Georg Simmel'in çatışma kuramı, çatışmanın toplumlarda daima olumsuz olarak algılanamayacağını ve bazı durumlarda olumlu sonuçlar doğurabileceğini öne sürer. Simmel'e göre: Çatışma, bireylerin amaçlarına ulaşma aracıdır ve grup içi çatışmalar, meşru rekabet imkanı sunarak grubun gelişmesine katkı sağlayabilir. Gruplar arasındaki çatışma, ortak bir düşman algısı etrafında grup dayanışmasını ve otoritenin merkezileşmesini sağlayabilir. Düşük yoğunluklu çatışmalar, genel toplumsal bütünleşme potansiyeli taşır. Simmel, çatışmanın şiddetini artıran faktörleri, tarafların çatışmayı ahlaki bir gaye olarak görmeleri ve duygusal bağlılıkların artması olarak belirtir. Simmel, çatışmayı karşıtlar arasında meydana gelen gerilimlerin çözümü olarak görür.