• Buradasın

    Dilimizin Zenginlikleri Projesi Mehmet Akif'in hangi şiiri?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Dilimizin Zenginlikleri Projesi kapsamında Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat" eserinden "Kır Ağası" şiiri kullanılmıştır 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Mehmet Akif şiirlerinde hangi konuları işlemiştir?

    Mehmet Akif Ersoy, şiirlerinde çeşitli konuları işlemiştir: Toplumsal ve ideolojik konular. Gerçekçilik. Dinî konular. Memleketin sosyal meseleleri. Ahlaki değerler.

    Mehmet Akif'in 3 tane şiiri nedir?

    Mehmet Akif Ersoy'un üç şiiri: 1. Zulmü Alkışlayamam: >Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım! ... -Boğamazsın ki! -Hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. 2. Haya Öğren: >Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin. Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin! Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren? Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!. 3. Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak: >Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak... Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak. Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle. İmânı olan kimse gebermez bu ölümle: Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.' Davransana... Eller de senin, baş da senindir!.

    Mehmet akif'in en uzun şiiri nedir?

    Mehmet Akif Ersoy'un en uzun şiiri, "Asım" adlı eseridir.

    Mehmet Akif'in edebi kişiliği ve sanat anlayışı nelerdir?

    Mehmet Âkif Ersoy'un edebi kişiliği ve sanat anlayışı şu şekilde özetlenebilir: Edebî kişiliği: Toplum için sanat anlayışı: Sanatın topluma hizmet etmesi ve toplumda bir boşluğu doldurması gerektiğini savunmuştur. Realist bakış açısı: Eserlerinde gerçeği olduğu gibi yansıtmaya çalışmıştır. Dil ve üslup: Halk deyimleri, atasözleri ve günlük konuşma dilini kullanmıştır. Edebî topluluklara dahil olmama: Herhangi bir edebî topluluk içinde yer almamıştır. Sanat anlayışı: Kur'an ve hayat: Edebiyatın merkezinde "Kur'ân ve hayat" kavramı bulunmaktadır. Sanat, sanat içindir anlayışına karşı olma: "Sanat, sanat içindir" anlayışını yanlış bulmuş, sanatın toplum için olması gerektiğini belirtmiştir. Edebî ekoller: Muhteva yönünden realist, biçim yönünden parnasçı ve bazı şiirlerinde naturalist bir hava içindedir. Nazım ve vezin: Şiirlerini çoğunlukla kuralsız nazım şekliyle yazmış, vezin olarak yalnız aruzu kullanmıştır.

    Mehmet Akif'in yazı stili nedir?

    Mehmet Akif Ersoy'un yazı stili, döneminin egemen dil anlayışından izler taşımakla birlikte onlardan farklılaşan birtakım hususiyetleri ihtiva eder. Akif'in yazı stilinin bazı özellikleri: Günlük dil kullanımı: Şiirlerinde günlük hayatın söz varlığını ve farklı sosyal çevrelerin dil kullanımlarını tercih etmiştir. İroni: Toplumsal meselelere duyarlı olan Akif, tenkitlerini ironi vasıtasıyla etkili bir şekilde dile getirmiştir. Metafor ve metonim kullanımı: Şiirselliği sağlayan bu unsurlara yer vermiştir. Sadelik: Sade bir dil kullanmayı tercih etmiş, süslü ifadelerden kaçınmıştır. Halka hitap: Eserlerinde halkı hedef almış, halka yönelik eserler meydana getirmeyi amaçlamıştır.

    Mehmet akif hangi dönemde şiir yazmıştır?

    Mehmet Âkif Ersoy, II. Meşrutiyet dönemi ve sonrasında şiir yazmıştır. Şiir yazmaya Baytar Mektebinde öğrenci olduğu yıllarda başlayan Âkif, 1908'den itibaren aruz ölçüsü kullanarak manzum hikâyeler yazmıştır. Âkif'in şiirlerinin büyük bir kısmı, II. Meşrutiyet döneminde yayın hayatına giren ve kendisinin de başyazarlığını yaptığı Sırat-ı Müstakim mecmuasında yayımlanmıştır. Şairin olgunluk dönemi şiirleri, sırasıyla Safahat, Süleymaniye Kürsüsünde, Hakkın Sesleri, Fatih Kürsüsünde, Hatıralar, Asım ve Gölgeler adlı yedi kitapta toplanmıştır.

    Mehmet Akif Ersoy neden İstiklal Şairi?

    Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Şairi olarak anılmaktadır çünkü İstiklal Marşı'nın yazarıdır. İstiklal Marşı, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak, Ersoy tarafından kaleme alınmış ve 12 Mart 1921'de TBMM'de kabul edilmiştir.