I Believe in Unicorns (2014) filmi, Berkeley’de yaşayan ve tek başına büyüten engelli annesine bakan 16 yaşındaki Davina’nın, parkta tanıştığı ve punk bir yaşam tarzını benimseyen Sterling’e aşık olmasını ve onunla birlikte çıktıkları yol hikayesini anlatıyor. Filmde, aşkın yanı sıra, genç bir kadının cinselliğini keşfetmesi ve aile içi sorunlarla başa çıkma süreci de işleniyor. Ayrıca, I Believe in Unicorns ifadesi, filmin ana karakteri Davina’nın hayal gücünü ve gerçeklikle olan ilişkisini de simgeliyor. I Believe in Unicorns aynı zamanda, Leah Meyerhoff’un ilk uzun metrajlı filmidir.