Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir din adamının Kehf Suresi'nin tefsirini yaptığı ve çeşitli İslami konuları ele aldığı dini bir sohbettir. Konuşmacı, Konya'da bulunduğu bilgisini paylaşmaktadır.
- Video, Ashab-ı Kehf'in uyanışından başlayarak, kabirlerin üzerine mescit inşa etme konusu, türbe ve kabirperestlik, tasavvuf, kader anlayışı, unutkanlık, hata, gayb, zulüm, kibir ve anayasa-şeriat ilişkisi gibi konuları ele almaktadır. Konuşmacı, Kur'an ayetleri ve hadisler referans göstererek İslami görüşleri açıklamakta ve günümüzdeki toplumsal sorunlara dini bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır.
- Konuşmacı, Hz. Muhammed'in kabirlerin üzerine mescit inşa etmeyi yasakladığı hadisleri, tasavvufun kader anlayışını eleştirerek şeriatla kader arasındaki ilişkiyi vurgulamakta ve günümüzdeki yöneticilerin kibirini eleştirmektedir. Ayrıca, anayasa değişikliğinin sistem sorunlarını çözmediğini ve gerçek çözümün Allah'ın şeriatının uygulanması olduğunu savunmaktadır.
- 00:23Kehf Suresi Tefsiri
- Kehf suresinin tefsirine devam ediliyor ve ashab-ı kehf'in kıssası anlatılıyor.
- Geçen derste ashab-ı kehf'in uyanışına kadar olan kısmı anlatılmış, bu derste ise uyanışından itibaren kıssanın sonu anlatılacak.
- 00:51Ashab-ı Kehf'in Uyanışı
- Allah, ashab-ı kehf'in yerini insanlara buldurduğunu ve bunun sebebinin insanların Allah'ın vaadinin hak olduğunu anlamaları olduğunu belirtiyor.
- Kıyamet günü konusunda insanlar arasında tartışma var: kıyamet kopacak mı, dirilme nasıl olacak, sadece cesetler mi yoksa ruhlar da mı dirilecek?
- Allah, bu gençleri uyandırdığını ve insanların Allah'ın vaadinin kesindir ve kıyamet gününe dair hiç bir şüphe olmadığını anlamaları için bunu yaptığını açıklıyor.
- 03:02Kıssanın Hikmeti
- Bu kıssanın yaşanmasındaki hikmetlerden biri, iman ettikten sonra ahiret hakkında tartışan Müslümanlara yol göstermek için Allah'ın asırlardır uyuttuğu bir grup insanı diriltmesi.
- Allah, insanları hem cesetle hem de ruhlarıyla dirilteceğini, nasıl öldüyseler o şekilde Allah'ın huzuruna tekrar ayağa kalkacaklarını öğretmiş.
- Allah sadece peygamberler gönderip kitaplar indirmekle insanlara son hüccetini ikame etmez, ihtiyaç duyulan yerlerde insanlara hakkı ve hakikati hatırlatsın diye ayetler gönderir.
- 04:04Günümüzdeki Benzer Olaylar
- Günümüzde de benzer olaylar yaşanıyor: bitkisel hayata girmiş, doktorlar ölmüş saydığı insanlar uyanıyor ve hayatlarına devam ediyor.
- Allah, bu tür olayları insanlara bir hakikati göstermek için yaşatıyor: Allah insanları uzun süre uyutup, tıp ölmüş saydığı insanları tekrar ayaklandırabiliyorsa, insanlar yerin dibine çürüdükten sonra da Allah tekrar onları ayaklandırabilir.
- Bu çağda Allah insanlara bunu gösterdiği gibi, o dönemde de Allah insanlara üç asıra yakın bir süre uyumuş olan insanları tekrar kabirlerinden ayağa kaldırdı.
- 05:32Ashab-ı Kehf'in Durumu
- Ashab-ı kehf uyanınca, insanlar onların durumunu fark edince, özellikle İsrailoğulları'nın anlattıklarından bildiğimiz kadarıyla, bu gençler üç asır önce kaybolan gençlerdi.
- Bu gençler eskiden putperest atalarından kaçmışlardı ve Allah onları korumuş, muhafaza etmişti.
- İnsanlar bu mucize durumunu tartıştılar: bir grup insan "üzerlerine toprak kapatın, rableri onların halini en iyi bilir" dedi, diğer grup ise "buraya bir mescit yapacağız, kabirlerinin üzerine bir mescit inşa edeceğiz" dedi.
- 06:42Tefsir ve Peygamberin Açıklaması
- Allah bu ayette hangi tarafın doğru söylediğini belirtmiyor, bu yüzden tefsircilerin beyan ettikleri görüşler kesin değildir.
- Tefsir ederken peygamberin açıklamalarına bakmak gerekir çünkü Allah peygambere "sen insanlara onlara indirileni açıklayasın diye" Kur'an'ı indirmiştir.
- Peygamber'e sorulursa, hangi gruptan hangisinin yolunu takip etmeleri gerektiği konusunda ne diyeceğini anlamak için peygamberin açıklamalarına bakmak gerekir.
- 08:41Peygamberimizin Kabir Hakkındaki Uyarıları
- Peygamberimiz, bir adamın kabrinin üzerine mescit inşa eden ve resimler yapan insanları kıyamet gününde Allah'ın katındaki en şerli insanlar olarak tanımlamıştır.
- Ayşe Hanım'ın naklettiği hadiste, Peygamberimiz ölüm döşeğinde Yahudi ve Hıristiyanlara lanet ederek onların peygamberlerinin kabirlerini mescit edindiklerini söylemiştir.
- Peygamberimiz, sahabelerin kabirlerinin üzerine türbe yapmamalarını ve kabirleri yerden bir karış yüksek bir toprak olarak terk etmelerini istemiştir.
- 10:12Peygamberimizin Kabir Hakkındaki Dua ve Uyarıları
- Peygamberimiz, yaşarken kendi kabrine yönelik ümmetini sürekli uyarırdı çünkü en değerli insan bu ümmette peygamberdir.
- Peygamberimiz, İmam Malik'in rivayet ettiği hadiste "Benim kabrimi kendisine tapılan bir put haline getirme" dua etmiştir.
- İmam Ahmed'in rivayet ettiği hadiste Peygamberimiz, "Evlerinizi kabir haline getirmeyin" ve "Benim kabrimi de bayram yerine çevirmeyin" demiştir.
- 11:39Peygamberimizin Kabir Hakkındaki Yasakları
- Peygamberimiz, sahabelerin kabirlerini bir kabir yerden yükseltmelerine bile razı olmadı.
- İmam Müslim'ün rivayet ettiği hadiste, Peygamberimiz kabirlerin kireçlenmesini, üzerine bina yapılmasını ve üzerine insanların oturmasını yasaklamıştır.
- Kabirleri tazim etmek, tapınak yeri haline getirmek, üzerine kandil asmak, bekçi koymak ve yeşil-renkli örtülerle kapatmak, müşriklerin arasında yaygın olan bir ahlak idi.
- 12:51Peygamberimizin Kabir Hakkındaki Mücadelesi
- Peygamberimiz, yeryüzüne tevhidi yayabilmek için kabirleri de yeryüzünden kaldırmak için bir mücadele içerisine girdi.
- Ali'ye verilen bir görevde, putları yıkmak ve yüksek kabirleri yerle bir etmek istenmiştir.
- Tuster şehri fethedildiğinde, Danyal aleyhisselam'ın kabri olduğu söylenen bir kabir kazılmış ve içindeki ceset çıkarılmıştır.
- 15:33Peygamberimizin Kabir Hakkındaki Son Sözleri
- Peygamberimizin açıklamalarından yola çıkarak, kabirlerin üzerini örtün ve kapatın diyenler tevhid ehli insanlardır.
- Kabirlerin üzerine mescit inşa edin diyenler ise putperestliği ihya etmeye çalışan nüfus ve sultan sahibi insanlardır.
- İslam topraklarında ilk yapılan resmi türbenin kime ait olduğu belirtilmemiştir.
- 17:03İslam'da Türbe Geleneğinin Kökeni
- Muhammed Muntasır adındaki Abbasi halifesinin türbesi, İslam topraklarında ilk resmi olarak inşa edilen türbe olup, annesinin isteğiyle yapılmıştır.
- Muntasır'ın annesi Rum bir kadın olup, Hristiyan olduğu için ölen birini tazim etmek için kabrinin üzerine türbe yaptırmıştır.
- Bu türbe, nüfus ve güç sahibi bir Hristiyan kadının İslam'da putperestliği tekrar canlandırdığı bir örnektir.
- 18:22Ali'nin Türbesi ve Şia'nın Rolü
- İkinci büyük türbe Ali'ye aittir ve onu Hamdaniler (Şia devletlerinden biri) inşa etmiştir.
- Ali Kufe'de vefat etmiş ve oradaki yönetim sarayına defnedilmiştir, ancak Hamdaniler Necef'te Ali'ye ikinci bir türbe yapmış ve orayı haç haline getirmiştir.
- Türbecilik Roma'dan gelen Rum, Hristiyan ve iki mecusilerden (Ömer döneminde zorla Müslüman olan ancak İslam'a tam olarak uyum sağlayamayan kişiler) bize geçmiş bir geleneğidir.
- 19:39Antik Yunan'dan Gelen Türbe Geleneği
- Antik Yunan'da filozofların talebeleri sıkıntıya düştüklerinde hocalarının kabirlerinin başına gider ve ondan yardım isterlerdi.
- Felsefe kitapları Abbasiler döneminde Arapçaya çevrilince insanlar ölen birinin ruhunun insanlara fayda sağlayabileceğini düşünmüş ve kabirlerin başına çöküşüp ilim almaya başlamışlardır.
- Tasavvufun içinde "Uveysilik" ekolü vardır; bu ekol, hocadan değil kabirde yatandan ilim öğrendiğini iddia eden bir tarikat koludur.
- 20:40Türbecilikin Günümüzdeki Durumu
- Yeryüzündeki bütün şerri ve şirki kendinde toplayan tasavvuf, türbecilik geleneğini meşrulaştırmış ve İslam aleminin dört bir tarafında türbelerin çoğalmasını sağlamıştır.
- Günümüzde türbe yapmak için orada bir velinin veya salih bir insanın yatmasına gerek kalmamış, bu iş para kaynağına dönüşmüştür.
- Türbelerde mescit, çarşı, sanduka ve kasalar kurulmuş, insanlar buraya para atıyor, satılan malzemelerin bereketli olduğuna inanıyor ve kabirden çıkarılan toprak içildiğinde ciğerlerin temizlendiğine inanıyorlar.
- 21:58Türbecilikin Ekonomik Boyutu
- Türbeler, hastaneler gibi para basıyor ve bir çeşit para kaynağı haline gelmiştir.
- Bir ibret hikayesinde, medresede okuyamayan bir öğrenci, yolda ölen bir eşekten dolayı ağlamaya başlamış ve bu ölen eşek için bir türbe yapılmıştır.
- Zamanla bu türbe bir şirk merkezi haline gelmiş, akın akın insanlar oraya sefer düzenlemeye başlamış ve yıllar sonra bu türbe, medreseyi okuyamadığı için kovulan öğrencinin büyük bir zat haline gelmesiyle tanınmıştır.
- 24:22Nüfuz ve Saltanat Sahiplerinin Türbecilikle İlişkisi
- Nüfuz ve saltanat sahibi olan insanlar her çağda türbeciliğin yayılması için çaba sarf etmektedir.
- Batı dünyası son yüz yıldır İslam alemine karşı yeni bir haçlı seferi başlatmış, ancak aynı zamanda Mevlana yılı ilan ederek Mevlana'nın kabrini ziyaret etmek için vatandaşları getirmiştir.
- Kabirperestlik sadece kabir yapıp o kabirlere ibadet etmek değildir, tasavvufun bir alt zihniyeti vardır: hayattan elini eteğini çekmek, laikleşmek ve devleti yönetenlerin yönetmesine bırakmak.
- 27:29Tasavvuf ve Kader Anlayışı
- Tasavvuf ehli tekelerde oturup tesbih alıp "hu hu hu" diye zikir yaparak transa geçerler, ancak "hu" diye bir zikir yoktur çünkü Allah'ın bu ismi yoktur.
- Tasavvuf ehli, kendilerine kötülük hatırlatıldığında "Allah istemeseydi olmazdı" diyerek Allah'ın iradesine teslim olmayı savunurlar.
- Moğollar İslam alemini işgal ettiklerinde, hamile kadınların karınlarına bıçak batırıp çocuklarını çıkarmışlar, insanların karınlarındaki çocuklara bile hayat hakkı tanımamışlardır.
- 29:02Celaleddin Rumi'nin Moğollar Hakkındaki Açıklaması
- Moğollar istila etmeye geldiklerinde Celaleddin Rumi'ye sormuşlar ve onun açıklamasına göre Moğollar zor durumdaydılar, Harzemşah tarafından sürüldüler ve zorla vergi alındı.
- Moğollar krallarına yardım istediler, kral (Cengiz Han) on gün oruç tuttu ve Allah'a yalvardı, Allah ona "Ben senin sözünü işittim, artık siz yeryüzünde güçlü olacaksınız" dedi.
- Moğollar kendi güçleriyle değil, Allah'ın dilemesiyle güçlendiler ve onları başımıza Allah getirdi.
- 30:37Tasavvufun Kader Anlayışının Etkileri
- Tasavvuf ehli, başlarındaki insanların Allah'ın şeriatı ile hükmetmediğini söyleyenlere "Biz dervişiz, nazarımız Allah'ın iradesine bağlıdır" diyerek cevap verirler.
- Yönetim sahipleri tasavvuftaki bu sapkın kader anlayışını bildikleri için, başlarına gelen her şeyin Allah'ın kaderi olduğunu söyleyerek sukut etmelerini sağlarlar.
- Kaderle bir musibet gelmişse şeriatla bunu def etmek gerekir, Allah hastalandıysanız tedavi olunuz demiştir.
- 32:58Kader ve Şeriat Arasındaki İlişki
- Kader vardır doğrudur ama kaderle beraber şeriat da vardır ve kaderle şeriat asla birbirinden ayrılmaz.
- Allah kaderle senin başına getirdiğini ona razı ol başını önüne ey bu benim rabbimin dilediğidir de dememiştir.
- Tasavvuf ehli şeriattan kopup hakikat diye bir zırva uydurdukları için zamanla şeriattan uzaklaşa uzaklaşa kadere yapışmışlardır.
- 34:05Tasavvufun Yayılması ve Sonuçları
- Her çağ ve her zaman putperest insanlar tasavvufun, türbeciliğin, tarikatçılığın yeryüzünde yayılması için ellerinden geleni yapıyorlar.
- Bugün tasavvuf özellikle küfür sistemleri tarafından bir şey gibi kabul ediliyor, korunuyor ve yayılması için özel çaba sarf ediliyor.
- Tasavvuf ehli hakkında "onlar üç kişiydiler, dördüncüleri onların köpekleriydi" gibi gaybı taşlayarak konuşulabilir, ancak onların sayısını en iyi Allah bilir.
- 35:54Allah'ın Peygamberimize Yol Gösterisi
- Allah, Peygamberimize Ehl-i Kitap hakkında açık bir tartışma dışında tartışma yapmamasını ve soru sormamasını emretmiştir.
- Allah, Peygamberimize ilerisi için yol göstererek, bu gençlerden sonra gelecek olanların onlar hakkında konuşacaklarını belirtmiştir.
- Allah, bu kıssayı anlatırken gençlerin sayısı, isimleri, yaşadıkları memleket, bulundukları bölge ve magara hakkında hiçbir şey söylememiştir.
- 37:05Kıssanın Mesajı ve İnsanların Tepkisi
- Allah'ın bu kıssasının mesajı, insanın diniyle fitneye düşeceği yerden kaçması ve zalimlerin karşısında korkmadan hakka yıkılabilmesidir.
- İnsanlar, bu gençlerin asıl mesajını bir kenara koyup, nerede faidesiz bir mesele varsa onu tartışmaya çalışıyorlar.
- Abdullah İbni Abbas, Allah'ın kendisinden söz ettiği "az insanlardan" biri olduğunu ve onların sayısının yedi olduğunu, sekizincisinin de köpeği olduğunu söylemiştir.
- 38:55Açık Tartışma ve Batıl Ehli ile İletişim
- Açık tartışma, Kur'an'da anlatılanların dışında hiçbir konu hakkında tartışma yapmamaktır.
- Allah, Müslümanlara batıl ehli ile ortak bir inanç varsa, İslam'da sabit olanın dışında bir konu hakkında onlarla konuşmamalarını öğretmiştir.
- Batıl ehli ile konuşurken delilin dışına çıkmamak gerekir çünkü delilsiz bir tartışma netice getirmez, sadece insanları boğaz boğaza getirir.
- 41:15Batıl Ehli ile Soru Sorma
- Batıl ehline çok fazla soru sormamak gerekir çünkü onların kaynak bilinci yoktur.
- Batıl ehli için bir şeyin din olması için Allah'ın kabul ettiği kaynaklarda yazıyor olması gerekmez, atalarından, babalarından duymaları kafidir.
- Batıl ehli, delil ve kaynak bilincine sahip olmadıkları için duydukları her şeyi din zannederler ve din diye aktarırlar.
- 44:59Mekke'de Müşriklerin Peygamberle Mücadelesi
- Mekke'deki müşrikler, Muhammed'in davetinin yayılmasından dolayı Yahudilere yardım istemeye karar verirler.
- Yahudiler, müşriklere Muhammed'e üç soru sormalarını tavsiye ederler: kefashabı, Zülkarneyn ve ruh hakkında.
- Peygamber, bu sorulara cevap vereceğini söyler ancak on beş gün boyunca vahiy gelmez ve müşrikler ona hakaret ederler.
- 46:40Allah'ın Peygamberine Verdiği Dersler
- Allah, Kehf ashabı, Zülkarneyn, Musa ile Hızır'ı anlatarak ruh hakkında insanların az bilgisi olduğunu vurgular.
- Allah, Peygamber'in şahsında ümmetine "yapacağınız işleri kendinize nispet etmeyin" dersini verir.
- Müslümanlar her şeyi Allah'a bağlamalı, her şeyi Allah'tan bilmelidir ve Allah'a yakın olmalıdır.
- 48:02Bedir Zaferi ve Allah'ın Yardımı
- Bedir'de üç yüz Müslüman, yiyecek, at ve silah olmadan Mekke'nin en güçlü ordusunu yenmiştir.
- Allah, zaferin sadece ve sadece Aziz ve Hakim olan Allah'ın katından olduğunu belirtir.
- Ali İmran ve Enfal surelerinde Allah, Bedir kıssasında aynı ayeti iki defa tekrar eder.
- 49:10Mekke'nin Fethi ve Allah'ın Dersi
- Peygamber, Mekke'yi fethettiğinde Allah'ın "İza cae nasrullahi vel-fena fillahi" ayetini indirir.
- Allah, Peygamber'e zaferin ardından günahlarından bağışlanma dile ve Allah'ı hamd ile tesbih etmesini emreder.
- Müslümanlar, zaferlerin ve başarıların Allah'ın dilemesi ve izniyle olduğunu kabul etmelidir.
- 52:20Unutkanlık ve Allah'ı Zikretmek
- Allah, unuttuğumuz zaman Rabbimizi hatırlamamızı emreder çünkü unutkanlık şeytandandır.
- Şeytan, insanın kalbini darma duman ettiği zaman insanın üzerinde yol bulmaya başlar.
- Unutkanlığın en etkili ilacı Allah'ı zikretmektir ve zikir insanı şeytandan koruyan bir kale gibidir.
- 56:05Unutkanlık ve Allah'ı Zikretmek
- Bir genç, yaşlı bir komşusunun evinde amcasının teyzesine "balım, gülüm, kuşum" gibi güzel sözler söylediğini görünce şaşırır.
- Amca, on senedir karısının ismini unuttuğunu ve belli etmemek için böyle idare ettiğini söyler.
- Unutkanlık şeytandandır ve şeytandan korunmanın yolu Allah'ı çokça fazla zikretmektir.
- 57:20Hata Yapmanın Anlamı
- Allah, Peygamber'e "umulur ki rabbim beni bundan daha yakın olan bir doğruya muvaffak kılar" diyerek hata sonrası hüsn-ü zannı korumayı öğretir.
- İnsan hata yapabilir, ancak ayağının sürçtüğü yer düştüğü yer olmamalı, asıl kalktığı yer olmalıdır.
- Şeytan, insanların hatalarını onların aleyhine hüccet haline getirerek gelecekte ve şimdi de yapacakları hayırlardan alıkoymaya çalışır.
- 59:31Kehf Ashabının Hikayesi
- Kehf ashabının magaralarında üçyüz yıl kalıp dokuz yıl ekledikleri anlatılır.
- Tefsirciler arasında ihtilaf vardır; bazıları onların üçyüzdokuz yıl kaldığını, bazıları ise Allah'ın kaç yıl kaldığını anlatmadığını söyler.
- Abdullah İbni Abbas'a göre, Allah'ın "onların kaç yıl kaldığını en iyi benim rabbim bilir" ifadesi, kaç yıl kaldıklarını bildirmediğini gösterir.
- 1:01:38Gaybın Bilgisi
- Allah yerin ve göğün gaybının bilgisinin kendisine ait olduğunu belirtir.
- Gayb, görmediğimiz her şeydir; geçmiş, gelecek ve duvarın arkası bizim için gaybtır.
- Gaybi konularda konuşmamak, Allah'ın bildirdiği kadarını söylemek ve teslim olmak gerekir.
- 1:03:43Gaybdan Haber Verme İddiası
- Günümüzde bazı velilerin menkıbelerinde, veli olabilmek için gaybdan haber verebilmek gerektiği iddia edilir.
- Bazı kişiler, levh-i mahfuzda birinin adını görmezlerse müritlik kabul etmediklerini söylerler.
- Gaybtan haber vermek, kişinin kendini Allah'ın yerine koyması ve Allah'ın ilmine sahip olduğunu söylemesi olduğu için küfürdür.
- 1:07:14Gaybın Bilinmesi
- Süleyman aleyhisselam yere yıkılınca cinler, gaybı bilselerdi alçaltıcı azabın içinde beklemezlerdi.
- Allah, peygamberlerden razı olduğuna gaybı bildirir, ancak cin suresinde hiç kimseyi gaybına muttali kılmaz.
- Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de Kur'an-ı Kerim'de iki farklı yerde "Ben gaybı bilmem" demiştir.
- 1:09:15Gaybın Faydaları ve Peygamberimizin Durumu
- Peygamberimiz "Eğer ben gaybı bilseydim, hayrı çoğaltırdım ve bana hiçbir kötülükte dokunmazdı" demiştir.
- Peygamberimizin hanımı Ayşe'nin zina yaptığı iftirası üzerine, peygamberin levh-i mahfuz'a baksaydı "Ayşe zina yapmamıştır" diyebilirdi.
- Gaybtan haber verdiğini iddia eden insanlar deccaldırlar, yalancıdırlar.
- 1:11:16Allah'ın Dostluğu
- Allah'ın görmesi ve işitmesi kullarını hayrete düşürmez.
- Allah'tan başka hiçbir dostumuz yoktur; Allah'tan başka bize yardım edecek, işlerimizi kolaylaştıracak, kafirlerin oyunlarına karşı muhafaza edecek, nesillerimizi koruyacak hiç bir dostumuz yoktur.
- Bakara suresinde Allah, "Yerin ve göğün mülkü Allah'a aittir ve sizin Allah'tan başka hiçbir dostunuz ve yardımcınız yoktur" demiştir.
- 1:14:43Müslümanların Gücü
- Müslümanların gücü ve kuvveti sayısından, parasından, imkanlarından veya arkalarında duran devletlerden gelmez.
- Müslümanların gücü ve kuvveti arkalarında olan ve sırtlarını dayandıkları aziz ve kahhar olan Allah'tan gelir.
- Kafirler her altı-yedi ayda bir, her senede bir Müslümanların evlerini basıyor, kapılarını kırıyor, Müslümanları zelil hale getirip zillet içerisinde hapsediyorlar.
- 1:16:19Kafirlerin Tutumu
- Kafirler, Müslümanları tutuklarken kendi isimlerinden emin oldukları gibi tutukladıkları Müslümanların tutuklandıkları suçla hiçbir alakalarının olmadığını biliyorlar.
- Kafirler kendilerini güçlü zannediyorlar ve bu nedenle Müslümanlara baskı üstüne baskı, zulüm üzerine zulüm yapıyorlar.
- 2011 yılında El Kaide diye tutuklanan bir polis, 2009 yılında cezaevine girdiğinde El Kaide'nin temsilcisi olduğunu iddia eden bir adamla karşılaşmış ve bu adamın akidelerini dinledikten sonra "Sen müslüman bile değilsin" demiş.
- 1:18:11Kibir ve Zulüm
- Konuşmacı, 2011 yılında kendisini El Kaide olarak tutuklayan polis amirinin, El Kaide'nin kendileri hakkında yazdığı mektubu üzerinden konuştuğunu ve bu durumun kibir olduğunu belirtiyor.
- Kibir, "biz isteriz, olur demektir" anlamına gelir ve Allah bu kadar zulüm, baskı, yalan ve dolana sabretmez.
- Fethullahçılar da benzer bir anlayışa sahipti: "Biz söyleriz, olur" diyerek insanları El Kaide, İŞİD, Şebap veya FETÖ olarak suçluyorlardı.
- 1:19:12Zulüm ve Kibir
- Konuşmacı, bir Kürt garibanın PKK'nın zulmünden kaçarak İstanbul'a gelmesine rağmen, KKK olarak tutuklandığını ve aylarca, yıllarca sorgusuz sualsiz cezaevinde beklediğini anlatıyor.
- Kibir, insanların konuşma hakkını kısıtlamak ve onları susturmak için kullanılır.
- Allah haksız yere büyüklenen hiçbir kulundan razı olmaz ve kibrin sonunda insanlara yapılan zulmün cezasını gösterir.
- 1:20:03Kafirlerle İlişki
- Konuşmacı, bazı kişilerin Amerika ile uçak kaldırıp ülke bombalattırır, İngiliz ile proje geliştirir ve Almanya'ya üstünü verir, ancak bunu utanmadan "bunlar zaten İngilizlerin adamları" diyerek savunduklarını belirtiyor.
- Yeryüzündeki bütün kafirler (yeşiliyle, kırmızısıyla, mavisiyle) Müslümanlar için birdir ve kendilerini İslam'a nispet edip Allah'a şirk koşan bir kafir, Müslümanlar için kafirdir.
- Müslümanlar, kendilerini anlatabilecek bir medya olmadan, herkesin kendileri adına konuşup yalan söylediğini iddia ediyor.
- 1:21:45Allah'a Şikayet
- Konuşmacı, geçmişte de bugün de Allah'tan başka hiçbir dostlarının olmadığını ve bütün şikayetlerinin Allah'a olduğunu belirtiyor.
- Allah'a "biz bu zalimleri sana şikayet ediyoruz" diyerek, Allah'ın hem dünyada hem de ahirette bu şekvamızın sonucunu göstermesini umuyor.
- Allah'ın, haklıysa, zulmediyorsa, birilerine uşaklık yapıyorsa ve beldeleri işgal edip ifsad ediyorsa, onların gerçek yüzünü zaman geciktirmeden bütün insanlara göstermesini istiyor.
- 1:22:56Zulüm ve Tekfir
- Konuşmacı, bu kişilerin sadece Müslümanlara değil, kendilerine muhalif gördükleri herkese zulmettiğini belirtiyor.
- Müslümanlar, zulmün her türlüsüne karşı olduklarını, Müslümanlardan, kafirlerden veya fasıklardan olan zulümün hiçbirini kabul etmediklerini vurguluyor.
- Fethullahçılar, yıllarca "bunlar Müslüman değildir, Batının uşaklarıdır" dediklerinde, şimdi "bu adam kafirdir" diyerek tekfir etmeye başladıklarını eleştiriyor.
- 1:25:33Anayasa ve Allah'ın Kanunu
- "Allah kendi hükmüne hiç kimseyi ortak kabul etmez" ayeti, yedi kıraat mütevatir kıraatte iki şekilde okunmuş: "Hiç kimseyi Allah'ın hükmüne ortak kılma" ve "Hükmetmek konusunda hiç kimseyi kendisine ortak kabul etmez".
- Allah yaratmada kendisine ortak kabul etmez, aynı şekilde kanun yapma ve hükmetme konusunda da hiç kimseye bir pay vermez.
- Allah'ın kainatı yaratan ve terbiye eden olduğu gibi, insanların hayatına düzen vermek için de Kur'an ve Peygamber'in sünneti olan anayasayı indirmiştir.
- 1:27:39Anayasa Tartışması
- Konuşmacı, anayasa tartışmasında ne "evet" ne de "hayır" dediklerini, sadece Allah'ın anayasasına evet dediklerini belirtiyor.
- Allah'ın anayasası olursa onun yanında olacaklarını, bunun için yaşayacaklarını ve öleceklerini söylüyor.
- Laik sistemin anayasasını ne kadar değiştirirlerse değiştirsinler, laik sistem laik sistem kalacağını vurguluyor.
- 1:28:36Anayasa Değişikliğinin Etkisizliği
- Anayasa değiştirerek sistem düzelmez, bu zulümler ve sorunlar son bulmaz.
- İlk anayasa yapıldığında, 1980 yılında veya 1960'larda bu sorunlar çözülmemiş, bu da anayasa değişikliğinin etkisizliğini gösterir.
- Konuşmacı, Allah'ın Kur'an'ı şeriat anayasa olarak kabul etmeyi ve bu anayasanın gönüllü askerleri olmayı teklif ediyor.
- 1:29:40Anayasanın Uygulanmasındaki Sorunlar
- Anayasayla hükmeden insanlar anayasaya göre değil, işlerine geldiği zaman anayasayı uygulayıp işlerine gelmedikleri zaman geri çekiyorlar.
- Sinan Çetin'in oğlu alkollü bir şekilde birini öldürdüğünde anayasaya göre yargılanıp ceza aldı ve serbest kaldı, ancak garibanın çocuğu iki baklava çaldı diye 15-25 yıl cezaevinde kaldı.
- 28 Şubat döneminde devletin bankalarını hortumlayan adamlar 6-8 ay cezaevinde kaldıktan sonra serbest kaldı, ancak aç kaldığı için kapkaç yapan çocuk 10-15 yıl cezaevinde kaldı.
- 1:32:08Sistem Meselesi
- Mesele anayasa meselesi değil, sistem meselesidir.
- Sistemi belirleyen beşer olduğu müddetçe, beşer kafasına göre kanunları değiştirebilir.
- Fethullahçılar kanunlar çıkardılar ve devletin her tarafını ele geçirdiler, ancak gelenler bir gece 12'de yeni bir kanun çıkardılar ve Fethullahçıları devletin bütün kademelerinden sildiler.
- 1:32:54Allah'ın Şeriatına Davet
- Konuşmacı, Allah'ın şeriatının denenmiş, uygulanmış ve güzel sonuçlar alınmış olduğunu belirtiyor.
- Allah'ın şeriatına davet edilmekten ve hatırlatılmasından rahatsız olunmaması gerektiğini vurguluyor.
- Allah'ın dışında kanun yaptığını iddia edenlerin zavallı olduğuna inanıyor ve onlara acıyor.
- 1:34:29Allah'a Dua
- Konuşmacı, Allah'tan şeriatının gölgesinde yaşamayı ihsan etmesini temenni ediyor.
- Allah'tan onu hakiki dost bilen, ona dayanan, ona sığınan, ondan yardım isteyen, rabbine iman eden temiz gençlerden kılması için dua ediyor.
- Allah'tan bu kitabı doğru anlamayı, doğru yaşamayı ve doğru anlatmayı müyesser kılmasını ve meclisleri merhamet meclisi eylemesini istiyor.