"Urfa'nın Etrafı Dumanlı Dağlar" türküsünün hikayesi, genellikle evlat acısını ve bir babanın yüreğindeki yangını dile getirir. Türküyle ilgili anlatılan acı dolu hikayelerden biri, Kel Hamza Şenses'e aittir. Hamza Şenses, dayısının kızıyla evlenmiş ve Türkan, Hayriye, Zeliha adında üç kız çocuğu sahibi olmuştur. Bir bahar günü, anneleri çocuklarını pikniğe götürmüş, oyun oynarken Türkan yere düşüp kafasını vurmuştur. Hamza Şenses, kızını farklı şehirlerde tedavi ettirmeye çalışmış, ancak hiçbir çare bulamamıştır. Bir gün, kızının tedavisi için para kazanmak amacıyla Gaziantep’e gitmek zorunda kalan Hamza Şenses, acı bir haber almıştır: "Kızın ağırlaştı, hemen gel". "Şimdi gidemem, sahneye çıkmazsam işime son verirler, program bitsin, hemen gelirim" diyerek sahneye çıkmış, ancak programı bitirip eve döndüğünde kızının hayatını kaybettiğini öğrenmiştir. Bu acı haberle dünyası yıkılan Hamza Şenses, kızının cansız bedenine sarılarak "Urfa’nın etrafı dumanlı dağlar, ciğerim yanıyor aney, gözlerim ağlar" sözleriyle feryat etmiş ve türküyü o an bestelemiştir. Kızının ölümünden sonra derin bir yas içine giren Hamza Şenses, zamanla içkiye düşmüş ve hayattan kopmuştur. Türkü, farklı hikayelerle anlatılsa da, özünde bu tür acı olayları ve bir babanın yaşadığı derin üzüntüyü yansıtır.