Radyoloji

Sodyum iyodür çeşitli hastalıklarda ve tıbbi durumlarda kullanılır: 1. Tiroid Hastalıkları: Sodyum iyodür, tiroid bezinin düzgün çalışması için gereklidir ve tiroid kanserinin tedavisinde radyoaktif bir kaynak olarak kullanılır. 2. İyot Eksikliği: Özellikle iyot eksikliği olan insanlarda, tiroid fonksiyonu için bir iyot kaynağı olarak kullanılır. 3. Görüntüleme İşlemleri: Radyolojide, iç organların ve dokuların detaylı görüntülenmesi için kontrast madde olarak kullanılır. 4. İlaç Üretimi: Boya, ilaç ve asetik asit gibi kimyasalların üretiminde katalizör olarak kullanılır. 5. Hayvan Besleme: Hayvan yemine, hayvanların tiroid fonksiyonu ve genel sağlıkları için eklenir.

Karaciğerde FDG tutulumu multipl nodül, Florodeoksiglukoz (FDG) adı verilen radyoaktif bir izleyicinin karaciğerdeki birden fazla nodülde birikmesi anlamına gelir. Bu durum, genellikle artmış metabolik aktivitenin bir işareti olup, kanser, iltihaplanma veya enfeksiyon gibi patolojik bir sürecin varlığını gösterebilir.

Radyasyonun optimizasyonu, iyonlaştırıcı radyasyon içeren işlemlerde hastanın maruz kaldığı dozun, tanı veya tedavi hedefine ulaşacak en düşük düzeyde tutulması anlamına gelir. Bu süreç şu adımlarla gerçekleştirilir: 1. Cihazın Durumu ve Ayarları: Görüntüleme cihazı iyi durumda olmalı, ilgili inceleme için doğru düzeyde ışınlama yapabilmeli ve ulusal/uluslararası standartlara uygun olmalıdır. 2. Protokollerin İyileştirilmesi: Cihaz üzerinde spesifik incelemeler için hazır protokoller bulunmalı, çekim parametrelerinin uygun aralıklarda ayarlanmasına izin verebilmeli ve doz azaltma yöntemleri uygulanabilmelidir. 3. Teknik Parametreler: Işınlama parametreleri (mAs, kV), kolimasyon, filtrasyon ve grid kullanımı gibi özellikler doğru şekilde kullanılmalıdır. 4. Referans Değerlerin Kullanımı: Tıbbi ışınlamada tanısal referans düzeyleri (DRL) göz önünde bulundurularak teknik parametreler optimize edilmelidir. 5. Ekip Çalışması: Optimizasyon için radyolog, radyoloji teknikeri ve medikal fizikçiden oluşan bir ekip birlikte çalışmalıdır. Ayrıca, radyasyon maruziyetini azaltmak için "zaman", "mesafe" ve "zırhlama" kuralları da uygulanmalıdır.

Plato çekimi süresi, ortalama 1,5 - 2 saat arasında değişmektedir.

Perkütan girişimsel radyoloji, radyolojik yöntemler eşliğinde cilt üzerinden (perkütan) yaklaşımlarla özel ekipmanlar (iğne, kateter, balon, stent vb.) kullanılarak yapılan tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulanmasıdır. Bu yöntemde kullanılan bazı işlemler: - Biyopsi: Doku veya organlardan küçük bir parça alınarak hastalık tanısının konulması. - Abse ve kist drenajı: Sıvı veya iltihap birikimlerinin boşaltılması. - Vasküler işlemler: Atardamar ve toplardamarlarla ilgili daralma, tıkanma ve anevrizma gibi durumların tedavisi. - Safra yolları tıkanıklıkları: Safra yollarına girilerek taşların çıkarılması veya kateter yerleştirilmesi. Perkütan girişimsel radyoloji, cerrahiye göre daha az invaziv, daha az riskli ve daha kısa iyileşme süreli bir tedavi seçeneği sunar.

"Korelasyon önerilir" ifadesi, tıbbi teşhis sürecinde objektif ve subjektif bilgilerin birleştirilmesini ifade eder. Bu değerlendirme, kesin bir teşhis koymak veya tedavi planını belirlemek için yeterli olmadığında yapılır ve genellikle raporlarda şu şekillerde yer alır: - Klinik korelasyon önerilir: Hastanın klinik durumu ile görüntüleme sonuçlarının ilişkilendirilmesi gerektiğini belirtir. - Radyolojik korelasyon önerilir: Radyolojik görüntüleme yöntemlerinin sonuçlarının, hastanın genel durumu ile değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. - Laboratuvar testleri ile korelasyon önerilir: Hastanın kan tahlili gibi laboratuvar testlerinin yapılmasının gerekli olduğunu belirtir.

Yumuşak doku filminin çıkma süresi, ortalama 10-15 dakika olarak belirtilmiştir.

Hipodens kelimesi, dokunun yoğunluğunun normalden daha az olması anlamına gelir. Bu terim, tıbbi görüntülemelerde (MR, BT, ultrason vb.) sıkça kullanılır ve çeşitli organlarda (karaciğer, beyin, böbrek, akciğer vb.) tespit edilen lezyonları tanımlamak için kullanılır. Hipodens lezyonların varlığı, mutlaka bir hastalık belirtisi değildir. Kesin tanı için hastanın detaylı bir şekilde değerlendirilmesi gereklidir.

Lateral grafiye genellikle radyologlar ve göğüs hastalıkları uzmanları bakar.

Servikal vertebrada kontrast madde, manyetik rezonans görüntüleme (MR) sırasında dokuların ve organların daha net bir şekilde görünmesini sağlar. Bu madde, özellikle aşağıdaki durumların teşhisinde faydalıdır: - Tümörler: Kontrast madde, tümörlerin boyutunu, sınırlarını ve yapısını daha doğru bir şekilde ortaya çıkarır. - Enfeksiyonlar: Omurilik ve çevresindeki dokuların enfeksiyonlarının tespitinde kullanılır. - Damar hastalıkları: Damar tıkanıklıkları ve anevrizmaların teşhisini kolaylaştırır. Ancak, kontrast madde kullanımı bazı yan etkilere ve risklere yol açabilir, bu nedenle her hasta için ayrıntılı bir değerlendirme yapılması önemlidir.

Dens ve dağınık fibroglandüler dansite terimleri, meme dokusunun radyolojik değerlendirmesinde kullanılan tanımlamalardır. - Dens fibroglandüler dansite, meme dokusunun yoğun olduğunu ifade eder ve genellikle genç kadınlarda ve küçük meme yapılarında daha sık görülür. - Dağınık fibroglandüler dansite ise, meme dokusunun içinde dağınık olarak bulunan fibroglandüler doku yoğunluklarını ifade eder ve mamografik taramalar sırasında belirlenir. Bu terimlerin kesin tanısı ve yorumu için bir doktora danışmak önemlidir.

KVP 15 ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Kamoer Fluid Tech (Shanghai) Co., LTD.'nin KVP15 Vakum Pompası: Bu pompa, büyük negatif basınç (seri bağlantıda ≤0.092 MPa) ve yüksek akış (paralel bağlantıda ≥13 L/dak) sağlamak için kullanılır. 2. Radyolojide 15% Kuralı: Bu kural, kVp'nin (kilovoltaj tepe noktası) mAs (miliamper-saniye) üzerindeki etkisini ayarlamak için kullanılır.

Radyolojik görüntüleme ünitelerinin temizliği belirtilen zamanlarda yapılır: Günlük, haftalık ve aylık temizleme programı ile. Radyoloji sorumlu teknisyeni ve/veya temizlik hizmetleri sorumlusu tarafından kontrol edilir. Ayrıca, cihazların kalibrasyon işlemleri ve bakım-onarım çalışmaları da düzenli olarak gerçekleştirilir.

Verem savaşı akciğer filmi, acil durumlarda aynı gün içinde, acil olmayan durumlarda ise 1-2 gün içinde çıkar.

İyonik ve noniyonik kontrast maddeler arasındaki temel fark, çözeltiye girdiklerinde yüklü parçacıklar halinde çözülme özellikleridir. - İyonik kontrast maddeler, katyonlara ve anyonlara ayrışarak yüklü parçacıklar halinde çözülebilir. - Noniyonik kontrast maddeler ise yüklü parçacıklar halinde çözünemez ve her üç iyot molekülü başına bir nötr bileşen içerir. Ayrıca, iyonik kontrast maddeler genellikle yüksek ozmolariteye sahipken, noniyonik kontrast maddeler düşük ozmolariteye sahiptir.

Peribronşiyal cuffing (periglandüler cuffing olarak da bilinir), göğüs görüntülemesinde (X-ray veya CT taramaları) bronş duvarlarının kalınlaşması olarak tanımlanan bir radyolojik bulgudur. Bu durum, genellikle akciğerlerde sıvı veya mukus birikimi gibi çeşitli solunum veya kardiyovasküler rahatsızlıkların bir sonucu olarak ortaya çıkar. Tedavi, altta yatan nedenin belirlenip hedeflenmesini içerir ve antibiyotikler, bronkodilatörler, oksijen terapisi ve diğer ilaçları içerebilir.

Nur Hacıosmanoğlu iki farklı bölümde doktor olarak görev yapmaktadır: 1. Diş Hekimliği: Nur Hacıosmanoğlu, Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi'nde Diş Hekimi uzmanı olarak çalışmaktadır. 2. Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi: Başkent Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nde Öğretim Görevlisi olarak Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi alanında görev yapmaktadır.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı, Tıp Fakültesi bünyesinde yer almaktadır.

Evet, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) radyoloji teknisyenleri bulunmaktadır. Son yıllarda KKTC'de radyoloji teknisyeni sayısında artış gözlemlenmiştir.

Diffüzyon kısıtlanması gösteren lezyon, dokulardaki su moleküllerinin hareketinin anormal şekilde azaldığını ifade eder. Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) teknikleri, bu tür lezyonları tespit etmek ve tanıya yardımcı olmak için kullanılır.