Dermatoloji

Tırnak altında boşluk oluşmasının bazı nedenleri: Manikür veya tırnak bakımı sırasında yaşanan zedelenmeler. Uzun süreli bulaşık ve çamaşır yıkama gibi ev işleri. Hamur, macun veya kil yoğurma. Dar ve rahatsız ayakkabılar giymek. Tırnak batmaları. Dolama (tırnak çevresi iltihaplanması). Sedef hastalığı, mantar enfeksiyonları, egzamalar. Bazı ilaçlar ve genel hastalıklar. Dolaşım bozuklukları. Kalıtsal nedenler. Tırnak altında boşluk oluştuğunda, doğru tanı ve tedavi için bir dermatoloğa başvurulması önerilir.

KTP lazer, genellikle vasküler lezyonların tedavisi için kullanılır. KTP lazerin kullanım alanlarından bazıları: Yüzeysel damarların tedavisi: Fasiyal telanjektaziler, eritematojenik rozasea, cherry ve spider anjiomalar, venöz malformasyonlar. Pigmentli lezyonlar: Çiller, yüzeysel diskromiler, benler, kahverengi lekeler. Dövme silme: Özellikle kırmızı renkli dövme mürekkeplerinin çıkarılmasında etkilidir. Cilt gençleştirme: Ablatif olmayan cilt gençleştirme işlemlerinde kullanılabilir. Benign prostat hiperplazisi tedavisi: "Greenlight" fotoselektif prostat vaporizasyonu yönteminde kullanılır. KTP lazerin koyu cilt tiplerinde kullanımı, melanin tarafından yüksek emilim nedeniyle kısıtlanabilir.

Vücutta aşırı yağlanma ve yağ bezeleri için dermatoloji (cildiye) veya genel cerrahi uzmanlarına başvurulmalıdır. Eğer bezeler memede ise, meme cerrahisi bölümüne başvurmak kanser olasılığının daha hızlı değerlendirilmesi açısından önemlidir. Yağ bezeleri genellikle herhangi bir sağlık sorunu teşkil etmese de, kontrol amaçlı biyopsi yapılabilir.

Evet, güneş lekesi için cildiyeye (dermatoloji bölümüne) gidilebilir. Güneş lekelerinin tedavisi için topikal kremler, kimyasal peeling, lazer tedavisi ve mikrodermabrazyon gibi yöntemler kullanılmaktadır.

Avuç içi kızarıklığı için ilk olarak dermatoloğa başvurulmalıdır. Dermatolog muayenesinde cilt kaynaklı bir sorun saptanmazsa veya kızarıklık başka belirtilerle birlikteyse, aşağıdaki uzmanlara da danışmak gerekebilir: İç hastalıkları (dahiliye) uzmanı: Karaciğer veya böbrek problemleri, diyabet veya tiroid bezinin düzensiz çalışması gibi durumlar avuç içi kızarıklığına yol açabilir. Nörolog: Karpal tünel sendromu gibi sinir sıkışmaları, avuç içi kaşıntısı ve kızarıklığa neden olabilir. Alerji ve immünoloji uzmanı: Kaşıntının altında yatan nedenin karmaşık bir alerji veya bağışıklık sistemi ile ilgili bir sorun olduğu düşünülüyorsa bu uzmana başvurulabilir. Doğru teşhis ve tedavi için uzman desteği almak önemlidir.

Dermatologların göz altı morlukları için önerdiği bazı tedavi yöntemleri şunlardır: Hyaluronik asit dolguları. Mezoterapi. Lazer tedavileri. PRP (trombositten zengin plazma). Renk açıcı kremler. Soğuk kompres. Tedavi yöntemi, altta yatan nedene göre değişir. Göz altı morlukları için en uygun tedavi yöntemini belirlemek amacıyla bir dermatoloğa danışılması önerilir.

Süslü yara için hangi bölümde muayene olunması gerektiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, ağız içinde veya çevresinde oluşan yaralar için aşağıdaki bölümlere başvurulabilir: Dahiliye (İç Hastalıkları). Gastroenteroloji. Dermatoloji (Cildiye). Yaranın özelliklerine göre farklı bölümlere de yönlendirme yapılabilir. Kesin bölüm için bir sağlık kuruluşuna başvurulması önerilir.

Ellerde şişlik ve kızarıklığın birçok nedeni olabilir, bunlardan bazıları: Alerjik reaksiyonlar. Enfeksiyonlar ve yaralanmalar. Artrit. Karpal tünel sendromu. Böbrek hastalıkları. Hormonal değişiklikler. Ellerde şişlik ve kızarıklık uzun süre devam ediyorsa, bir uzmana başvurulması önerilir.

Beyazlatıcı kremler, dermatoloji uzmanı tavsiyesi ile ve doğru şekilde kullanıldığında yüze sürülebilir. Beyazlatıcı kremlerin yüze sürülmesiyle oluşabilecek bazı yan etkiler şunlardır: alerjik reaksiyonlar; tahriş; kuruluk; kaşıntı; kızarıklık. Ayrıca, beyazlatıcı kremler kullanırken güneşe çıkılmaması önerilir; aksi takdirde leke oluşumu ve cilt tonu eşitsizlikleri ortaya çıkabilir.

Kulak arkası ve boyun kaşıntısının hangi hastalığın belirtisi olduğuna dair kesin bir bilgi vermek mümkün değildir. Ancak, kulak kaşıntısının yaygın nedenleri arasında şunlar yer alır: Alerjik reaksiyonlar. Kulak kiri birikimi. Cilt kuruluğu. Enfeksiyonlar. Cilt hastalıkları. Kaşıntı uzun süre devam ederse veya şiddetlenirse bir uzmana başvurulması önerilir.

Exozonlu saç tedavisi, saç dökülmesini azaltmak, saç köklerini güçlendirmek ve saçın yeniden büyümesini teşvik etmek amacıyla kullanılır. Exozonlu saç tedavisinin bazı faydaları: Saç köklerinin canlanması. Saç tellerinin kalınlaşması. İltihaplanmanın azalması. Kan dolaşımının artması. Yeni saç oluşumu. Exozonlu saç tedavisi, genellikle güvenli kabul edilse de, hamileler, emziren anneler ve ciltte enfeksiyon veya alerji gibi sorunları olanlar için uygun olmayabilir. Tedaviye başlamadan önce bir uzmanla görüşmek önemlidir.

Dermatolojik hastalıklar atlası, yüksek çözünürlükte 900'den fazla klinik ve histolojik fotoğraf kullanarak, en sık görülen deri hastalıklarını görsel olarak tanıtır ve açıklar. Ayrıca, dermatoloji atlasları, tıp fakültesi öğrencilerinin dermatolojik hastalıkları tanımalarına yardımcı olmak amacıyla, hastalıkların özelliklerini açıklayan metinler ve lezyonları gösteren resimler içerir. Bazı dermatolojik hastalıklar atlası örnekleri: İSTAHED Dermatoloji Atlası. İlk Atlas.

Yeni nesil saç tedavileri arasında şunlar bulunmaktadır: Kök hücre tedavisi: Kişinin kendi dokularından elde edilen kök hücreler, saçlı deriye enjekte edilerek saç foliküllerini yeniler ve saç büyümesini destekler. Eksozom tedavisi: Hücreler arası iletişimi ve iyileşimi sağlayan eksozomlar, saç köklerinin yenilenmesini ve güçlenmesini sağlar. PRP (Platelet Rich Plasma) tedavisi: Kişinin kendi kanından elde edilen büyüme faktörleriyle saç hücreleri beslenir. Follicum tedavisi: Peptit kullanarak saç büyümesini artırmayı hedefler. HairClone tedavisi: Kültürlenmiş dermal papilla hücreleri ile saçlandırmayı amaçlar. Lazerli saç tedavisi: Düşük dalga boylu lazer ışınları ile saç köklerini uyarır ve kan dolaşımını artırarak yeni saç kökü gelişimini destekler. Bu tedavilerin etkinliği ve uygunluğu için bir uzmana danışılması önerilir.

Dermatoloji ve cildiye arasında anlamsal veya işlevsel bir fark yoktur, her ikisi de aynı tıp branşını ifade eder. Dermatoloji, tıbbi ve akademik literatürde kullanılan resmi ifadedir.

Dermatologların önerdiği akne tedavisi, aknenin şiddetine ve türüne göre değişir. Akne tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler: Topikal tedavi. Ağız yoluyla kullanılan ilaçlar. Kimyasal peeling. Lazer tedavisi. Işığa dayalı tedaviler (fototerapi). Tedavi sürecinde düzenli cilt bakımı, stresten kaçınma, sağlıklı beslenme, yeterli su içme ve uyku düzenine dikkat etme gibi önlemler de önemlidir. Akne tedavisi için bir dermatoloğa başvurulması önerilir.

Kuru egzamaya dermatoloji (cildiye) bölümü bakar. Dermatoloji uzmanları, cilt sağlığıyla ilgili hastalıkların tanısını koyar ve uygun tedavi yöntemlerini belirler. Ayrıca, egzama için ilk gidilmesi gereken bölüm aile sağlığı merkezi olabilir.

Kol altında çıkan sivilcelerin tehlikeli olup olmadığı, sivilcenin türüne ve nedenine bağlıdır. Bazı kol altı sivilceleri türleri: Folikülit. Batık kıl. Mantar enfeksiyonu. Lenf bezi şişmesi. Tehlike belirtileri: Kitle sert ve hareketsizse. Kitle zamanla büyüyorsa. Kitle ağrısızsa ve tek taraflıysa. Kitle ile birlikte ateş, gece terlemesi, açıklanamayan kilo kaybı gibi sistemik belirtiler varsa. İnatçı veya tekrarlayan kol altı sivilcelerinde bir dermatoloğa başvurulması önerilir.

Retinol her gün kullanılmamalıdır; genellikle haftada 2-3 kez kullanılması önerilir. Retinol kullanımına yeni başlayanlar için haftada bir veya iki kez kullanmak yeterlidir. Ancak, her cilt farklı tepkiler verebildiğinden, dozaj ve sıklık konularında kendi cilt ihtiyacını gözlemleyerek hareket etmek önemlidir. Retinol, cildi güneş ışınlarına karşı daha hassas hale getirebileceği için, gündüz kullanımı durumunda mutlaka yüksek koruma faktörlü (SPF) bir güneş kremi ile desteklenmelidir.

Su çiçeği sonrası cildin düzelmesi için şu yöntemler önerilmektedir: Kaşıntıyı hafifletmek: Antihistaminikler ve doktor tarafından önerilen sıcak banyolar veya losyonlar kullanılabilir. Hijyen: Kabarcıkların kaşınması veya patlatılması enfeksiyon riskini artırabilir, bu yüzden tırnaklar kısa tutulmalı ve kabarcıklar kaşınmamalıdır. Sıvı alımını artırmak: Bol su içmek, vücuttaki enfeksiyonla mücadeleye yardımcı olabilir. Kabukların doğal olarak düşmesine izin vermek: Kabukları koparmak veya zorlamak, cildin iyileşme sürecini etkileyebilir. Doktorun önerdiği kremleri kullanmak: Kabukların kuruması için doktor çeşitli kremler reçete edebilir. Su çiçeği belirtileri veya sonrası için bir sağlık uzmanına danışılması önerilir.

Dr. Cemil Bengü, Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Deri ve Zührevi Hastalıkları uzmanı olarak görev yapmaktadır. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden 2002 yılında mezun olmuş ve 2008 yılında aynı hastanede Deri ve Zührevi Hastalıkları alanında uzmanlığını tamamlamıştır.