Devrim

Türkiye'nin en eski arabası, 1961 yılında üretilen "Devrim" adlı otomobildir.

Türk Devrim Tarihi 1. ve 2. cilt, Şerafettin Turan tarafından yazılmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna uzanan süreci ele almaktadır. 1. cilt, "İmparatorluğun Çöküşünden Ulusal Direnişe" başlığını taşır ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerindeki toprak kayıplarını, ordunun durumunu ve Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde başlatılan Milli Mücadele'yi anlatır. 2. cilt, "Ulusal Direnişten Türkiye Cumhuriyeti'ne" başlığını taşır ve ulusal direnişin devamıyla yeni devletin kuruluşunu, inkılapları ve reformları konu alır.

1918 yılı, insanlık tarihinde önemli olaylara sahne olmuştur: 1. İspanyol Gribi Salgını: Dünya genelinde milyonlarca insanın ölümüne neden olan ve tarihteki en ölümcül salgınlardan biri olarak kaydedilen bir salgın yaşanmıştır. 2. İmparatorlukların Çöküşü: Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları yıkılmıştır. 3. Rusya'da Devrim: Bolşeviklerin lideri Vladimir Lenin'in yaptığı devrimle Rus İmparatorluğu devrilmiş ve Sovyetler Birliği'nin kuruluşu gerçekleşmiştir. 4. I. Dünya Savaşı'nın Sonu: 11 Kasım 1918'de imzalanan ateşkesle I. Dünya Savaşı sona ermiştir. 5. Yeni Devletlerin Kurulması: Savaşın ardından Avrupa ve Orta Doğu'da yeni devletler kurulmuştur.

“Savaşmaktan Vazgeçtiğin An Kaybedersin” kitabı, Ernesto Che Guevara’nın hayatını ve mücadelesini anlatıyor. Kitapta yer alan bazı konular: Genç bir tıp öğrencisiyken Latin Amerika gezisine çıkan Che Guevara, yoksul halk manzaraları karşısında radikal kararlar alır ve ezilen halkların özgürlüğü için savaşmayı seçer. Küba Devrimi sırasında üstlendiği görevlerle zafere öncülük eder ve ülke yönetimindeki siyasi kariyeriyle tüm dünya tarafından tanınan bir lider olur. Katledilişinin üzerinden geçen yıllara rağmen, Che Guevara tarihin önemli kahramanlarından biri ve haksızlıklarla mücadelenin sembolü olarak birçok insana ilham vermeye devam eder.

Sovyet Devrimi, 1917 yılında Vladimir Lenin liderliğindeki Bolşevikler tarafından gerçekleştirilmiştir.

Che Guevara'nın devrimci olmasının nedenleri ve bu durumu yansıtan bazı sözleri: 1. Toplumsal Eşitsizlik: Che, Latin Amerika'daki toplumsal eşitsizliği gözlemledikten sonra, bu eşitsizliğin ortadan kaldırılması için köklü bir değişiklik yapılması gerektiği sonucuna vardı. 2. Marksizm Etkisi: Yolculuğu sırasında hastalığı, açlığı ve güçsüzlüğü görmesi, onu Marksizm'e yaklaştırdı. 3. İdealleri: Özgürlük, adalet ve insanlık gibi idealleri için mücadele etmeyi seçti. Bazı etkileyici sözleri: - "Bir devrimci, başkasına atılan tokadı kendi yüzünde hissedendir". - "Gerçekçi ol, imkânsızı iste". - "Savcı: 'El Salvador'da ne yapıyordun?' Che: 'Tenimi bronzlaştırıyordum. Bina neden havaya uçtu? Güneşimi kapatıyordu'".

Devrim konusu, toplumların siyasi, sosyal, ekonomik veya kültürel yapılarında ani ve radikal bir şekilde gerçekleşen yenilikleri ifade eder. Bu bağlamda devrim, şu konuları da kapsar: - Mevcut düzenin yerine yeni bir sistemin inşa edilmesi. - İdeoloji veya vizyonlarla desteklenen değişim. - Teknolojik ve bilimsel ilerlemeler (örneğin, Endüstri Devrimi). - Toplumsal hareketler ve ayaklanmalar.

Japon Kızıl Ordusu, komünist ideolojiye sahip bir militan grup olarak, proleter devrim ve dünya devrimi amacıyla kuruldu. Grubun kurulmasında etkili olan bazı nedenler: - ABD destekli toplumsal düzen: II. Dünya Savaşı sonrası ABD desteği ile kurulan toplumsal düzene karşıtlık. - Anti-emperyalizm ve anti-Siyonizm: Amerikan emperyalizmine ve Vietnam Savaşı'na tepki. - Mevcut sol grupların birleşmesi: Japonya'daki sol grupları tek bir çatı altında toplama isteği.

Cezayir sineması birkaç açıdan önemlidir: 1. Tarihsel Belgeler: Cezayir sineması, Fransız sömürgeciliği döneminde başlayan ve bağımsızlık savaşına kadar uzanan süreçte, o dönemin gerçeklerini yansıtan önemli tarihsel belgeler sunar. 2. Devrim ve Fedakarlık: Cezayir devrimi ve bu süreçte gösterilen cesaret ve fedakarlıklar, birçok filmde işlenerek unutulmaz anlatılar haline getirilmiştir. 3. Kültürel ve İdeolojik Etki: Sinema, Cezayir kültürünün şekillenmesinde ve olay ve olguların anlatılmasında güçlü bir rol oynamış, toplumun sosyal ifade ve kültürel farkındalığının gelişiminde etkili olmuştur. 4. Uluslararası Platform: Cezayir sineması, yurt dışında da devrimin sesini duyuran bir araç olarak görülmüş ve bu nedenle uluslararası alanda da ilgi çekmiştir.

Vladimir Lenin'in özgeçmişi şu şekilde özetlenebilir: 1. Doğum ve Aile Hayatı: 22 Nisan 1870'te Simbirsk'te (bugünkü Ulyanovsk) doğdu. 2. Eğitim Hayatı: Kazan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi, ancak devrimci faaliyetleri nedeniyle üniversiteden atıldı. 3. Sürgün ve Evlilik: 1895'te ülke dışına çıkıp marksizmin önemli temsilcileriyle tanıştı. 4. Devrim Faaliyetleri: 1900'de İsviçre'ye yerleşti ve burada "Iskra" gazetesini çıkardı. 5. Ölümü: 21 Ocak 1924'te Gorki kentinde öldü.

"Savaş, Devrim ve Uluslaşma: Türkiye Tarihinde Geçiş Dönemi (1908 - 1928)" kitabı, Erik Jan Zürcher tarafından yazılmış ve Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar olan dönemi ele almaktadır. Kitapta işlenen konular arasında: - İkinci Meşrutiyet ile gelen anayasa ve uluslaşma sorunları; - Birinci Dünya Savaşı ve sonrası; - Jön Türkler ve İttihad ve Terakki dönemi; - Atatürk'ün Nutuk'u ve Kâzım Karabekir'in İstiklâl Harbimiz kitabı üzerine değerlendirmeler; - Cumhuriyet'in ilk yılları ve muhalefet hareketleri yer almaktadır. Zürcher, bu dönemde "savaş, devrim ve uluslaşma" kavramlarının Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini nasıl oluşturduğunu irdelemektedir.

Atatürk'ün halkçılık ilkesi ile ilgili bazı fotoğraflar şunlardır: 1. Anıtkabir: Anıtkabir, Atatürk'ün halkçılık ilkesinin bir yansıması olarak, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü olarak kabul edilir. 2. Türk kadını fotoğrafları: Atatürk'ün kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıması, halkçılık ve inkılapçılık ilkelerinin bir göstergesidir. 3. Halkevleri: Halkçılık düşüncesi doğrultusunda açılan halkevleri, vatandaşı geliştirmek için bir okul olarak düşünülmüştür.

"Hasta siempre" ifadesi, İspanyolca'da "sonsuza dek" anlamına gelir. Bu ifade, Kübalı sanatçı Carlos Puebla'nın Ernesto Che Guevara'nın anısına yazdığı şarkıda kullanılmıştır.

Devrimci aşk, sadece bireysel bir duygu olmaktan öte, mücadele, özgürlük ve toplumsal dönüşüm arzusunu içeren bir kavramdır. Bu anlayışa göre devrimci aşk: - Özgürlükçüdür: Ekonomik bağımlılık ve baskıcı ahlak anlayışına karşı durur. - Fedakârdır: Aşk, bireysel bir mesele değil, toplumsal bir sorumluluk olarak ele alınır. - Bilinçlidir: Kapitalizmin metalaştırdığı ilişkilerden uzak durur. - Eşitlikçidir: Kadın-erkek veya farklı cinsiyetler arasında sınıfsız ve eşit bir ilişkiyi savunur. Ayrıca, Nazım Hikmet gibi devrimcilerin aşkı, romantizmin ötesine geçerek insanlığı, eşitliği ve adaleti de kapsar.

Şerafettin Turan'ın "Türk Devrim Tarihi 2. Cilt", ulusal direnişten yeni devletin kuruluşuna kadar uzanan olayları anlatmaktadır.

Yukarı Volta, 4 Ağustos 1983 tarihinde Thomas Sankara önderliğinde gerçekleştirilen devrim sonucunda Burkina Faso adını aldı. Bu isim değişikliği, "onurlu insanların yaşadığı anayurt" anlamına gelen Burkina Faso isminin, ülkenin Mossi dili olan Moore dilinde "bozulmayan, onurlu" kelimelerinden türetilmesinden dolayı yapıldı.

Giuseppe Mazzini, Carbonari adlı gizli devrimci örgütle ilişkilidir, çünkü 1827 yılında bu örgüte katılmıştır. Mazzini, Carbonari'nin bir üyesi olarak, İtalya'nın birleşmesi ve yabancı güçlerden kurtulması için çalışmalar yapmıştır.

Tunus'un en meşhur şarkılarından biri, 2011 Tunus Devrimi sırasında halkı harekete geçiren ve El General lakabıyla tanınan Hamada Ben Amor'un "Berbat bir hayat yaşıyoruz" adlı parçasıdır.

Xelîl Xemgîn'in "Çerxa Şoreşê" marşı, özgürlük mücadelesinin gelişmesi ve güçlenmesiyle birlikte toplumsal duygular arasında yer alan isyankar bir çığlığı anlatır. Marşın sözleri, direniş, devrim ve özgürlük temalarını işler ve şu dizeleri içerir: > "Bugün devrimin çarkı geniş dönüyor, > Dünyanın meydanlarında sesi yankılanıyor, > Proletaryanın değirmenini öğütüyor, > Sömürücüleri ve uşakları alanlardan kovuyor, > Yaşam tohumu serpildi, alanlarda yeşerdi, > Partizanların sesiyle dağların kalbinden rüzgâr estirdiler, > Ayaklandılar, Kürdistan'a hayat verdiler, > Zindanlardan dağ doruklarına kadar kızıl bayrakları yükselttiler, yaşamak direniştir".

Che Guevara'nın şapka takmasının iki ana nedeni vardır: 1. Devrimci Sembol: Che şapkası, Che Guevara'nın devrimci mücadeleleri ve özellikle Küba Devrimi sırasında yaygın olarak kullandığı bir sembol haline gelmiştir. 2. Solcu Aktivistler İçin Giysi: Sosyalist devrimci fikirleri temsil ettiği için, solcu aktivistler arasında sembolik bir giysi olarak kabul edilir.