Colors of Evil: Red (Kötülüğün Rengi: Kırmızı) filmi, Polonya'nın Tricity sahilinde genç bir kadının öldürülmesini ve bu cinayeti çözmeye çalışan çaylak savcı Leopold Bilski ile kurbanın annesi yargıç Helena Bogucka'nın hikayesini anlatıyor. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Tricity yakınlarındaki bir plajda çıplak ve dudakları koparılmış bir genç kız bulunur. Yerel savcı genç Leopold Bilski, katilin kimliğini bulmaya çalışır. Adli tabip, bu cinayetin on buçuk yıl önce işlenen bir cinayete benzediğini keşfeder. Jakubiak, arka bahçesinde kanlı bir gömlek bulunmasının ardından yeniden tutuklanır, ancak Bilski onu sorgularken intihar eder. Bilski'nin patronu meselenin çözüldüğünü düşünür, ancak Bilski daha fazlası olduğuna inanır ve araştırmaya başlar. Birkaç ay önce Monika, yerel bir mafya olan Kazar'ın sahibi olduğu "Dockyard" adlı diskoya gitmiştir. Tesadüfler onu Kazar'la tanıştırır ve Kazar onunla ilgilenmeye başlar. Monika, gördüklerini polise bildirmeye çalışır, ancak denediği polis memurunun Kazar'ın maaşlı kirli bir polisi olduğu ortaya çıkar. Bogucka, kocasının bir şeyler sakladığını fark eder ve onu takip eder: Bu sayede onun Kazar'ın avukatı olduğunu öğrenir. Kızına ne olduğu hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışır, ancak "Tersane"ye gittiğinde biri içkisine uyuşturucu koyar. Bilski'nin işi, onu Jakubiak'ın suçlandığı cinayeti soruşturan adli tabip, Bogucka'nın sevgilisi ve oğlu Mario'nun Monika ile arkadaş olduğu Tadeusz Dubiela ile temasa geçirir.