çıkmaz, dışarıdan gelir (bilinç aktarımı).
- Partinin öznesinin koşulunda, partinin bilinci olduğu andan itibaren politik olarak sınıf olur.
- Sınıfın özneleşmesi bilincini tek eline almadan, onu temsil etmeden, hiyerarşisinin iktidarını kuramaz.
- 26:48Kudretler ve Bilgi
- Sermayenin politiğinin kavramları iktidar, hiyerarşi düzlemi, akıl, evrensellik, kesinlik, öz-arke ve hiyerarşi olur.
- Komünizm aktüel politik olanı içinde düşünürse kudretlerdir: beden, duygu, tekillik, çokluk, hareket, fark, ölçülemez olan, temsil olmayan.
- Bilgi, bilinç ve söylem üretir; analitik bilgi keşiftir, senteze bağlı olarak icat edilmiş bilgidir, diğer kudretler ilişkisi içerisinde oluşan söylem ise üretilen bir bilgidir.
- 28:55Politik Teori ve Güç Kavramı
- Konuşmacı, devlet ve komün, iktidar ve dayanışma arasındaki antagonist bölünmeden bahsedecek.
- Sunumda Marx ve Spinoza, gücün yeni imgesi olan devlet ve iktidar imgesine karşı, ortak ve kurucular için yıkıcılık üzerinden yeniden tanımlanmış bir diyalektik olmayan zemin üzerinden güçün imgesinin yeniden kuruluşu üzerine konuşulacak.
- Konuşmacı, politik kuruculuğun ne olduğuna dair ve devlet ile tam da ilişkisi içinde bir zemin üzerinde konuşmayı planlıyor.
- 30:14Marx'ın Ekonomik-Politik Eleştiri
- Marx'ın ekonomik-politik eleştirisinde sermayenin işleyişindeki diyalektiği sürekli anlatır ve bütün ruhu diyalektiktir.
- Marx'ın antigolizma teorisi genellikle diyalektik olarak düşünülür, ancak aslında sermayenin ekonomi politiğinin eleştirisi üzerine kurulmuştur.
- Konuşmacı, Marx'ın söylediklerini gücün terimlerine çevirmek için Spinoza ve Nietzsche'den yardım alacak.
- 31:49Nietzsche'ye Giriş
- Nietzsche'nin felsefe tarihi açısından en ayırıcı cihazı, hayatın yorumlanması ve değerlendirilmesinde güç istencinin perspektifini katmasıdır.
- Nietzsche, felsefenin dünya, görünüm, doğru-yanlış, iyi-kötü gibi karşıtlıklar üzerinden çalışmasını eleştirir ve bu karşıtlıkların aslında güç ilişkisinin bir etkisi olduğunu söyler.
- Nietzsche'ye göre her olay, şey, söylem veya hakikat iddiası, onu ele geçiren ve ifade eden güçlerin oluşturduğu bileşimden alır.
- 33:31Güç İstenci Kavramı
- Nietzsche, felsefenin "nedir" sorusuyla hareket etmek yerine "kim istiyor" sorusunu sorarak yeni bir yaklaşıma geçer.
- Güç istenci, gücü istemek anlamına gelmez; yaşamayı istemek kadar saçma bir şeydir.
- Nietzsche'de güç hiçbir zaman ele geçirilebilecek, devredilebilecek, temsil nesnesi haline getirilebilecek veya ölçülebilecek bir şey değildir, her zaman var olan ve tezahür halindeki bir şeydir.
- 34:43Güç İstenci ve İktidar
- Nietzsche, güçün temsil nesnesine indirgenmediğini, ancak bu indirgemeyi isteyen güç istencinin kim olduğunu sormamız gerektiğini belirtir.
- Tanrı, insan ve devlet gibi kavramları tanımlarken, aslında altındaki güçlerin davranışını ve bu güçlerin içinde isteyenin ne olduğunu çözümleyebilmemiz gerekir.
- Konuşmacı, emek ve sermaye arasındaki antagonizmanın yönetilmesini sağlayan diyalektiğin arkasındaki isteyeni sorgulayacak.
- 36:32Etkin ve Tepkisel Güçler
- Nietzsche, etkin ve tepkisel güçler arasında ayrım yapar; üstün ve yöneten güçleri etkin, yönetilen ve itaat ettirilen güçleri ise tepkisel olarak adlandırır.
- Tepkisel güçler, yönetildikleri için asla güç olmaktan çıkmazlar, gücün en alt derecesini ifade ederler ama hala güçturlar.
- Güç istenci kavramı, olumlama (değer vermeyi, yaratmayı, dönüştürmeyi) ve olumsuzlama (değersizleştirmeyi, yıkmayı, uyum sağlamayı) arasında ayrımı yaparak güçleri ayırt eder.
- 38:35Nietzsche ve Marx'ın Kavramları
- Antagonizma teorisinde, varlığı üreten ve yeniden üreten hareketin öğesi olumsuzlamanın kendisidir ve gereklilikteki çelişki öğesi olumsuzlamayı verir.
- Karşıtlar arası ilişki, Nietzsche'de gücün en alt derecesi olarak görülen tepkisel güçlerin bir ilişkisini doğrudan yansıtır.
- Sermaye, üretim ve yeniden üretimin koşulu olarak, hayatı üreten ve yaratıcı olan güç olarak emeği değer üretim sürecine dahil ederek onu ücretli emek olarak özelleştirir.
- 41:18Emek ve Sermaye İlişkisi
- Marx'ın emek ve ücretli emek arasındaki ayrımı, Nietzsche'nin etkin gücü tanımlayışıyla birebir örtüşür.
- Marx'a göre emek, canlı biçim veren ateştir ve Nietzsche'ye göre etkin olmak hareket etmek, yönetmek, koşullardan yararlanarak biçimler daraltmak, yaratmak ve dönüştürmek demektir.
- Emek kendi farkını olumlamamak ister, üretmek, yaratmak, kurmak ve dönüştürmek ister, bu nedenle sermayeye ihtiyaç duymaz.
- 42:44Emek ve Sermaye Arasındaki Duygusal İlişki
- Emeğin neşesinin alanı sermayeyi olumsuzlamak değil, kendi farkını olumlamaktır; emeğin arzusunun nesnesi kendisi iken, sermayenin nesnesi kendisi dışındaki bir şeydir.
- Sermaye, kendini var edebilmek için emeği tüketmek ister ve emeği gereklilik yoluyla ücretli emek olarak özelleştirerek yapabileceklerinden ayırmaya çalışır.
- Tepkisel güçler, kendilerini dışındaki etkin güçleri yapabileceklerinden ayırarak sınırlandırmaktadır ve sermaye, emeği tepkiselleştirmek ve hınca ve kedere sokmak ister.
- 45:24Ücretli Emek ve Duygusal Durumlar
- Ücretli emeğin kendi tepkisel bir güç olarak keder duygusunu yaşaması gerekir.
- Sermaye karşıtı bir muhalefet sadece protesto sınırında kaldığında veya talep siyasetine kitlendiğinde, varlığımızın olumsuzlama haline geldiği görülür.
- Ücretli emeğin çileciliği içinde kaldığı dönemde, yaşamı yaratma gücümüz yerine yaşama karşı katlanma gücümüz artar.
- 46:49Ortak Konunun Kuruculuğu
- Ortak konunun kuruculuğu, sermayenin gerektiği içinde kaldığımız oranda, ücretli olarak tepkiseli olmamız ve kendi gücümüzden ayrılma durumudur.
- Bu durum isyan olarak nitelendirilir ve bu isyanın gücünü Spinoza'nın sunduğu zemin sağlar.
- Spinoza, her yere baktığında güçlerin bileşimini ve ayrışmasını görür, çatışmanın hayatı içkindir ve çatışmanın olduğu yerde uzlaşmayan güçler vardır.
- 48:19Ortak Konunun Doğası
- Ortak olan, güçlerin birleşimi üzerine kurulu olduğu için hayat ve ayrışması sürekli olarak kendini üretebilir.
- Ortak olanın arzusu sonradan gelen bir ideal durum değil, yaşanan bir şeydir, canlıdır ve etkindir.
- Spinoza'nın politik teoriye en büyük mücadelesi, ortak olanın nasıl kurulacağıdır çünkü ortak olanın kurulması demek, gücün nasıl arttırılacağıdır.
- 50:24Spinoza'nın Güç Felsefesi
- Spinoza'ya göre her varlıklı kudret derecesi bir güç derecesidir ve her kudret bir etkilenebilme gücü olarak tanımlanır.
- İnsanın etkilenebilme gücü çok fazladır çünkü her zaman etkilenir ve etkilenebilme gücüdür.
- Kudretimizi arttırdığımız yerde duygusu neşedir, bizimle uyuşmayan bedenlerle iletişime geçtiğimizde ise duygusu kederdir.
- 51:45Tutkular ve Ortak Konu
- Beden sürekli tutkularının esareti altındadır; bir kudret ne kadar dışarıdan etkileniyorsa, etkilenişlerinin nedeni kendi olmadığına oranla tutkularının etkisi altındadır.
- Spinoza, kendi eylemlerinin nedeni kendim olabilmenin yolunu sorar ve bu da ortak olanın yakalanmasıyla mümkün olur.
- Spinoza'da örgütlenme ve politik kuruculuk hayata doğrudan, içten olarak düşünülmüş ve komünizm bir şekilde ortaya konmuştur.