• Buradasın

    Göktürkçe ve Türk Alfabesi Hakkında Bilgilendirici Toplantı

    youtube.com/watch?v=kNW849y8XcY

    Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Milli Birlik tarafından düzenlenen bir sohbet faaliyeti formatında olup, Gökbey Kulunç adlı bir konuşmacı ve diğer katılımcıların yer aldığı bir toplantı sunumudur. Konuşmacı, Azerbaycan'da beş yıl eğitim almış bir akademisyen olarak kendini tanıtmaktadır.
    • Video, Göktürk harfleri ve Göktürkçenin tarihsel gelişimi hakkında kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Konuşmacı, 7-8. yüzyıllarda konuşulan Göktürkçenin özellikleri, harflerin kökenleri, anlamları ve nasıl okunacağı detaylı olarak anlatmaktadır. Ayrıca, Türk alfabesi ve yazılış sistemleri, Göktürkçe'nin Azerbaycan ve Türkiye'de nasıl öğretildiği ve yayıldığı konuları ele almaktadır.
    • Videoda ayrıca Göktürkçe'nin günümüz Türkçe'siyle ilişkisi, harflerin öğrenilmesinin kolaylığı, "Göktürkçe Öğreniyorum" kitabının hazırlanması ve "Ahtapot" adlı dil eğitimi projesi gibi güncel çalışmalara da yer verilmektedir. Konuşmacı, ilköğretim öğrencilerine Türkçe dil eğitimi seçmeli ders olarak eklenmesi için Milli Eğitim Bakanlığı'na başvuru yapılması planını da paylaşmaktadır.
    00:08Milli Birlik'in Sohbet Faaliyetleri
    • Milli Birlik bu yıl ilk sohbet faaliyetine başlıyor, geçen yıl sekiz farklı sohbet düzenlenmiş.
    • Sohbetlerin amacı konularda eksik bilgileri tazelemek ve eksik bilgileri kapamak.
    • Sohbetler samimi bir ortamda yapılmakta ve İstanbul'da herkese açık.
    00:53Sohbetlerin kapsamlılığı
    • Sohbetler sadece bir alan değil, tarih, siyaset, edebiyat, spor, gençlik ve günümüzü ilgilendiren konuları da kapsıyor.
    • Geçen yıl Türk dünyası, Türkistan, sosyal medya gibi çeşitli alanlarda sohbetler düzenlenmiş.
    • Bugün Gökçe İlyas, Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelen bir konukla sohbet yapılacak.
    01:42Türk kültürü ve tarihin önemini vurgulama
    • Türk kültürünü ve tarihi bilmek, binlerce yıllık mirası sahiplenmek önemlidir.
    • Diğer medeniyetler kendi tarihlerini sahiplenirken, Türkler sadece övünmekle yetiniyor.
    • Milli Birlik, bu eksikliği tamamlamak için sohbetler düzenliyor.
    02:54Milli Birlik'in amacı ve hedefleri
    • Sohbet toplantılarında herkese duyuruluyor ve ilgi gösteriliyor.
    • Bu faaliyetler tamamen gönüllü ve gönül esaslı yapıda.
    • Milli Birlik, sivil toplum kurumlarının yetmediği alanları kapatarak milli eksikliği tamamlamayı hedefliyor.
    04:33Diyarbakır'daki Ziya Gökalp Müzesi saldırısı
    • Geçen hafta Diyarbakır'daki Ziya Gökalp Müzesi'ne menfus saldırı yapılmış, müze yakılmış ve eserler çalınmış.
    • Türk dünyası konusunda ilgi gösterirken, bazı noktalarda eksik kalınması eleştiriliyor.
    • Milliyetçi camia bu saldırıda yeterince sahiplenemediği ve duyuramadığı belirtiliyor.
    06:11Anma merasimi
    • Saldırıya uğrayan müzenin ruhuna saat dörtte Ömer Türk Ocağı Bahçesi'nde bir anma merasimi yapılacak.
    • Basın açıklaması ve dua etme işlemi gerçekleştirilecek.
    • Küçük olsa da bir anma merasimi yapmak yerine hiç yapmamak iyisi değil.
    06:43Katılımcıların tanıtımı
    • Sohbetin başında katılımcılar sırayla tanıtılıyor.
    • Vedat Oruç Binek, Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü yüksek lisans öğrencisi.
    • Emre Hakanlı, Kastamonu Üniversitesi Makine Bölümü mezunu ve Bağcılar Ülkü Ocakları yöneticisi.
    08:22Diğer katılımcılar
    • Adem, Gelişim Üniversitesi öğrencisi.
    • Mert Adem, Gelişim Üniversitesi öğrencisi.
    • Mehmet, devlet memuru ve İstanbul'a yeni gelen.
    09:06Diğer katılımcılar
    • Ahmet Ali Keklik, Gelişim Üniversitesi öğrencisi ve eski Konçi Ocakları İzmir İl Başkan Yardımcılığı görevinde bulunmuş.
    • Burak Yılmaz, Genç Üniversitesi Siyaset Bilimi öğrencisi.
    • Cihan Kanter, İstanbul Ülkü Ocakları İyi Yöneticisi ve Türk Dünyası Birlik Platformu Mesleki Alanlar Sorumlusu.
    10:16Son katılımcılar
    • Ömer Akeş, Trakya Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık 2. sınıf öğrencisi ve Milli Birlik'in üretim kurulu üyesi.
    • Ece Osmanoğlu, Beykent Öğretim Sistemleri mezunu ve İZKA salonunda bilim yöneticisi.
    • Yavuz Selim Kama, İstanbul Üniversitesi'nde okuyor ve yönetim kurulu üyesi.
    • Nurlar Mavi, Türk dünyası üzerine çalışmalar yürütüyor ve belgeseller yapıyor.
    11:44Tanıtım ve Giriş
    • Konuşmacı, bugün güzel insanların bir araya geldiğini ve çalışmalara devam edeceklerini belirtiyor.
    • Türk dünyası milli bir platformunun varlığını ve yaklaşık yirmi üniversiteye kadar çalışmaların taşınabileceğini söylüyor.
    12:45Gökbey Kulunç'un Tanıtımı
    • Gökbey Kulunç kendini tanıtıyor ve Aslen Lı olduğunu, Azerbaycan'da beş yıllık kalmış olduğunu belirtiyor.
    • Adının "Gök" ve "Bey" olup, "Göktürk" gibi telaffuz edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
    13:15Göktürkçe ve Göktürk Harfleri Hakkında
    • Göktürk yazıtlarının çok büyük bir boşluğu olduğunu ve izlenen çok az insan olduğunu belirtiyor.
    • "Türkçe" kavramının yanlış olduğunu, dilcilerin 7-8. yüzyılda konuşulan Türkçeyi belirtmek için "Göktürkçe" dediğini açıklıyor.
    • Göktürkçe ile ilgili bilgilerin, İslamiyet'e geçişten sonra harflerin tamamen bırakılmasından sonra yaklaşık bin yıllık bir boşluk olduğunu söylüyor.
    15:58Göktürk Yazıtlarının Keşfi ve Çözümü
    • 1700'lü yıllarda İsveçli bir subayın Sibirya'da bulduğu yazıtların, Avrupa'ya döndükten sonra bir dergide yayınlandığını anlatıyor.
    • 1889 yılında Danimarkalı dilbilimci William Thomsen'in, en çok kullanılan simgeleri inceleyerek "Tengri" (Tanrı) ve "Türk" sözcüklerini çözdüğünü belirtiyor.
    • William Thomsen'in bu çözümlerinin, metinlerin kalanının da anlaşılması için temel oluşturduğunu ve günümüzdeki tüm araştırmaların onun açıklamalarının çevirisinden ibaret olduğunu söylüyor.
    18:51Türkiye'de Göktürk Yazıtları Araştırmaları
    • 1930'larda Rubu Şadolu Hüseyin Namık Orkun'un "Eski Türk Yazıtları" adlı kitabını yayınladığını ve soyadının bu alandaki çalışmaları nedeniyle "Orkun" olarak değiştirildiğini anlatıyor.
    • 1930'ların sonraki on yıl içinde Türkiye'de bu harflerin araştırılması ilgisinin doruğa çıktığını, ancak daha sonra bu konuya ilgi azaldığını belirtiyor.
    • 2000'li yıllarda Kazım Birşal'ın farklı okumaları ortaya attığını ve kendisinin 2008'den beri bu harflerle ilgilenmeye başladığını söylüyor.
    20:00Türk Harfleri Sorunu
    • Göktürk harflerinin Türkçeyi yazmak için yaratılmış, atalarımız tarafından oluşturulmuş simgeler olduğunu vurguluyor.
    • Arap harflerinin Türkçeye yansıtmadığını ve bir sözcüğün birçok okunuşu olduğunu belirtiyor.
    • İlk Türkçe'ye Latin harflerinin geçişi Azerbaycan'dan geldiğini ve 1950'lere kadar tüm Türklerin Latin harflerine geçilmesi kararı alındığını anlatıyor.
    21:09Türk Alfabelerindeki Sorunlar
    • Asya'daki Türklerin Latin alfabesine geçişinde, Stalin'in uygulamasıyla her Türk toplumuna aynı ses olmasına karşın farklı harfler verildiği ve bu durumun Gagaoz Türkleri de benimsemiş olduğu belirtiliyor.
    • Gagaoz Türkleri yumuşak g sesini alfabelerine almadıkları için, "ağaç" kelimesini farklı şekilde yazmaları ve bu durumun yazı birliğini bozduğu vurgulanıyor.
    • Özbekler ve Türkmenler de Latin alfabesine geçişlerinde yazı birliği kurallarına uyulmadığı, Özbeklerin ç sesi için çh harfini kullanması gibi farklı harflerle yazılmaları belirtiliyor.
    23:09Türklerin Değişiklik Sevgisi
    • Türk milletinin değişikliği çok sevdiği, dünyada girilmedik dinin olmadığı ve hangi dine girmişse en ateşli savunucusu Türkler olduğu vurgulanıyor.
    • Gagaoz Türklerinin Hristiyanlığı, Müslüman Türklerin İslam'ı gibi ateşiyle savundukları belirtiliyor.
    • Türklerin sadece dinde değil, on üç farklı alfabe değişimi yapmış bir millet olduğu, Ermenice, Arap alfabesi, Kil alfabesi, Yunan alfabesi ve İbranice ile yazılmış Türkçe metinler olduğu ifade ediliyor.
    24:53Türk Alfabesi Hakkında Bilgiler
    • Göktürk alfabesi Türk alfabesinden farklı olsa da, Türk alfabesi kadar dili yansıtmadığı belirtiliyor.
    • Türk alfabesinde kesin belirtilen bir harf sayısı olmadığı, genellikle otuz sekiz harf olduğu ancak bu sadece Orhun yazıtlarının harf sayısını ifade ettiği açıklanıyor.
    • Orhun yazıtlarının Göktürk Devleti'nin resmi belgeleri olduğu, kendi egemenlik sürdükleri lehçeyi yansıttığı ve yazılan lehçede olmayan seslerin eklenmediği vurgulanıyor.
    26:05Alfabenin Harf Sayısı ve Kullanımı
    • Türk alfabesinde büyük-küçük harf ayrımı olmadığı, bazı harflerin farklı şekilleri olduğu ancak bunların tek simge ile gösterildiği ve bu durumun harf sayısını etkilediği belirtiliyor.
    • Uygurların Göktürkleri yırtmasından sonra geçtikleri Soğut alfabesinin on dokuz harflidir ve Türkçeye doğru yansıtmadığı vurgulanıyor.
    • Konuşmacı, İğdır'da küçük bir kardeşine öğrettiği harfleri diğer çocuklara da göstermeye başladığını ve bu deneyimin ona harflerin öğretim metodu olarak büyük bir tecrübe sağladığını anlatıyor.
    29:59Göktürkçe Öğretimi Çalışmaları
    • Konuşmacı, Türk Dil Kurumu'na Göktürkçe kılavuzu hazırlamaları için bir tutanak göndermiş, ancak kurumlar yanıt vermemiş.
    • 2014 Şubat ayında, tutanaktan yola çıkarak "Göktürkçe Öğreniyorum" kitabını yazmış ve bugün üçüncü baskısına girmiş.
    • Toplumda Göktürkçe'ye yoğun bir ilgi olduğunu, İğdır'da köy çocuklarına kurs verdiğini ve Bakü'de de benzer çalışmalar yaptığını belirtmiş.
    30:56Bakü'de Göktürkçe Kursları
    • Bakü'de dershanelerde öğretmenlik yaparken Göktürkçe kursları açmış, ilk kursu bir-bir buçuk ay sürmüş.
    • İkinci kursu iki-üç haftaya, üçüncü kursu daha kısa sürede tamamlamış.
    • Toplam beş kurs açmış ve öğretim tekniklerini geliştirerek sistemleştirmiş, artık beş derse bir beş derse eski el yazmalarını okuyabilmek mümkün.
    32:14Göktürkçe Öğrenim Süreci
    • Göktürkçe'yi beş derse bir beş derse öğrenebileceğini, ileri seviyeye gidenler için ise sadece iki saat içerisinde öğrenebileceğini belirtmiş.
    • Milli Birlik ile ortak adımlar atabileceklerini ve İstanbul'da dersler vermek istediğini ifade etmiş.
    • İstanbul'daki kursunda yaklaşık on iki katılımcı olduğunu, Azerbaycan'daki ilk kursun milliyetçi bir kesim tarafından katıldığını anlatmış.
    33:45Kurs Katılımcıları ve Gelişimi
    • İlk kurslarda milliyetçi kesimden gelenler ikinci derste gelmemiş, beş-altı kişiyle kursu tamamlamış.
    • İkinci kursa üniversite öğrencileri katılmış, üçüncü kursa gazeteciler ve araştırma görevlileri gelmiş.
    • Her seferinde mekanın güzelleştiğini ve masanın üzerinde Göktürkçe yazılmış olduğunu belirtmiş.
    35:09Azerbaycan'daki Çalışmalar
    • Azerbaycan'da Ülkü Ocakları ile iletişime geçilmiş, Hatay İl Hoca Birliği ile de çalışmış.
    • Hatay'da Yargıtay'da bir kurs vermiş ve oradaki ülke ocaklarının köy enstitüsü gibi çalıştığını, toplumsal dayanışma olduğunu belirtmiş.
    • Göktürkçe'ye gösterilen ilgiyi öven konuşmacı, Hatay'da da kurs vermiş.
    36:48Azerbaycan'daki Etkinlikler
    • Azerbaycan basınında Göktürkçe kursları hakkında gazetelerde yer almış.
    • Azerbaycan'da toplam 198 kişiye Göktürkçe dersleri verilmiş.
    • Bazı kişilerin gizli iş yaptıklarını düşündüğü için Azerbaycan istihbaratına götürülmüş ve iki kursa üniformalı polislerin izlediği belirtilmiş.
    38:22Göktürkçe Çalışmaları
    • Göktürkçe harflerle ilgili yazılar okuma çalışmalarına başlamış.
    • Azerbaycan'da "Tik Tik Nedir?" adlı dokuzuncu yüzyılda yazılmış bir fal kitabının eski harflerle yazıldığını ve Türkiye'de çevirilerinin varken Azerbaycan'da yok olduğunu belirtmiş.
    • Azerbaycan Türkçesine kazandırmak için bir çalışma grubu oluşturmuş ve kitabın çevirisiyle ilgili çalışmalara başlamış.
    39:29Kitap Yayın ve Dağıtım Zorlukları
    • Kitapçılara kitap dağıtımında ağı yok, kitapçılara kendiniz götürmeniz gerekiyor.
    • Göktürkçe bir el yazısı kitabın Azerbaycan'daki kitapçılar tarafından "mahkumların gizli mesajlarını taşıyan samit" olarak görülmesi ve kabul edilmemesi.
    • Kitap Azerbaycan'da sadece on tane bırakılabildi, ancak Türkiye'de yoğun ilgiyle karşılandı ve üç baskı tükendi.
    40:40Göktürkçe Çalışmaları ve Başarıları
    • Tokatma'nın ilk defa incelenmesi ve Fransa Dil Akademisi'nden profesörün en iyi Göktürkçe çevirisi olarak tanınması.
    • Dede Korkut kitabının Azerbaycan Türkçesine çevrilmesi ve orijinal metinle birlikte sunulması.
    • Dede Korkut kitabının 640 sayfadan oluşması ve orijinal metnin, Azerbaycan Türkçesi çevirisi ile birlikte yer alması.
    43:13Türkiye'deki Çalışmalar ve Gelecek Planları
    • Türkiye'de Hatay ve Ataşehir'de verilen seminerlerin ülke hocalarla sınırlı kalmaması için eminön'de Tarih ve Sosyal Araştırmalar Derneği ile işbirliği yapılması.
    • Milli Mefkure Birliği ile yolların birleştirilmesi ve üniversite çalışmalarına katılma planı.
    • Göktürkçe dergisi projesinin başlaması ve ilk sayısının iki hafta içinde yayınlanması.
    45:18Göktürkçe Hat Sanatı Geliştirme Çalışmaları
    • Göktürkçe hat sanatı geliştirme çalışmasının Bursa'da bir hattatla yapılması.
    • Şu anki çalışmaların Arap ve Kufi yazısı ile benzerlik göstermesi ve ilerleyen zamanlarda özgün bir sanat ortaya çıkması beklentisi.
    • Göktürkçe harflerinin öğrenilmesinin kolaylığı ve her harfin kendine ait bir öyküsü olması.
    48:16Ant Harfi ve Geçmişi
    • Ant harfi, günümüzde sözleşmelerde kullanılan "ant içmek" ifadesinin geçmişinde bir içkinin adıdır.
    • Kımız (at sütü) adı verilen içecek, anlaşmalar sırasında kabın içerisine doldurulur ve her iki taraf kanını damlatarak "ant" adı verilen içeceğe içilirdi.
    • Karşılıklı sözler söylenerek "gök girsin, kızıl çıksın" ifadesi kullanılırdı, bu da kılıcın temiz gelip kanla çıkması anlamına geliyordu.
    50:02Harflerin Kökenleri
    • Harflerin kökenleri, simgeler halinde el, açma, ok, atma ve ay gibi temel anlamları taşır.
    • Ok, at ve ay harfleri birleştirildiğinde "oktay" adının yazılmış biçimi oluşur, bu da savaşçı anlamına gelen bir isimdir.
    • Bu harfleri öğrenmek ve kullanmak çok hızlıdır, sadece birkaç dakika içinde cümle kurulabilir.
    54:20Göktürkçe ve Türkçenin İlişkisi
    • Göktürkçe, 6-7. yüzyılda kullanılan dildir ve harfleri farklı olsa da konuşma yapısı günümüz Türkçe'sine benzer.
    • Göktürkçe'de kullanılan sözcükler, Türkçe'ye göre sadece daralma ve incelme farkları gösterir.
    • Üniversitede Türkoloji ve Türk Dili Edebiyatı bölümlerinde bu harflerin öğretimi sadece bir dönem ve yüzeysel bir şekilde yapılır.
    57:23Dil Çalışmaları ve Ulusal Bilinç
    • Konuşmacı, dil çalışmaları için belirli bir metot olmadığını, her şeyin deneyimlerine dayandığını belirtiyor.
    • Yaklaşık kırkbin kişinin izlemişliği ve kuşlarda iki-üç kişinin canlılığını öğrenmişliği bulunuyor.
    • Dil çalışmalarında sözcüklerin kökenine inilip diğer Türk lehçeleriyle karşılaştırılması yapıldığını ve bu sayede yeni bir bilginin ortaya çıktığını vurguluyor.
    58:09Dil ve Ulusal Bilinç İlişkisi
    • "Ulusalcılık dilde başlar" sloganının deneyimlerden türediği ve dil ile ilgilenen insanların ulusal bir bilince büründüğü belirtiliyor.
    • Dil ile ilgilenen kişilerin zamanla ülkesini ve vatanını sevmeye başladığı ifade ediliyor.
    • Konuşmacı, bu çalışmaları için maddi beklentisi olmadığını, sadece bilginin yayılmasını hedeflediğini söylüyor.
    58:53Çalışmaların Yayılması ve Geliştirilmesi
    • Çalışmaların sadece konuşmacı tarafından değil, başka insanlar tarafından da öğretilmesi gerektiği vurgulanıyor.
    • Akademik düzeydeki insanlara ve hevesli gençlere de ulaşmak istedikleri belirtiliyor.
    • Konuşmacı, oluşumların içinde olduğu ve bu bilgiyi yayan bir strateji kullandıklarını ifade ediyor.
    59:43Milli Eğitim'e Talep
    • Konuşmacıya, Milli Eğitim Bakanlığı'na veya Müdürlüğü'ne bu tarz bir çalışma talebinde bulunup bulunmadığı soruluyor.
    • Konuşmacı, ilköğretim öğrencilerine çekirdek kadrodan başlayarak bu bilginin ileriye dönük katkısı olacağını belirtiyor.
    • Konuşmacı, seçmeli ders olarak eklenmesi için imza kampanyası toplamak ve Milli Eğitim'e başvurmayı düşündüklerini söylüyor.
    1:00:40Eğitim Sistemi İçin Hazırlıklar
    • Seçmeli ders olarak kabul edildiğinde müfredat ve yeterli sayıda öğretim elemanı sorunları ortaya çıkacağını belirtiyor.
    • Osmanlıcanın seçmeli ders olarak eklenmesinden sonra Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir vakıf ile anlaşma imzaladığını örnek veriyor.
    • Konuşmacı, bir derneğe veya vakfa destek olunması gerektiğini, böylece öğretmen kadrosu yetiştirilebileceğini ve müfredat hazırlanabileceğini vurguluyor.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor