Söylem

İnsanın doğduğu yer ile ilgili atasözü: "İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde". Bu atasözü, insanın geçimini sağladığı yeri yurt edindiğini, doğduğu yeri daha az önemli saydığını ifade eder.

Esra Erol'un "Allah kimseyi evlat acısıyla sınamasın" dediği anın tam olarak ne zaman olduğuna dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, bu ifadenin kullanıldığı bazı olaylar şunlardır: Evlat acısı ve sabır temalı video. Sümeyye Hanım'ın yaşadığı olay.

"Söz gümüşse sükut altındır" atasözü, bazen sessizliğin, konuşmaktan daha değerli veya etkili olabileceğini ifade eder. Bu atasözü şu anlamlara da gelebilir: Söylenen söz ne kadar değerli olsa bile sessizlik daha değerlidir. Susmak, bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir. İnsan, hayır konuşmayacaksa susmalı, fakat mutlaka konuşacaksa, sükûttan daha hayırlı sözler söylemelidir.

Eğitimin önemi ile ilgili bazı atasözleri: Öğrenmenin yaşı yoktur. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Ağaç yaşken eğilir. Kalem kılıçtan üstündür. Yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar. Ne ekersen onu biçersin. Yarım hoca dinden eder. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Eğitim, fakirlik ve zenginlik arasındaki farkı yok eder. Eğitim, insanı insan yapan en önemli özelliktir.

İnşaat ustalarının bazı klasik bahaneleri: "Daha önce 10 katlı binayı bu şekilde yaptık, şimdiye kadar hiçbir şey olmadı". "Boş ver, bir şey olmaz". "Kaç yıldır bu işi böyle yapıyoruz". "Yeterli malzeme yok". "Bana böyle tarif ettiler". "Böyle daha sağlam olur, şefim". Diğer meslek gruplarından bazı usta bahaneleri: Boyacı: "Alçıpancı kötü çalışmış, sıva yapışmış, çıkmaz". Elektrikçi: "Kablo kanalını iyi döşememişler, kablolar iyi değil". Laminantçı: "Zemin seviyelenmemiş". Diş hekimi: "Ağzında çok tükürük var". Garson: "Soğuk su istediğinizde, 'dolaptan getirdim abi', kasadan su istediğinizde, 'dolap çalışmıyor abi'".

Hayır, insan mevcut doğa yasaları içinde uçamaz. Ancak, tarih boyunca bazı insanların uçabildiğine dair iddialar ve gözlemler bulunmaktadır. Ayrıca, Amerikalı sihirbaz Chris Angel'ın da havada asılı durabildiği iddia edilmektedir.

Falda tilki görmek farklı anlamlara gelebilmektedir: Fal sahibinin alçakgönüllü biri olduğunu gösterir. Yakın zamanda arkadaş çevresinden sevilen bir kişinin hiç beklenmeyen davranışlar sergileyeceğini işaret eder. Sinsi düşmanların pusuda beklediğini anlatır. Kişinin her işinin rast gideceğine delalet eder. İş hayatında çevreye dahil yeni ortaklıklar kurarak yatırımların artırılması gerektiğini, ancak bu süreçte dikkatli ve temkinli olunması gerektiğini gösterir. Çevredeki kişilerin, kişinin işlerine burnunu sokmaya çalıştığını anlatır. Eş veya sevgili ile ufak tartışmaların yaşanabileceğini temsil eder. Fal yorumlarının bilimsel bir temeli olmadığını unutmamak gerekir.

"Savaşta en iyi savunma saldırıdır" sözünün kime ait olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, bu söz genellikle Adolf Hitler'e atfedilir. Öte yandan, bu sözün kökeni, Carls von Clausewitz'in "Savaş Üzerine" adlı kitabında yer alan, "Savaşta savunma pozisyonu, saldırı pozisyonuna göre pasif ve dolayısıyla savaşın doğasına aykırı olmakla birlikte avantajlı bir pozisyondur." ifadesine de dayandırılabilir.

Victor Lebow'un sözü şu şekildedir: > "Aşırı derecede üretken olan ekonomimiz, tüketimi yaşam tarzı haline getirmemizi, malların satın alınmasını ve kullanılmasını bir ayine dönüştürmemizi, tüketimde manevi tatmini, egomuzun tatminini aramamızı istemektedir. Bir şeylerin giderek artan bir hızla tüketilmesine, yakılıp bitirilmesine, yıpratılmasına, yenisiyle değiştirilmesine ve hurdaya çevrilmesine ihtiyacımız var". Bu sözler, 1955 yılında Journal of Retailing dergisinde yayımlanan "Fiyat Rekabeti" başlıklı makalesinde yer almaktadır.

"Başın sağ olsun Türkiye'm" ifadesinin ne zaman söylendiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, bu ifadenin kullanıldığı bazı olaylar şunlardır: 6 Şubat 2023 depremi. İdlib saldırısı.

"Az konuştun derler, az bazen çok şey barındırır" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "az konuşmak" ve "çok dinlemek" ile ilgili bazı sözler şunlardır: "Az söz söyle ki çok şey anlayalım" (Çin atasözü). "Az konuş çok dinle" atasözü.

Ebem kuşağı, Türk kültür coğrafyasında çeşitli isimlerle anılan bir olgudur. Bu kültürde ebem kuşağı ile ilgili bazı inançlar şunlardır: Iğdır'da: Fatma Nene'nin kuşağı veya Fatma Nene'nin örkeni olarak bilinir. Anadolu'nun birçok yerinde: Yedi renkli kilim veya kürsün yarısı olarak adlandırılır. Bazı yörelerde: Yere yakın olan ucunda kızıl veya altın olduğuna inanılır. Makedonya'nın Müslüman Çingenelerinde: Altından geçenin cennete gideceğine inanılır. Ayrıca, halk arasındaki inanca göre, ebem kuşağı Hz. Fatma'nın kuşağıdır ve bu kuşaktaki yeşil renk cenneti temsil eder.

Gözler kalbin aynasıdır sözü bilimsel olarak doğrulanmamıştır. ABD'li bilim insanları, insanların ufak göz hareketlerine bakarak akıllarından geçenlerin anlaşılabileceğini söylese de, bu durum genelgeçer bir yalan belirtisi olarak kabul edilemez. Gözlerin kalbin aynası olması, aynı zamanda ruh, zekâ ve insan psikolojisinin de aynası olduğu anlamına da gelebilir. "Gözler yalan söylemez" sözü ise, göz ile kalp arasında latif ve fıtrî bir irtibat ve alaka olduğunu ifade eder. Sonuç olarak, gözlerin kalbin aynası olup olmadığı kişisel yorumlara açıktır ve bilimsel bir kanıtla desteklenmemektedir.

"Müşteriler bir ürünü satın almazlar, ancak o ürünün sağladığı faydayı satın alırlar. Bunu göremeyen firmalar pazarlama körlüğü yaşarlar" sözü Theodore Levitt'e aittir.

"İyi bir şey söylemeyeceksen sus" sözünün kime ait olduğu bulunamadı. Ancak, benzer bir anlam taşıyan bazı sözler şunlardır: Confucius: "Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan ise çok sık pişman olunur". Mevlana: "Kargalar ötmeye başlayınca, bülbüller susar". Pisagor: "Ya susmak, ya da suskunluktan daha kıymetli bir söz söylemek gerekir". Hz. Ömer: "Esenlik ve huzur on kısımsa, dokuzu susmaktır". Hz. Muhammed: "Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin yahut sussun" (Hadis-i Şerif).

Tartışmanın temel amacı, gerçeğe ulaşmak ve düşünceyi düşünceyle çürütebilmektir. Tartışmanın diğer amaçları arasında: karşıdakinin duygu, düşünce ve görüşlerini değiştirmek veya yenilemek; karşıdakini etkilemek; eksik olunan yerleri görmek ve karşı tarafın doğru argümanlarını öğrenmek.

Bayburtlunun il dışına gittiğinde söylediği bir söz bulunamadı. Ancak, Bayburtluların yer aldığı bazı fıkralar şunlardır: Her yer tehne. İti kırkmak. Bayburtlunun ölüsü, İspirli'nin dirisi. Gökteki ay mı, güneş mi?.

"Nasılsın?" ifadesi Türkçe'de "how are you?" anlamına gelir. Türkiye'de "nasılsın?" yerine kullanılabilecek bazı alternatif ifadeler: Naber?; Nasıl gidiyor?; Ne var ne yok?.

"Abi İstanbul ya" ifadesi, genellikle İstanbul'un kalabalığı, yoğunluğu ve bazen de karmaşıklığını anlatmak için kullanılan, dostane ve biraz da şaşkınlık ifade eden bir espri olarak açıklanabilir. Bu ifade, "Abi, İstanbul yaa!" şeklinde bir cümledir. Ayrıca, "Abi İstanbul ya" ifadesi, Tayfun Tatar'ın arete Portal'da yayımlanan bir yazısında, Boğaziçi Köprüsü'nün kitsch bir yapı olduğunu savunurken kullandığı bir cümledir. Bunun dışında, "Abi İstanbul ya" ifadesi, r/sehircilik adlı Reddit topluluğunda da yer almaktadır.

"Önemli değil" diyen birine şu şekilde yanıt verilebilir: Teşekkür ederim. Yine de sağol. Faydası oldu, yardımı oldu. Hora geçti. Ayrıca, duruma göre "rica ederim" veya "sen de sağol" gibi ifadeler de kullanılabilir.