A Woman in Berlin, Alman gazeteci Marta Hillers'in, 1954 yılında anonim olarak yayımlanan ve 2003 yılında yazarın kimliğinin ortaya çıkmasıyla yeniden basılan, II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde Berlin'de yaşayan bir kadının deneyimlerini anlatan bir anı kitabıdır. Kitap, savaşın acımasızlığını ve sıradan insanların yaşadığı zorlukları, günlük korku ve acıları dürüstçe yansıtarak aktarır. Konu özeti: 20 Nisan 1945'te, Hitler'in doğum gününde başlayan günlükte, Rus ordusunun Berlin'e yaklaştığı ve şehrin düşmek üzere olduğu anlatılır. Kahramanımız Marta, yiyecek bulmak için çöp karıştırır ve diğer apartman sakinleriyle birlikte bodrum sığınaklarında toplanır. Bir gün, Marta'nın dairesi top atışıyla vurulur ve o, binanın birinci katında yaşayan bir dulun yanına taşınır. Ruslar yaklaştıkça, Marta, hayatta kalmak için bildiği az miktarda Rusçayı kullanmaya çalışır. 27 Nisan'da Ruslar gelir ve sarhoş bir şekilde gördükleri kadınları zorla alıp tecavüz ederler. Marta, kıdemli subaylara yardım için yalvarır, ancak memurlar onun ve komşularının durumuna kayıtsız kalır. Marta defalarca tecavüze uğrar. Tanıdığı kadınlar, birbirlerine yaşadıkları tecavüzleri anlatır ve travmayla başa çıkmalarına yardımcı olurlar. Marta, kendisini birçok erkeğin hedefinden korumak için bir Sovyet subayı olan Anatol ile bir anlaşma yapar. Anatol'ün ayrılacağı söylentileri yayılır, ancak Marta, yaralı bacağı olan yaşlı bir adam olan yeni subay binbaşıyla benzer bir anlaşma yapar. Binbaşı, Marta'ya yiyecek ve hediyeler getirir. Binbaşı bir gün bisikletle gelir, Marta onu sürer ve uzun zamandır ilk kez mutlu hisseder. Binbaşı bir gün gideceğini söyler ve Marta, onun gidişine üzüldüğünü fark eder. Rus ordusu gittikten sonra, Marta ve dul kadın, şehirde dolaşmaya başlar. Marta, bir dergide çalışmak için her gün Berlin'de yürür ve eve dönerken ısırgan otu toplayarak sürekli açlığını gidermeye çalışır. Bir gün, altı yıl sonra cepheden dönen erkek arkadaşı Gerd geri döner [