Avrasya

Lev Nikolayeviç Gumilov'un teorisi, "etnogenez" olarak adlandırdığı bir süreçtir. Gumilov'a göre, bozkır bölgelerinde yaşanan güneş radyasyonundaki dalgalanmalar gibi doğal değişimler, göçebe halkların hareketlerini ve dolayısıyla tarih boyunca yaşanan büyük değişimleri etkiler. Gumilov, bu teoriyi Avrasya toplumlarının oluşumunu açıklamak için kullanmış ve Rusya'yı Türk-Moğol halklarına benzeyen bir "süper etnos" olarak görmüştür.

Rusya, Kuzey Avrasya bölgesinde yer almaktadır.

Doğu Avrasya haplogrubu, genetik araştırmalarda R1a ve G haplogruplarını içerir. - R1a: Doğu ve Orta Avrupa, Rusya, Kafkasya, Orta Asya'da yaygın olan Hint-Avrupa kökenli bir haplogruptur. - G: Başta Kafkasya olmak üzere Avrupa'dan Orta Asya'ya ve güneyde Arabistan'a kadar geniş bir sahaya yayılmış bir haplogruptur.

Avrasyatik dil ailesi, tarihsel olarak Kuzey, Batı ve Güney Avrasya'da konuşulan birçok dil ailesini içerir. Bazı Avrasyatik dil aileleri: Altayca (Moğolca, Tunguzca, Türkçe); Çukçi-Kamçatkaca; Eskimo-Aleutça; Hint-Avrupaca; Uralca. Ayrıca, bazen Gilyakça, Etrüskçe, Güney Kafkasça ve Dravidce de bu aileye dahil edilir.

At biniciliğinin tarihi en az 3.200 yıl öncesine dayanmaktadır. Moğolistan'daki höyüklerde ortaya çıkarılan mezarlarda bulunan at kalıntılarının analizi, bölgede at biniciliğine ilişkin ilk kanıtların M.Ö 1200 yıllarına dek uzandığını göstermektedir. Ayrıca, Bulgaristan’ın Malomirovo kentinde bulunan bir at binicisinin mezarının incelenmesi, biniciliğin M.Ö 4. bin yılda Batı Avrasya bozkırlarında atların evcilleştirilmesinden kısa bir süre sonra gelişmiş olduğunu ortaya koymuştur. Atın ilk olarak bir yerden bir yere gitmek ve çalışma amaçlı kullanıldığı ise M.Ö. 3.500 yıllarına işaret etmektedir.