Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, çağdaş sosyoloji kuramları serisinin altıncı bölümü olup, akademik bir ders formatında post-yapısalcılık felsefesini ele almaktadır.
- Video, post-yapısalcılığın tanımı ve tarihsel gelişimiyle başlayıp, yapısalcılıktan farklarını açıklamaktadır. Ardından postmodernizm, nihilizm ve anomi gibi kavramlar tanıtılmakta, post-yapısalcılığın temel prensipleri anlatılmaktadır. İkinci bölümde ise Michael Foucault'un söylem arkeolojisi, iktidar kavramları ve farklı iktidar biçimleri ile Jacques Derrida'nın yapı söküm tekniği, metin analizi ve logosantrizm kavramı detaylı olarak incelenmektedir.
- Video, post-yapısalcılığın temel kavramlarını ve düşünürlerin felsefi düşüncelerini anlamak isteyenler için faydalı bir kaynak niteliğindedir. Son bölümde post-yapısalcılığın temel prensipleri özetleyen bir değerlendirme notlarıyla video sonlanmaktadır.
- 00:01Post-Yapısalcılık Kavramı
- Post-yapısalcılık, insan olma, dünya ve anlamları oluşturma ve bunları yeniden üretme süreçleri arasındaki ilişkileri irdeleyen bir yaklaşım olarak tanımlanabilir.
- Fransa'da Louis Althusser, Jacques Derrida, Michael Foucault gibi düşünürlerin çalışmalarıyla ortaya koyulmuş ve dünyaya yayılmıştır.
- Post-yapısalcılık iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: dil ve literatür bağlamında, felsefe ve sosyal bilimler bağlamında.
- 00:42Post-Yapısalcılığın Temel Özellikleri
- Post-yapısalcılık, Ferdinand de Saussure'nin temellerini attığı yapısalcı dil bilime karşı eleştirel nitelikte bir yaklaşım olarak ortaya çıkmış, ancak yapısalcılıkla pek çok ortak özelliğe sahip olması nedeniyle bazen yeni yapısalcılık olarak da anılmaktadır.
- Post-yapısalcılık, sosyal parçalanma, farklılaşma, kısa ömürlü sosyal yapılanmalar, esnek uzmanlaşma, gelişen kültür, çoğulculuk, yüzeysellik, olgunlukların ticarileşmesi, popülizm, yaygınlaşan elektizm, stillerdeki sanktizm ve genelde tüm değerlerde artan bir liberalleşme gibi temel eğilimlere işaret etmektedir.
- Çoğulculuk, tek bir perspektiften ziyade farklı perspektifler açısından yaklaşmayı öngörür ve pek çok alanda kullanılır.
- 01:32Postmodernizmin Temelleri
- Postmodernizmin temelleri çok daha önceleri sanatsal akımlarda görülebilir, 20. yüzyılın ikinci yarısında kültürel ve sanatsal bir akım olarak bilinen dada ve dadaizm, postmodernizmin habercisi olarak kabul edilir.
- 1950'lerle birlikte modern sanat kendini izole yapısını kaybederek popülerleşmeye, ticarileşmeye ve uluslararası boyut kazanmaya başlamış, 1960'larda pop sanattan beslenerek gelişmiş, plastik sanatlardan mimariye kadar pek çok alanda etkili olmuştur.
- Post-modern sanatın en temel özelliği, modern sanatın elitist ve avangart yapısını reddetmesidir.
- 02:32Post-Yapısalcılığın Temel Özellikleri
- Post-yapısalcılık, 20. yüzyıl Fransız ve kıta Avrupası felsefecileri ve teorisyenlerin entelektüel görüşlerini kapsar, insan kültürünün yapılar aracılığıyla anlaşılabileceğini savunan, bu görüşlerini özellikle dil üzerinde modelleyen, yapısalcılıktan büyük oranda etkilenen ama ondan farklılaşan bir düşünce akımıdır.
- Bu düşünce hareketi postmodernizm, anti-hümanizm, aydınlanmanın reddi ve varoluşçu fenomenolojiden de etkilenmiştir.
- Post-yapısalcılık, dil ve dile benzer şekilde toplumun anlamlı yapılar ve sistemler olarak analiz edilebileceklerini varsayılan yapısalcılığın yeniden yorumlanışı olarak tanımlanabilir.
- 03:11Post-Yapısalcılığın Eleştirileri
- Post-yapısalcılığın yapısalcılığı olan eleştirileri iki ana tema üzerinde toplanmakta: yapıların kendi kendilerine yetmesi ve bu yapıların iki zıtlıklardan oluşması.
- Foucault'un "sub-knowlegches" (tutsak bilgiler) olarak adlandırdığı farklı bakış açıları, baskın Batı felsefesi ve kültürünün eleştirisi niteliğindedir.
- Subtit knows kavramıyla iki şeyi kasteder: bir tarafta formal organizasyonların içinde gömülü olan ve veya maskelenmiş tarihsel içerikler diskalifiye edilmiş olan bilgi serileri şeklinde yapı, çözüm veya yapı söküm.
- 04:06Nihilizm ve Varoluşçu Nihilizm
- Nihilizm, Latince hiçlik anlamında nihil kökünden gelen, temelde hayatın anlamsızlığı üzerine kurulu felsefi bir öğretidir.
- Varoluşçu nihilizm, yaşamın somut bir anlamı, amacı ve gerçek bir değerinin olmadığını ileri süren, moral değerlerin gerçekte var olmadıkları ve sonradan soyut olarak ortaya çıktığını, gerçekliğin bulunmadığını ve bu anlamda bilginin de mevcut olamayacağı iddiası bu doktorun bir diğer temel yaklaşımını oluşturur.
- Varoluşçu nihilizm, post-yapısalcılığın temel önermeleri, tarih ve kültürün yapıları koşullandırıldığından, yapıların yanlış yorumlara ve önyargılara maruz kaldığını ileri sürer.
- 05:00Post-Yapısalcılığın Temel Yaklaşımları
- Bir nesneyi anlamak için, hem nesnenin hem de kendisini, hem nesnenin kendisini hem de bu nesneyi üreten bilgi sistemleri bir arada incelenmelidir.
- Post-yapısalcılık, yapısalcının aksine tarihseldir, kültürel kavramların zaman içinde nasıl değiştiğine odaklanarak, aynı kavramlardan şimdi ne anlaşıldığını bulmaya çalışır.
- Post-yapısalcılar, benliğin ayrı, tekil ve tutarlı bir varlık olduğu görüşüne katılmazlar, aksine, birey birbiriyle çatışan bilgi hükümleri, yani toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf, kariyer gibi arasındaki gerilimlere sahiptir.
- 05:33Metin Analizi ve Tarih Bakış Açısı
- Bir metin yazarının amacı okuyucu için ikincildir, post-yapısalcılar bir metin tek bir amacının, anlamının ve tekil bir varoluşa sahip olduğu fikrini reddederler.
- Post-yapısalcı metin analizlerinde okuyucu yazarın yerini alır, bu yer değiştirme "yazar herkesten alma" olarak değerlendirilir.
- Post-yapısalcılar hiyerarşi içinde baskın olanın temel niteliği kavramını reddederler, yapısalcılık ve post-yapısalcılık arasındaki en temel farklardan biri tarihe bakış açılarıdır.
- 06:18Foucault ve Post-Yapısalcılık
- Foucault, kendinden başlayarak diğer tüm özgürlüklerin bağımsız ve adanmış bir ateşli savunucusudur, çalışmalarını pek çok trene karşı durmak için sunulmuş bir alet kutusu olarak görmüştü.
- Foucault, mevcut sistemi tamamen karşıtı, hatta pek çok eski marksist olan Foucault gibi kişilerin bu post-yapısal düşüncelerini kapitalist sistemin düşünsel temeli olan modernitenin yıkılması yönünde entelektüel çaba olarak değerlendirirler.
- Foucault, mevcut episteme (bilgiye) de karşıdır, ona göre yazar bilginin sınırlarını zorlayan kişidir ve yaşamı da bu çerçevede değerlendirebilir.
- 07:01Foucault'un Temel Kavramları
- Foucault, hiçbir yüze sahip olmamak için yazmaktadır, çalışmaları felsefe, psikoloji, psikiyatri, sosyoloji ve tarih gibi disiplinler arası bir düzlemde yapısalcılık ve post-yapısalcılıkla organik bağları olan karmaşık bir yapı gösterir.
- Foucault, özneyi merkeze oturtan teorilere fenomenoloji, sembolik etkileşimciler gibi karşı bir tavır almıştır, özne fikri, özneleri bir iktidar alanı ve belli pratikler seti içinde konumlandıran toplumsal söylemler aracılığıyla üretilen toplumsal bir kurgudur.
- Bireylerin güdüleri yerine söylem yani pratiklere odaklanarak nesnellik dizilerinde çalışmalıdır, daha sonra nesnel güç ilişkileri üzerinden nesnel toplumsal forma yönelmelidir.
- 07:52Foucault'un Benlik ve Dil Anlayışı
- Foucault'a göre benlik, söylem ve toplumsal konumları tanımlayan pratikler ve iktidar ilişkileri alanı içinde oluşur, birey bilinçli, kendini kontrol edebilen, iç bütünlüğe sahip, tutarlı, rasyonel bir varlık değildir.
- İlk dönem çalışmalarında iktidar tarafından belirlenen benlikten söz eder ve analizlerinde benliği dışlasa da belirsizlik ve çelişkileri ortaya koyar, son dönem çalışmalarında ise benlik teorilerine yoğunlaşan Foucault, güç ve egemenliğe verdiği önemi, yaklaşımı odak noktasından çıkartıp bu eksikliği gidermeye çalışır.
- Dil asla masum ve tarafsız bir ifade aracı değildir, söylemler iktidar ilişkilerini ifadelerdir ve bu ilişkilerle bağlantılı pratikleri ve konumları yansıtırlar, söylemler belli kurallara uyan pratiklerdir.
- 08:39Foucault'un Arkeoloji ve Episteme Anlayışı
- Arkeoloji, söylemler içindeki düşünceleri, imajları, temaları, temsil edilişleri betimlemeye çalışmaz, söylemlerin kendisine belli kurallara uyan pratikler olarak odaklanır.
- Soy kütük temel olarak bilgi ve kültürün aynı altyapısı ile ilgilenir, daha sonra ilgilenir ki Foucault bunu güç mekanizmaları sayesinde doğru ve yanlışın temelden ayırt edilebileceği bir düzlem olarak da betimler.
- Arşiv, belli bir tarihsel dönemin ya da kültürün geçmişinde bıraktığı bütün maddi ipuçlarının koleksiyonunu ifade eder.
- 09:12Foucault'un Episteme Çalışmaları
- Foucault'un entelektüel camiada öne çıkartan eseri, 1966 yılında yayımladığı "Kelimeler ve Şeyler: İnsan Biliminin Bir Arka Ölçüsü" adlı çalışmasıdır, bu kitabın temel düşüncesi tarihin tüm dönemlerinde neyin kabul edilebilir olduğunu seçen kur'an gerçeğin belli temel koşullarının olduğudur.
- Episteme terimi belli bir düzen, yerde ve zaman diliminde bilimsel bilgi üretimini belirleyen yapıları ifade etmek için kullanılan a priori, felsefede deneyden önce anlamında kullanılmaktadır, a priori aynı zamanda deneyden sonra anlamına gelen ape ori de karşıtı olarak kullanılmaktadır.
- Foucault öncesinde episteme genel anlamı olan bilgi tanımlamasına bağlı olarak ele alınmış ve değerlendirilmiştir, ancak Foucault ile birlikte kavram farklı bir kavramsal çerçeveye oturtulur.
- 10:03Foucault'un Episteme Anlayışının Gelişimi
- Foucault'un çalışmaların önemli bir kısmı epistemolojinin tarihi üzerinedir, ancak bu çalışmaların yepyeni bir perspektif ve yöneltme yani soykotuyu ve arkeoloji geliştirir ve özellikle 17. yüzyıldan itibaren değerlendirir.
- Foucault'a göre düşünürüz, düşüncüşümüzün ya da ussallığımızın kuruluşu, tek tek düşünülen etkileriyle olmamış, bir dizgi olarak ortaya çıkmıştır, Foucault'taki epistemenin ilk anlamı burada kullanılan dizgi anlamıdır.
- Episteme, belli bir tarihsel dönemdeki tüm kültürel ve düşünsel farkları kendinde belirleyen temel düzen ya da ana kot olarak açıklanabilir, bir bütün olarak yaşama yön veren anonim düşünceler, genel kanunlar, gerekli inanışlar bu kodlarla
- 10:46Foucault'un İktidar Anlayışı
- Foucault'un yaklaşımı Kant'ın a priorilerine ve Thomask'un görülen paradigma kavramına benzer, bilginin arkeolojisini yaparak bilimsel söylemi belirleyen kuralları analiz eder.
- Foucault'a göre iktidar sadece yazılım metinlerde değil, kurumsal ve örgütsel pratiklerde de mevcuttur; iktidar ilişkiden başka bir şey değildir ve sadece devlete ait değildir.
- Foucault, negatif iktidarın hayır diyenlerin bir şeyin yapılamayacağını ve yasaları güçlendiren güç olduğunu, pozitif iktidarın ise tekelinde bulunur ve problem çözücü olduğunu belirtir.
- 11:45Foucault'un İktidar Biçimleri
- Foucault, "Hapishanenin Doğuşu" ve "Kliniğin Doğuşu" adlı çalışmalarında güç teknolojileri terimi ile ifade ettiği farklı iktidar biçimlerinin oluşumunu tarihsel bir bakış açısıyla inceler.
- Mutlak iktidar, kral veya merkezi bir otorite figürüne kayıtsız şartsız itaati içerirken, disipline edici iktidar 18. ve 19. yüzyılda mutlak iktidarın yerini alarak insanları fiziki cezalar uygulamaktan ziyade sürekli kontrol altında tutar.
- Foucault, "Deli'nin Tarihi" adlı kitabında 17. yüzyıl Avrupa'sında mantığını yitirmiş insanların kilit altında tutulduğu kurumların ortaya çıktığını ve bu hareketi "büyük kapatılma" olarak kavramlaştırmıştır.
- 12:52Biyo-İktidar ve Modern İktidar
- Foucault, "Cinselliğin Tarihi" adlı kitabında modern çağda biyo- iktidar olarak adlandırdığı farklı bir iktidar biçimini tartışır; biyo- iktidarın temel hedefi doğrudan insan bedenidir.
- Foucault, "Bilginin İdaresi" kitabında politik iktidarla beslenen politik iktidarla beden arasındaki ilişkiyi irdeler ve cinselliği kullanarak iktidarın tarihsel süreç içinde bireylerin bedenleri üzerinden nasıl sosyal olarak üretici hale geldiklerini ortaya koymaya çalışır.
- Foucault'a göre modern iktidar biçimlerinin doğası kesintisizdir, yaygındır ve yukarıdan değil, toplum içinde uygulanır.
- 13:47Derrida'nın Yapı Söküm Tekniği
- Derrida, metinlerin çoklu yorumlarını ortaya çıkaracak bir teknik olarak yapı söküm tekniğini geliştirmiştir; bu bağlamda ortaya attığı temel araçsal teknik kavramları metin, iz, varlık, fark, oyun ve yapı sökümüdür.
- Derrida'ya göre dünya bir metindir, metnin dışında hiçbir şey yoktur; dil veya metinler dünyanın doğal bir yansıması değildir, metinler bizim dünyayı nasıl yorumlayacağımızı planla yapılandırır.
- Derrida'nın yapı söküm fikrinin iki anahtar noktası vardır: bireysel somut pratiklerden ziyade sistemlere ya da yapılara bakmaya devam etmek ve bütün sistemlerin ve yapıların bir merkezi, kök noktası olduğunu araştırmak.
- 15:00Konuşma ve Yazma İlişkisi
- Derrida en ünlü çalışmasında özellikle konuşma-yazma karşılığına bakmış ve konuşmanın daima yazıdan daha önemli görüldüğünü söylemiştir; konuşmanın dolaysız, içtenlikle hep bu alanda, hep bu anda olduğunu düşünülmesi nedeniyle gerçek ile doğruluğun tek kaynağı olarak görüldüğünü belirtmiştir.
- Aristo, Raso Hegel yazıyı türetilmiş tesadüfi, dışsal ve göstergenin kopyası olarak nitelerken, Jan-Jak Russo'ya göre yazı, konuşmanın temsilinden başka bir şey değildir.
- Derrida'ya göre konuşma imtiyazlıdır, çünkü şimdi var olma ile birleşir; konuşmak için orada olmalıdır ve bu fikri "mevcudiyet" yani bulunuş metafiziği olarak adlandırır.
- 16:09Logosantrizm ve Dil Anlayışı
- Derrida, konuşma ve varoluşun imtiyazını "logosantrizm" kavramı olarak kavramlaştırmıştır; Batı düşünce sistemi söz yani konuşma varoluşu ile birleşir ve her ikisi de hem yazmadan hem de yokluktan üstündür.
- Derrida, Batı felsefesinde hem söz hem de akıl anlamına gelen bu ayrıcalıklı logosu anlayışına karşı bir duruş sergiler ve göstergelerin işaret ettiği ve bu göstergelerden tamamen bağımsız bir varlık olanın olanaksız olduğunu ileri sürer.
- Derrida için dilin bir yapıya da bir sistem olarak bir merkezi yoktur; sistemin unsurlarını bir yerde bir arada tutan bir merkez olmadığından, mutlak veya kesin bir gerçek veya anlamda yoktur.
- 17:20Yapı Söküm Tekniğinin Uygulanması
- Yapı söküm, herhangi bir dilsel gösterge setlerinin birbirinden farklı pek çok anlam dizisi meydana getirebileceğini göstermeye çalışır; okuma dönüşümcüdür, metinler çoklu yorumlara açıktırlar, anlamlar kaygandır.
- Yapı sökümü bir tür yıkma ya da tahrip etme işlemi değildir, bir anlama gayretidir ve anlama çabası ister istemez yapıyı, unsurlarını ayırma, yani sökme ve tekrar bağlayıp birleştirmeyi gerektirir.
- Derrida yapı söküm metodunda önce bir sözcük yazmayı, sonra onu karalamayı ve sonra hem sözcüğe hem de karalamasına metinde yer vermeyi önermektedir; bir sözcüğün üstü çizilir çünkü sözcük yetersizdir, fakat bir yandan da sözcük metin içinde üstü çizili olarak tutulur çünkü sözcüğün yerine geçebilecek daha başka bir sözcük yoktur.
- 18:34Post-Yapısalcılık Eleştirileri
- Post-yapısalcı eleştiriler, özerk insan rasyonalitesi ve evrensel normatif değerlere ilişkin fikirler arasında kurduğu bağ Foucault'u nihilistik bir düzleme taşımaktadır.
- Pozitivizm yanlıları, Foucault ve Derrida gibi yazarları küçük, ayrıntılı, feminizm, nihilizm, anarşizm gibi alternatif felsefeleri kendi teorik yaklaşımları için kullandıklarını belirterek tarihi sıklıkla dikkatsiz ve eksik yorumlamaları biçimde eleştirmişlerdir.
- Foucault'un ne de Derrida'nın postmodern toplumda teoriler üretmede başarılı oldukları söylenemez.
- 19:14Derrida'nın Temel Anlayışları
- Derrida'ya göre, Batı düşüncesindeki zıtlıkların tarihsel anlam evrelerine geri dönerek sökülmesi ve yeniden yapılanması gerekir; dünya bir metindir ve onun dışında hiçbir şey yoktur.
- Dil sistemini bir arada tutan bir merkezin olmaması nedeniyle mutlak ve kesin bir gerçek anlam mevcut değildir; anlamlar daima belirsiz, çoklu ve geçicidir.
- Derrida konuşma ve varoluşun imtiyazını "logosantrizm" olarak adlandırılır.
- 19:45Post-Yapısalcılık ve Nihilistik Söylemler
- Foucault, özneyi merkeze oturtan teorilere karşı çıkar; ona göre benlik, söylem ve iktidar ilişkileri içinde şekillenir, özgür değildir ve birey bilinçli, iç bütünlüğe sahip tutarlı bir varlık değildir.
- Post-yapısalcılar, modernitenin düşünsel temeli olan yapısalcılığa karşı çıkarlar, Batı kültürünün temel kabullerine karşıdırlar ve bilginin nasıl üretildiği temel sorunsal olarak ele alınır.
- Nihilistik söylemler, gerçekleri sorgulayan, ahlak değerlerini ve gelenekleri boş şeyler olarak değerlendiren, hayatın anlamı olmadığını ve hayatın bir yalandan ibaret olduğunu ifade eden olumsuz söylemlerdir.