KelimeKullanımı

Önce ve sonra kelimeleri, cümle içindeki kullanımlarına göre zarf veya edat olarak ayırt edilebilir: Zarf: Azlık-çokluk veya derece bildiren kelimelerle birlikte kullanıldığında zarf görevindedir. Edat: "-den sonra" şeklinde kullanıldığında edat olur.

"Mat" and "matt" are similar-sounding terms with different meanings. - Mat: primarily used as a noun to describe a protective or decorative covering placed on a surface, such as a doormat or a yoga mat. - Matt: a less common spelling variant often used as an abbreviation for "mattress". "Matte" is an adjective used to describe a surface, finish, or color that is flat, dull, and lacking shine. In summary: - Mat: protective or decorative covering. - Matt: abbreviation for mattress. - Matte: flat, dull finish.

Az kelimesi, sıfat ve zarf olarak kullanılabilir. Sıfat olarak kullanımı: Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik anlamında kullanılır. Alışılmış olandan, ihtiyaç duyulandan ya da umulandan eksik anlamında kullanılır. Zarf olarak kullanımı: Az buz olmamak, aza çoğa bakmamak, az görmek, az ateş çok odunu yakar gibi deyim ve atasözlerinde yer alır. Ayrıca, "az" kelimesi, element simgesi olarak da kullanılır ve azot elementini ifade eder.

Akabinde kelimesi, genellikle bir olayın ardından gelen diğer bir olayı belirtmek için kullanılır ve cümle içinde iki eylem ya da olay arasında zaman bağı kurar. Örnek cümleler: "Kulağı iki kesik tırnak kıskacına aldıktan sonra başı şiddet ve sağa sola sarsar, akabinde yanaklarda patlayan iki şimşek alevi gözlerden çıkar". "Öğrenciler sınav sonuçlarını öğrendikten sonra akabinde mezuniyet töreni düzenlenecektir". "Akşam yemeğinden sonra akabinde film izlemek için sinemaya gidebiliriz". "Çalışanlar işyerinden ayrıldıktan sonra akabinde ofis temizliği yapılacaktır". "Toplantı saat 10.00’da başladı, akabinde sunumlara geçildi". "Tören büyük bir coşku ile sona erdi, akabinde ödül törenine geçildi". Dikkat edilmesi gereken bir nokta: "Akabinde" ifadesinin ardından gelen olay, doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi içinde değildir; daha çok zaman bakımından ardışıklık bildirir.

Akabinde kelimesi, genellikle bir olayın ardından gelen diğer bir olayı belirtmek için kullanılır ve cümle içinde iki eylem ya da olay arasında zaman bağı kurar. Örnek cümleler: "Kulağı iki kesik tırnak kıskacına aldıktan sonra başı şiddet ve sağa sola sarsar, akabinde yanaklarda patlayan iki şimşek alevi gözlerden çıkar". "Öğrenciler sınav sonuçlarını öğrendikten sonra akabinde mezuniyet töreni düzenlenecektir". "Akşam yemeğinden sonra akabinde film izlemek için sinemaya gidebiliriz". "Çalışanlar işyerinden ayrıldıktan sonra akabinde ofis temizliği yapılacaktır". "Toplantı saat 10.00’da başladı, akabinde sunumlara geçildi". "Tören büyük bir coşku ile sona erdi, akabinde ödül törenine geçildi". Dikkat edilmesi gereken bir nokta: "Akabinde" ifadesinin ardından gelen olay, doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi içinde değildir; daha çok zaman bakımından ardışıklık bildirir.

Öpüşmek, TDK'ye göre "birbirini öpmek" veya "nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak" anlamlarına gelir.

That kelimesi, İngilizce'de şu durumlarda kullanılır: Relative clause (belirleyici sıfat cümlecikleri) oluştururken. Üstünlük belirten sıfatlardan sonra. Belgisiz zamirlerin veya içinde belgisiz zamir bulunan cümle yapılarının olduğu durumlarda. Sıra sayılarının olduğu cümlelerde. Only... ve thing içeren cümlelerde. Ayrıca, Amerikan İngilizcesinde restrictive clauselarda "that" kullanımı zorunlu iken, İngiliz İngilizcesinde "that" veya "which" kullanılabilir.

İngilizce'de "hangi" (which) ve "ne" (what) arasındaki temel fark, kullanım şekilleridir: "Hangi" (which), sınırlı bir seçenekler evreninde, alıcının yanıtını belirli seçeneklerle sınırlamak için kullanılır. "Ne" (what), herhangi bir cevap seçeneği önerilmeyen genel sorular için kullanılır. Ayrıca, "hangi" (which) göreceli bir zamir olarak da kullanılabilir, "ne" (what) ise bu kullanıma uygun değildir.

Great kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlarda kullanılabilir: Büyük, fazla, çok. Harika, müthiş, mükemmel. Ünlü, önemli kişi. Örnek cümleler: "It was great to see all my friends from high school" (Liseden tüm arkadaşlarımı görmek harikaydı). "We had a great time last night at the party" (Dün gece partide çok eğlendik). "The issue is of great importance to voters" (Konu, seçmenler için büyük önem taşıyor).

Yok kelimesi, cümle içindeki kullanımına göre farklı anlamlar taşır ve çeşitli amaçlarla kullanılır: Sıfat: Bulunmayan, mevcut olmayan (nesne, kimse vb.) anlamına gelir. İsim: Olmayan, bulunmayan şey olarak kullanılır. Edat: "Hayır" anlamında kullanılan bir sözdür. Bağlaç: Birbirine karşıt iki cümleden, ikincisinin başına getirilen sözdür. Edat: Savunulan bir düşünceyi doğrulayan sözün başına getirilir. Örnek cümleler: "Tenha kasabada tek başına bile yapılabilecek hiçbir şey yoktu". "Bugün matematik öğretmeni okula gelmediği için öğleden sonra ders yoktu". "Geldiler mi? -Yok, daha gelmediler". "Sınavda bafatih olursa üniyersrteye gidecek, yok olmazsa çalışmaya başlayacak".

Also ve too arasındaki temel farklar şunlardır: Konum: Also, genellikle fiilden önce gelir ve cümle ortasında kullanılır. Too, cümlenin sonunda yer alır. Kullanım: Also, ek bilgi vermek veya cümleye vurgu yapmak için kullanılır. Too, bir şeyin fazla olduğunu belirtmek veya dahil olma anlamında kullanılır. Örnekler: Also: "I like playing soccer. Also, I enjoy swimming" (Futbol oynamayı severim. Ayrıca yüzmeyi de severim). Too: "I like soccer. I like basketball too" (Futbolu severim. Basketbolu da severim). As well ifadesi de "also" ve "too" ile benzer anlamlar taşır ve genellikle cümlenin sonunda kullanılır.

Doğru yazım şekli "yalnız"dır. Bu iki kelime arasındaki farkı hatırlamak için "yalın-yalnız" veya "yanılmak-yanlış" gibi bir ipucu kullanılabilir.

Ulamada, ünsüzle biten bir kelimeden sonra ünlü ile başlayan bir kelime geldiğinde iki kelime birbirine bağlanarak okunur. Bitişik okunan kelimelere bazı örnekler: selam ve ey (Selam ey sana zalim dünya); dün ve Ekrem (Dün Ekrem Bey sizi sordu); kitap ve okudum (Kitap okudum); sevmiştim ve onu (Sevmiştim onu); Adem ve elması (Adem elması). Ulama yapılabilmesi için kelimeler arasında herhangi bir noktalama işareti olmamalıdır.

Dolu kelimesinin eş sesli cümlelerine iki örnek: 1. Bir yağış türü: "Yağan dolu bahçeye epey zarar vermiş". 2. İçi boş olmayan: "Sorun olmaz, arabanın deposu tam dolu".

İç içe geçmiş ifadesi, ayrı yazılmalıdır. Örnek cümleler: "Her şey iç içe geçmiş." "Sanki bütün düşüncelerin iç içe geçmiş." İç içe birleşik cümle örnekleri: "Herkes işine odaklanmıştı, ancak bir kişi hala cep telefonuyla uğraşıyordu, bu da toplantının verimsiz geçmesine neden oluyordu.". "Kadın, sabah erken kalktı ve kahvesini hazırlarken, dışarıda yağmurun hızla yağmaya başladığını fark etti, bu da onun işine gitmeye olan hevesini kırdı çünkü yağmur altında uzun süre yürümek zorunda kalacağını düşündü.". "Bana yarın 'saat ikide görüşürüz' demişti.".

Ayrı yazılan kelimeler, şu kurallara göre ayırt edilebilir: Anlam değişikliği: Kelimelerden hiçbiri veya sadece ikinci kelime anlam değişikliğine uğramıyorsa ayrı yazılır. Yardımcı fiiller: "Etmek, olmak, eylemek" gibi yardımcı fiillerle kurulan birleşik fiillerde ilk kelimede ses olayı yaşanmıyorsa ayrı yazılır. Kelime türleri: Hayvan, bitki, nesne, eşya, alet adlarıyla kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır. Yer ve yön belirten kelimeler: "Doğu, batı, kuzey, güney, aşağı, yukarı, orta, iç, dış, uzak, yakın" gibi kelimeler ayrı yazılır. Zaman belirten kelimeler: "Bağ bozumu, gece yarısı, gün ortası, hafta başı, hafta sonu" gibi kelimeler ayrı yazılır. Diğer kurallar: "-r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en" sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki kelimeler ayrı yazılır. Bu kurallar dışında, dil bilgisi kurallarına göre anlamca kaynaşmış tüm kelimeler birleşik yazılır.

Hep kelimesi, Farsça kökenli olup iki ana anlama gelir: 1. Bütün, tüm olarak: Hiçbiri dışta tutulmamak veya eksik olmamak üzere. 2. Sürekli olarak, her zaman, daima: Sürekli bir durumu ifade eder. Örnek cümleler: "Hep böyle canına yandığımın, hep geç kalırım, hep treni kaçırırım" (Nazım Hikmet). "Hep aynı sınıftayız". "Hep soluk görünüyor".

Yalnız kelimesi, cümle içinde şu durumlarda kullanılır: Edat olarak: "Hayatı boyunca yalnız ailesi için çabaladı" cümlesinde olduğu gibi, "sadece" anlamında kullanılır. Bağlaç olarak: "Seninle gelirim ancak fazla kalamam" cümlesinde olduğu gibi, "ama, fakat" anlamında kullanılır. İsim, sıfat veya zarf olarak: "Ben, doğduğumdan beri yalnızım" veya "İstanbul'a yalnız bir hayat sürmeye geldim" cümlelerinde olduğu gibi. Türk Dil Kurumu'na göre doğru yazım şekli "yalnız"dır.

Any kelimesi, genellikle "hiç" veya "herhangi" anlamında kullanılır ve olumsuz cümlelerde ve soru cümlelerinde yer alır. Örnek cümleler: Olumsuz cümleler: There aren’t any roses in your backyard. There isn’t any salt in this soup. Soru cümleleri: Have you got any friends in your Instagram? (Instagram’da hiç arkadaşın var mı?). Is there any sugar in the tea? (Çayın içinde hiç şeker var mı?). Teklif veya rica içeren cümleler (nadir kullanım): You can do any operation you want in this programming language. You can take any bus; they all go to the city center.

İngilizcede "the" kullanım örnekleri: Daha önce bahsedilen varlıklar: "I saw a bird in the garden. The bird was singing" (Bahçede bir kuş gördüm. Kuş şarkı söylüyordu). Benzersiz veya tekil nesneler: "The sun is shining" (Güneş parlıyor). Sıra sayıları: "The first time" (İlk kez). Süperlatif sıfatlar: "The best day of my life" (Hayatımın en iyi günü). Millet, grup isimleri: "The British" (İngilizler). Coğrafi isimler: "The Netherlands" (Hollanda). Müzik aletleri: "She plays the piano" (O piyano çalar). Ünlü binalar ve eserler: "The Empire State Building" (Empire State Binası). Gazete isimleri: "The New York Times". Yanlış kullanım örnekleri: "I visited the France" (Fransa'yı ziyaret ettim).