Buradasın

Arap Alevilerin Tarihi, Kültürü ve Geleceği Üzerine Bilgilendirici Konuşma

youtube.com/watch?v=zX_MRJZf4es

Yapay zekadan makale özeti

Kısa
Ayrıntılı

Bu video, Arap Alevilerin tarihi, kültürü ve günümüzdeki durumu hakkında bilgi veren bir sohbet formatındadır. Konuşmacılar arasında Arap Alevi liderleri ve toplum üyeleri bulunmaktadır.
Video, Arap Alevilerin etnik kökenleri, İslam'ın kuruluşundaki rolü ve tarihsel gelişimlerini anlatarak başlamakta, ardından bu topluluğun yaşadığı baskılar, dil kaybı sorunu ve kültürel değerlerini ele almaktadır. Konuşma, Arap Alevilerin Türkiye, Suriye, Lübnan ve bazı Latin Amerika ülkelerindeki durumunu, yaşadığı zorlukları ve gelecek için mücadelelerini kapsamlı şekilde incelemektedir.
Videoda ayrıca Arap Alevilerin coğrafi dağılımı, tarihsel devletler kurma deneyimleri, Yavuz Sultan Selim dönemindeki soykırım olayı, Suriye savaşının etkileri ve asimilasyona karşı mücadele süreçleri gibi önemli konular da tartışılmaktadır. Konuşmacılar, Arapça dilinin önemi, sözlü kültürün değerleri ve toplumun geleceğine yönelik stratejileri de vurgulamaktadır.

02:33Arap Aleviliğin Tanımı: Arap Aleviliği, etnik köken olarak Arap olmak ve inanç olarak Hz. Ali'nin yolundan gitmek anlamına gelir.
Hz. Muhammed, Kur'an'da Allah'ın emriyle Hz. Ali'ye biat edilmesini emretmiştir.
Hz. Peygamber, Hz. Ali'ye biat ettikten sonra insanlar iki kısma ayrılmıştır: Ali'ye biat edenler ve biat etmeyenler.
05:01Arap Alevilerin Kültürel Özellikleri: Arap Alevileri tarih boyunca kıyıma uğrayarak kendi varlığını ve özünü koruma mücadelesi vermiş bir topluluktur.
Geleneksel İslam'dan farklı dini ritüelleri ve genel kültürleri vardır.
Kadim kültürlerin armağan ettiği iyi olan şeyleri bir araya getirerek kendi öz kültürlerini oluşturmuşlardır.
06:59Arap Alevilerin Kökeni: Arap Alevilerin kökeni Tenuhi, Gassani, Hazreci gibi Arap kabilelerine dayanır.
Türkiye'de Arap Alevilerin Türk kökenli olduğu kanısı yanlıştır, tamamen Arap kökenlidir.
Yaklaşık 1800 yıl önce Yemen'de büyük bir göç gerçekleşmiştir, tarih kitaplarında Arim seli olarak anılan bir olaydan dolayı.
08:04Arap Alevilerin Tarihi: Arap Alevilerin ataları arasında Medine bölgesindeki Ev ve Hazreç kabileleri vardır.
Hz. Muhammed Mekke'den Medine'ye göç ettiği zaman kendisini karşılayan Ensar'ın bir kısmı Ev ve Hazreç kabileleridir.
Gassaniler, İsa'dan sonra ikinci yüzyıldan 636 yılına kadar Gassani Devleti adı altında hüküm sürmüş, 636 yılında Müslüman olmuştur.
09:31Arap Alevilerin Geçmişi ve Günümüzdeki Durumu: Arap Alevileri Türkiye'de Adana, Mersin, Hatay'da yaşayan, binlerce yıllık tarihi geçmişi olan bir topluluktur.
Sınırlarımız dışında Lübnan ve Suriye'de önemli bir nüfusta barınmaktadırlar.
Arap Aleviliği, hem Araplık etnik köken açısından hem de Alevilik mezhep açısından iki taraftan da azınlık olan bir halkı temsil eder.
11:05Arap Alevilerin Farklı İsimleri: Arap Alevilerin tarihinden bahsederken, yakın tarihte yaşayan en önemli bilgelerinden Şeyh Mahmud Reyhane'nin "Talihsiz Bir Halkın Acıklı Tarihi" kitabının başlığı önemlidir.
Tarih boyunca sürekli katliamlara, baskılara, asimilasyona, inkara ve sürgünlere maruz bırakılmış bir halktan bahsedilmektedir.
Bu topluluğa tarih içerisinde zaman zaman farklı isimler yakıştırılmıştır: Fellah, Musari ve Nusayri şeklinde.
12:54Alevilik ve Arap Alevilerin Özellikleri: Alevilik insanların diline, ulusuna, milletine göre değişmez, Hazreti Ali'ye tabi olmaktır.
Alevilik bir şemsiyedir ve bu şemsiyenin altında Anadolu'da, İran'da, Şiilerde ve Caferilerde yaşayanlar da bulunmaktadır.
Arap Alevileri dini siyaset amaçlı kullanmayan, dışarıdan insan kabul etmeyen ve çoğalmayı düşünmeyen, tertemiz ibadetler yapan bir topluluktur.
14:28Arap Alevilerin Katliamları: 1515-1516 yıllarında gerçekleşen ve tarihteki en büyük Alevi katliamı olan Yavuz Sultan Selim dönemindeki katliam, Şam, Halep, Antakya bölgesinde yaşanmıştır.
Bu katliamda ortalama 80 bin kişinin katledildiği bir soykırımdan bahsedilebilir.
Katliamlardan kaçarak Lazkiye Dağları'na göç eden Arap Alevileri yaklaşık 250 yıl dağlarda yaşamışlardır.
16:04Arap Alevilerin Coğrafi ve Tarihsel Yerleri: Arap Alevileri, Lübnan'dan Suriye, Türkiye'nin Mersin kıyılarına kadar bir bölgede yaşayan bir topluluktur.
Tarih boyunca katliamlara uğramalarından dolayı sürekli olarak dağ kesimlerine ve tenhalarına yerleşim göstermişlerdir.
Kendilerini Müslüman olarak tanımlayan ve İslam içinde 1500 yıldır yaşayan, kapalı inançlar ve farklı ritüeller geliştiren bir topluluktur.
17:41Arap Alevilerin Tarihsel Devletleri: Hamdaniler (868-1044) ilk Haçlı seferine karşı çıkan önemli bir devletti, özellikle Seyfetüddevle döneminde.
Arap Aleviler, Fatımiler devletinde önemli valiliklerde görev yapmış, Sicilya'da hüküm sürmüş ve La Tenuhiler gibi devletler kurmuşlardır.
Endülüs'te (İspanya) kurulan Hamdoğulları ve Ahmeoğulları devletleri, 1100-1492 yılları arasında hüküm sürmüş, ardından Fas, Tunus ve Mısır'a göç etmişlerdir.
19:58Arap Alevilerin Günümüzdeki Dağılımı: Günümüzde en yoğun olarak Türkiye'de yaşayan Arap Alevileri, Suriye ve Lübnan'da da bulunmaktadır.
Arjantin, Şili ve Amerika kıtasında, çalışmak veya yaşamak üzere dünyanın çoğu ülkelerinde bulunmaktadırlar.
Anadolu'da yaşayan Arap Alevilerin çoğunun ataları Suriye'den, Irak'tan göç etmiş, özellikle Suriye'deki Arap Alevileri ile Anadolu'daki arasında büyük akrabalıklar mevcuttur.
21:06Arap Alevilerin Dil Sorunu: Türkiye'de yaşayan Arap Alevileri için ana dil eğitimi söz konusu olmamış, kendi evlerinde ve kültürel hayatlarında dilini yaşatmaya çalışmışlardır.
12 Eylül sonrası okullarda Arapça konuşmanın yasaklanması, çocuklara Arapça konuşmamaları telkin edilmesi gibi politikalar uygulanmıştır.
Türkiye'de yaşayan Arap Alevileri, Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren asimilasyon ve türkleştirme politikaları nedeniyle dil konusunda daha zayıf bir yerde kalmışlardır.
22:55Arap Alevilerin Dil Durumu: Güneyde yaşayan Arap Alevileri'nin anadili Arapçadır, ancak Türkiye'de yaşayanların ana dilini istediğimiz şekilde kullanma imkanlarına sahip olamamışlardır.
Türkiye'de 1939'dan bugüne kadar sadece konuşarak dilini muhafaza etmeye çalışmışlar, sahip oldukları sözcük sayısı yaklaşık 300-600 civarındadır.
Anadil ile okuma yazmayı ve edebi anlamda sürdürebilmeyi sağlayamamaları nedeniyle iletişim konusunda sadece inanç önderleri tarafından dini terimlerin sürdürülmesi sağlanmıştır.
24:20Arap Alevilerin Kültürü ve Toplumsal Yapısı: Aleviler hiçbir zaman hain olmadı, su içtikleri kuyuya tükürmedi ve her yaşadıkları yerde kendilerine hakim olan devlet ve nizama saygı göstermişlerdir.
Türkiye Cumhuriyeti'ne müntesip olmalarından bu yana hükümetlerin etnik ve mezhepsel yönden baskı yaptığı, sinirleştirme ve türkleştirme politikaları uygulandığı belirtilmiştir.
Arap Alevileri, kendi ana dillerini konuşan bir topluluk olarak, Mekke ve Medine coğrafyasındaki Araplardan farklı bir kültür yapısı geliştirmiş, birlikte yaşamayı ve kolektif tüketmeyi temel geleneği haline getirmiş bir topluluktur.
26:56Arap Alevilerinin Kimlik Sorgulaması: Türkiye'de Arap Alevileri kim olduklarına yönelik bir sorgulama sürecine girdiler ve aidiyetlerini sorgulamaya başladılar.
Bu süreçte Arapça diline yönelik bir sahiplenme duygusu başladı, ancak dedeler ve nenelerin torunlarıyla anlaşamadığı bir durum ortaya çıktı.
Arap Alevileri tarih boyunca Emeviler, Abbasiler, Osmanlılar ve Cumhuriyet döneminde zulüm, baskı ve asimilasyona tabi tutulmuşlardır.
27:56Arapça Dilinin Kaybı ve Korunması: Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında "eti Türkü" olarak tanıtılmalarıyla birlikte Arapça'nın unutturulması ve Türkçe'ye daha fazla sahip çıkılması yönünde bir devlet politikası yürütüldü.
Bugün özellikle kırsal bölgelerde Arapça kendisini devam ettiriyor, ancak edebi düzeyde değil ve sadece din adamları ve hocalar Arap dili edebiyatıyla uğraşıyor.
Şehirlerde Arapçayı neredeyse kaybetmiş durumdayız ve çeşitli kurslar açılsa bile, bir lisanı kullanamadığımız zaman başarılı olamıyoruz.
29:17Arapça'nın Kültürel Etkileri: Arapça konusunda ciddi bir sıkıntımız var ve bu durum kültür sanat çalışmalarına yansııyor.
Arapça tiyatro yaparken ana dil eğitimi alamadığımız için büyük sıkıntı yaşıyoruz ve çalışmalarımızı sözlü olarak yürütüyoruz.
Ana dil eğitimi, özellikle lehçe üzerine eğitimin olmayışı Arap Alevilerin yaşadığı en önemli handikaplardan biridir.
30:33Arap Alevilerinin Coğrafi ve Dil Değişimi: 1939'da Hatay'ın Türkiye'ye katılımıyla sınırların çizilmesi, Arap Alevilerin içine kapanık yapısından kaynaklanan dilini korumasına yardımcı oldu.
Suriye ve Lübnan'da yaşayan Arap Aleviler artık eski lehçelerini unuttular ve klasik Arapçaya döndüler.
Türkiye'deki Arap Alevilerin lehçesi hala duruyor ve bu bir farklılık olarak karşımıza çıkıyor.
31:56Arap Alevilerde Kadınların Rolü: Arap Alevilerde bir ötekileştirmenin arttığı dönemde kendi kimliğine sarılma olayı görüldü, bunu alevi kadınlarda da gördük.
Kültürü yaşatmak kadınlar üzerinden daha serbest olunabiliyor çünkü kadınlar kültürün bütün ritüellerini yaşıyor ve evlerinde kendi kültürleriyle devam ediyor.
Erkeklerin farklı yerlere gitme ve farklı kültürlerden etkilenme olasılıkları yüksek olurken, yurtdışı işçiliği nedeniyle kadınlar tek başına kalıyor ve bu durum onlara özgürlük sağlarken, namus bekçiliği gibi sorumluluklar da peydahlanıyor.
33:27Sözlü Tarih ve Kültür: Sözlü tarih, sözlü kültür ve sözlü geleneğin Arap Alevileri içerisinde çok fazla gelişiyor.
Bu durum hem ritüellere, kültürel hayata, sanata ve edebiyata yansıyor.
Olumlu yönleri muazzam bir söz sanatı ve doğaçlama birikimi oluşturuyor, olumsuz yanı ise belgeleme problemi ve üretilenlerin ileriye taşınmasında ciddi sorun yaşanıyor.
34:27Arap Alevilerinin Tarihsel Durumu: Arap Alevileri, diğer Aleviler ve Şiiler gibi tarih boyunca İslam'ın ilk yıllarından itibaren dışlanan ve hedef gösterilen bir inanç toplumuydu.
Abbasilerden sonra Emeviler, Eyyubiler, Osmanlılar ve Memlüklülerin saldırıları altında yaşadılar.
Bu yüzden sürekli olarak gizli bir şekilde dağ eteklerinde bölgelerde yaşadılar.
35:14Arap Alevilerinin Yazılı Kaynakları: İlk olarak 1858 yılında Fransız bir araştırmacının Mısırlıların seferinde dağın bir köyünde ele geçirdikleri bir sandık içerisinde Arap Alevilerinin kitabını buldu.
Arap Alevileri sürekli olarak kendilerini koruma ve gizleme refleksi içerisinde oldukları için kendilerini Suruç, Lübnan ve Türkiye'de tanıtan yazılı kaynak bırakmadılar.
Modern dünyada hem Suruç, hem Lübnan hem Türkiye'de kendilerini tanıtmaya yönelik bazı girişimler başlamış olsa da, tarihsel kaynakların eksikliği hissediliyor.
36:52Arap Alevilerinin Gizlilik Felsefesi: Tarih boyunca katliamların yarattığı korku, kaygı ve endişe Arap Alevilerini sürekli olarak kendini gizleme, saklama ve koruma yönünde sürükledi.
Arap Alevileri hep yerlerinden edilmiş, kıyıma uğramış, dini ritüellerini gizli yapan ve kimliğini gizlemek zorunda kalan bir topluluktur.
Sır ve giz felsefesi egemen olan Arap Alevi kültüründe bilerek tercih edilen bir şekilde yazılı kaynak bırakmamaya özen göstermiş, nesilden nesile sözlü olarak aktarılan bir kültürdür.
38:34Suriye Savaşı ve Arap Alevileri: Suriye'de yedi yılı aşkın süredir devam eden savaş en fazla Arap Alevileri etkiliyor.
Sınır öte yanında akrabaları var olan Arap Alevileri, Suriye savaşından etkileniyor ve sınırdan buraya göçler oluyor.
Savaş sırasında dünyanın birçok ülkesinden cihatçı teröristler Suriye'ye taşındı ve "din düşmanı, İslam kaçkını, İslam'ın dışına çıkmış olan Alevileri katletmek cennete gitmenin anahtarıdır" retorikleri oluşturuldu.
40:08Arap Alevilerinin Siyasi Durumu: Lübnan ve Suriye, Arap alevilerinin ilk ana yurtlarıdır ve bu coğrafyada uzun mücadeleler sonucu siyasi kazanımlar elde edilmiştir.
Arap alevileri, devlette kendini ifade edebilecek ve yönetim düzeyinde yer alabilecek bir konuma gelmişlerdir.
Lübnan ve Suriye'deki Arap alevileri artık devletin varlığını kabul ettiği ve kendi iradesiyle yönetmesi gerektiğini onaylayan bir topluluktur.
42:05Suriye'deki Tehditler: Suriye'de halen varlığını koruyan ve 800 yıl önce verilen fetvaları güncelleyerek veren selefi ideolojisini taşıyan örgütlerin varlığı ciddi derecede tehlikeli boyutlara ulaşmıştır.
Suriye'de samandan sahillerinden görülen kesebin tepesinde "Alevi erkeklerin hepsinin soyunu kurutacağız" şeklinde açıkça tehdit eden selefi şeyhler mevcuttur.
Bu örgütler, 1800 yıl önce verilen fetvada Arap alevilerini Lübnan'dan Mersin'e kadar işgalci olarak tanımlayan ve yok edilmeleri gerektiğini söyleyen bir selefi şeyhinin kendi şeyhleri olarak kabul eden ve verdiği fetvaları güncelleyen, kitapçıklar halinde dağıtan örgütlerdir.
43:19Arap Alevilerinin Varlık Sorunu: Arap alevileri tarih boyunca bu kıyılarda yaşadı ve bu kıyıların dışında gidecek hiçbir yerleri yoktur.
Katliamlara rağmen, Arap alevileri köylerine geri dönmeye devam etmektedir, bunun en büyük örneği İskenderun Tebrak katliamıdır.
Öncelikle varlığımıza yönelik tehditleri, soykırıma uğratma girişimlerini ortadan kaldırmak için harekete geçmek gerekmektedir.
44:29Türkiye'deki Arap Alevilerinin Durumu: Türkiye'de din kültürü öğretmenlerinin Arap alevilerini dışladığı ve askerlik sisteminde Arap alevilerin ayrımcılığa uğradığı görülmektedir.
Arap alevileri varlığımıza yönelik tehdit hissederken, endişe ve kaygı içerisinde yaşamaya devam ederken, diğer hayat koşullarını iyileştirmek, kimliğini korumak ve dilini, kültürünü ileriye taşımak için yeterli konuma ulaşamamaktadır.
Türkiye'deki Arap alevilerinin akademide, sanatta ve medyada ulaştığı pozisyonlar çok güçlüdür ve bu değerli insanların eğitimine yönelik çalışmaların sürmesi gerektiği düşünülmektedir.
49:30Hatay'daki Arap Alevilerinin Göç Sorunu: Hatay'daki Arap alevi ailelerinin hemen hemen her birinin bir veya iki genci yurt dışındadır; bunların çoğu Arabistan, Katar, Bahreyn, Libya, Mısır ve Avrupa ülkelerinde çalışmaktadır.
Hatay, Türkiye'nin en verimli illerinden biri olmasına rağmen, devletten aldığı yatırım ve yardım açısından en az alan illerden biridir.
Arap alevileri, içinde bulunduğu toplum kendisini dışlıyorsa ve ötekileştiriyorsa, mutlaka kendine alternatif olarak kendi göbeğini kesmesi açısından bir iş alanı yaratacaktır.
53:58Arap Alevilerinin Dilsizlik Sorunu: Arap alevileri, yabancı bir ülkenin dilini öğrenmek yerine kendi anadillerini rahatça konuşabileceği Arap ülkelerini tercih etmektedir.
Arap alevileri, sadece evlerinde kendi anadillerini konuşabilen, dışarıya adım attıklarında yabancı bir dille kendi memleketinde yabancı gibi yaşayan bir topluluktur.
Dilsiz insan evrende kayıp insandır ve bu kayıp olma ya da hiç olma korkusu, ana dilini otorite baskısı yüzünden konuşamayan topluluklarda sık görülen bir durumdur.
58:04Arap Alevilerin Kültürel Geleceği: Arap alevilerin kültürlerinin ve dillerinin zenginliğini yeniden keşfetmeleri ve üzerine yeni bir estetiği inşa etmeleri gerekiyor.
Türkiye'deki sanat estetiğinden etkilenebilirler ancak kendi estetiklerini yaratmalılar; gerçekliğinden beslenerek organik bir kültür üretmeleri gerekiyor.
Arap alevilerin ana dilini, inancını, gelenek ve göreneklerini korumaları ve bunlara sahip çıkmaları önemlidir.
1:00:02Kültür ve İnançın Dengesi: Arap aleviler bugüne kadar olaya daha fazla dini açıdan bakmışlar, ancak kültür de inanç kadar önemli bir unsur olarak değerlendirilmelidir.
Kültür bir toplumun cesedi, imanı ise ruhu olarak görülebilir ve bu iki unsur dengeli bir şekilde geliştirilmelidir.
Arap alevi kültürüne ait edebi eserler, müzik, tiyatro ve sinema gibi alanlarda faaliyetler güçlendirilmeli, aynı zamanda inanç akademik düzeyde insanlara öğretilmelidir.
1:01:29Örgütlü Bir Toplum Olma Gerekliliği: Arap aleviler toplu ve örgütlü bir şekilde medyada seslerini duyuramadıkları için, hassas ve tehlikeli bir dönemde örgütlenme yollarını aramaları gerekiyor.
Aleviliğin her yönünü anlatabilecek örgün eğitim kurumları inşa edilmeli ve halka kültürel birikim, dil ve inanç bilgisi sunulmalıdır.
Arap alevilerin coğrafyasında var olan bir gerçeklik olmalarına rağmen, gelecekte var olabilmek için kendilerine ait değerleri kültürel olarak değerlendirip var etmeleri gerekiyor.
1:03:33Kültürün Bütünlüğü ve Dilin Önemi: Arap alevilerin kültürel külliyatı bir çadır gibi düşünülebilir; ortadaki direk ana dil olarak, etrafındaki kazıklar ise inanç, tarih, günlük yaşam, örf, adetler gibi kültürün diğer unsurlarıdır.
Kültürün en güzel yönü herkesi çeşitlilikleriyle kabul etmeyi öğrenmek ve asimilasyona izin vermeden bir toplum yaratmaktır.
Özellikle kadın bakış açısına sahip bir kültürü yaratmak da Arap alevilerin elindeki bir imkandır.
1:05:52Asimilasyona Karşı Mücadele: Arap aleviler asimile etmek isteyen gruplara karşı çocuklarına aleviliği ve Hazreti Ali sevgisini aşılayarak devam ettirmelidir.
Arap aleviliği etnik gruplarla sınırlı değildir; Arap, Kürt, Türk ve Farisi alevisi olmak üzere farklı etnik gruplar Hazreti Ali'ye bağlılığını korumaktadır.
Asimilasyona karşı mücadele için arapça tiyatroları, düğünleri çoğaltmak, çocuklara arapça öğretmek ve kültürel faaliyetlere önem vermek gerekiyor.
1:08:10Büyük Ortadoğu Projesi ve Kimlik Sorunu: Büyük Ortadoğu projesi, emperyalist blokun coğrafyada sınırları yeniden çizme emellerinin biridir ve bunun aracı mezhep savaşıdır.
Mezhep savaşı doğrudan hedefi Arap alevilerdir ve bu süreçte Arap aleviler kimliklerinden sinsice koparılmaktadır.
Simülasyona karşı direnmenin ilk koşulu kendi kimliğine bilincinde olmak, ikincisi ise diline sahip çıkmak ve diline yeniden kavuşmaktır.
1:09:48Kişisel Deneyimler: Konuşmacı Arapçayı anlıyor ancak konuşamıyor ve büyüklerle iletişim kurabiliyor.
Değirmenyolu köyünde Arap alevi yerleşkesinde doğup büyüyen konuşmacı, genç nüfusun az olduğu bir bölgede yaşamaktadır.
Bölgedeki gençlerin çoğu kendi dilini anlıyor ancak konuşamıyor, bu durum konuşmacı için acı bir durum olarak görülüyor.

Arap Alevilerin Tarihi, Kültürü ve Geleceği Üzerine Bilgilendirici Konuşma

Yapay zekadan makale özeti

Yanıtı değerlendir