SSCB

Mihail Gorbaçov, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) son lideridir.

SSCB haritasının değişmesinin nedeni, Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılmasıdır. SSCB'nin dağılması sonucu 15 yeni bağımsız devlet ortaya çıktı.

SSCB'nin dağılması, Türkiye'yi çeşitli açılardan etkiledi: 1. Siyasi ve Diplomatik İlişkiler: Türkiye, bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetleri'ni tanıyan ilk ülke oldu ve bu ülkelerle siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkiler kurdu. 2. Enerji Politikaları: Türkiye, Orta Asya'daki enerji kaynaklarının dünya pazarlarına açılması sürecinde önemli bir rol oynadı ve enerji köprüsü haline geldi. 3. Ekonomik İş Birliği: Türkiye, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Şahdeniz gibi projelerde yer alarak bölgedeki ekonomik iş birliğini artırdı. 4. Güvenlik ve Tehdit Algısı: SSCB'nin çöküşü, Türkiye üzerindeki Sovyet tehdidini azalttı ve Batı ittifakı içinde yer almasını sağladı.

Sovyetler Birliği'nin (SSCB) dağılmasının nedenleri, siyasi, ekonomik ve etnik parçalanmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Harita üzerinde bu süreci gösteren bazı önemli olaylar şunlardır: 1. 1988: Estonya, egemenliğini ilan eden ilk Sovyet cumhuriyeti oldu. 2. 1990: Litvanya, bağımsızlığını ilan etti ve SSCB'den resmen ayrılan ilk ülke oldu. 3. 8 Aralık 1991: Rusya, Ukrayna ve Belarus liderleri, Bağımsız Devletler Topluluğu'nu imzalayarak SSCB'nin dağıldığını deklare ettiler. 4. 26 Aralık 1991: Gorbaçov'un istifasıyla SSCB resmen feshedildi. Bu süreçte, Glasnost ve Perestroyka reformları, halkın yönetime olan güvenini sarsmış ve bağımsızlık hareketlerini hızlandırmıştır.

SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ve Sovyet terimleri aynı şeyi ifade eder.

SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) ve Sovyet terimleri aynı şeyi ifade eder.

SSCB partizanları, II. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği topraklarını işgal eden Mihver Devletlerine karşı cephe gerisinde gerilla savaşı veren Sovyet direniş kuvvetleridir. Bu direniş hareketi, Sovyet hükûmeti tarafından merkezi olarak kontrol edilmiş ve Kızıl Ordu modeline göre örgütlenmiştir. Partizanların temel görevleri arasında işgal edilen topraklarda ulaşım ve iletişimin kesilmesi, Alman askerî personelinin öldürülmesi ve değerli düşman kaynaklarının yok edilmesi yer almaktaydı.

Küba Füze Krizi, 1962 yılında ABD ve SSCB'yi savaşın eşiğine getiren olaydır. Krizin nedenleri: - Amerikan Hükümeti'nin Fidel Castro rejimini devirmek istemesi; - SSCB'nin, ABD'nin yaşadığı başarısızlıktan yararlanarak Küba'ya destek çıkması. Krizin gelişimi: - ABD'ye ait bir U-2 casus uçağının 1 Mayıs 1960'ta düşürülmesiyle ilişkiler gerginleşirken Küba-SSCB dostluğu giderek sıkılaştı ve Küba'ya Sovyet füzelerinin konuşlandırılmasına başlandı; - 14 Ekim 1962'de bir ABD casus uçağı, Küba'daki inşaatı devam eden nükleer füze rampalarını tespit etti; - 22 Ekim 1962'de ABD, Küba'yı abluka altına aldı; - Kruşçev, ABD'nin Türkiye'deki benzer füzeleri sökmesi halinde SSCB'nin de Küba'dakileri sökeceğini belirtti. Krizin sonuçları: - Nükleer savaşın eşiğine gelindiğini anlayan taraflar, bu bunalımdan sonra daha temkinli davrandılar; - ABD, Türkiye'deki Jüpiter füzelerini tek taraflı bir kararla sökmeye başladı; - SSCB'de Kruşçev, serüvencilik suçlamasıyla iktidardan düşürüldü.

Türkiye ile SSCB arasındaki ilişkiler, 1945 yılından sonra bozulmaya başladı. İlişkilerin tamamen kopması ise 1950'li yılların ortalarına denk gelir.

SSCB, Varşova Paktı'nın dağılması nedeniyle NATO'dan ayrıldı.

SSCB flamasının yasaklanması, 2022 yılında Berlin'de Faşizme Karşı Zafer Günü kutlamalarında gerçekleşmiştir.

SSCB'nin dağılmasının nedenleri ve bu süreci anlatan belgeseller için aşağıdaki kaynaklar incelenebilir: 1. "Sovyetler Birliği Neden Çöktü?" başlıklı BBC belgeseli, SSCB'nin çöküşünün arkasındaki ekonomik, ideolojik ve siyasi nedenleri ele almaktadır. 2. "Sovyetler Birliği'nin Dağılışı" adlı Ticari Hayat belgeseli, ekonomik kriz, milliyetçilik hareketleri ve Gorbaçov'un reformlarının başarısızlığı gibi faktörleri detaylıca incelemektedir. 3. "SSCB'nin Son Günleri" adlı Euronews belgeseli ise Gorbaçov'un istifası ve Bağımsız Devletler Topluluğu'nun kuruluşu gibi kritik olayları belgelemektedir.

SSCB, Sovyetler Birliği olarak adlandırıldı çünkü bu, 1922 yılında kurulan devletin resmi adıydı. Devletin adı, Rusya Sosyalist Federal Sovyet Cumhuriyeti'nin kısaltması olarak seçilmiştir ve bu, 1917 Ekim Devrimi sırasında işçiler, köylüler ve askerler tarafından kurulan örgütlerin -Sovyetlerin (konseyler)- onuruna verilmiştir.

Yalta Konferansı, SSCB'nin önde gelen tatil yeri Yalta'nın 3 kilometre güneyinde bulunan Livadia Sarayı'nda gerçekleşmiştir.

Türkiye ile SSCB arasındaki ilişkiler, 26 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa'nın Lenin'e yazdığı mektupla başlamıştır.

SSCB'nin futbolda başarılı olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Kitle Sporu Anlayışı: Sağlıklı ve zinde bir nüfus yetiştirmeyi hedefleyen Sovyet spor politikası, futbolu da bu kapsamda değerlendirdi ve futbolun itibarını iade etti. 2. Disiplinlerarası Yaklaşım: Sovyet futbol ekolü, "komple sporcu" idealini benimsedi ve jimnastik, yüzme, boks gibi çeşitli spor dallarını antrenman programlarına dahil etti. 3. Altyapı ve Kulüp Sistemi: Dinamo Kiev gibi "müessese kulüpleri" ve sıkı disiplin anlayışıyla yetiştirilen genç sporcular, SSCB futbolunun yükselişinde önemli rol oynadı. 4. Uluslararası Başarılar: SSCB milli takımı, 1960 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı kazandı ve 1966 FIFA Dünya Kupası'nda yarı finale kadar yükseldi.

SSCB'de iki ana demokrasi çeşidi bulunmaktaydı: 1. Marksist Demokrasi: İşçi iktidarına dayanan, iktidarın Marksist ideolojinin uygulayıcısı olması gerektiğini savunan bir demokrasi türüydü. 2. Gorbaçov Dönemi Reformları: Mihail Gorbaçov'un 1980'lerde uyguladığı "Glasnost" (açıklık) ve "Perestroika" (yeniden yapılanma) politikalarıyla, parti içi demokrasinin geliştirilmesi, basın üzerindeki sansür uygulamasının kaldırılması ve sivil toplum örgütlerinin güçlendirilmesi gibi reformlar gerçekleştirildi.

Tokarev silahları, SSCB (Sovyet Birliği) kökenlidir.

SSCB'nin dağılmasının başlıca nedenleri şunlardır: 1. Glasnost ve Perestroyka Politikaları: Mihail Gorbaçov'un 1985'te devlet başkanlığına gelmesiyle uygulamaya koyduğu açıklık ve yeniden yapılanma politikaları, Sovyetlerin birliğini muhafaza etmekte yetersiz kaldı. 2. Ekonomik Sorunlar: Yanlış kaynak kullanımı ve planlamalar, ekonominin verimsizleşmesine ve halkın yeterli miktarda mal temin edememesine yol açtı. 3. Doğu Bloku'ndaki Değişimler: Helsinki Deklarasyonu ve Batı ile ilişkilerin yumuşaması, Doğu Bloku ülkelerinde demokrasi ve hürriyet akımlarını tetikledi, bu da SSCB'nin uydusu olan ülkelerde yönetim değişikliklerine neden oldu. 4. Milliyetçilik ve Bağımsızlık Hareketleri: Yugoslavya ve diğer cumhuriyetlerde bağımsızlık istekleri, SSCB'nin federal yapısını zayıflattı. 5. Darbe Girişimi: 1991'deki başarısız darbe girişimi, birliğin birkaç ay içinde parçalanmasına yol açtı.

SSCB ile Doğu Almanya arasındaki farklar şunlardır: 1. Siyasi Sistem: Doğu Almanya, Sovyet işgali altında sosyalist bir devlet olarak kurulurken, SSCB daha sonra ihanete uğrayan bir proleter devrimle kurulan bir devletti. 2. Ekonomi: Doğu Almanya'nın ekonomisi, büyük oranda kamu iktisadi teşebbüslerinden oluşan ve merkezî planlı bir model izlerken, SSCB'de ekonomik faaliyetler daha çeşitli ve serbest piyasa koşullarına daha yakındı. 3. Dış Politika: SSCB, Batı Avrupa'da burjuva egemenliğinin yeniden kurulmasına destek verirken, Doğu Almanya'da burjuvazi zayıftı ve Stalinist rejim tarafından kontrol altında tutuluyordu. 4. Berlin Duvarı: Doğu Almanya'nın başkenti Doğu Berlin, resmi olarak Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmasına rağmen, Doğu Almanya'nın ilan edilmiş ve de facto başkentiydi. 5. Birleşme: Doğu Almanya, 1989 sonbaharında gerçekleşen Barışçıl Devrim ile Batı Almanya'yla yeniden birleşti.