Antropoloji

Sapiens, Yuval Noah Harari tarafından yazılan ve insan türünün evrimini, tarihini ve toplumsal yapısını ele alan bir kitaptır. Kitapta anlatılan bazı ana konular: Bilişsel Devrim: 70.000 yıl önce gerçekleşen bu devrim, dil ve takım çalışması becerilerinin gelişmesine yol açtı. Tarım Devrimi: Yaklaşık 12.000 yıl önce başlayan bu devrim, insanları avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik hayata geçirdi. Bilimsel Devrim: Yaklaşık 500 yıl önce başlayan bu devrim, insanlığa daha fazla güç ve bilgi kazandırdı. Büyük Kurgular: Tanrı, ulus, para gibi somut olmayan kavramlar, insanların işbirliği yapmasını sağlar. İnsanlığın Geleceği: Kitap, insanlığın nereye gidebileceğini sorguluyor. Harari, bu süreçte insanlığın yaşadığı ilerlemelerin her zaman olumlu sonuçlar doğurmadığını ve bazı durumların karmaşıklaştığını da vurguluyor.

Antropolog Barbara J. King'in "Hayvanlar Nasıl Yas Tutar?" kitabı, hayvanların yas tutma davranışlarını çeşitli örneklerle anlatıyor. Kitapta ele alınan bazı konular: Kedilerin yas tutması: Kardeşinin ölümü üzerine günlerce acı içinde bağıran bir kedi örneği. Atların yas tutması: Ölen arkadaşlarının mezarı başında nöbet tutan atlar. Kümes hayvanlarının yas tutması: Havuza düşen bir tavuğu kurtarmak için bir olup ev sahibini kaza bölgesine götüren kümes hayvanları. Fillerin yas tutması: Ölen annesinin kemiklerini okşayan genç filler. Deniz canlılarının yas tutması: Yavrusunu kaybeden katil balina J35'in yas süreci. Kitap, hayvanların sevgi, ölüm ve kayıplarla nasıl başa çıktıklarını inceleyerek, bu konuda bilimsel kanıtları ve gözlemleri sunuyor.

"İnanılmaz Yolculuk" (orijinal adı: "The Incredible Journey"), evcil hayvanların efendilerini bulmak için çıktıkları yolculuğu anlatır. Özeti: Hunter ailesinin evcil hayvanları Luath, Bodger ve Tao, sahipleri seyahat ederken bir çiftlikte kalır. Sahiplerine özlem duyan hayvanlar, onları bulmak için yola çıkar. Kanada ormanlarında tehlikeli bir yolculuk başlar; Tao nehirde sürüklenir, Bodger saldırıya uğrar. Sonunda hayvanlar, sahiplerine kavuşur. 1963 yılında Walt Disney tarafından sinemaya uyarlanan roman, 1993 ve 1996 yıllarında da film uyarlamaları yapılmıştır.

Potlaç, Pasifik Kuzeybatısı Kızılderililerinde ve bazı Kuzey Amerika yerli topluluklarında görülen, değişim ve hediye verme üzerine kurulu bir ritüeldir. Bu ritüelde, şölen düzenleyen kişi cömertçe hediyeler dağıtır ve karşılığında daha değerli hediyeler bekler. Potlaç töreni sırasında, yenemeyecek kadar çok yiyecek ve içecek tüketilir, değerli eşyalar kırılır veya yakılır. Potlaç töreni, 1885 yılında Kanada dominyonu tarafından yasaklanmış, ancak etkili olmamıştır.

İran'daki bazı göçebe kabileler şunlardır: Kaşkay Türkleri. Şahseven Türkleri. Beluc göçebeleri. Kürtler. Lurlar. Ayrıca, İran'da Türkmen, Arap, Kalhor, Kalkhani ve İl Surhi gibi diğer göçebe kabileler de mevcuttur.

Evet, maymunlar ve insanlar aynı atadan evrimleşmiştir. İnsanlar, primat takımının bir üyesi olan kuyruksuz maymunlardan gelmektedir. Ancak, insan ve şempanze hiçbir zaman aynı evrim çizgisi içinde olmamıştır ve insan şempanzeden evrimleşmemiştir.

Alper Rende'nin ziyaret ettiği Waorani Kabilesi, Ekvador'un Amazon bölgesinde yaşamaktadır. Kabile, 15 saatlik bir kano yolculuğuyla ulaşılabilen izole bir bölgede yaşam sürmektedir.

Sarışın kızların en çok bulunduğu ülkeler arasında İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda gibi Kuzey Avrupa ülkeleri bulunmaktadır. Ayrıca, Fransa, Portekiz, Kanada, ABD, Arjantin, Uruguay gibi ülkelerde de önemli sayıda sarışın nüfus vardır.

Koma kabilesi, Nijerya ve Kamerun'un Atlantika Dağları'nda yaşamaktadır. Nijerya tarafında 17, Kamerun tarafında ise 21 Koma köyü bulunmaktadır. Kabile, özellikle İslamlaşma ve modern kültürden uzaklaşmak için yüzyıllardır dağlarda sığınak aramaktadır.

Tohum ve Toprak, antropolog Carol Delaney'in, Sünni bir Orta Anadolu köyünde yaptığı iki yıllık saha araştırmasına dayanarak, "yaratılış"la ilgili inanış ve simgeleri ele aldığı bir kitaptır. Kitapta anlatılan temel konular: Köylülerin erkek ve kadını "tohum" ve "toprak" sözcükleriyle nitelendirmeleri. Erkeklerin yaratıcı, kadınların ise besleyici olarak görülmesi ve bu durumun dini ve toplumsal cinsiyet rollerine etkisi. Evlilik, cinsellik, doğum ve çocuk yetiştirme gibi temel yaşam pratiklerinin bu inançlar üzerinden şekillenmesi. Cinsiyete dayalı iş bölümü ve milliyetçilik söylemlerinin bu simgelerle ilişkisi. Ayrıca, kitap, tek kaynaklı üreme teorisi ile teolojik tektanrıcılık doktrininin ilişkisini sorgulayarak, din ve yeniden üretimin birbirinden ayrı ele alınamayacağını savunur.

"Son Kabileler: Zimbavyalar" hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, "Son Kabileler" belgesel serisinin bazı bölümleri hakkında bilgi mevcuttur. "Son Kabileler: San Kabilesi". "Son Kabileler: Himbalar". Zimbabve'de yaşayan kabileler hakkında bilgi için ise Vikipedi'deki Zimbabve sayfası ziyaret edilebilir.

Dıştan evlilik (ekzogami), günümüz modern toplumlarının genelinde görülmektedir. Ancak, ilkel toplumlarda ve sosyal tarih içerisinde, kısıtlı bir bölge içerisindeki toplumlarda bu evlilik türü, kabile mensuplarının farklı kabile mensubu kadınlarla evlenmeleri şeklinde gelişmiştir ve akraba ile evlilik bu sosyal gruplarda kesinlikle yasaklanmıştır. Dıştan evliliğin görüldüğü toplumlardan bazıları şunlardır: Altay ve Yenisey boyları. Oğuzlar. Kutluklar. Ayrıca, tıp alanındaki ilerlemelerle bu biçimdeki evliliğin olumlu sonuçları ortaya çıkınca, modern toplumlarda da teşvik edilmiştir.

Dünyanın en tehlikeli kabilelerinden bazıları şu yerlerde yaşamaktadır: Kuzey Sentinel Adası, Hindistan. Endonezya. Peru. Brezilya. Bu kabileler, yabancılara karşı saldırganlıklarıyla bilinir ve genellikle dış dünyayla temas kurmaktan kaçınırlar.

Sosyal antropoloji, insan topluluklarının tarihsel, iktisadi ve coğrafi özellikleriyle birlikte, kültürel ve sosyal yapılarını inceleyen bilim dalıdır. Sosyal antropolojinin bazı inceleme konuları: insan davranışlarının karşılaştırmalı incelenmesi; kültürlerin gelişimi; geleneksel ve modern toplumlar; basit ve karmaşık toplumlar; toplumsal ve kültürel farklılıklar; insanlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar; insanların neden birbirine benzedikleri veya benzemedikleri; insanların neden ve nasıl değiştiği; toplumların neden ve nasıl değiştiği; toplumların neden birbirlerine benzedikleri ve benzemedikleri; endüstrileşmiş ve endüstrileşmemiş topluluklar; toplulukların siyasi, dini ve bilimsel davranışları. Sosyal antropolojinin bazı araştırma yöntemleri: uzun süreli alan çalışması; katılımcı gözlem; toplumu içerden anlamaya çalışma. Sosyal antropoloji, sunum olarak bu konular ve yöntemler çerçevesinde ele alınabilir.

Belkıs Kümbetoğlu'nun bazı kitapları: Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve Araştırma. Niteliksel Araştırmalarda Analiz. Kayıp İşçi Kadınlar. Gelenekten Geleceğe Antropoloji ve Yeni Toplumsal Hareketler (editör). Ayrıca, Namus Cinayetleri: Töre Değil Ataerki (derleyen) adlı bir kitabı daha bulunmaktadır.

Açık ten, dünyada en yaygın olan ten rengi türüdür. Açık tenli kişiler genellikle "beyaz" bir ten rengine sahiptir ve bu ten rengi, Avrupa ile Kuzeydoğu Asya'nın yerli halkları arasında en yaygın olanıdır.

İlk insanlar, yaklaşık 7 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. İlk hayvanlar ise yaklaşık 565 milyon yıl önce ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, ilk insanların ilk hayvanlardan çok daha sonra ortaya çıktığı söylenebilir.

Kuzey Kutbunda mumya bulunmasının nedeni, bazı cesetlerin doğal koşullar nedeniyle mumyalaşmasıdır. Mumyalaşmaya yol açan doğal koşullar şunlardır: Aşırı soğuk. Bakır gibi metallerin varlığı. Özel çevre koşulları. Kuzey Kutbunda bulunan bazı mumyalar: Kutup Prensesi. Zelind Yar'daki mumya.

İki ayrı ırktan gelme ifadesi, bulmacalarda "letis" veya "melez" olarak yanıtlanabilir. Letis, iki ayrı ırktan gelme anlamına gelen bir terimdir. Melez ise, değişik türden hayvan veya bitkiden üremiş (hayvan veya bitki), kırma, azma, metis anlamlarına gelir.

Dünyanın en korkunç sesi olarak genellikle Aztek Ölüm Düdüğü'nün çıkardığı ses gösterilir. Bu ses, ilk olarak 1999 yılında Mexico City'deki bir Aztek tapınağında yapılan kazılar sırasında, başsız bir iskeletin elinde bulunan kafatası şeklindeki bir düdükten çıkmıştır. Bazı uzmanlar, Azteklerin bu sesi kurban edilen insanların ruhlarının öbür dünyaya gitmesine yardımcı olmak için kullanmış olabileceklerine inanırken, diğerleri düdüğün kötü ruhları korkutup kaçırmak için bir savunma aracı olarak ya da savaşın başında düşmanlara korku salmak amacıyla kullanılmış olabileceğini düşünmektedir.