KelimeAnlamları

Ahlama, "ahlamak işi" anlamına gelir.

Meet kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Tanışmak, buluşmak: "I want to meet you" (Seninle görüşmek istiyorum). Karşılamak: "I arranged for a car to meet you at the airport" (Havaalanında seni karşılamak için bir araba ayarladım). Görüşmek: "The ministers are about to meet" (Bakanlar görüşmek üzere). Rastlamak: "Walking along the street, I met Mr. Smith" (Sokakta yürürken Bay Smith'e rastladım). Yarışma, karşılaşma: "We are supposed to take part in the athletic meet tomorrow" (Yarın atletizm yarışmasına katılmamız gerekiyor).

Prompt kelimesi, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlara gelebilir: Yapay zeka: Üretken yapay zekalarla insanların iletişim kurmasını sağlayan, yapay zekaya verilen her bir girdi. Genel kullanım: Acele, çabuk, sufle, teşvik etmek, harekete geçirmek gibi anlamları vardır. Bilgisayar ve teknik: Bilgi istemek, istemci, anımsatma çağrısı gibi teknik terimler. Ticaret ve ekonomi: Teslim tarihi, teslim döneminin son günü, vadeli senet gibi ticari terimler. Askeri: Bilgi isteği.

Üretimin zıt anlamlısı tüketim kelimesidir. Tüketim, üretilen veya yapılan şeylerin kullanılıp harcanması anlamına gelir.

Köstek ve köstebek aynı değildir. Köstebek, toprak altında oyduğu yuvalarda yaşayan, gözleri hemen hiç görmeyen küçük bir hayvandır. Köstek ise, bir iş yerinden, kurumdan veya özellikle gizli servisten bilgi sızdıran kimse anlamına gelir.

"Study" ve "learn" arasındaki temel fark, study kelimesinin daha çok öğrenme sürecine, learn kelimesinin ise öğrenme sonucuna odaklanmasıdır. Study: Belirli bir konuda bilgi veya uzmanlık kazanmak için zaman ve dikkat ayırma eylemidir. Learn: Bilgi veya beceri kazanma sürecini ifade eder ve deneyim, gözlem veya eğitim yoluyla gerçekleşebilir. Örnekler: "She is studying classical music at a college of fine arts" (Güzel sanatlar fakültesinde klasik müzik okuyor). "He learned a lot about history by reading books and visiting historical sites" (Kitap okuyarak ve tarihi yerleri ziyaret ederek tarih hakkında çok şey öğrendi).

Bulmacalarda "habbe" kelimesinin bazı anlamları: tahıl tanesi, "evin"; su kabarcığı; orta oyunundaki tiplerin "yemek yeme" anlamında kullandığı söz.

"Say" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: İfade etmek, söylemek. Hac ibadeti sırasında Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelmek. Düz, ince, yassı taş. Ayrıca, "say" kelimesinin "think" (düşünmek) anlamında da kullanıldığı durumlar vardır.

Al ve ala kelimeleri Türkçe'de farklı anlamlara sahiptir: - Al: - Sıfat: Birçok rengi içerisinde barındıran, karışık renkli veya alaca. - İsim: Alabalık. - Ala: - Sıfat/Halk ağzında: Ela gözlü olan. - İsim/Halk ağzında: Keklik kuşunun boynunda bulunan siyah renkli halka. Âlâ ise Arapça kökenli bir kelime olup, "çok güzel, pek iyi, iyi, güzel" anlamlarına gelir.

Yar ve ağyar kavramları, Türk edebiyatında ve kültüründe sıkça kullanılan terimlerdir: Yar: Dost, sevgili, âşık olunan kişi veya varlık anlamına gelir. Ağyar: Yar olmayan, yabancı, rakip veya sevgiliyi kıskandıran diğer kişi demektir. Bu iki kavram arasındaki ilişki, çoğunlukla çatışma ve karşıtlık üzerinden kurulur; yar, âşığın ulaşmak istediği en yüce değer iken, ağyar bu yolculuğun önündeki engel veya sınavdır.

Görmek ve görü arasındaki temel fark, görmenin fiziksel bir süreç, görünün ise daha çok zihinsel ve algısal bir deneyim olmasıdır. - Görmek: Gözlerin ışık dalgalarını algılaması ve bu sinyallerin beyinde işlenmesi sonucu gerçekleşir. Bu, gözün bir işlevidir ve genellikle nesnel bir süreçtir. - Görü: Bir kişinin çevresindeki nesneleri veya olayları algılama biçimidir. Bu, daha çok zihinsel bir süreç olup, kişinin deneyimleri, eğitimi ve kültürel ortamı gibi faktörlerden etkilenir. Özetle, görmek fiziksel bir algı, görü ise bu algının zihinsel yorumudur.

Terennüm kelimesi, Arapçadan dilimize geçmiş olup "terane" kökünden türemiştir. Terennüm kelimesinin anlamları: Güzel ve alçak sesle şarkı söyleme. Kuşların ötmesi, şakıması. Anlamlı veya anlamsız sözcüklerin kullanılarak ifade etme, anlatma. Ayrıca, Türk Sanat Müziği'nde nota yazımının olmadığı dönemlerde müziğin öğretilmesi için kullanılan, müziğin ritmine uygun anlamsız heceler veya kelimeler de terennüm olarak adlandırılır.

Güdük kelimesi, Farsça kökenli olup hem gerçek hem de mecazi anlamda kullanılır. Güdük kelimesinin anlamları: Tamamlanmamış, bir yanı eksik bırakılmış, noksan. Kısa boylu. Kuyruğu kesik veya kopmuş. Yetersiz, sonuç vermemiş. Ayrıca, zanaat terimleri sözlüğünde silindir biçiminde 8 kilogramlık ağaç ölçek veya yağ sürülerek yenen küçük ve kalın ekmek gibi farklı anlamları da vardır.

Hayır, "erkan" ve "erkân" aynı değildir; "erkân" doğru yazım şeklidir. "Erkan" kelimesi, Arapça kökenli "erkān" kelimesinin yanlış yazımıdır. "Erkan" ise, Türk kültüründe yaygın olarak kullanılan ve özellikle erkek çocuklarına verilen bir isimdir.

Hayır, ham ve pişkin zıt anlamlı kelimeler değildir. Ham kelimesinin zıt anlamlıları arasında olgun, yetişmiş ve idmanlı kelimeleri yer alır. Pişkin kelimesinin zıt anlamlısı ise çiğ kelimesidir.

Bulmacada "esinlenme" kelimesi, "ilham almak" veya "mülhem olmak" anlamlarına gelir.

Moss kelimesi İngilizce'de "yosun" anlamına gelir. Ayrıca, "moss" kelimesinin diğer anlamları şunlardır: Bataklık; Liken. Bunun yanı sıra, "MOSS" kısaltması, "MIME Object Security Services" anlamına gelir.

Hayır, "stewars" ve "stewart" aynı değildir. Steward: Bu kelime, bir şeyi yöneten veya ona bakan kişiyi ifade eder ve çeşitli bağlamlarda kullanılabilir, örneğin, bir uçuş görevlisi veya bir mülk yöneticisi. Stewart: Stewart, bir soyadı veya verilen bir isimdir ve yönetimsel bir anlam taşımaz. Bu iki kelime, özellikle yazım ve kullanım bağlamında farklılık gösterir; "steward" bir isim olarak kullanılırken, "stewart" genellikle bir soyadı olarak kullanılır.

Bulmacada "yürek çarpıntısı" kaygı anlamına gelir.

Bağ kelimesinin eş sesli olması, yazılış ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere verilen "eş sesli (sesteş)" tanımına uyması demektir. Bağ kelimesinin bazı anlamları: bahçe, bostan; deste; ilgi, ilişki; nesneleri birbirine tutturmak için kullanılan ip, tel, sicim gibi şeyler.