Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- "24'ün Pazar Klasiği" programında sunulan bu video, delilik kavramını felsefi, bilimsel ve tarihsel boyutlarıyla ele alan bir sohbet formatındadır. Programda konuşmacılar, Erasmus, Foucault gibi filozofların görüşlerini ve Türk-İslam kültüründeki delilik algısını tartışmaktadır.
- Video, delilik kavramının ne olduğunu, deli olmak ile delirmek arasındaki farkı ve delilik ile şiddet arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Ayrıca delilik ve yaratıcılık arasındaki ilişki, tımarhanelerin tarihsel gelişimi ve Türk-İslam kültüründe delilik kavramının nasıl algılandığı ele alınmaktadır.
- Videoda, delilik kavramının zaman içinde nasıl değiştiği, Ortaçağ'dan günümüze kadar toplumsal algısının nasıl evrim geçirdiği anlatılmaktadır. Foucault'un "Deliliğin Tarihi" kitabından yararlanılarak, tımarhanelerin tarihsel gelişimi ve modern toplumda gözetleme mekanizmaları açıklanmaktadır. Ayrıca Türk geleneğinde delilerin toplumdan tecrit edilmediği, ilahi tecelli sonucu Allah aşkıyla cezbeye gelen kişiler olarak saygı gösterildiği ve bimarhanelerde tedavi edildiği belirtilmektedir.
- 00:19Delilik Kavramı ve Felsefi Bakış
- Erasmus'a göre delilik, ilkel beyinden beri var olan bir mutluluk göstergesidir ve çocukluk döneminde bu mutluluk unsuru daha fazladır.
- Delilik, akılla ilgilidir ve deliğin bir türünde aklın aşırıya gitmesi vardır.
- Einstein biyolojisini kanıtlayamasaydı deli olarak kategorize edilirdi.
- 01:19Delilik ve Toplumsal Görüş
- Toplumlarda delilik genellikle aşırılık, şiddet patlamaları, nöbetler ve halüsinasyonlar olarak anlaşılmıştır.
- Delilik, gözle görülür tepkilerden değil, sıradan insanlarda da bulunan özelliklerden oluşabilir.
- Deli olmak ile delirmek arasında fark olabilir.
- 03:03Erasmus ve Foucault'un Delilik Anlayışı
- Erasmus 1509'da "Deliliğe Övgü" adlı çalışmasında deliliği gerçek bilgelik olarak tanımlamıştır.
- Foucault deliliği toplumsal izolasyon üzerinden ele almış ve modern dünyanın deliliğe bakışını eleştirmiştir.
- Foucault'a göre delilik, modern dünyanın özneye panoptikon (üst göz) üzerinden zapt etme hikayesidir.
- 04:45Foucault'un Delilik Evrimsel Aşamaları
- Foucault deliliğin dört evrimsel aşama geçirdiğini söyler: İlk çağda toplum delileri kendi alanından iter.
- Ortaçağ'da toplum ve deliler arasındaki demir perde kalkmıştır, deliler toplumla birliktedir.
- Sanayileşme ile birlikte toplum delileri kendisinden itmiştir çünkü makineleşme ve üretime katılmayan işsizler gibi unsurları dışlamıştır.
- 07:37Delilik ve Şiddet İlişkisi
- Delilik alışılageldiği üzere her zaman şiddetle ilişkilendirilebilir mi sorusu gündeme gelir.
- Her deli saldırgan değildir, şizofren olabilir ancak saldırganlık başka bir şeydir.
- Delilik psikiyatrik bir durumdur ve şizofren olabilir ancak saldırganlık yapmaz.
- 09:56Delilik ve Beyin İşlevi
- Delilik durumunda beynin prefrontal korteks (muhakeme yeteneğini yöneten bölüm) nörokimyasal değişimler geçirir.
- Bu durumda kontrol mekanizması baskılanır ve yeterli kararlar alınamaz.
- Bu durum depresif ve agresif davranışlara neden olabilir, fiziksel şiddet olmasa da psikolojik şiddet de olabilir.
- 11:08Modern Tarihin En Üretken Seri Katili
- Modern tarihin en üretken seri katil olduğuna inanılan İngiliz pratisyen hekim Harald Shipman, 250'den fazla cinayet işlemiş.
- Yıllarca saygın bir hekim olarak görev yapmış, tıp alanındaki güncel araştırmalardan haberdardı ve nazik bir insandı.
- Psikiyatristler tarafından muayene edilirken bariz akıl hastalığı emarelerinden hiçbirini göstermemişti.
- 12:31Modern Zamanlarda Delilik
- Modern zamanlarda teknolojinin ilerlemesi, şehirlerin kalabalıklaşması ve nüfusun yoğunlaşması bizi yoruyor.
- Kariyer, iş dünyası, istihdam ve fabrikalarda çalışan insanlar sürekli içinde bulunduğumuz koşuşturma ve tüketim çılgınlığı bizi depresyona sürüklüyor.
- Her insanın bir sinir sistemi vardır ve bu sinir sistemi bizi korur.
- 13:19Delilik ve Normallik
- İnsanlar normal hayatlarını sürdürmek için önlemler alırken, yoğun sorunlarla karşılaştıklarında aşırı tepkiler verebilir veya koyvermişlik içinde kendilerini bulabilirler.
- Psikolojik veya psikiyatrik anlamda deli olmadan da delirebiliriz; bazen deli dolu olmak, coşmak ve akışına bırakmak gerekebilir.
- Normal olanın belirlenmesi ideolojik ve siyasi olup, toplumsal düzeni sağlamak için belirli normaller belirlenir.
- 14:58Delilik ve Yaratıcılık
- Delilik belki de dehanın bir bedeli olarak değerlendirilebilir; Van Gogh gibi kulağını kesip sevgilisine yollayan ressamlar ve sanatta devrim yaratan sanatçılar deliliğin yaratıcılıkla ilişkili olduğunu gösterir.
- Sanatın her alanında deliliğin azımsanmayacak bir yeri vardır.
- Dahilikle delilik arasında doğru bir tespit yoktur; üstün yetenekli sanatkarlar genellikle hazımsızlıktan deli olarak tanımlanmaya çalışılmıştır.
- 16:29Dahilik ve Delilik Arasındaki İlişki
- Mozart kafasında sesler duyduğunu ve bunların uyumundan bahseder, bunları notaya dönüştürür; başarırsa dahil olur, başaramazsa deli olarak kategorize edilirdi.
- Einstein kendi vücudunu uzay boşluğunda olduğunu söyler ve teorisini kanıtlarsa dahil olur, kanıtlayamazsa deli olarak kategorize edilirdi.
- Sanatçı, bilim adamı veya yazar kendi söyleminden bir şey üretebiliyorsa ve kendini kanıtlayabiliyorsa önce kendisine sonra dünyaya deli olmaktan kurtulur ve dahi olur.
- 17:48Dahilik ve Toplumsal Kabul
- Kişi yaptığı şeyden para kazanabiliyorsa, alkış görüyorsa ve beğeni topluyorsa dahildir; bunların tezatı varsa, beğeni toplamıyorsa, alkış yoksa ve toplum onu kabul etmiyorsa delilikle damgalanır.
- Bu durum ortaçağ döneminden beri süregelen bir durumdur; Salvador Dali, Franz Kafka gibi birçok ünlü düşünür, yazar ve şairin melankoli, manik depresif hal ve bipolar bozukluk belirtileri şizofreni form olarak eşleştirilmiştir.
- Yapılan araştırmalara göre, ünlü yaratıcı dahi ressam ve sanatçılarla şizofreni fon bozukluk grubu arasında çok ilişkilendirilemediği gösterilmiştir.
- 19:31Beyin Yapısı ve Dahilik
- Geçmişten günümüze gelen büyük düşünürlerle ilgili yapılan araştırmalara göre, onlarda yüzde seksen oranında psikolojik rahatsızlıklar görülmüş ve bunların yüzde yetmişbeş'i lityum içerikli psikofarmakolojik ilaç grubunu kullanmıştır.
- Eleştirel bir bakış açısıyla, beynimiz parmak izimiz gibi herkes farklı şeyler düşünebilir ve herkesin belli beyin bölgeleri farklı alanda gelişebilir.
- Coco, edebiyatın dahi belli bir zamana kadar toplum ahlakını destekleyip insanları eğlendiren bir kurum oluşundan çıkıp, günümüzde dilinin daha aykırı bir hal aldığı ve delilikle arasında bir yakınlık kurduğu gözlemine yer veriyor.
- 21:22Sanat ve Delilik
- Nietzsche'nin önerdiği gerçeğin elinden ölmemizi engelleyecek bir şey varsa, o da sanattır; Malrox'un "sanat bir karşı yazgıdır" tespiti de bu görüşü destekler.
- Robert Bresson'ın dediği gibi, sanatçı bir şeyleri herkesin yaptığı şekilde yapamayan kişidir.
- Deliler, çocuklar ve yaşlılar bir toplumun vicdanıdır.
- 22:08Türkiye'de Delilik ve Tımarhaneler
- İlk başta delilik, evrenin oluşmasıyla beraber insanlar farklılıkları fark ettikten sonra epilepsi sara hastalığına bağlanan nöbet (trapinasyon) olarak tanımlanmıştır.
- 16. yüzyıla gelindiğinde Foucault "büyük kapatılmadan" bahsediyor; 1656 yılında Paris'te genel hastane kurulmuş ve topluma uyum sağlamayan, normal dışı sergileyen kişiler buraya yerleştirilmiştir.
- Bu dönemde genel hastanenin kurulmasıyla, bu insanlar yargılamaya tabi tutulmadan hukuki olarak akli dengeleri kendi yargılanmalarına el vermeyeceği düşünülerek direkt normal kabul edilmişlerdir.
- 24:01Tımarhanelerin Tarihi
- Cüzzamlılar ve cinsel hastalıkları olanlar, psikopatolojik rahatsızlıkları olan gruplar genel hastanelere kapatılıyor ve dini olarak uygunsuz olduğu desteklenerek bu ortam oturtuluyor.
- Tımarhane aslında hayvanların tımar edildiği yerdir ve insanlara bakış açısı o kadar acımasız ki kimse normal olmamayı kendi bilerek seçmiyor.
- Akıl hastaneleri, oradakilerin akıllı olmadığını ve dışarıdaki grubun akıllı olduğunu iddia etmek için bir sembolize ifade ediyor.
- 25:04Türkiye'deki Ruh Sağlığı Durumu
- Türkiye'de insanlar ruh sağlığı uzmanlarına trafik kazası gibi acil durumlara gelene kadar gelmeyi tercih etmiyor.
- İnsanlar deli olmaktan korkuyor, delirebileceğini bilmekten korkuyor ve normal olup olmadığının farkında değil.
- Ruh sağlığı sorunları mantık felsefesine dayandırılıp tartışılabilir ve bu konuda bilinçaltındaki baskı, endişe ve kaygı azalabilir.
- 26:31Foucault'un Deliliğin Tarihi Kitabı
- Foucault'un "Deliliğin Tarihi" adlı iki ciltlik kitabında Batı'nın delilikle ilgili algısı, eylemleri ve ürettiği kurumlar ele alınıyor.
- Foucault, Batı'daki disiplinlerin delilik olgusunu tam manasıyla anlayamadığını ve anlamak istemediğini vurguluyor.
- Ortaçağ'da delilik tanrısal bir vergi olarak görülüyor ve deliler toplumla iç içe yaşıyorlar.
- 27:36Rönesans'ta Delilik Algısı
- Rönesans'ta delilikle ilgili yaklaşımlarda bir kırılma yaşanıyor ve delilik bilgelikle ilişkilendirilmeye başlanıyor.
- Toplumsal muhalefette delilik bir enstrüman olarak kullanılıyor, örneğin Cervantes'in Don Kişot kitabında delilik iktidara karşı savaş anlamına geliyor.
- Rönesans'ta deliler ortaçağ'daki gibi rahatlıkla toplumun içinde yaşayamıyor, toplumdan kovulmaya ve dışlanmaya başlanıyorlar.
- 29:1717. ve 18. Yüzyıllarda Delilik
- 17. ve 18. yüzyılda delilere yaklaşım giderek değişmeye başlıyor ve deliler kapatma evleri adı verilen evlerde tutulmaya başlanıyor.
- Bu evler mağara gibi izbe ve delilere hayvanmışçasına muameleler yapılıyor, prangalar bağlanıyor, zincirleniyor.
- Foucault'un "Büyük Kapatılma" kitabında, Batı toplumunun istemediği deliler, işsizler, serkeşler, hırsızlar, eşcinseller ve inançsızlıktan çıldıranlar kapatma evlerine kapatılıyor.
- 31:27Panoptikon Kavramı
- Kapatma fikri Foucault'a özgü değil, çok eski kökenleri var ve Foucault bu kapatılma meselesini gözetleme kavramı bağlamında açıklıyor.
- Jeremy Bentham'ın 19. yüzyılda hapishaneler için tasarlamış olduğu gözetleme kulesi (panoptikon) kavramı, hastanelerde ve akıl hastanelerinde uygulanıyor.
- Foucault giderek Batı toplumunun panoptikon bir toplum olmaya doğru gittiğini söylüyor ve günümüzde internet, kredi kartları, sosyal medya gibi platformlar kişisel izlerimizi bıraktığımız yerler olarak gözetlenme ve denetim sağlıyor.
- 32:56Türk ve İslam Kültüründe Delilik Görüşü
- Türk ve İslam kültüründe deli olarak görülen kişiler toplumdan tecrit edilmez, dışlanmaz çünkü toplum bir mozaik olarak değerlendirilir ve normal-anormal ayrımı sert bir biçimde yapılmaz.
- Delilerin ilahi tecelli sonucunda Allah aşkı ile cezbeye gelen kişiler olduğu düşünülür ve Behlül Dana, Behlül Divane gibi tasavvufta ön planda olan isimlere toplumda saygı duyulur.
- Eskiden şehirlerde, sokaklarda ve mahallelerde yaşayan delilere yemek, kıyafet ve kullanılmayan eşyalar verilirdi, onların sözlerinde hikmet aranırdı.
- 34:26İslam Kültüründe Delilik Kavramının Kullanımı
- İslam kültüründe ve dinler tarihinde delilik kavramı iktidar tarafından peygamberlere karşı kullanılmıştır; Nuh ve Musa peygamberlerin vahyini iletirken toplumun verdiği tepkilerden biri "delidir, mecnundur, kahindir" şeklindeydi.
- İslam kültüründe Allah aşkıyla delirenler, aşktan delirenler ve kötü alışkanlıklar neticesinde deliren insanlar birbirinden ayırt edilir.
- İlahi aşkla cezbeye tutulmuş kişilere İslam kültüründe saygı gösterilir ve bunların tedavisi için bimarhaneler kurulmuştur.
- 35:44Bimarhaneler ve Tedavi Yöntemleri
- Bimarhaneler sadece Osmanlı'da değil, Emevilerden, Abbasilerden, Selçuklulardan ve Mısır'da kurulan Tulum Oğullarından gelen bir gelenektir.
- Avrupa'da insanlar hayvanmışçasına muamele görürken, Emevi, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı geleneğinde yüzlerce bimarhane yapılmış, hastalara özel kıyafetler giydirilmiş ve karantina uygulaması yapılmıştır.
- Edirne'deki İkinci Beyazıt Bimarhanesi diğer bimarhanelerden farklı olarak müstakil bir yapıdır ve sadece bu iş için kurulmuştur.
- 37:12Delilik ve Velilik Arasındaki İlişki
- "Deli olmadan veli olunmaz" ifadesi halk arasında yaygın olsa da, delilikle velilik arasında çok ince bir çizgi vardır.
- Einstein'ın örneğinde olduğu gibi dahiler toplum tarafından bekleneni değil, beklenmeyeni yaparlar ve çocuk yaştayken deli gibi görünürler.
- Delilerle dahiliğin tanımını toplumun yapması gerekiyor, bunun için değer yargılarının ve eğitime bakış açısının yüksek olması gerekiyor.
- 41:33Delilik ve Zeka İlişkisi
- Delilik adı verilen olgu aslında akılla ilgilidir ve deliliğin bir türünde aklın aşırıya gitmesi vardır.
- Bir fikre, düşünceye veya ekole kendinizi fazla kaptırırsanız, aklınız ona takılmaya başlar ve her yerde onu görmeye başlarsınız.
- Delilikle velilik ya da delilikle velilik ilişkisi bir bıçağın iki keskin yüzü gibidir, ikisinin kökeni aynıdır ancak aşırılıklar söz konusudur.
- 43:06İlahi Delilik ve Velilik
- Delilik bir tür ilahi delilik olarak adlandırılır ve Tanrı'nın doğadaki evrene tezahür eden güzellikleri karşısında deliren insanlar vardır.
- Cezbeye gelmek veya sekerat haline ulaşmak, kişinin kendi benliğinin taşması, kendi benliğinden çıkıp tanrısal ilahi benlikle birleşmesi anlamına gelir.
- İlahi olan delilik, velilik olarak da isimlendirilebilir ve insan olmak çok zor ve büyük ihtimalle delirtici olabilir.