Buradasın
Böceklerde İnektisitlere Karşı Direnç Mekanizmaları Eğitim Dersi
youtube.com/watch?v=D5BVCJY7cesYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı'nda görev yapan bir akademisyenin sunduğu eğitim dersidir. Dersin sonunda Atilla Hoca ve Davut Hoca da yer almaktadır.
- Video, böceklerde insektisitlere karşı gelişen direnç mekanizmalarını kapsamlı şekilde ele almaktadır. İçerikte insektisit ve pestisit kavramları, insektisit sınıflandırılması, organik klor ve organik fosfat insektisitlerinin özellikleri ve etki mekanizmaları, direnç mekanizmaları (genetik ve genetik olmayan), KDR direnci ve PCR teknolojisinin direnç genlerinin tespitindeki kullanımı anlatılmaktadır.
- Dersin son bölümünde belediyelerin sokaklarda kullandığı insektisitlerin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve gıda zinciri üzerinden bize nasıl gelebileceği konusu ele alınmaktadır. Ayrıca, Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki (Çukurova, Antalya, Adıyaman, Adana, Mersin, Muğla ve Aydın) böcek direnci durumu da incelenmektedir.
- 00:11Konuşmacının Tanıtımı
- Konuşmacı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı'nda görev yapmaktadır.
- 1982 yılından beri Adana'da yaşamaktadır ve yüksek lisans-doktora tezleri sivrisinekler üzerine çalışmıştır.
- Sağlık Bakanlığı'nın yetkilendirmiş olduğu Türkiye'deki 20 laboratuvardan biri olup, bu laboratuvarlar arasında 6 tanesi tıbbi entomoloji alanında çalışmaktadır.
- 01:22Insektisitlerin Tanımı ve Sınıflandırılması
- Tarımsal üretimi ve halk sağlığı alanında zararlılara karşı kullanılan kimyasal maddelere genel anlamda pestisit denir.
- Pestisitler içerisinde böcekleri öldüren kimyasal maddelere insektisit adı verilir.
- Insektisitler böceğin evresine göre farklı isimler alabilir, örneğin sivrisinekleri bar evresinde öldüren mazot veya ergin evresinde öldüren havaya atılan ilaçlar vardır.
- 02:44Insektisitlerin Sınıflandırılması
- Insektisitler böceğin vücuduna giriş biçimine göre mide zehirleri, solunum zehirleri ve temas zehirleri olarak sınıflandırılır.
- Mide zehirleri genellikle inorganik bileşiklerdir ve protoplazmaya etki ederek hücreleri patlatarak böceği öldüren zehirlerdir.
- Solunum zehirleri kolayca buharlaşabilen organik bileşiklerdir ve böceğin solunum sisteminden içeriye girip öldüren zehirlerdir.
- Temas zehirleri temas yoluyla böceğe temas ettikten sonra kütüklasından içeriye girip sinir veya kas sistemine etki ederek öldüren zehirlerdir.
- 04:54Doğal ve Sentetik Bileşikler
- Insektisitler doğal ve sentetik bileşikler olarak iki grupta toplanabilir.
- Doğal organik bileşikler arasında bitkisel kökenli bileşikler ve petrol bileşikleri bulunmaktadır.
- Bitkisel kökenli olanlar genellikle temas yoluyla vücuda girip sinir-kas sistemi üzerine etki eden insektisitlerdir.
- 06:10Özel Insektisitler
- Rotenon, bitkisel kökenli bir insektisit olup hem temas hem de mide zehiri olarak etkilidir.
- Krizantem (kasımpatı) çiçeklerinden elde edilen bir doğal organik bileşik olup, havayla temas edince okside, su ile temas edince hidrolize olur ve gün ışığında bozulur.
- Petrol bileşikleri arasında mazot ve petrol yağları bulunmaktadır; özellikle güney sahillerinde kullanılan mazot, durgun suların yüzeyini kapatarak alttaki larvanın hava ile temasını keserek öldürür.
- 08:50Sentetik Organik Bileşikler
- Sentetik organik bileşikler vektör böceklerin kontrolünde kullanılır.
- Vektör, herhangi bir hastalığın bir insandan başka birine veya doğadan insana aktaran böcektir.
- Sentetik organik bileşikler arasında organik florlu, organik fosfat ve karbonatlı bileşikler bulunmaktadır; günümüzde özellikle halk sağlığı alanında pretroit grubu insektisitler tercih edilmektedir.
- 09:59Organik Klorlu ve Organik Fosfatlı İnektisitler
- Organik klorlu bileşikler yağda erime özelliği nedeniyle doğada birikiyor ve DDT, diazin ve BHC gibi aşırı derecede zehirli insektisitler bu grupta yer alıyor.
- DDT, birinci dünya savaşı yıllarında bit salgını kontrolü için çok fazla kullanılmış ve hala doğada kalıntıları bulunuyor.
- Organik fosfatlı insektisitler sinir-kas sistemi üzerine etki ederek asetilkolin esteraz enzimini inhibe ediyor ve bu nedenle insanlarda sürekli paralize ve titreme belirtileri görülüyor.
- 11:53İnektisitlerin Etki Mekanizması
- Asetilkolin sinir sisteminin son noktasından kas sistemine bağlantı sağlıyor ve sodyum kanallarını açarak kasın kasılmasına neden oluyor.
- Organik fosfatlı insektisitler asetilkolin esteraz enzimini inhibe ederek uyarı verildikten sonra asetilkolinin parçalanmasını engelliyor.
- Sodyum kanalı sürekli açık kalınca uyarı sürekli gidiyor ve kaslar sürekli kasılıyor, bu da kalp sistemi ve ölümüne neden oluyor.
- 14:14Karbonatlı İnektisitler
- Karbonatlı insektisitler daha çok bitkilerde mantar hastalıklarının önlenmesi amacıyla fobisit ve herbisit olarak kullanılıyor.
- Bu insektisitler sadece asetilkolin esteraz enzimini değil, alt paket okulteras kruvat dehidrogenaz, süksilik dehidrogenaz gibi enzimleri de inhibe ediyor.
- Ben, diocap, diyokar ve profks gibi karbonatlı insektisitler hala bazı Afrika ülkelerinde sivrisinek mücadelesinde kullanılıyor, ancak Türkiye'de kullanılmıyor.
- 15:44Insektisit Grupları ve Özellikleri
- Dört grup insektisit vardır; kasımpatı çiçeği ve krizantemlerin çiçeklerinden elde edilen oiden yola çıkarak sentetik olarak elde edilen farklı formülasyonlardaki insektisitler bu gruba girer.
- Bu insektisitlerin orijinali pyrethrin'dir, daha sonra sperm, delta, tetramet, allettin, slittin gibi farklı insektisitler elde edilmiştir.
- Bu insektisitlerin özelliği vurup düşürme etkisi göstermesidir; suda uzun süre kalamaz, havayla okside olur ve ertesi güne kadar dayanıklılık göstermez.
- 17:10Insektisitlerin Dezavantajları
- Insektisitlerin doğal düşmanlarını da öldürdüğü bir dezavantajdır; örneğin bitki bitlerinin doğal düşmanı olan uğur böcekleri ve arı gibi faydalı böcekleri de öldürmeleri mümkündür.
- Bu insektisitlerin büyük çoğunluğu hem ağrıları hem de faydalı böcekler için etkili olabilir ve aynı anda zarar verebilir.
- Insektisitlerin doğal vektörleri yok edilirken, doğal böcekler de kullanılabilmektedir.
- 18:05Direnç Mekanizması
- Direnç mekanizması sadece genetik değil, farklı özellikler de içerir; her bireyin kendine özgü özellikleri böceğe karşı direnç gelişimini sağlayabilir.
- Insektisitlere karşı direnç gelişimi farklı yönlerden olabilir; hassas olan bir böcek popülasyonunun, bazı bireylerin insektisitten etkilenmemesi durumunda tolerans veya dirençlilik söz konusudur.
- Tolerans genlere bağlı değildir, bazı biyolojik ve çevre faktörleri nedeniyle oluşabilir.
- 19:35Tolerans Oluşumunun Faktörleri
- Böceğin yüksek alımını azaltması, kısmi bir dirençlik hali olan tolerans geliştirir.
- Böceklerde kış ayında hibernasyon sırasında vücutlarını yağ ile doldururlar, bu yağ ile depo ettikleri zaman insektisitten etkilenmeyebilirler çünkü vücuda giren insektisit yağ damlacığının içerisinde saklanır.
- Yaz aylarında enstilasyon (sıcaklardan kaçma) olayı da tolerans oluşturabilir; böcekler sıcak ortamdan uzaklaşarak gizli köşelere sığınır ve insektisitle temas etmezler.
- 20:35Fizyolojik Durum ve Tolerans
- Böceğin fizyolojik durumu önemlidir; özellikle sivrisineklerde karnı tok olduğu zaman (kan emmiş) veya yumurtalı (gravida) olanlar, aç olanlara göre daha az etkilenebilir.
- Uygulanan insektisitin hedef canlıyla temas süresi önemli; yüzeye atılan insektisit ile temas süresi uzun olan böcekler daha fazla insektisit alır ve etkilenir.
- Hedef canlının kütükül yapısı (dış tabakasının inceliği) önemlidir; yeni gömlek değiştiren (kupadan yeni çıkan) böceklerde kütükül tabakası henüz kalınlaşmamış olduğundan kolaylıkla etkilenebilir.
- 22:02Genetik Temelliyen Tolerans
- Tolerans genetik temele dayalı olabilir; dirençliliğin görüldüğü yerlerde genlere bakıldığında allel (gen çifti) gelir.
- Her özellik bir çift gen tarafından kontrol edilir; bunların homozigot (aynı tür) olduğu zaman (dominant veya resesif) farklı direnç gösterebilir.
- Negatif seleksiyon söz konusudur; dayanıksız olanlar öldüğünde, heterozigot (farklı tür) olanlar kalır ve bölgede çoğalabilir.
- 23:18Direnç Türleri
- Pestisitlerin yaygın ve bilinçsiz kullanımı sonucunda zararlı böceklerde bireysel, davranışsal, yapısal, fizyolojik veya çapraz direnç gelişebilir.
- Bireysel direnç, böceğin bireysel özelliği nedeniyle ortaya çıkar; aynı ailedeki yavruların arasında biri diğerlerine göre daha dirençli olabilir.
- Davranışsal direnç, özellikle sivrisinek ve karasineklerde ortamda insektisit kokusunu algılayıp o bölgeden kaçma davranışıdır.
- 24:33Yapısal ve Fizyolojik Direnç
- Yapısal direnç, böceğin üzerinde tüyler veya kıllarla kaplı olması atılan insektisitin vücuda temas etmesini engelleyerek oluşabilir.
- Fizyolojik direnç, böceklerin insektisitlere karşı bağışıklık kazanmasıyla oluşan, tamamen genetik temele dayalıdır.
- Fizyolojik dirençte insektisit alımının azaltılması, hedef bölge direni veya metabolik kapasitenin değişmesi ile meydana gelebilir.
- 27:21DDT ve KDR Direnci
- DDT (pretrit), 1970'li-80'li yıllarda Türkiye'de bit ve karınca mücadelesine karşı çok fazla miktarda kullanılmış bir insektisit olmuştur.
- DDT'nin yaygın kullanımı, sivrisineklerde ve böceklerde KDR (kdr) direnci adı verilen direncin gelişmesine neden olmuştur.
- Günümüzde DDT'ye karşı gelişen direncin devamı olarak bilinen KDR direnci, preboid grubu insektisitlerine karşı da gelişmiştir.
- 29:19Akdeniz Sahilindeki İlaçlama Yöntemleri
- Akdeniz sahilinde, özellikle Mersin ve Antalya arasında, akşamları sitelerin önünde mazot içerisinde eritilen insektisitlerle sivrisineklere karşı ilaçlama yapılmaktadır.
- Bazı sitelerde preteroid grubu yerine tarım ilaçları veya sadece mazot kullanılmaktadır.
- Belediyeler bu tür ilaçlamaları yasaklamış olsa da, bireysel sitelerde bu uygulamalara engel olunamamaktadır.
- 30:01Preteroid Grubu İnektisitlerin Etki Mekanizması
- Preteroid grubu insektisitler, böceğin temas ettiği zaman grup düşürmeye yönelik etkilerini gösterir.
- Bu insektisitler, böcekle temas ederek hücre zarındaki voltaj bağımlı sodyum kanalına bağlanır.
- Voltaj bağımlı sodyum kanalı dört domainden oluşur ve her domain altı segment içerir.
- 31:00Voltaj Bağımlı Sodyum Kanalının Yapısı
- Hücre zarı fosfolipit tabakası ve içindeki likit fosfat kısımdan oluşur.
- Voltaj bağımlı sodyum kanalı, hücre zarına gömülü olup dört domainden meydana gelir.
- Kanalın dış kısmı hidrofobik (suyu sevmeyen), iç kısmı ise hidrofilik (suyu seven) yapıdadır.
- 36:21KDR Direnci Mekanizması
- KDR direnci, voltaj bağımlı sodyum kanalındaki 790. aminoasitte bir değişiklikle meydana gelir.
- Bu aminoasit değişikliği, kanalın iç kısmındaki yapıyı değiştirerek bir cep gibi yapı oluşturur.
- Bu cep yapı, dışarıdan gelen insektisitlerin hücre içerisine girmesini engeller ve böceğe zarar vermez.
- 39:46Genetik Değişim ve Dirençli Popülasyon
- KDR direnci, genetik seviyede bir aminoasit değişikliğiyle oluşur ve bu değişiklik popülasyonda yayılır.
- Başlangıçta popülasyonda %1 oranında bulunan direnç, birkaç jenerasyon sonra %10'a kadar çıkabilir.
- Bu genetik değişiklik, negatif yönde bir birikim oluşturarak dirençli bireylerin nesilden nesile aktarılmasına neden olur.
- 40:25Böcek Direnci ve Bölgesel Farklar
- Böcek direnci DDT ile başlamış olup, Çukurova ve Antalya bölgelerinde preoidlere karşı direnç mekanizması gelişmiş durumda.
- Dirençli böceklerle mücadele için iki-üçlü insektisit kombinasyonları kullanılmaktadır.
- Adıyaman bölgesinde etkili olan insektisitler, Aydın bölgesinde etkili olmayabilir çünkü Aydın'da organik ve organofosfat sistemlerin çok fazla kullanılması nedeniyle direnç gelişmiştir.
- 41:22Sivrisinek Popülasyonu ve Direnç
- Çukurova bölgesinde sivrisinek popülasyonu türü çok azdır, ancak İç Anadolu'da sivrisinek türü çok daha fazladır.
- Bazı türler yok edilmiş veya baskı altında tutulduğu için dirençli hale dönüşmüş ve yaşamaya devam etmektedir.
- 41:55PCR Tekniği ve Direnç Analizi
- PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) teknikleri ile DNA'dan istenilen bölgesi veya direnç geni çoğaltılabilir.
- PCR aletinde DNA polimeraz enzimi, öncü primer ve ters primer kullanılarak istenilen bölge çoğaltılmaktadır.
- Tek hücreden elde edilen DNA, PCR ile çoğaltıldıktan sonra sekans analizine verilerek aminoasit değişiklikleri tespit edilebilir.
- 44:32Dirençli Böceklerin Yayılması
- Böceklerin DNA dizilimindeki aminoasit değişiklikleri, insektisitlerin etkisini engelleyerek direnç oluşumuna neden olur.
- Bir sivrisineğin 400 yumurta bıraktığını ve bunların bir tanesi dirençli kalırsa, bir mevsimde dirençli bir popülasyon ortaya çıkabilir.
- 45:56Sınav ve Sonuçlar
- Konuşmacı, izleyicilere bir sınav yaparak bilgi seviyelerini test etmek istemiştir.
- Sınav sırasında teknik sorunlar yaşanmış ve test birkaç kez yeniden başlatılmıştır.
- Sınav sonunda ilk üç sırada Zeyna Can ve Elif Çiftçi yer almış, bu iki arkadaşın sürekli sınava girmesi ve takip etmesi övülmüştür.
- 58:25İnektisitlerin Etkileri
- İnektisitler, belediyeler tarafından sokaklarda kullanılırken, tarımda daha zehirli insektisitler kullanılmaktadır.
- Halk sağlığında kullanılan insektisitler, tarımda kullanılanların onda biri kadardır ve bunlar sentetik retroitlerdir.
- Bu insektisitlerde kullanılan piperon botoksit, bitkilerde fazla miktarda kullanılmaz ve gün ışığında bozulur.
- 1:00:12İnektisitlerin Kanserojen Etkisi
- İnektisitlerin kanserojen etkisi vardır ve sürekli kullanıldığında DNA kırıklarına neden olabilir.
- Belediyelerin kullandığı dozlarda insektisitler zehirli değildir, ancak tarım alanında daha zehirli insektisitler kullanılmaktadır.
- İnektisitlerin bozulma süreleri vardır ve özellikle sentetik retroitler gün ışığında bozulur, kullanım süresi en fazla iki yıldır.
- 1:02:01İnektisitlerin Gıda Zincirindeki Etkileri
- İnektisitler toprağa düşer, topraktan suya, sudan denizlere, denizden balıklara ve en son insanlara kadar giderek kansere neden olabilir.
- Tarım sektöründe kullanılan beyaz sineği öldüren insektisit, toprağa atıldığında bitki gövdesine geçer ve tohumuna da yayılır.
- Bu insektisit, pamuk yağına geçerek tatlıcılarda kullanılmış ve günümüzdeki kanser olaylarının artmasının temel nedenlerinden biri olabilir.
- 1:04:00Konferansın Sonu
- Konferans sunucusu, katılımcılara teşekkür eder ve yarın sınav yapılacağını belirtir.
- Sunumun sosyal medya hesaplarında ve YouTube kanalında paylaşılacağı söylenir.
- Sunumun katılımcılara da gönderileceği belirtilir.