RefikHalitKaray

"Tuhaf Şaka" hikayesinin yazarı Refik Halit Karay'dır.

“Koca Öküz” hikayesi, Refik Halit Karay’ın “Memleket Hikayeleri” adlı eserine aittir.

"Arkadaşın Karşı Emine" adlı eser, Refik Halit Karay tarafından kaleme alınan "Yatık Emine" adlı hikayedir.

Eskici'nin Türkçe konuştuğunu sorması, Refik Halit Karay'ın "Eskici" adlı öyküsünde, iki yabancı insanın memleket özlemi ve dili paylaşması temasının işlenmesi nedeniyle önemlidir. Bu an, her ikisinin de içsel yalnızlıklarını ve memleketlerine duydukları özlemi ortaya çıkarır ve hikayenin ana mesajlarından birini oluşturur: İnsan kaç yaşında olursa olsun, hangi sebepten olursa olsun memleket özlemi her zaman yüreğinde hisseder.

Refik Halit Karay'ın üç büyük eseri şunlardır: 1. "İstanbul'un Bir Yüzü" (1920). 2. "Yezidin Kızı" (1939). 3. "Sürgün" (1941).

Refik Halit Karay'ın "Eskici" hikayesinde üç ana karakter bulunmaktadır: 1. Hasan: Öksüz ve yetim kalan, İstanbul'dan Filistin'e halasının yanına gönderilen küçük çocuk. 2. Eskici: Ayakkabı tamircisi, memleketinden uzun süre önce ayrılmış, Hasan'la sohbet eden kişi. 3. Hala: Hasan'ın Filistin'deki halası, kara çarşaflı, altın takılar takan bir kadın.

Refik Halit Karay'ın "Şeftali Bahçeleri" hikayesi, genç bir memur olan Agâh Bey'in Anadolu'nun küçük bir kasabasına Tahrirat Müdürü olarak atanmasını ve burada yaşadığı değişimleri anlatır. Hikayenin ana temaları: - İdealizm ve hayallerin çöküşü: Agâh Bey, kasabayı ihya etme planlarıyla gelmiştir, ancak zamanla zevk alemlerine dalarak bu ideallerinden vazgeçer. - Sosyal çevre ve alışkanlıklar: Kasabadaki memurların keyfine düşkün, çapkın ve tembel yaşam tarzları vurgulanır. - Zaman ve mekan: Hikaye, Sultan Abdülhamit döneminde, şeftali bahçeleriyle ünlü bir kasabada geçer. Anlatım tekniği: Refik Halit Karay, hikayede "anlatma" tekniğinden faydalanarak öyküleyici ve betimleyici bir anlatım kullanır.

Gurbet Hikâyeleri adlı eserde, Refik Halit Karay'ın sürgün yıllarında yaşadığı coğrafyalarda geçen çeşitli olaylar anlatılır. Bazı hikâyelerde işlenen olaylar şunlardır: "Eskici" hikâyesinde, Arabistan'daki akrabalarının yanına gönderilen Hasan isimli bir çocuğun memleket ve Türkçe özlemi. "Köpek" hikâyesinde, uzak diyarlarda yalnız ve çaresiz bir gencin zavallı bir köpekle arkadaşlığı ve ondan ayrılmak zorunda kalışı. "Testi" hikâyesinde, şoförlük yaparken arabasına aldığı Ömer adlı bir gencin, testiden su içerken boğazı arı tarafından sokulduğu için ölmesi. "Antikacı" hikâyesinde, kendisini Afganlı bir antikacı olarak tanıtan Şeyh Afganî'nin aslında bir İngiliz askeri çıkması. "Güneş" hikâyesinde, bir askerin kendisine verilen bir altını Emir Sadun'a götürüşünün hikâyesi. Eserde ayrıca, gurbet duygusu, sürgünün getirdiği yalnızlık ve yabancılaşma, Anadolu'nun sosyal ve kültürel yapısı gibi temalar da işlenir.

Refik Halit Karay'ın eserleri hem olay hikayesi hem de durum hikayesi özelliklerine sahiptir. "Yusufcuk" adlı eseri bir olay hikayesi olarak değerlendirilirken, "Memleket Hikayeleri" adlı eseri bir durum hikayesi olarak kabul edilir.

Refik Halit Karay'ın "Memleket Hikayeleri" kitabı, İnkılap Kitabevi tarafından yayımlanmıştır.

"Kaçak" hikayesinin kahramanları Refik Halit Karay tarafından şunlardır: 1. Hayrullah Efendi: Hikayenin başkahramanı, kereste ticaretiyle uğraşan, korkak ama dinç, meraklı ve araştırıcı bir karakter. 2. Hırsız Adam: Mütareke yıllarında askerlik yapmış, döndükten sonra açlık ve yoksulluk çeken, çaresiz kaldığı için Hayrullah Efendi'yi gasp eden aç bir adam. 3. Dükkan Sahibi ve Karısı: Hikayede yer alan diğer yardımcı karakterler.

Refik Halit Karay'ın "Köpek" hikayesinin kahramanları şunlardır: 1. Osman: Memleketinden ayrılmış, Lübnan'da çalışan, içine kapanık ve yalnız bir genç. 2. Köpek: Osman'ın sahip çıktığı, sefil ve hasta bir köpek.

Refik Halit Karay, "Şaka" adlı hikayede üçüncü tekil şahıs anlatıcı ve gözlemci bakış açısını kullanmıştır.

"Eskici" hikayesi gerçek bir hikaye olarak kabul edilmez, çünkü Refik Halit Karay tarafından yazılmış bir öyküdür.

"Yatır" hikayesi, Refik Halit Karay'ın "Memleket Hikayeleri" kitabında 1916 yılında yazılmıştır.

"Cumhuriyet'in İlk Sabahı" hikayesinin anlatıcısı, Refik Halit Karay'dır.

Refik Halit Karay'ın "Yatır" hikayesinde en heyecan verici olay, kaymakamın halkın inançlarına aykırı olarak yatırın çevresini düzenlemesi ve bunun sonucunda yaşanan felaketlerdir. Hikayeye göre, modern düşünceli kaymakam, halkın hurafelere inanmasına anlam veremez ve yatırın etrafındaki düzeni sağlar.

"Koca Öküz" ve "Şeftali Bahçeleri" hikayeleri, Refik Halit Karay'ın "Memleket Hikayeleri" adlı eserinde yer alan farklı olay örgüsüne sahip hikayelerdir. "Koca Öküz" hikayesinde, Hacı Mustafa'nın satın aldığı öküzün tembel olması ve bir türlü yerinden kımıldamaması anlatılır. "Şeftali Bahçeleri" hikayesinde ise, Anadolu'da hiçbir iş yapmayan, gününü gün eden memurların durumundan rahatsız olan Agâh Bey'in, bir süre sonra onlara benzemesi işlenir.

“Boz Eşek” hikayesi, Refik Halit Karay tarafından yazılmış olan “Memleket Hikayeleri” adlı kitapta yer almaktadır.

Gurbet Hikâyeleri özetinde, Refik Halit Karay'ın sürgün yıllarında Anadolu'da yaşadığı deneyimler anlatılır. Kitapta toplam 16 kısa hikâye yer alır ve her biri farklı bir şehirde veya köyde geçer. Hikâyelerde işlenen bazı temalar şunlardır: Gurbet ve yalnızlık: Yazarın hem fiziksel hem de duygusal anlamda yabancı kaldığı yerleri ve bireyin çevreye uyumsuzluğunu anlatır. Anadolu gerçeği: Anadolu halkını romantize etmeden ama küçümsemeden tasvir eder; memurlar, köylüler, imamlar, kadınlar ve çocuklar gerçekçi kimlikleriyle yer alır. Eleştirel toplumsal gözlem: Yalakalık, rüşvet, makam sevdası, dini istismar, kadın düşmanlığı gibi konular işlenir. Memleket özlemi: Sürgündeki bireyin memleketine ve anadiline duyduğu özlem dile getirilir.