Yapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir akademisyen ve eski avukatın hayat hikayesini anlattığı röportaj formatında bir içeriktir. Konuşmacı, Denizli'de avukatlık yapmış, 1992'de İstanbul'a taşınmış ve sonrasında çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur.
- Video, konuşmacının çocukluğundan başlayarak hayatındaki etkili kişileri, İslam'a dönüşünü, edebi deneyimlerini ve akademik kariyerini kronolojik olarak anlatmaktadır. Konuşmacı, Fazlı Hoca, Molla Mehmet Hoca gibi dini kişiliklerin, Kemalettin Tuğcu, Eflatun, Cem Güney gibi edebi isimlerin ve İmam Gazali, İmam Ahmed Rabbani gibi dini yazarların kendisine etkilerini paylaşıyor.
- Konuşmacı ayrıca gençlere yönelik tavsiyelerde bulunarak, temel eserlerin okunması gerektiğini, kişilik inşa eden yabancı diller değil ahlak ve takva olduğunu vurguluyor. Diyanet Vakfı'nın hazırladığı eğitim programında mülakatla alınan üniversite talebelerine iki yıl süren bir sertifika programı verdiğini ve gençlere güzel örnek olmak, onlara cesaret vermek gerektiğini belirtiyor.
- Eğitim ve Aile Etkisi
- Konuşmacı, dört arkadaş tarafından sıkı bir eğitimden geçirildiğini ve İmanı inkar etmesi istendiğini anlatıyor.
- "Her evlat annenin eseridir" sözünü tekrarlayarak, ilk bilgilerini ve davranışlarını annesinden öğrendiğini belirtiyor.
- Annesi onunla okula gidip gelir, ödevleriyle çalışır ve onu teşvik edici enerjiyle desteklerdi.
- 02:46Okul Deneyimleri
- İlkokuldan önce annesi, konuşmacının nasıl birisi olmaması gerektiğine dair işaret taşları koyarak onu belirli bir yola yönlendiriyordu.
- Babasının disiplinli, şiddet içermeyen ancak kararlı ve ciddi bir tutumu varken, annesinden sonra babası da onun gelişiminde belirleyici bir rol oynadı.
- Beş yaşından on yaşına kadar aynı öğretmen Emine Hoca ile okudu ve mezun oldu.
- 04:33Dindar Kişilerin Etkisi
- On yaşında caminin yolunu öğrendiğinde, Fazlı Hoca ve Molla Mehmet Hoca gibi dindar kişilerin hareketlerini ve davranışlarını takip etmeye başladı.
- İlkokul müdürü, konuşmacının dindar kişileri takip etmesini engellemek istedi ve onları maaş için camiye gittiğini söyledi.
- Konuşmacı, uzun yıllar sonra tekrar memleketine gittiğinde, kendisini yanıltmaya çalışan hoca alkolün tesiriyle şuurunu kaybetmiş haldeyken, Fazlı Hoca'nın hafızası ve zekası hala pırıl pırıl olduğunu gördü.
- 06:29Fazlı Hoca'nın Hayatı
- Fazlı Hoca, kanunen emekli olduktan sonra tamamen bedelsiz olarak yirmibeş yıl daha camide müezzinlik yaptı.
- Doksan yaşına gelindiğinde, tüm servetini ilçesinin küçük camii'nin yeniden yaptırılması için harcamıştı.
- Konuşmacı, Fazlı Hoca'yı tebrik etmek için ziyaretine gittiğinde, Hoca'nın yaptığı iyiliklerin Allah'ın gözünde samimiyetsizlik sebebiyle redde maruz kalma endişesiyle ağladığını gördü.
- 08:24Cami İmamı Molla Mehmet Hoca
- Cami imamı Molla Mehmet Hoca, Yemen Gazisiydi ve Yemen savaşlarından çok hatıralar nakletmiştir.
- Bu dindar kişilerin pırıl pırıl, bembeyaz elleri, günde beş defa yıkanmaları ve huzur içinde namaz kılmaları dikkat çekiyordu.
- Kur'an-ı Kerim okumaya başladıklarında, süs, bağırma veya mikrofon olmadan bile bir haliç değişimi yaşanıyordu.
- 09:53Şiir ve Kitapla İlk Deneyimler
- Konuşmacı, ilkokulda özel günlerde şiir okutulduğu için her zaman seçilmiş, ancak inadına şiirleri ezberlediğini belirtiyor.
- Hava Şehitleri Günü'nde şiir okumayı kendisine değil, sınıf arkadaşının kızı Meral'e verildiğini ve bu durumdan hala kızardığını söylüyor.
- Şiirle ilgisi ve ezber merakı birinci sınıftan beri kesintisiz devam ediyor, Orhan Şaik Gökyay, Faruk Nafiz ve Yahya Kemal'den şiirler ezberlediğini belirtiyor.
- 11:45Kitap Okuma Deneyimleri
- Öğretmeni Kemalettin Tuğcu romanlarını, Eflatun ve Cem Güney masallarını, Texas Tom Mix serisini okuduğunu ve bu kitaplar onu etkilediğini anlatıyor.
- İlkokul dördüncü sınıfında "Sessiz Dünya" isimli bir roman okuduğunu, denizaltı hikayesi anlatan bu kitabın onu çok etkilediğini belirtiyor.
- On iki yaşından az bir yaşta İmami Gazali'nin "Kimya-yı Saadet" kitabını okuduğunu ve bu kitabın kendisini etkilediğini, etrafındaki insanların bu kitabı görmediğini veya anlamadığını düşündüğünü söylüyor.
- 14:03Kur'an Kursu Deneyimi
- On bir yaşındayken Kur'an-ı Kerim kursunda elif-bet öğrendiğini ve namaz kitabı, Nesefi İtikadı Kadızade'nin tercümesi olan İtikat kitabı okuduğunu belirtiyor.
- Çok kitap okumak değil, iyi kitabı çok okumak gerektiğini vurguluyor ve "Mükatebe nısf-ı mukalemedir" sözünü aktararak, kitabı okumak yazarla irtibata geçmek olduğunu anlatıyor.
- İlkokul bitiminden sonra yaz tatilinde Kur'an-ı Kerim kursunda, hoca tarafından desteklenerek dört sure yerine on sure ezberlediğini ve üç buçuk ayda Kur'an'ı okuyabilmeye başladığını anlatıyor.
- 16:30Eğitim Sistemi Hakkında Şüpheler
- Kısa sürede Kur'an'ı öğrenmesi üzerine "Ben mi dahiyim, sende yalan söylüyorsun?" sorusunu sorduğunu ve bu durumun onun dikkatini çektiğini belirtiyor.
- Yatılı okulda ikinci sınıfa geçtiğinde, babasının arzuhal bürosunda asistanlık yaptığını ve orada bir dilekçe yazarken şair Nabi'nin bir şiiri duymuş olduğunu anlatıyor.
- Eğitim sisteminin şair Nabi gibi önemli şairleri öğretmediğini, bu durumun kendisini şaşırttığını ve sistemin yardımı olmadan kendini eğitmeye karar verdiğini söylüyor.
- 19:48Edebiyatın Önemi
- Konuşmacı, o Türkçesi varken insanın meramını daha güçlü ve başarılı bir şekilde anlatamayacağını belirtiyor.
- Gençlere edebiyatın derinliğini ve neşvini sunmaya çalıştığını, bu da faaliyetinin temelini oluşturduğunu ifade ediyor.
- 20:19Yatılı Okul Deneyimi
- Konuşmacı, ortaokul için Nazilli'ye, lise için Aydın'a devlet parasız yatılı okula gitmiştir.
- Lisede dinsiz bir din dersi öğretmeni tarafından ailesinden getirdiği dindarlıktan koparılmaya çalışılmıştır.
- Müellim ve etrafında bulunan dört arkadaşı, konuşmacıyı bir dünya görüşünün askeri yapmak üzerine çalışmışlardır.
- 21:19Solcu Etki Altında
- Lise son sınıfta (16 yaşındayken) konuşmacı, solcu bir dünya görüşünün etkisi altındaydı.
- Solcu görüşe göre zekat, fıtra ve sadaka gibi İslam'daki fakir gözetilmesi, proleterya gibi bir zihin çelici olarak tanımlanıyordu.
- Solcu görüşe göre "solcu olmak adam olmaktır" gibi ifadeler yaygın olarak kullanılırdı.
- 22:39İnanç Zorlaması
- Lise son sınıfta, Joseph Stalin'in "Diyalektik Materyalizmin Başlangıç İlkeleri" kitabının son sayfalarında, İslam'ın idealistlerin şahsında mahkum edildiği anlaşılıyordu.
- Konuşmacıdan İslam'ı inkar etmesi isteniyordu.
- Konuşmacı, üç yıl boyunca yalan söylediklerini fark ederek "La ilahe illallah Muhammeden resulullah" diyerek karşı koydu.
- 24:51İnanç Savaşı
- Konuşmacı, ikramet-i şehadetin "postula" (ispat istemeyen hakikat) olduğunu belirtti.
- Aynı yıl lisede ideolojik kavga sonucu Mustafa Baysoy adlı arkadaş öldürülmüştü.
- Lise bittikten sonra görüşme imkanı kalmadığı için konuşmacı ferahladı ve derin bir nefes aldı.
- 26:14İstanbul Hukuk Fakültesi ve Dönüşüm
- 1977'de İstanbul Hukuku kazandı ancak yaşının küçük olması ve anarşik ortam nedeniyle bir yıl tatil hakkı verildi.
- Bir yıl tefekkür etti ve çocukluğunda tutunduğu değerlerine döndü.
- Babalık ve annelik, aslında öğretmenlik, eğitmenlik ve mürebbi olmaktır.
- 27:28İnanç Yolculuğu
- Bir sabah güneş doğmadan önce Allah'a dua etti ve yol gösterilmesini istedi.
- Bir yıl sonra İstanbul'a geldiğinde Kimya-i Saadet okuduğu için İmam Gazali'nin ismini duymuştu.
- Cağaloğlu'da İmam Gazali ve İmami Ahmed Rabbani hazretlerinin eserlerinin satıldığı Serhant kitabevini buldu.
- 29:35İnanç Yolunda İlerleme
- İmam Gazali'nin eserlerini okumaya başladı ve ruh halinin tam bir mıknatıs çekimi durumuna geldiğini hissetti.
- Bir yıl boyunca kitabevine gidip geldi ve orada bir çekim hissi duydu.
- 40-50 yıl sonra aynı bölgede 17 yaşında bir delikanlıyla karşılaştı ve onun sorularını cevapladı.
- 31:16Eğitim ve Kariyer Yolculuğu
- Konuşmacı, üniversite eğitimine üç yıl net kaybetmiş, ancak bilerek ve seve seve bu kayıpları kabul etmiş.
- 18 yaşını doldururken sözlendi ve derslere yöneldi, dört senede fakültesini tamamladı.
- Eğitimine gitmeyi tercih etti çünkü o dönemdeki huzursuzluk ve ızdırap nedeniyle orada bir şey yapamayacağını düşünüyordu.
- 32:28Hayatın Temel Değerleri
- Konuşmacı, hayatının amacı "tek ölmemek" olarak tanımlıyor ve Abdülhakim Efendi'nin sözlerini aktarıyor.
- Hatanın telafisi mümkün olduğunu, kurşun kalemle yazılan hatayı lastik silgi ile silebileceğini, ancak eş ve iş seçimi gibi konularda yapılan hatanın telafisi daha zor olduğunu belirtiyor.
- Doğru bir eş bulma gibi bir nimete kavuştu ve "işini doğru seçen değil, eşini doğru seçen başarılı olur" sözünün doğruluğunu hissetti.
- 34:46Zorluklar ve Yardımlar
- Evliliğinin ikinci yılında bekarhanede kalırken ve harçlık bittiğinde zorluklar yaşadı.
- İbnu'l-Emin Mahmut Kemal İnal Vakfı'ndan burs aldı ve bu burs onu sıkıntıdan kurtardı.
- Burs veren kişi, ödenecek borcu olarak "ileride hakim, savcı, avukat olduğunuzda sizin şimdiki halinizde olan talebeleri görüp gözetmekle ödenir" dedi.
- 37:29Edebi Tercihler
- Konuşmacı, Türk romancılarına özellikle değer veriyor: Ercüment, Ekrem Talu, Refi Cevat Ulunay, Refik Halit Karay.
- Osmanlı şairleri ve divan edebiyatı tarzında yazan şairlerden etkileniyor.
- Cemil Meriç, Necip Fazıl ve Seyyid Ahmet Arvası gibi isimlerin onun neslini yetiştirdiğini ve üzerinde büyük etkiler bıraktığını belirtiyor.
- 39:07Seyyid Ahmet Arvası ile Tanışma
- Seyyid Ahmet Arvası'nın Mamak Cezaevi'nden tahliye olup evine geldiğinde onu ziyaret etme fırsatı buldu.
- Arvası'nın ailesi ziyaretçilere kırgın bir tavır sergiledi ve komünistlerle aynı muameleye tabi tuttular.
- Arvası'nın vefatından en fazla beş sene önce onu gördüler, Cemil Meriç ve Necip Fazıl ile ise yüz yüze tanışma fırsatı bulamadılar.
- 40:57Avukatlık Kariyeri ve İstanbul'a Taşınma
- Konuşmacı, hukuk fakültesini bitirdikten sonra Denizli'de bir yıl staj yaptı ve Çameli kazasında 1985-1992 yılları arasında avukatlık yaptı.
- 1992'de mesleği bırakarak İstanbul'a taşındı ve 1993'ten itibaren avukatlık dışında çeşitli faaliyetlerle geçirdi.
- Avukatlığı bırakırken 30 sene sonra "haklıymışsın cevabını" aldığını ifade etti.
- 41:44İstanbul'a Taşınma Nedeni
- 1992'de 31 yaşında, 11 yıldır evli ve 6 ile 9 yaşındaki iki çocuklu olan konuşmacı, çocuklarının yetişmesinin çevresinde "fevkalade mahzurlu" olduğunu düşündü.
- Çocuklarının temiz mizaçlarına zarar vermemek için İstanbul'a taşınma fırsatını değerlendirdi.
- Maddi durumunun zor olması, taşınma kararını kolaylaştırdı ve bu durumuna "büyük bir nimet" olarak tanımladı.
- 43:17Zorlukların Nimet Olarak Görülmesi
- Konuşmacı, "diken gülü haber verdi" ifadesini kullanarak sıkıntıların bir nimetin habercisi olduğunu vurguladı.
- Her sıkıntı bir nimetin habercisi olduğunu, bu deneyimi yaşamakla geçirdiğini belirtti.
- Çocuğun tedavisinin İstanbul'da yapılması gerekiyordu, bu da taşınma kararı için ikinci bir sebep oldu.
- 44:17Hafız-ı Şirazi'nin Şiiri
- Konuşmacı, Farsça bir şiirin ezberine çalıştığını ve bu şiirin Hafız-ı Şirazi'nin "Gam Yeme" redifli bir gazel olduğunu belirtti.
- Şiirden "Yusuf'u kaybettim diye ağlama, bir gün gam yememe, hüzünler evi gülistan'a döner" beytinin manasını açıkladı.
- Yakup Aleyhisselamın oğlu Yusuf'u beklerken ağladığı ve gözlerini kaybettiği evin "hüzünler evi" olarak anıldığını, edebiyatta muazzam bir sembol olduğunu ifade etti.
- 45:19Bilgi Edinme Yaklaşımı
- Bilmediği bir dilde ezber yapmanın zorluğunu belirten konuşmacı, bu sürecin kendisine katkı sağladığını söyledi.
- Çocukluğundan beri bu yaklaşımla hukuk tahsilinde Arapça ve Farsça kökenli kelimeleri tanımakta kolaylık sağladığını belirtti.
- "Gayrimelhuz esbabın inzima suretiyle" gibi zor anlaşılan maddeleri öğrenmenin keyifli olduğunu, öğrenme zevkinin bambaşka bir şey olduğunu vurguladı.
- 46:34Bilgi Edinme Stratejisi
- Bir yargıtay kararında geçen "müncer" kelimesini anlamak için Osmanlıca-Türkçe lügatı kullandığını anlattı.
- Bilmediği bir kelimeyle karşılaşıldığında lügata bakmanın, tanıdığı bir kelimeyle karşılaşıldığında ise birkaç lügata bakmanın önemini vurguladı.
- Mustafa Nihat Özon'un Osmanlıca-Türkçe lügatında "müncer" kelimesinin "bir halden bir hale dönüşmek, aka aka deresini bulmak" anlamına geldiğini öğrendi.
- 47:34Şiir Anlama Süreci
- Lügatta bulduğu "müncer" kelimesini içeren bir beyit olan Recaizade Mahmud Ekrem'den "Müncer olur mu ya rab, bir subhi in bisata vahdet gehimde böyle mahzun geçen leyalim" beytinin anlamını aradığını anlattı.
- Beytin "Hücremde geçirdiğim hüzünlü geceler ferah bir sabaha döner mi? Ya rabbi, benim de güneşim doğar mı?" anlamına geldiğini açıkladı.
- "Vahdet geh" ifadesinin "mekan eki" olduğunu, "karargah, nişangah, talimgah, vahdetgah" gibi bir kişilik yerlerin anlamlarını açıkladı.
- 49:31Bilgi Edinme ve Hayat Tarzı
- Bilgi edinme sürecinde zahmeti çektiğiniz bilginin sizin olacağını, tahsilli yapmadığınız bilgileri bile rahat takip edebildiğini belirtti.
- Merak ve iradeyi bilgi edinme sürecinde önemli bulduğunu, bilgi edinmek için kararlı olduğunu vurguladı.
- Uyku zamanında bile ezberlediği beyitleri tekrar ettiğini, boş zamanlarında televizyon programları yerine şiirleri okuduğunu, bu sayede kaliteli olmayan filmlerle vakit geçirmekten kaçındığını ifade etti.
- 51:25Eğitim Programı Deneyimi
- Yedi yıl önce Ankara'da Diyanet Vakfı'nın hazırladığı bir eğitim programında 40 üniversite öğrencisine iki yıl süren bir sertifika programı yapılmıştır.
- Programda öğrenciler haftada bir toplanarak toplam 16 ay boyunca eğitim almış, ancak bu sertifikanın maaş artışı gibi pratik bir fayda sağlamayacağını, sadece bir hatıra olarak kalacağını söylemişlerdir.
- Öğrencilerin sertifikalarını alması ve programın tamamlanması, gençlerin güzelliklerle meşgul olmaktan alıkoymasının önemini göstermektedir.
- 53:00Güzelliğin Değeri
- Güzelliğe ilgi göstermek insanın öfkesini yatıştırır, incelik kazandırır ve zevki incelir.
- Modern hayat acımasız davranırken, güzelliklerle tanışmak için zaman ayırıp kendimize merhamet etmek önemlidir.
- Geçmişte gençler ideolojik konulara odaklanırken, günümüzde gençler farklı sorunlar yaşıyor ve onlara güzel örnek olmak, cesaret vermek ve güvenilir rehber olmak bizim görevimizdir.
- 55:34Gençlerin Beklentileri
- Türkiye'nin her yerinde konferans salonları hınca hınç doluyor, yaş ortalaması 20 olan gençler bu etkinliklere katılmaktadır.
- Gençler, güzel bir şey söyleyen birini dinlemek istiyor ancak oturaklı sınavlardan sınava koşuşturulduğu için zulmedildiklerini düşünmektedir.
- Gençlere temel eserlerin okunması tavsiye edilmeli ve bu eserlerin PDF formatında ücretsiz erişilebilir olması sağlanmalıdır.