Şakiro'nun "Keke Xiyasedin" adlı parçasının hikayesi, Şeyh Said ve dava arkadaşlarının idam edilmesini konu alır. Sözlerinden anlaşıldığı üzere "Keke Xiyasedin" çalışması, Şeyh Said'in oğlu Gıyasettin Fırat'ın sürgünü üzerinedir. "Keke Xiyasedin"in Türkçe sözleri şu şekildedir: > Hey lê, wey lê, wey lê. > Ey kardeş, Hınıs kalesinin ışığı vurmasaydı Bingöl’ün kendisine, dağdan dağa. > Kardeşim, o mübarekleri Kolhisar’da (Hınıs’ın bir köyü) Efendinin evinin önünde, cami dibinde, Kıyaseddin ağabey’in ellerini kelepçelediler ve silahları süngülü jandarmaların önüne düşürdüler. > Yönünü 1500 tutuklu adamın içine, Ankara’ya çevirdiler. > O yüzden İslam’ın salı (kayığı) devrildi. > İlyas Hoca (İlyas Sami), Cumhuriyet’in hocası, oturmuş Ankara’da, telefonlara, Serhad şehrindeki Şeyh Ali Rıza’ya telefon üstüne telefon ediyordu. > “Evin yıkılsın, camilerin, medreselerin kapılarına kilit vur, Kıyaseddin Ağabey’den sonra bu talebelere ders veremeyeceğimizi bilmiyor musun, Bilmiyor musun ki Kıyaseddin Ağabey’den sonra kanunumuz Nigaro’nun (Rus Generali) ve ecnebi devletlerin kanunu oldu.” diyordu. > Ah kardeşim, şeyhlerin gülüsün kardeşim. > Kardeşimizin çocuğusun, kardeşim. > Ateşlerin küllerisin kardeşim. > Gurbet ellerde çürük bir derttesin ve dermansızsın kardeşim. > Dünya yeniden güzelleşene kadar hepimizin kederi ve acısısın kardeşim. > Gurbet ellerde seyret sen, neden dermansız bir yara içindesin kardeşim. > Hey lê, wey lê, wey lê. > Ey kardeş, Hınıs kalesinin ışığı dağdan dağa vuruyor, Ankara surlarına çarpıyor, Hamur rüzgarı gibi haberini bana getiriyor. > Kıyaseddin ağabey’in ellerini kelepçelediler ve silahları süngülü jandarmaların önüne düşürdüler [