Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir öğretmenin halk edebiyatının aşık tarzı konusunu anlattığı eğitim içeriğidir.
- Videoda aşık tarzı halk edebiyatının genel özellikleri detaylı olarak açıklanmaktadır. Öğretmen, aşık tarzı halk edebiyatının sözlü bir edebiyat olduğunu, koşma, semai, varsağı ve destan gibi nazım şekillerini kullandığını, dörtlük dizeler halinde söylendiğini ve somut sevgili anlatımını yaptığını anlatmaktadır. Ayrıca, 17. yüzyıldan itibaren medrese eğitimi alan şairlerin (kalem-i şuara) halk edebiyatından ayrılıp kendi defterlerinde (cönk) şiirlerini yazmaya başladıkları ve şiirlerinin son dördünde mahlaslarını kullandıkları (tapşırma) bilgisi de paylaşılmaktadır.
- 00:06Aşık Tarzı Halk Edebiyatı Genel Özellikleri
- Aşık tarzı halk edebiyatı, şiir söyleyen kişiyle ilgili aşıklık geleneği ile ilgilidir.
- Bu edebiyatta koşma, semai, varsağı ve destan gibi sekiz-onbir hece ölçüleriyle söylenen şiir şekilleri ön plana çıkar.
- Aşık tarzı halk edebiyatı sözlü bir edebiyattır çünkü aşıklar okuma yazma bilmez (cahildir) ve şiirlerini saz eşiğinde söylerler.
- 01:16Şiirlerin Yapısı ve İçeriği
- Şiirler dörtlü dizeler halinde, dörtlü kalıplar halinde söylenir.
- Şiirlerde sevgili somut bir şekilde anlatılır: ela gözlü, benli, kara kaşlı, kınalı elleri olan köylü kızı gibi.
- Şairler yarım kafiyeyi (tek ses benzerliğine dayanan) veya cinaslı kafiyeyi (yazılışları okunuşları aynı ama anlamları farklı sözcüklerle yapılan) kullanırlar.
- 02:32Şiirlerin Konuları ve Türleri
- Aşık tarzı halk edebiyatında ölüm, ayrılık, özlem, aşk, yiğitlik ve toplumun aksiyon yönleri ele alınır.
- Nazım şekilleri koşma, semai, varsağı ve destandır, nazım türleri ise koçaklama, güzelleme, taşlama ve ağıttır.
- Nazım şekli tamamen biçimseldir, nazım türleri ise konuya bağlı olarak gelişir.
- 03:17Milli Anlayış ve 17. Yüzyıl Sonrası Değişim
- Aşık tarzı halk edebiyatında milli bir anlayış vardır, taklit olmayan, milletin kendi unsurlarını ortaya çıkardığı bir anlayıştır.
- 17. yüzyıla kadar bu anlayış devam etmiş, 17. yüzyıldan itibaren halk şairlerinin medrese eğitimi alan şairler olduğu görülür.
- Medrese eğitimi alan şairler Arapça-Farsça bilmeleri sayesinde avuz ölçüsünü kullanabilir ve divan edebiyatı nazım şekillerini kullanabilirler.
- 04:24Kalem-i Şuara ve Şairlerin Özellikleri
- Medrese eğitimi alan şairler "kalem-i şuara" (kalem şairi) olarak adlandırılır ve devlette memur olarak görev yaparlar.
- Bu şairler kendilerinden önceki gruptan tamamen ayrılırlar, şiirlerini bir defterde toplarlar ve buna "cönk" adı verilir.
- Şairler şiirlerini yazdıklarında son dörlükte mahlaslarını kullanırlar, bu duruma "tapşırma" adı verilir.