FilmAnalizi

2011 yapımı Güney Kore filmi "Ön Cephe" (The Front Line), Kore Savaşı'nın 1953 ateşkesi zamanında geçen bir hikayeyi anlatıyor. Filmde, 1950'de savaşın başlarında esir düşen askerler Kang Eun-pyo ve Kim Soo-hyeok'un hikayesi anlatılıyor. Cephede, morfin bağımlısı bir komutan ve disiplin sorunları yaşayan askerlerle karşılaşır. Eun-pyo, eski arkadaşı Soo-hyeok'un, teslim olan Kuzey Koreli askerleri öldürdüğünü öğrenince şok olur. Film, savaşın insanları nasıl etkilediğini, yaşamları sonsuza dek nasıl değiştirdiğini ve toplumları nasıl şekillendirdiğini işliyor.

Mendirek filmi, Bozcaada’da balıkçılık yapan iki kuzen olan Aslan ve Yılmaz’ın hikayesini anlatıyor. Filmin konusu: Yılmaz ile birlikte aynı gemide çalışan Aslan, balık avlanma sezonu yaklaşırken bir ıstakoz mağarası keşfeder. Filmin anlattığı konular: Erkeklik mücadelesi. Psikolojik gerilim. Kalıplaşmış beklentiler. Film, 29. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ve “Film Yönetmenleri Derneği En İyi Yönetmen” ödüllerini kazanmıştır.

"The Rocketeer" (Raketir) filmi, 1938 yılında Los Angeles'ta geçen ve stunt pilotu Cliff Secord'un maceralarını konu alır. Cliff, bir gün gizli bir roket paketi bulur ve bu paket sayesinde uçmaya başlar. Cliff, "Rocketeer" olarak anılmaya başlanır ve tarihi değiştirebilecek bir göreve atılır. Film, Dave Stevens'ın çizgi roman karakterinden uyarlanmıştır.

"The Menu" filminin beğenilmesinin birkaç nedeni: Sosyal eleştiri: Film, zenginliğe ve seçkinliğe yönelik komik bir eleştiri sunuyor. Performans ve gerilim: Gastronomi dünyasını bir performans alanı olarak kullanarak, yemek servisleriyle artan bir gerilim yaratıyor. Oyuncu performansları: Özellikle Ralph Fiennes'in performansı, izleyiciye heyecan ve kahkaha gibi farklı duyguları aynı anda yaşatabiliyor. Dinamik yapı: Film, dikkat ve merak duygusunu sürekli canlı tutan bir yapıya sahip. Ancak, bazı izleyiciler için film beklentileri karşılamamış olabilir; örneğin, bazıları için mizah, korku veya gerilim unsurları yetersiz kalmış olabilir.

Joker filmi, Arthur Fleck'in (Joker) bir komedyenden seri katile dönüşümünü anlatırken, toplumsal eleştiriler de sunar. Filmin bazı mesajları: Empati: Hayatı eksik olan insanlarla empati kurulması gerektiğini vurgular. Kötülüğün Kaynağı: Kötülüğün kaynağının, dünyayı paylaşamayan insanlar olduğunu gösterir. Toplumsal Yozlaşma: Toplumsal yozlaşmanın ve dışlanmışlığın bir sembolü olarak Arthur'un dönüşümünü sunar. Anarşizm ve Terörizm: Yoğun anarşizm ve terörizm güzellemesi yapar. Ayrıca, film, herkesin bir hikayesi olduğunu ve hikayeleri dinlemeden yargılamamak gerektiğini anlatır.

2003 yapımı Footpath filmi, üç genç arkadaşın suça bulaşıp cinayetle sonuçlanan hikayesini anlatıyor. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Arjun Singh ve Raghu ile Shekhar Srivastav kardeşlerdir. Arjun'un babası gözlerinin önünde öldürülür. Raghu, Arjun'un babasının katilini bıçaklayarak arkadaşının babasının intikamını alır ve Arjun, Delhi'ye kaçarak polisten uzaklaşır. 12 yıl sonra polis, Arjun'un izini bulur. Arjun, bir polis muhbiri olarak eski arkadaşları Raghu ve Shekhar'ın uyuşturucu çetesine sızmakla görevlendirilir. Film, Vikram Bhatt tarafından yönetilmiş olup, başrollerde Emraan Hashmi, Aftab Shivdasani, Bipasha Basu ve Rahul Dev yer almaktadır.

"Tava Sor" (Kızıl Güneş) dizisi, Kürt halkının ve kadınların savaş politikalarına karşı yürüttüğü direnişi anlatıyor. Dizinin bazı konuları: ulusal çizgi; ihanet; mücadele; Kürt yurtseverliği; Kürdistan'daki savaşın gerçekliği. İlk 7 bölümde, 2015-2016 yıllarında Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşanan sokağa çıkma yasakları ve özyönetim savaşları ele alınıyor. Dizi, Kuzey ve Doğu Suriye'nin (Rojava) Dêrik, Girkê Legê, Qamişlo ve Reqa gibi çeşitli bölgelerinde çekildi.

1974 yapımı "Ceza" filmi, bir bilim adamının babasının intikamını alma hikayesini anlatır. Konu özeti: Ali'nin babası, kumarda Kenan'ın hile yapması sonucu her şeyini kaybeder ve intihar eder. Başlıca oyuncular: Kadir İnanır (Ali), Hale Soygazi (Alev), Metin Serezli (Kenan). Ayrıca, 2014 yılında çekilmiş bir "Ceza" isimli macera türündeki gençlik filmi de bulunmaktadır.

"Şark Bülbülü" filminde karpuz, ana konu olarak işlenmemiş bir unsurdur. Film, şaban'ın başlık parasını toplamak için İstanbul'a gelmesi ve yaşadığı tesadüfler sonucu şöhret olması hikayesini anlatmaktadır. Karpuz, filmde sadece bir sahne veya yan hikaye olarak yer almış olabilir, ancak filmin genel temasıyla doğrudan bağlantılı bir öğe değildir.

"Ahlaksızın Günü" (The Sailor Who Fell from Grace with the Sea), 1976 yapımı bir İngiliz drama ve gerilim filmidir. Ayrıca, "Ahlaksızın Günü" adıyla Brian Freeman'ın bir romanı da bulunmaktadır.

Manuel filmi, 18 yaşına gelen ve hapishanedeki annesine ev hapsi uygulanmasını sağlamak için yetkili makamlarla görüşmek zorunda olan Manuel'in hikayesini anlatıyor. Manuel, hem bir oğul hem de henüz yetişkinliğe adım atmış bir çocuk olarak büyümenin zorluklarıyla yüzleşmek ve hem kendisi hem de annesi için özgürlüğü korumak zorundadır.

Sis (The Fog) filmindeki sis, farklı anlamlar taşıyabilir: Hayaletlerin ortaya çıkışı: Sis, yıllar önce Antonio Bay'da batan Elizabeth Dane gemisinin mürettebatının ruhlarının geri dönmesini sağlar. Belirsizlik ve tedirginlik: "Siste Bir Şey Var!" etkinlik serisinde, sis kavramı, yaşadığımız zamanın ruhunu belirleyen yoğun belirsizliği ve buna bağlı tedirgin bekleyiş halini temsil eder. Ayrıca, sis, filmde kapalı ve boğucu bir ortam olarak insan medeniyetinin siyasi, dini ve toplumsal aşırılıklarını simgeler.

"Chucky 7: Cult of Chucky", 2017 yapımı bir korku ve gerilim filmidir. Chucky, eski eşi de dahil olmak üzere bir plan yaparak harekete geçer. Ayrıca, "Chucky 7" olarak anılan, 2021 yılında yayınlanan bir televizyon dizisinin yedinci bölümü de bulunmaktadır.

Hara sinema filmi, atlarla iç içe büyüyen 13 yaşındaki Beste'nin hayatındaki büyük değişimleri anlatıyor. Filmin konusu: Çiftliğin yeni patronu, ekonomik nedenlerle çiftliği kapatma kararı alır ve atlar tek tek satılmaya başlanır. Beste, hem en sevdiği at Turagay’ın satılması hem de anne ve babasının ayrılık kararı ile sarsılır. Film, bu genç kızın iç dünyasında yaşadığı mücadeleyi ve direnişi samimi bir şekilde aktarıyor. Tür: Aile, dram, romantik. Yönetmen ve senarist: Atalay Taşdiken.

Filmde kuramsal yaklaşımlar şunlardır: Yapısalcılık: Sinemanın yapısını dil ve anlam üzerinden yorumlar. Postyapısalcılık: Filmleri anlamlandırma konusunda farklı perspektifler sunar. Feminist Kuram: Film analizinde cinsiyet rollerini ve toplumsal cinsiyet normlarını sorgular. Psikanalitik Kuram: Filmlerin anlatı yapısını ve karakterlerin motivasyonlarını analiz eder. Gerçekçilik: Gerçeğe yaklaşımı bağlamında filmleri değerlendirir. Auteur Kuramı: Filmi, yönetmenin görüşünü ve kişiliğini yansıttığı bir düşünme sistemi olarak görür. Ayrıca, bağlamsal eleştiri, geleneksel eleştiri ve teori gibi genel kategoriler altında da film analiz yaklaşımları bulunur.

Malina filminin sonunda, kadın yazar Frau, yanan bir evde ölüme terk edilir. Film, Werner Schroeter tarafından 1991 yılında, Ingeborg Bachmann'ın 1971 tarihli romanından uyarlanarak çekilmiştir.

Zir-i Cin filmi, gazeteci Defne'nin Malatya Film Festivali'ni takip etmek için gittiği küçük bir köyde karşılaştığı korkunç olayları konu alır. Zir-i Cin 3: Cin Düğümü ise, ailesini karanlık bir büyüden korumaya çalışan genç bir kadının hikayesini anlatır.

9,75, Mehmet Eroğlu'nun aynı adlı romanından uyarlanan bir film olup, yazar Ahmet'in Türkiye'nin doğusu ve batısı arasında kalmış hikâyesini anlatır. Filmde, 2013 yılında beyin tümörü olduğunu öğrenen Ahmet, hayatının aşkı Serap'la tanışır. Ayrıca, fonda 2013’te yaşanılan Gezi Parkı olayları yer alır. Ekşi Sözlük'teki 9,75 ile ilgili entry'lere şu adresten ulaşılabilir: 9,75 (santimetrekare); 9,75 (film).

"Yolu Yok Çekeceksin" ifadesi, Zeki Demirkubuz'un 1997 yapımı "Masumiyet" filminde geçmektedir. Filmin konusu, hapishaneden çıkan Yusuf'un, dışarıda kimsesi olmadığı için kalmak istemesini ve bu talebinin yönetim tarafından reddedilmesini anlatır. Film, aşkın karanlık ve yok edici tarafını, karakterlerin yaşadığı trajediler üzerinden işler.

Jaws filminin bu kadar korkunç olmasının bazı nedenleri: Bilinmeyen korkusu. Suspans kullanımı. Gerçekçilik. Müzik kullanımı. İnsan kırılganlığı. Jaws, bu unsurlarla izleyicilerde derin bir korku ve kalıcı bir köpekbalığı korkusu (sharknado) yaratmıştır.