Kalp sembolünün kökeni tarih boyunca farklı kültürlerde çeşitli anlamlar kazanmıştır. Antik dönemlere dayanan ilk kalp sembolleri, İndus Uygarlığı kalıntılarında, milattan önce 3300 ve 1300 yılları arasında, iç içe geçmiş sarmaşıklardan oluşan bir şekilde bulunmuştur. Antik Yunan ve Roma dönemlerinde ise kalp, duygusal durumları ve ruh halini simgeleyen bir organ olarak kabul edilmiştir. Orta Çağ'da Hristiyanlıkta kalbin, ruhun ve sevginin sembolü haline geldiği ve dini metinlerde ve sanat eserlerinde yer aldığı görülmektedir. Rönesans döneminde kalp sembolü, sanatçılar tarafından daha fazla kullanılmış ve aşk ile romantizm temalarının işlendiği eserlerde yer almıştır. Modern dönemde ise kalp sembolü, 19. yüzyıldan itibaren popüler kültürde yaygınlaşmaya başlamış, çikolata kutuları, Sevgililer Günü kartları ve emoji gibi iletişimde sıkça kullanılan bir simge haline gelmiştir.