İnsanİlişkileri

İmalı sözlerden bazıları şunlardır: "Söz gümüş, sükut altınsa; hak edene sövmek pırlantadır!". "Edebim el vermez edepsizlik edene. Susmak en güzel cevap, edebi elden gidene". "Parçaları kaybolmuş puzzle gibisiniz. Kiminizin aklı, kiminizin ruhu, kiminizin kalbi yok". "Bir zamanlar uğruna dünyaları yakardım, şimdi kibrit bile çakmam!". "İnsanlar sahte olduktan sonra, biz gerçekleri yazsak ne yazar!". "Beni sevmeyen herkese sonsuz teşekkürlerimi yolluyorum. Merak etmesinler ben de onları sevmiyorum". "Her yüzüne güldüğüm kendini değerli sanmasın! Ben sadece gülmeyi seviyorum". "Kırık dökük gözyaşları var yüzümde. Sildikçe artıyor, durdukça acıyor". "Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun". "Yol vermek sadece trafikte işe yaramaz, hayatınızdaki 'gereksizler' için de kullanın". İmalı sözler, ince kinayelerle dolu olup, duyguları derin bir siteme dönüştürebilir. Örnekler çoğaltılabilir. Ayrıca, imalı sözler içeren bazı siteler şunlardır: neoldu.com.tr; haberler.com; milliyet.com.tr.

Bir insana zaaf duymak, karşı tarafa karşı alıkoyamama ve kuvvetli bir bağ olduğunu gösterir. Zaaf kelimesi, TDK'ye göre "irade zayıflığı" ve "düşkünlük" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "Onun çikolataya karşı zaafı var." "O benim en büyük zaafım." "Onun mesleği açısından zaafları var."

Nezaket, başkalarına karşı saygılı ve incelikli davranma anlamına gelir. Nezaket örnekleri: Teşekkür etme: Başkalarının yardımı veya jestleri için "teşekkür ederim" veya "sağ olun" gibi ifadelerle teşekkür etmek. İzin isteme: Başkalarının eşyalarını kullanmadan veya onlardan bir şey istemeden önce izin istemek. Özür dileme: Hatalar yapıldığında veya başkalarını rahatsız ettiğinde "özür dilerim" veya "affedersiniz" gibi ifadelerle özür dilemek. Konuşurken söz kesmemek: Konuşma sırasında karşındakinin sözünü kesmemek. İltifat etmek: "Çok güzel olmuşsun" gibi motivasyon cümleleri kurmak.

Pelin Esmer'in yönettiği İşe Yarar Bir Şey filmi, hayatları kesişen insanların hikayesini anlatır. Filmde iki farklı kadının, Leyla ve Canan'ın hikayesi işlenir. Leyla. Canan. Filmde, bir tren garında başlayan yolculuk sırasında geniş pencerelerden görünen manzaralar, Barış Bıçakçı’nın satırlarına fon oluşturur. İşe Yarar Bir Şey filminin anlatmak istedikleri arasında şunlar da yer alır: Yolculuk. Yansımalar. İkilemler. Vicdan muhakemesi. Ayrıca, İşe Yarar Bir Şey filmi, "İradeye bağlı ötanazi hak mıdır?" gibi tartışmalı bir konuyu ele alır.

Cimri oyununun ana fikri, 17. yüzyıl Paris burjuvasının aşırı para tutkusunu eleştirmektir. Molière, parayı her şeyin üstünde tutan, bu yüzden kendine ve çevresine yabancılaşan insanların çelişkili ve zavallı durumlarını hicveder. Harpagon karakteri üzerinden, insanların başkalarına dalkavukluk etmek zorunda kaldığı, kadınların mal gibi satıldığı ve düzenin bozuk olduğu mesajları verilir. Ayrıca, sağlam bir kişiliğe sahip olmayan insanların ellerindeki paraya sığındıkları ve kişilik eksikliklerini parayla tamamlamaya çalıştıkları ifade edilir. Oyunun sonunda Harpagon alt edilse de, sistemin değiştirilmesinin zorluğu vurgulanır.

Tamam mıyız? filmi, farklı iki hayatın kesişmesini ve birbirlerini anlamalarını anlatıyor. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Temmuz. İhsan. Temmuz ve İhsan'ın yolları hayatlarının karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf, ikisinin de yeniden doğmasını sağlar.

"Kış Uykusu" filmi, Türk modernleşmesinin bireyler üzerindeki etkilerini ve aydın kavramının açmazlarını ele alır. Filmin bazı temaları: Sorumluluk ve gerçekle yüzleşme: Aydın karakteri, sorumluluk almaktan ve gerçeklerle yüzleşmekten kaçınan bir entelektüel portresi çizer. Evlilikte yalnızlık: Aydın'ın genç eşi Nihal, kocasının baskısı altında olduğunu hisseder ve bu döngüyü kırmaya çalışır. Tembellik: Aydın'ın en büyük sorunu olarak tembellik gösterilir. Sınıf farklılıkları: Filmde, üst ve alt sınıf temsilcileri arasındaki ilişkiler ve bu ilişkilerin dinamikleri incelenir. Ayrıca, film insan zihninin karmaşıklığını ve doğruların parçalanmış yapısını eleştirel bir dille anlatır.

Fleabag, Londra'da tek başına ayakta durmaya çalışan bir kadının hikayesini anlatıyor. Dizi, depresyon ve kendini bulma hikayesi olarak da değerlendirilebilir. Dizinin bazı temaları: feminizm ve kadın bedeni; kadın cinselliği; yalnızlık; psikolojik problemler. Ayrıca, dizideki karakterler aracılığıyla insan ilişkileri ve birçok insanın yaşadığı ya da tanık olduğu olaylar da işleniyor.

"Sidelined: The QB and Me" filminin konusu, hırslı bir dansçı olan Dallas ve futbol yıldızı Drayton'ın yollarının kesişmesi ve bu karşılaşmanın hayatlarını nasıl değiştirdiği üzerine kuruludur. Dallas, annesinin de mezunu olduğu ülkenin en prestijli dans okuluna kabul edilmek için mücadele ederken, Drayton ise başarılı bir futbol kariyeri sürdürmektedir. Ancak büyük hayallerin büyük fedakârlıklar gerektirdiği bir süreçte, birbirlerine destek olmayı başarabilecekler midir yoksa hayallerinden vazgeçmek zorunda mı kalacakları, filmin ana temasını oluşturur.

Moonlight (Ay Işığı) filmi, genç siyahi bir adamın çocukluğundan yetişkinliğe kadar Miami’nin zor bir mahallesinde, hayatta kendine yer edinme savaşını ve büyüme hikayesini anlatıyor. Film, baş kahraman Chiron’un üç farklı evrede kimlik arayışını ve dönüşümünü ele alıyor: Küçük. Chiron. Siyah. Film, insan ilişkileri ve kendini keşfetme temalarını işlerken, sosyal mesajlar ve psikolojik evrilmeler de sunuyor.

Ceza'nın "Kim Bilir" şarkısının kime yazıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, "Kim Bilir" şarkısının Ceza (Bilgin Özçalkan) tarafından yazıldığı ve Onuncu Köy albümünün ikinci parçası olduğu bilinmektedir.

"A Man Called Ove" (Türkçe: "Ove Adında Bir Adam"), 59 yaşında huysuz bir ihtiyar olan Ove'nin, yeni komşularıyla kurduğu beklenmedik arkadaşlığı konu alır. Ove, eşi Sonja'nın ölümünden sonra depresyondadır ve mahalledeki kurallara uymayanları azarlayarak kendini meşgul eder. Film, sevgi ve hayata dair önemli şeylerin çevremizde olmasının önemini vurgular.

Adana halkının sıcakkanlı olmasının birkaç nedeni vardır: Misafirperverlik: Adanalılar, misafirlerini evlerinde ağırlamak ve onlara yardımcı olmak için ellerinden geleni yaparlar. Kültürel yapı: Adanalılar, geleneklerine ve kültürlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Sıcakkanlılıkları, bu kültürel yapının bir yansıması olarak görülebilir. İletişim tarzı: Genellikle dürüst ve açık sözlü bir iletişim tarzına sahiptirler. Ayrıca, Çukurova'nın sıcak iklimi de insanların mizacını etkileyerek daha sıcakkanlı olmalarına yol açabilir.

2018 yapımı "Ambivalence" filmi, iki yakın arkadaş ve meslektaş olan genç psikologların hayatı farklı şekillerde görmelerini anlatıyor. Biri doğru şeyi yapmak isterken, diğeri her şeyi denemek istiyor. Film, aşk ve nefretin bir insanda nasıl bir arada var olabileceğini araştırıyor.

Marcel Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde" adlı romanı, yirminci yüzyıla modern romanın başyapıtlarından biri olarak damgasını vuran, yedi ciltten oluşan bir eserdir. Romanın ne anlatmak istediğine dair bazı bilgiler şu şekildedir: Proust, bu eseriyle geçmiş olaylarla ilgili duyguların, içinde bulunulan anda yaşanılanlardan daha kuvvetli olduklarını kanıtlamak istemiştir. Otobiyografik bir havanın estiği bu roman dizisinde birbirine paralel iki düzlem bulunmaktadır. Proust, şimdiki zamana ve geçmişe ait bilinç içindekileri çağrışımlı olarak birleştirmek amacıyla olayları kronolojik bir sıraya koymamıştır. Roman dizisinin sonunda şair, yani Proust, kendi yaşantısını anlatan romanı yeniden yazmaya karar verir. Yazar, anlattığı düşünceleri doğrudan doğruya yansıtabilmek için edebi teknik olarak iç monoloğu kullanmıştır. Ayrıca, "Kayıp Zamanın İzinde" adlı eserin tam konusu, ana fikri ve özeti için şu kaynak kullanılabilir: mardinlife.com.

"Kaybedenler Kulübü Yolda", Kaan ve Mete'nin radyo programının bittiğini açıklamalarının ardından motorlarıyla yola çıkmalarını ve bu yolculuk sırasında karşılaştıkları olayları anlatır. Filmin bazı temaları: Yolculuk ve yol: Film, yolu bir metafor olarak kullanarak karakterlerin içsel yolculuklarını işler. Aşk ve ilişkiler: Kaan ve Sevda arasındaki duygusal çekişmeler ve Mete'nin alkol bağımlılığı ele alınır. Kendini ve hayatı sorgulama: Karakterler, yolculukları boyunca hayat, aşk ve ilişkiler üzerine derin sorgulamalara girerler. Film, ilk film olan "Kaybedenler Kulübü"nün devamı niteliğindedir.

"The Gambler", 2014 yapımı bir Amerikan suç-dram filmidir ve 1974 yapımı aynı adlı filmin yeniden çevrimidir. Konu: New York'lu bir profesör olan Jim Bennett, kumar bağımlılığı nedeniyle büyük bir borç batağına saplanır. Borçları, tehlikeli tefeciler tarafından Pazartesi gününe kadar ödenmesi istenir. Bennett, parayı bulmak için çeşitli yollara başvurur. Film, bir adamın kumarla olan ilişkisini ve bu bağımlılığın hayatını nasıl alt üst ettiğini anlatır.

Sublet filmi, New York Times'ın seyahat yazarı Michael'in yaşadığı bir trajedinin ardından Tel Aviv'e gidişini ve burada genç tur rehberi Tomer ile kurduğu ilişkiyi anlatıyor. Film, beş bölüme ayrılarak, her gün için bir bölüm olacak şekilde, Michael'in Tel Aviv'de geçirdiği beş günü işliyor. Yönetmen Eytan Fox, bu filmi kendi ve daha genç bir nesil arasındaki diyalog olarak kavramsallaştırmış ve Michael karakterini kendisi için bir vekil olarak yazmıştır. Film, kuşak farkı ve yas tutma gibi konuları mizahi ve duyarlı bir şekilde ele alırken, Tel Aviv'in sokak kültürü ve enerjisini de yansıtmaktadır.

"Sevginin Gücü" (The Power of the Heart) filmini izlemenin bazı nedenleri: İnsan ilişkileri ve fedakarlık: Film, insan ilişkileri, fedakarlık ve sevginin gücüne odaklanarak izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarır. İçsel güç ve dayanıklılık: İnsanın içsel gücünü ve yaşamın anlamını keşfetme çabasını işler. Motivasyonel etki: İzleyicilere, içlerindeki sevgi ve iyilik potansiyelini keşfetmeleri için ilham verir. Güçlü oyunculuklar: Film, özellikle Jean Reno ve Natalie Portman'ın performanslarıyla dikkat çeker. Ayrıca, "Sevginin Gücü" (Léon: The Professional) gibi bazı filmler, yüzeyde bir aksiyon filmi gibi görünse de, derinlerde insan ilişkilerine dair dokunaklı bir hikaye anlatır ve sevginin saf ve dönüştürücü gücünü gözler önüne serer.

"Milyonluk Bebek" (Million Dollar Baby) filmi, boks antrenörü Frankie Dunn'ın hikayesini anlatır. Bir gün, spor salonuna gelen Maggie Fitzgerald, boks öğrenmek ister. Film, 2005 yılında En İyi Film dahil dört Akademi Ödülü kazanmıştır.