Buradasın
Antik Felsefeden Günümüze Tabiat Anlayışı ve Bilim-Tanrı İlişkisi
youtube.com/watch?v=LXM9uCzxaIoYapay zekadan makale özeti
- Kısa
- Ayrıntılı
- Bu video, bir eğitimci tarafından sunulan kapsamlı bir felsefe dersidir. Konuşmacı, antik felsefeden modern bilime kadar tabiat anlayışının tarihsel gelişimini ve bu süreçte bilim ile dini ilimler arasındaki ilişkiyi ele almaktadır.
- Video, üç temel tabiat anlayışını (Pisagorcu-Platoncu, atomcu ve Aristotelesçi) karşılaştırmalı olarak inceleyerek başlar, ardından Aristoteles'in metafiziği, Yeni Platonculuk ve Erken Modern dönem bilim anlayışının gelişimini ele alır. Son bölümde ise modern bilimlerin (yapay zeka, genetik, nörobilim) İslam felsefesi, kelam ve fıkıh gibi dini ilimler üzerindeki etkileri incelenmektedir.
- Ders boyunca, tabiat anlayışının zaman içindeki değişimleri, matematiksel düşünüşün bilimdeki önemi ve modern bilimin metafizik ve dini görüşler üzerindeki etkileri detaylı olarak ele alınmaktadır. Özellikle Kant'ın rasyonel kozmolojisi, Newton'un bilimsel yaklaşımı ve günümüzdeki tabiat bilimlerinin İslam bilimleriyle ilişkisi üzerinde durulmaktadır.
- Matematiksel Varlık Anlayışı
- Pisagorcu ve Platoncu yaklaşımlar, matematiksel nesneleri esas alan bir açıklama getirerek, asıl varlığın bir ama çoklukta ortaya çıktığını savunuyor.
- Canlının açıklanması için de aynı zemin kullanılıyor; Platon, canlının Demiurg tarafından matematiksel olanlarla ilişkisi içerisinde teşkil edildiğini belirtiyor.
- Matematiksel olanlar sadece düşünsel bir ilke değil, kendisine göre teşkil edilen bir varlık olarak görülüyor, Pisagorculara göre varlığın kendisinin matematiksel olduğu bir düşünüş biçimi var.
- 01:23Matematiksel Varlık Anlayışının Sorunları
- Bu düşünüş biçimi ilahiyat bakımından sorunlar yaratıyor; özellikle tevhid ilkesini esas alan bir ilahiyat yapmak isteyenler, çokluğun ve oranın bir ile ilişkisi içerisinde nasıl var olduğunu açıklamak zorunda kalıyor.
- İslam felsefesindeki madde tartışmaları (maddenin bir sureti var mı yok mu) bu Platoncu-Pisagorcu arka plana dayanıyor ve İslam düşüncesinde bu problemle yoğun bir şekilde uğraşılmış.
- Matematiksel olanların (sayılar, üçgenler) ezeli ebedi oluşu, tevhid perspektifinde bir problem oluşturuyor; matematiksel olanlar kendinde olan bir gibi duruyor ve onları birbirinden ayırt etmek ilahiyat bakımından ciddi problemlere yol açıyor.
- 04:26Atomcu Yaklaşım
- İkinci yaklaşım, atomcu çözüm olarak adlandırılan, Post ve Demokritos gibi düşünürlerin ön plana koyduğu yaklaşım; Parmenides'ten etkilenerek bir ve durağan varlığı alıyorlar.
- Atomlar bölünemez, hareketsiz, içine girilmez ve bölünemez fiziksel varlıklar olarak görülüyor, ancak onların hareket etmesi için boşluk (tokenon) adı verilen başka bir ülkeye ihtiyaç var.
- Atomcular, tabiatı ve değişimi açıklamak için atom ve boşluk ilkesini postule ediyorlar ve hareketin baştan beri var olduğunu savunuyorlar.
- 06:53Atomcu Yaklaşımın Sorunları
- Atomcu perspektifin en önemli problemi, canlının nasıl ortaya çıktığını, bilincin ve özgür iradenin nasıl açıklanabileceğini gösterememesi.
- Atomlar uzamsal ve yayılımsal olarak geometriye tabi düşünülürken, atomun kendisi bu anlamda geometriye tabi değil, bu da matematiğin atomlara uygulanması için bir zorluk oluşturuyor.
- Atomun içine girilmezliği (apertum) ve kuvvetlerin kaynağı gibi sorulara atomcu perspektifin verebileceği problemli olmayan cevaplar yok.
- 10:44Cevher Anlayışı
- Üçüncü yaklaşım, Aristoteles'in geliştirdiği cevheri esas alan usia anlayışı; hem Pisagorcu-Platoncu hem atomcu yaklaşımlara polemik geliştirerek ortaya konmuş bir görüş.
- Bu çözüm, antik Yunan felsefesinde ve belki orta çağlar boyunca hakim olmuş bir perspektif olarak kabul ediliyor.
- Her ne kadar Platoncu yaklaşımlar astronomide etkisini sürdürse de, temel tabiat anlayışının merkezinde uzun sürelerce cevher anlayışı yer alıyor.
- 11:27Aristoteles'in Tabiat Anlayışı
- Aristoteles'in tabiat anlayışında cevhere dayalı bir yaklaşım ön plana çıkıyor; bu yaklaşım mantıktan hareket ederek, çelişmezlik ilkesi üzerinden tüm yüklemlerin çelişik kavram çiftlerinden birine sahip olduğu düşüncesinden yola çıkıyor.
- Aristoteles'e göre bir birey somut olarak var olan bir cevher olarak düşünülebilir ve bu cevher belirli arazlara fiil olarak, bazı arazlara ise kuvvet olarak sahip olabilir.
- Aristoteles, Parminides'in değişim olamaz diye eleştirdiği Heraklitos'un tabiat anlayışını, mantıktan hareket ederek çelişkiye düşmeden değişim düşünebilme yolunu öneriyor.
- 13:47Aristoteles'in Değişim Anlayışı
- Aristoteles'e göre bir cevher, bir yüklem olarak belirli arazlara sahip olabilir ancak olmayanlara da kuvvet halinde sahip olabilir; bu kuvvet halindeki arazler, engel kalktığında değişim gerçekleşir.
- Aristoteles, Pisagorcu ve Platoncu matematiksel varlıklara, atomculuğa ağır eleştiriler savurarak kendi tabiat anlayışını savunuyor.
- Aristoteles'in tabiat anlayışında yaratıcı bir Tanrı fikrine ihtiyaç duyulmuyor, ancak hareketin devamının garantisi için bir ilke gerekiyor.
- 16:27Aristoteles'in Hareket Anlayışı
- Aristoteles'e göre ay altı evrendeki cevherler doğal yerlerine giderken, ay üstü evrendeki gök küreleri ezeli ebedi hareket halinde olup, bu hareket ay altı evreni sürekli karıştırıyor.
- Aristoteles'in fikrine göre en dış yıldızlar kümesini hareket ettiren bir ilke (Tanrı) bulunuyor ve bu ilke kendini düşünen düşünce olarak tanımlanıyor.
- Tüm varlıklar kendini düşünen düşüncenin tamlığına erebilmek üzere onu arzu eden olarak hareket halinde kalıyorlar.
- 18:23Canlı ve Cansız Arayüzü
- Aristoteles, canlı ile cansız arasındaki ayrımı fenomen olarak açıklıyor; unsurlar kendiliğinden hareket ederken, canlılar da kendiliğinden hareket eden ancak durma ilkelerine sahip olan varlıklar olarak görülüyor.
- Aristoteles'in sisteminde can, tüm açıklamaların merkezinde yer alıyor ve canlı varlıklar, atomculara göre daha avantajlı bir konuma getiriliyor.
- Aristoteles'e göre matematiksel nesneler, bireylerden yapılan soyutlamalar olarak var olan şeyler değil, kendileri varlıkta bulunmayan şeyler olarak görülüyor.
- 21:04Aristoteles'in İlahiyat Anlayışı
- Aristoteles'in tabiat anlayışında bir yaratıcı Tanrı fikrine yer yok, sadece hareketin devamı konusunda belirleyici olan bir ilke (Tanrı) bulunuyor.
- Aristoteles'in yaklaşımı, varlık-mahiyet ayrımı fikriyle bir araya getirilemiyor ve bu da Tanrı'nın gücü, iktidarı ve mukadderliğiyle ilgili sınırlamalar getiriyor.
- Tabiatı anlama konusunda üç temel yaklaşımla karşılaşıyoruz: Pisagorcu ve Platoncu matematiksel nesne merkezli yaklaşım, atomcu yaklaşım ve Aristoteles'in cevher merkezli yaklaşımı.
- 23:42Bilimin Temelleri ve Aristoteles'in Yaklaşımı
- Aristoteles'in "Organon" adlı eserinde mantığı temellendirmiş, kategorilerle terimleri sınıflandırarak tanım ve bölme meselelerini ele almıştır.
- Aristoteles'in çok kapsamlı bir kıyas kuramı geliştirmiş, 256 farklı kıyas formundan 19 tanesinin geçerli olduğunu söylemiş ve sonraki yüzyıllarda 5 tane daha zayıf form eklendiğinde toplam 24 tane geçerli kıyas formu olmuştur.
- Aristoteles'e göre mantığın esas kullanımı burhan (kesin bilgi) için, zorunlu bilgiye ulaşmak için kullanılır ve bu bilgiyi elde etmek ve sağlamak mantığın amacıdır.
- 26:04Aristoteles'in Bilim Anlayışı
- Aristoteles, doğa bilimcisi olarak toplanan ampirik verilere, tabiatın sunduğu istidatlara bakarak, akıl ile ortak olan, külli olanı yakalayarak bedihi öncüllere ulaşmaktadır.
- Aristoteles'in bilim anlayışında bilimler nesnelerin sınıflandırılması, türlerinin ve cinslerinin belirlenmesi üzerinden anlaşılmakta ve bilimsel bilgi bu çerçeve içerisinde düşünülmektedir.
- Aristoteles'e göre bir şeyin nedenini bildiğimizde, o nedenden hareketle o şeyin olduğunu bildiğimizde ve bu zorunlulukla bildiğimizde onu burhani olarak bilmiş oluruz.
- 27:58Burhan Anlayışının Gelişimi
- Gelişmiş yeni platonculuk arka planında, İbni Sina'nın etkisiyle burhan anlayışı metafiziksel bir tarafa çekilmiş, asıl problemin bir şeyin nasıl olup da var olduğu için var olduğu sorununa cevap vermek olmuştur.
- İbni Sina'da mümkün ve zorunlu kategorileri ayrımı ortaya çıkmış, kainatın zorunlu bir varlıkla ilişkisi içerisinde bilinmesine burhan denmeye başlanmıştır.
- Aristoteles'in tabiat bilimlerine yönelik geliştirilen burhan anlayışında yer alan ampirik öncülerin yerini daha metafiziksel ve tümel öncüller almaya başlamıştır.
- 30:02Kutsal Nikolas ve Nicelleşme
- Kutsal Nikolas'ın düşünüş biçimi, Aristoteles'in anlayışından farklı olarak karşıtların bir olduğu noktayı nicel terimler üzerinden düşünmüştür.
- Asıl varlık nicel terimlerle düşünülmüş, daralmalar ve kontraksiyonlar sonucunda evrenin kendisi ve varlıkların nitel özelliklere sahip olarak ortaya çıkmıştır.
- Varlık nicel ve matematiksel terimler üzerinden düşünülmeye başlanmıştır, mantık yerine matematik bilimin aracı olmuştur.
- 32:44Modern Bilim Anlayışının Doğuşu
- Kutsal Nikolas'ın düşünüş biçimi kullanılarak matematik üzerinden yeni bir fizik geliştirilmiş, mekanik bir müzik gelişmiş ve başarılı olmuştur.
- Teleolojik anlayış ve kendiliğinden hareket anlayışı ortadan kalkmış, mekanik üzerinden tasvir edilen, uzamsal matematiğin konusuna giren ve ancak uygulamalı geometri ile bilimi yapılabilen bir tabiat anlayışı ortaya çıkmıştır.
- Modern dönemde, matematik üzerinden bilim yapılabilen bir anlayışa geçilirken, metafiziksel bir cevap vermeye çalışmanın fizik yapımını sağlamadığı ve evrene matematik üzerinde düşündüğümüz bir şekilde yöneldiğimizde modern tabiat anlayışı ortaya çıktığı belirtilmiştir.
- 35:24Bilim Anlayışının Değişimi
- Bilim anlayışında yöntem sorunu ortaya çıkıyor ve bilimi bilim yapan şey nedir sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz.
- Bilimi nasıl anlamak meselesi tekdüze giden bir şey değil; Aristoteles'ten günümüze kadar değişik anlayışlar oluşmuştur.
- Erken dönem modern düşüncesinde, Kant'ın ve günümüzdeki bilim anlayışları Aristoteles'in anlayışıyla aynı değildir.
- 36:37Erken Modern Dönemde Tabiat Bilimleri
- Erken modern dönemde teleolojik fiziğin (şeylerin kendiliğinden hareketli olduğu, unsurların doğal yerlerine gittiği) düşünüş biçimi eleniyor.
- Eylemsizlik ilkesi ve atalet ilkesi esas alan mekanik fiziğin başarısıyla tabiatta cevher fikri tamamen ortadan kalkıyor.
- Tabiat artık dışsal kuvvetlere göre etkileşen, kendi deliği olmayan bir bağıntılar toplamı olarak görülüyor.
- 37:57Kartezyen Felsefe ve Tabiat Anlayışı
- Modern fiziğin ve felsefenin kurucusu olarak Kartezyen düşünür, okült olanın reddini temel ilkesi olarak kabul ediyor.
- Kartezyen, tabiattaki varlıkların özünün uzam olduğunu ve bunun bilimsel olarak geometri üzerinden anlaşılabileceğini söylüyor.
- Maddenin özünün uzam olduğu ve bilimin geometri üzerinden yapılacağına göre, her türlü fenomenin geometrik zeminde açıklamasının verilmesi gerekir.
- 39:36Hareket ve Korunum Anlayışı
- Kartezyen felsefede madde miktarı uzamla ilişkili olarak belirlenebilen bir şey olarak görülüyor.
- Tabiatta korunan bir parametre olarak m çarpı v (madde miktarı çarpı hız) anlatılıyor.
- Hareketin niceliği ve miktarı korunuyor ve ilahiyatla bağ kuruluyor; Tanrı bu hareketi yaratmış ve koruyor.
- 42:05Leibniz'in Yaklaşımı ve Tabiat Anlayışının Gelişi
- Leibniz, Kartezyen düşünceye karşı cevherlerin var olduğunu savunuyor ve monadolojisiyle bütün unsurların içsel kuvvetlere sahip olduğunu belirtiyor.
- Leibniz'e göre Tanrı, cevherlerin sahip oldukları kuvvetlerin miktarını koruyor ve bu kuvvetlerin büyüklüğü mv² formülüyle ölçülüyor.
- Kartezyen ve Leibniz'in görüşleri arasında "mavi kuvvet" (canlı kuvvet) tartışması yaşanıyor; biri momentum korunumuna, diğeri enerjinin korunumuna odaklanıyor.
- 44:11Tabiat Anlayışının Birleşimi
- Matematiği esas alan ve tamamen matematiksel olarak düşünülen bir tabiat anlayışı ile içsel kuvvetleri olan atomcu düşünüş bir araya geliyor.
- Platoncu ve atomcu yaklaşımların bir karışımı tabiat bilimlerinde hakim oluyor ve yoluna devam etmeye başlıyor.
- Bu tabiat anlayışının ilahiyat bakımından sonuçları da var.
- 45:06Hareket ve Kuvvet Anlayışları
- Tevhid prensibine uygun olmak için canlıya kendinde bir varlık veya kendi eyleminin kaynağını kendisine atfetmemek gerekiyor.
- Kartez anlayışı kuvvetleri koruduğu için tevhid prensibine daha uyumlu olsa da, atomculuk olmadığı için ilahiyat ve bilimsel açıdan problem yaratıyor.
- Özgür irade problemi, mekanik ve fizik hakimiyeti arttıkça daha da ciddiye dönüşüyor.
- 46:45Modern Döneme Geçiş
- Modern dönemde momentum ve enerjinin korunumu gibi kavramlar metafiziksel arka planı bırakarak tamamen fizik perspektifinden ilke olarak ortaya konuluyor.
- Tabiatın Tanrı ile ilişkisi düşünülmemeye başlanıyor ve tabiat kendi kendine var gibi bir düşünce oluşuyor.
- Platoncu-Pisagorcu matematiksel düşünüş biçimi galebe çalmaya başlıyor ve tabiat bilimi matematiksel teorik faaliyet üzerinden inşa ediliyor.
- 49:24Günümüzdeki Tabiat Bilimi
- Klasik dünyada Newton mekaniği ve Einstein'ın görelilik mekaniği kullanılırken, küçüklerin ve ışık hızında hareket edenlerin dünyasında kuantum mekaniği kullanılıyor.
- Tabiatta dört ana kuvvet vardır: yerçekimi kuvveti, elektromanyetik kuvvet, zayıf kuvvet ve güçlü kuvvet.
- Yerçekimi kuvveti, elektromanyetik kuvvet ve zayıf kuvvet geometriye indirgenebiliyor, güçlü kuvvet ise geometriye indirgenemiyor.
- 51:44Rasyonel Kozmoloji ve Günümüz
- Kant'a göre tabiat hakkında yapılan metafiziksel tartışmalarda insan haklı çıkamaz çünkü her iki taraf için de gerekçe öne sürülebilir.
- Günümüzde fizikteki gelişmelerle rasyonel kozmolojinin bir geri dönüşü yaşanıyor, evrenin neredeyse tamamı hakkında konuşulabildiği tartışmalar yapılıyor.
- Deneysel fizikteki gelişmelerle evrenin ilk oluşum aşamalarından kalan ışınları gözlemlenebiliyor ve parçacık hızlandırıcılarla evrenin ilk aşamalarındaki enerji düzeylerine ulaşılmaya çalışılıyor.
- 54:19Bilinç ve Tabiat Bilimi
- Nörobilimden hareket eden zihin felsefesi konularına yönelen bir tabiat bilimi alanı ortaya çıkmış durumda.
- Canlılık ve bilinç meselesi mekaniğin sınırları içerisinde ne ölçüde anlaşılabilir olduğu üzerine yoğun çalışmalar yapılıyor.
- Tabiat bilimleri ve İslam bilimleri ilişkisi için iki kitap var: Kur'an-ı Kerim ve tabiat, her iki kitabı da okumaya çalışmak doğal bir şey.
- 55:10Tabiat Bilimleri ve İslam İlişkisi
- Tabiat bilimlerinin şu anki seyrinin ve ilahiyatla ilgili konuların gelişimi, İslam ve din bilimleri arasında bir ilişki kurmak açısından sorunlar yaratabilir.
- 56:15Tabiat Bilimlerinin Usulü ve İslam Bilimleri Arasındaki İlişki
- Konuşmacı, İslam bilimlerinin ve tabiat bilimlerinin anlama biçimlerinin tarih içerisinde radikal bir şekilde dönüşmüş olduğunu ve bilimlerin birliğini tekrar düşündürmeye çalıştıklarını belirtiyor.
- Tabiat bilimlerinde, Newton'un "hiçbir varsayımda bulunmadım" sözü etkili olmuş ve olgusal fenomenlere dayalı bir yaklaşım benimsenmeye başlanmış.
- Modern dönemde, olgusal yaklaşımların eksik belirlenmişlik problemiyle karşı karşıya kalındığı ve kuramların olgularla nihai olarak doğrulanamadığı belirtiliyor.
- 1:04:23Tabiat Bilimlerinin İslam Bilimlerine Etkisi
- Tabiat bilimlerindeki olgusal yaklaşımların İslam bilimlerindeki selefi yaklaşımlarla benzerlikleri vurgulanıyor.
- Teorik terimlerin esas olduğu, nazari tartışmaların esas olduğu bir düşünüş biçiminden lafzı esas alma yaklaşımının öne çıkmasında çağdaş tabiat bilimlerinin etkisi olduğunu belirtiyor.
- İslam bilimlerindeki mezheplerin, farklı temel varsayımlar ve ilkelerden hareket eden olmasına rağmen hak mezhep olup olmaması meselesinin, tabiat bilimlerindeki usul tartışmalarıyla karşılaştırılmalı olarak değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
- 1:07:00Kelam ve Metafizik
- Modern fiziğin başarısıyla birlikte metafiziğin elenmesi süreci başlamış ve bu durum kelamda özellikle Tanrı'nın varlığı ile ilgili deliller bakımından ciddi sıkıntılar yaratmış.
- Doğa bilimlerinin yükselişi ve onunla birlikte ortaya çıkan felsefi yaklaşımlar, metafiziği, ontolojik ve kozmolojik delilleri son derece problemli bir hale getirmiş.
- 1:08:07Tabiat Bilimleri ve Metafizik İlişkisi
- Tabiat bilimlerini koruyup onlarla irtibat kurmak için, metafizik ile ilgili görüşlerin ele alınması ciddi bir tartışma konusu olarak ele alınmalıdır.
- Metafizik düşüncesi, kelam tarihimiz ve geleneğimizle ilgili birçok delil konusunda ciddi problemler yaratmaktadır.
- Tabiat bilimleri, fizik, kimya ve biyoloji gibi alanlarda daha önce fark edilemeyen olguları ortaya çıkarmaktadır.
- 1:09:08Bilimlerin Yeni Buluşları
- Aşılar, vücudun kendisini korumak için antikorların oluşumunu tetikleyerek çalışır, vücut milyonlarca farklı antikor oluşturabilme kabiliyetine sahiptir.
- 1948'de araştırmacılar "zıplayan genler" (mobilya genler) keşfetmiş, bu genler yer değiştirebilir ve yeni antikorlar oluşturabilir.
- Evrenin oluşumunda (Big Bang) belirli ayarlar ve genişleme hızları, canlıların ortaya çıkabilmesi için kritik öneme sahiptir.
- 1:12:19Bilim ve İnanç İlişkisi
- Metafizik ve delillerle ilgili bazı sıkıntılar olsa da, bilimlerin yeni buluşları iman geliştirme konusunda önemli bir farka varmamızı sağlar.
- Tabiat bilimlerinin gelişimi, evren ve canlıların mucizevi yönleriyle ilgili daha yakından ilgilenmemizi gerektirir.
- Tabiat bilimleri ile dini ilimler arasındaki irtibatlar önemlidir.
- 1:13:26Evrim Kuramı ve Usul Tartışmaları
- Tabiat bilimlerindeki değişiklikler, türlerin sabit olup olmadığı konusunda zorluklar yaratmaktadır.
- Evrim tartışmasında önemli olan, türlerin özelliklerinin zaman içinde kazanılmış ve değişebilir olmasıdır.
- Türlerin kendindeliğinin olmaması, gerçeklik ilişkisi bakımından ciddi problemlere yol açmaktadır.
- 1:14:31Pragmatizm ve Anlam Anlayışı
- Pragmatizm, Amerikan düşüncesinde ortaya çıkan bir yaklaşım olarak, insanı hayatta kalmaya çalışan bir canlı türü olarak algılar.
- Pragmatizm, önermelerin doğruluğunun insanların inanç ve kanaatlerinden bağımsız bir varlığın olamayacağını öne sürer.
- Dilin semantik anlamının pragmatiğe (kullanım bilimi) indirgenmesi, rivayet yöntemi açısından ciddi sorunlara yol açmaktadır.
- 1:16:36Teknolojik İlerlemeler ve Etiği
- Tabiat bilimleri hızla gelişmekte ve genetik, yapay zeka ve nanoteknoloji gibi alanlarda ciddi ilerlemelerle karşı karşıya kalıyoruz.
- İnsanlık genetik mühendisliği yapmaya başlamış, insan genetik yapısının değiştirilmesi konusunda çalışmaktadır.
- Genetik değişikliklerle hastalıkların iyileştirilmesi, yeni gezegenlere uyum sağlamak gibi amaçlarla genetik mühendisliği etik açıdan tartışılmaktadır.
- 1:18:31Tabiat Bilimleri ve Fıkıh İlişkisi
- Rahim dışında bebek üretiminden ve canlı dışında organ üretimi gibi tabiat bilimlerinin geliştiği alanlar fıkıhçılar tarafından ciddi meseleler ortaya çıkarmaya başlamıştır.
- Yapay zeka ve geliştirilen teknolojilerin insanlara protez olarak eklenmesiyle "insan extended" tartışması yaşanmaktadır.
- Bu teknolojilerin insan bedeniyle entegre edilmesi aşamasında sorumluluklar ve fiil meseleleri gibi ciddi problemler ortaya çıkacaktır.
- 1:20:11Tabiat Bilimleri ve Din Bilimleri Arasındaki İlişki
- Sinirbilim ve nörobilim üzerinden geliştirilen araştırmalar, büyük günah ve irade konuları gibi kelam tartışmalarıyla ilişkilidir.
- Özgür irade var mı yok mu gibi meselelerde, laboratuvarda yapılan araştırmaları ve deneyleri dikkate almadan tartışmak mümkün değildir.
- Tabiat bilimleriyle din bilimlerini bir araya getirirken, tabiat bilimlerini anlamak, eleştirmek ve belki dönüştürmekle ilgili bir yükümlülük vardır.
- 1:21:13Rasyonel Kozmoloji Sorunu
- İslam bilimlerini çıkış noktası olarak alan ve tabiat bilimlerini yeniden konumlandıran bir rasyonel kozmoloji geliştirilebilir mi sorusu önemlidir.
- Bu kozmoloji, dini ilimlerle tabiat ilimleri arasındaki boşluğu dolduracak ve ikisiyle birlikte konuşabilecek bir yapı oluşturabilir.
- Bu sorunun önemini usulle ilgilenen insanlara hatırlatmak gerekir.